Yalnızlık

Edward Hopper'a "yalnız ressam" denmesinin birkaç nedeni vardır: Eserlerindeki temalar. Kişisel özellikleri. Üslup özellikleri. Hopper, eserlerinde sadece kendini anlattığını ve esinlenmelere yer vermediğini belirtmiştir.

"Yalnızlık Paylaşılmaz" şiiri, yalnızlığın kişisel ve benzersiz bir deneyim olması nedeniyle paylaşılmaz. Özdemir Asaf, bu şiirde yalnızlığın bireyselliğini ve başka biriyle tam anlamıyla paylaşılamayacak bir durum olduğunu vurgular. > "Paylaşılmaz. Bir düşün’de beni sana ayıran Yalnızlık Paylaşılsa yalnızlık olmaz".

Şakir Kurtulmuş'un "Bahçelerde Yapayalnız" kitabı, doğanın ve günlük hayatın unsurlarını betimleyerek bir anlatı sunar. Kitapta yer alan bazı temalar: çilek tarlalarındaki sararmış yapraklar ve yaz yaraları; dere yatağı ve mevsimlik işçilerin hikayeleri; orkide, zambak, sümbül ve nergisler; bahçenin duvarlarındaki usta işçiliği; yaseminlerin üzerinden geçen çekirgenin çevikliği ve yılanların soğuk sesi; kaplumbağanın ayak izi ve ekime düşen ayaz; eylül ayının gelişi ve bir yılın vedası. Kitap, bu unsurları betimleyerek okuyucuya bir manzara ve hisler bütünü sunar.

Sait Faik Abasıyanık'ın "Benimle Beraber Seyahatten Dönenler" hikayesi, bir yolculuk sırasında karşılaşılan insanlarla ilgili gözlemler ve insan ruhunun karmaşıklığı üzerine bir anlatıdır. Hikayede, bir grup insanın seyahate çıkması ve yolculuk sırasında yaşadıkları deneyimler üzerinden, insanın iç dünyası, yalnızlık, yabancılaşma ve ilişki kopuklukları işlenir. Ayrıca, sıradan bir yolculuğun derin insani anlamlar taşıdığına dikkat çekilir. Hikayenin tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: kitab-evi.com; edebiyatvesanatakademisi.com.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Bendedir" adlı şiiri, yalnızlık ve içsel çatışmaları anlatır. Şiirde geçen dizeler: "Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne, aşılmaz duvar bendedir?" "Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir." "Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem." "Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir." Şiirde, yalnızlığın yanı sıra, içsel bir yük ve bu yükün Allah'a giden yolda bir engel olmadığı teması işlenir.

"The Lonely" filmi iki farklı hikayeye sahiptir: 1. Mister Lonely: Yönetmen Harmony Korine'nin belgesel portresi olan bu film, ünlüleri taklit eden bir grubun hikayesini anlatır. 2. 2046'da Bir Asteroit Üzerinde Hapis: Bu hikayede, James A. Corry adlı bir mahkum, cinayetten hüküm giyip elli yıl hücre hapsine mahkum edilmiştir.

Yalnızlık ve depresyon aynı şey değildir, ancak aralarında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Yalnızlık, kişinin sosyal beklentileri veya ilişkileri bakımından tatmin olmaması olarak tanımlanır. Yalnızlık, depresyona yol açabilecek psikolojik bir altyapıya zemin hazırlayabilir. Yalnızlık ve depresyon belirtileri uzun süre devam ediyorsa ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan yardım almak önemlidir.

Yalnızlık, insan yaşamı boyunca önce azalmakta, sonra artmaktadır. 20'li yaşlar. 40'lı yaşların ortası. 60'lı yaşlar. Yalnızlık hissini artıran bazı faktörler arasında düşük empati ve şefkat seviyesi, dar sosyal iletişim ağları, eş sahibi olmama ve uyku bozuklukları yer almaktadır. Yalnızlık, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, bu duyguyla başa çıkmakta zorluk yaşanıyorsa bir uzmana başvurulması önerilir.

"Caddelerde Sokaklarda Sesler Neden Elendi" şiiri, akşamın gelişini ve gecenin başlangıcını anlatır. Şiirde, insanların gün boyu süren işlerinin ardından evlerine dönüşü, dışardaki gürültünün yerini sessizliğe bırakması, pencerelerin kapanması ve kapıların sürmelenmesi betimlenir. Şiirin başlığı olan "Sen Nerdesin?", beklenen bir sevgiliye duyulan özlemi ve onu bekleme sürecini de ima eder. Şiir, Faruk Nafiz Çamlıbel tarafından yazılmış ve Timur Selçuk tarafından bestelenmiştir.

Nuri Bilge Ceylan'ın "Uzak" filmi, modernleşme sürecinde kent-köy gerilimi ve bireylerin yaşadığı yabancılaşmayı anlatır. Filmin bazı temaları: Yabancılaşma: Mahmut, kentli kimliğine uyum sağlarken geleneksel değerlerden uzaklaşmış ve ailesine yabancılaşmıştır. Modernlik ve geleneksellik: Şehir, bireyselliği ve bencilliği temsil ederken, köy yardımlaşmayı ve iyi niyeti simgeler. Göç: Göç eden bireyler, geldikleri yerde kendilerine yabancılaşırlar. Filmde, belirgin bir olay örgüsü yerine gündelik yaşam deneyimi ön plana çıkarılır.

Rüyada boşanma görmek, farklı şekillerde yorumlanabilir: Sıkıntılı günler: İkili ilişkilerde ve maddi durumda zorluklar yaşanacağına işaret eder. Yeni başlangıçlar: Bekarın eşini boşaması, bulunduğu durumu terk etmesine; evli birinin eşini boşaması ise geçim sıkıntısına yorulur. Zenginlik: Geçerli bir sebeple eşlerin ayrılması, her iki taraf için de zenginliğe işaret edebilir. Sağlık: Hastanın iyileşmesine veya rüya sahibinin bir dostunu azarlamasına delalet edebilir. Ahiret: Dindar bir kişinin boşanmasıyla, dünya işlerini bırakıp ahiret için çalışmaya yönelmesi anlamına gelebilir. Rüya tabirleri bilimsel temellere dayanmaz.

Bilgisayarda yalnızlığın nasıl ifade edilebileceğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, yalnızlığın bilgisayar ve teknolojiyle olan ilişkisi şu şekilde açıklanabilir: Sanal bağlantılar. Aşırı kullanım. Yalnızlık hissi yaşayan bir kişinin, yeni beceriler öğrenme, düzenli egzersiz yapma, yeni hobiler edinme ve insanlarla zaman geçirme gibi yöntemlerle bu durumla başa çıkması mümkündür.

Cem Adrian'ın "Kurtar Beni" şarkısı, yalnızlık ve çaresizlik temalarını işler. Bazı şarkı sözleri: "Bir yanım eksik, bir yanım hep yarım." "Solum sağım yalnızlık." "Karanlığın içinde, sessizliğin dibinde, kalbim can çekişiyor gözlerinin önünde." "Zavallı kelimeler kırılıyor sesimde, bir çocuğun kaderi ellerinin içinde." "Kurtar beni, kurtar bu yalnızlık canımı çok yakıyor." Şarkı, "Şeker Prens ve Tuz Kral" albümünün altıncı parçası olarak 3 Eylül 2013 tarihinde yayımlanmıştır.

Beyaz Gemi'deki çocuk, birkaç nedenden dolayı yalnızdır: Aile eksikliği: Annesi ve babası onu terk etmiştir ve dedesi Mümin ile ninesi tarafından büyütülmektedir. Arkadaş yokluğu: Yaşadığı yerde (San-Taş vadisi) başka çocuklar yoktur, bu yüzden tek arkadaşı dedesinin verdiği dürbün ve çantadır. Olumsuz aile ortamı: Dedesinin damadı Orozkul, çocuğu olmadığı için Bekey Teyze'ye kötü davranmaktadır.

Özdemir Asaf'ın "Bir Adam" şiirinde, yalnızlık ve içsel bir mücadeleyi anlatmak istediği söylenebilir. Şiirin bir diğer yorumu ise, insanın toplumdan uzaklaşma isteği ve insanların entrikalarından, sahte duygularından uzak bir yere sığınma arzusu olarak yapılabilir. Şiirin tam metnine şu sitelerden ulaşılabilir: antoloji.com; fikriyat.com.

"Birini yalnızken hatırlamak" ifadesi, o kişinin yalnız olunduğunda akla gelmesi anlamına gelebilir. Turgut Uyar'a atfedilen bir söz bu durumu şu şekilde açıklar: "Bir insan birini yalnızken hatırlıyorsa sevmemiştir, ansızın aklına getirip yalnızlaşıyorsa, işte o zaman sevmiştir". Ayrıca, "bir insanı bir anın içinde hatırlamak" ifadesi, kalbin o anı zihninde "fotoğraf" olarak saklaması şeklinde de yorumlanabilir.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinde yalnızlık temasının önemli olmasının birkaç nedeni vardır: Şairin kişisel deneyimleri: Tarancı, memleketi Diyarbakır'dan İstanbul'a taşındıktan sonra kendini toplumdan soyutlanmış hissetmiş ve içine kapanık bir ruh haline bürünmüştür. Toplumsal ve bireysel yansımalar: Yalnızlık, hem toplumla uyum sağlayamamanın hem de bireyin tercih ettiği bir durumun yansıması olarak işlenmiştir. Şiirlerinde ağırlıklı işlenen temalar: Tarancı, şiirlerinde hem yaşama sevincini hem de karamsarlığı yansıtarak "yalnızlık ve ölüm" temalarını ağırlıklı olarak işlemiştir. Bu nedenle, yalnızlık teması, Tarancı'nın şiirlerinde önemli bir yer tutar ve iç dünyası ile dış dünya arasındaki çatışmayı yansıtır.

Bağlanma stilleri ile yalnızlık arasında şu şekilde bir ilişki vardır: Güvenli bağlanma stili ile yalnızlık arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Korkulu, kayıtsız, saplantılı ve kaygılı bağlanma stilleri ile yalnızlık arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki vardır. Bağlanma stillerinin yalnızlık üzerindeki etkisi, bireylerin kişilik özellikleri ve sosyal destek gibi diğer faktörlere de bağlıdır.

"Keepers" (The Vanishing) filmi, 1900 yılında Flannan Adaları deniz fenerinde yaşanan gizemli bir kaybolma olayını konu alır. Hikaye, üç denizci olan James, Donald ve Thomas'ın, İskoçya'nın kuzeyindeki ıssız bir adaya inmesiyle başlar. Yönetmenliğini Kristoffer Nyholm'un yaptığı film, Celyn Jones ve Joe Bone'un senaryosuna dayanır.

Yalnız başına kalabalığa karşı yürüyen adam, Edgar Allan Poe'nun "Kalabalıkların Adamı" (The Man of the Crowd) adlı hikayesinde yer alır. Bu hikayede, isimsiz bir anlatıcı, Londra sokaklarında bir adamı takip eder.