YavuzSultanSelim

Suhte ayaklanmaları, Kanuni Sultan Süleyman (I. Süleyman) döneminde başlamıştır. Bu ayaklanmalar, 16. yüzyılın ortalarından itibaren Anadolu'da etkili olmuş ve II. Selim'in saltanatı sırasında da devam etmiştir.

"Sanma Şahım, Herkesi Sen Sadıkane Yâr Olur" dizesi, Yavuz Sultan Selim'e atfedilen bir şiirden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > Sanma şâhım / herkesi sen / sâdıkâne / yâr olur > Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur > Sadıkâne / belki ol / bu âlemde / serdâr olur > Yâr olur / ağyâr olur / serdâr olur / dildâr olur. Şiirin, Yavuz Sultan Selim'in İran Şahı Şah İsmail ile satranç oynadığı ve onu yendiği bir olayın ardından yazıldığı rivayet edilir.

Turnadağ Savaşı'nı kazanan padişah Yavuz Sultan Selim'dir. 12 Haziran 1515 tarihinde gerçekleşen savaşta Osmanlı İmparatorluğu, Dulkadiroğulları Beyliği'ni yenerek Anadolu'daki siyasi birliği sağlamıştır.

Yavuz Sultan Selim'in 8 yıl tahtta kalmasının nedeni, 24 Nisan 1512'de babası II. Bayezid'in tahttan çekilmesi veya feragat etmesidir. II. Bayezid, Yeniçerilerin ve devlet erkanının baskıları sonucu, oğlunun hükümdar olma isteğini kabul ederek tahtını Şehzade Selim'e bırakmıştır.

Yavuz Sultan Selim'e aşık olan Mısırlı cariye, aşkını itiraf etmeye çalışırken heyecandan dolayı hayatını kaybeder. Cariye, duygularını dile getirmek için bir not yazar ve padişahın yastığına bırakır. Cariye, akşam olduğunda padişahın gelmesini beklerken heyecan ve korkuya dayanamayıp oracıkta hayatını kaybeder. Bu olay karşısında Yavuz Sultan Selim çok etkilenir ve "Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Aşık, maşukunun yolunda olur ve o yolda ölür" der.

Sin Şın Taşı, Yavuz Sultan Selim Han'ın türbesinde bulunan ve Muhyiddin-i Arabi'nin kabrinin bulunmasına vesile olan taştır. Bu taşın anlamı, Yavuz Sultan Selim ve devrin alimi İbn-i Kemal Paşazade'nin, Muhyiddin-i Arabi'nin bir kitabında geçen "Sin Şın'a girince Mim'in kabri ortaya çıkar" şeklindeki rumuzlu ifadeyi çözmeleriyle ilgilidir. Sin: Selim'e işaret eder. Şın: Şam'a işaret eder. Mim: Muhyiddin'e işaret eder. Bu şekilde, "Sin Şın'a girince Mim'in kabri ortaya çıkar" ifadesi, "Selim Şam'a girince, Muhyiddin'in kabri açığa çıkar" anlamına gelir. Muhyiddin-i Arabi'nin kabri, Yavuz Sultan Selim'in rüyasıyla bulunduğu çöplükten çıkarılmış ve üzerine bir türbe, cami ve imaret inşa edilmiştir.

Sancak-ı Şerif, Yavuz Sultan Selim döneminde İstanbul'a getirilmiştir. Yavuz Sultan Selim, Mısır'ı fethettikten sonra 1517 yılında sancağı İstanbul'a göndermiştir.

Sultan Süleyman'ın oğlu II. Selim'e (Sarı Selim) olanlar şu şekilde özetlenebilir: Taht mücadelesi: Babası Kanuni Sultan Süleyman hayatta iken, özellikle 1553'ten sonra, babasına varis olabilecek diğer şehzadelerle taht mücadelesine girişti. Zafer: 29 Mayıs 1559'da Konya yakınlarında gerçekleşen savaşta, babasının desteğini almış olan II. Selim, kardeşi Bayezid'e karşı galip geldi. Tahta çıkış: 7 Eylül 1566'da babasının Zigetvar Kuşatması sırasında vefat etmesi üzerine, II. Selim tahta çıktı. Saltanat: 8 yıl süren saltanatı sırasında içkiye düşkünlüğü nedeniyle "ayyaş" lakabını aldı.

Mercidabık Savaşı ile Suriye ve Filistin'i, Ridaniye Savaşı ile Mısır'ı Osmanlı topraklarına katan padişah Yavuz Sultan Selim'dir. Mercidabık Savaşı (24 Ağustos 1516). Ridaniye Savaşı (22 Ocak 1517). Bu zaferler sonucunda, hilafet de Osmanlı'ya geçmiş ve Osmanlı Devleti, İslam dünyasının koruyucusu konumuna gelmiştir.

Yavuz Sultan Selim (I. Selim), 1512-1520 yılları arasında sekiz yıl boyunca Osmanlı tahtında kalmıştır. Bu dönemde gerçekleştirdiği bazı önemli olaylar şunlardır: Safevi Devleti'ne karşı zaferler: 1514'te Çaldıran Muharebesi'nde Safevi hükümdarı Şah İsmail'i mağlup etti ve İran'ın başkenti Tebriz'e kadar ilerledi. Dulkadiroğulları Beyliği'nin ortadan kaldırılması: 1515'te Turnadağ Muharebesi ile bu beyliği yok ederek Anadolu'daki Türk siyasi birliğini sağladı. Memlûk Devleti'ne son verilmesi: 1516-1517 yıllarında gerçekleştirdiği Mısır Seferi ile Memlûk Devleti'ne son verdi ve Suriye, Filistin, Levant, Mısır ve Hicaz gibi bölgeleri Osmanlı hakimiyetine kattı. Hilafetin Osmanlı'ya geçmesi: Memlûk Devleti'nin sona ermesiyle hilafet makamı Osmanlı'ya geçti. Kutsal Emanetler'in İstanbul'a getirilmesi: İslam peygamberi Muhammed'in Kutsal Emanetler olarak kabul edilen eşyalarını İstanbul'a getirtti. Yavuz Sultan Selim'in hükümdarlığı sırasında Osmanlı İmparatorluğu, yaklaşık 3,4 milyon kilometrekareye yayıldı.

Üsküdar'daki Miskinler Tekkesi, Yavuz Sultan Selim tarafından 920 (1514) yılında inşa ettirilmiştir. Sivas'ta ise ilk miskinler tekkesi, 1321 yılında kurulmuştur. Osmanlı döneminde, ilk defa 15. yüzyılda Edirne'nin kenar semti Kirişhâne'de bir miskinhâne hizmete girmiştir.

Ağrı Dağı, Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.

"Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek", Yavuz Sultan Selim'in bir şiirinden bir dizedir. Dizenin günümüz Türkçesine çevirisi şu şekildedir: > "Bilmem ki gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki Gözümü kan içinde bıraktı, aşkımı artırdı Benim pençemin (gücümün) korkusundan arslanlar (bile) titrerken Felek beni bir ahu gözlüye esir etti". Şiir, Yavuz Sultan Selim'in Şam'da bir Türkmen kızına olan aşkını ve bu aşkın trajik sonunu anlatır.

Hasan Can, Yavuz Sultan Selim'in nedimi, sohbet arkadaşı ve sırdaşıdır. Ayrıca, Şeyhülislâm Hoca Sâdeddîn Efendi'nin babasıdır.

Yavuz Sultan Selim'in 2 yıl 2 ay süren Mısır Seferi, Osmanlı tarihindeki en uzun sefer-i hümayundur. Sefer-i hümayun rekoru ise 31 yıl 21 günlük saltanatı sırasında 26 sefer yapan Fatih Sultan Mehmet'e aittir.

"Elçiye zeval olmaz" atasözü, Osmanlı Devleti'nin ilk yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Bu sözün kökeni, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in bir hadis-i şerifine dayanmaktadır. Atasözü, şu şekilde açıklanabilir: İki taraf arasında uzlaşma sağlanması veya bir işin bitirilmesi için birinin yanına söz götürmekle görevli kişi, götürdüğü sözler ne kadar kötü de olsa, bu sözlerden sorumlu tutulamaz.

Yavuz Sultan Selim'in minyatürleri, Topkapı Sarayı Müzesi'nde sergilenmektedir.

Celâlî isyanları, Yavuz Sultan Selim (I. Selim) döneminde başlamış, Sultan I. Ahmet dönemine kadar devam etmiştir. Önemli isyanların gerçekleştiği padişahlar: Kanûnî Sultan Süleyman: İsyanların bir kısmı onun saltanatının ilk yıllarında devam etmiştir. III. Murat ve III. Mehmet: Bu padişahlar döneminde isyanlar ön plana çıkmamış, ancak yerel yöneticiler vergi toplama gibi uygulamalarla halkı zorlamıştır. Sultan I. İbrahim: Bu dönemde de bazı isyanlar yaşanmıştır.

Osmanlı'nın ikinci cihan hakimiyeti, Fatih Sultan Mehmed (II. Mehmed) döneminde gerçekleşmiştir. Fatih Sultan Mehmed, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'u fethederek Bizans İmparatorluğu'na son vermiş ve Osmanlı Devleti'ni imparatorluk haline getirmiştir. Diğer önemli padişahlar: - I. Murad: Osmanlı topraklarını genişletmiştir. - I. Bayezid (Yıldırım Bayezid): Balkanlar'da genişlemeler yapmış ve Venedik ile savaşmıştır. - II. Murad: İkinci Kosova Savaşı'nı kazanarak iktidarı yeniden ele geçirmiştir. - Kanunî Sultan Süleyman: İmparatorluğu büyük ölçüde genişletmiş ve kültür alanında önemli katkılarda bulunmuştur.

Dülük Baba'nın hikayesi, Yavuz Sultan Selim ile olan rivayet üzerine kuruludur. Bir efsaneye göre, Dülük Baba, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferine gittiği sırada, şimdiki Dülük Köyü yakınlarında yolunu kesen bir derviştir. Yavuz Sultan Selim, dervişe kim olduğunu sorduğunda, "Fani alemin bir yolcusuyum. Menzilime ulaştım, Hakk'a toplandım. Beni sorma, sen yoluna devam et" cevabını alır. Gerçekten de Yavuz Sultan Selim, dervişin dediği zamanda Mısır'ı alır. Dülük Baba'yı diğer evliyalardan ayıran bir özellik de evlenmek isteyen bekar erkeklere yardımcı olmasıdır. Dülük Baba'nın asıl adının Davud olduğu ve Ejder Baba olarak da anıldığı söylenmektedir.