Türküler

Damar Karadeniz türkülerinden bazıları şunlardır: Nayino. Yarim Yarim. Divane Aşık Gibi. Karadeniz’in Hırçın Dalgalı. Ayrıca, aşağıdaki platformlarda çeşitli Karadeniz türkülerine ulaşılabilir: YouTube. Apple Music. TRT Dinle.

"Gönül Dağı" türküsü, Kırşehir yöresine aittir.

Ruhi Su'nun "El Kapıları" albümü, geçmişte ve şimdiki zamanda toplumu etkileyen büyük olayların halk türkülerine ve aydınların düşüncelerine nasıl yansıdığını ele alır. Albümde yer alan bazı türküler ve simgeledikleri dönemler: Yemen Türküsü: Osmanlı İmparatorluğu döneminde uzun askerlikleri ve ağıtları simgeler. Almanya Türküsü: Cumhuriyet döneminde yurt dışına giden işçilerin yaşadığı sıkıntıları anlatır. Ruhi Su, bu albümde, türkülerin derlenmesi ve düzenlenmesinin zorluğuna dikkat çeker.

Murat Akkaya, özellikle Tokat yöresine ait türkülerle meşhur olmuştur. Bazı meşhur eserleri şunlardır: "Gül Yarim"; "Turnalar"; "Türkülerimiz-Değişlerimiz"; "Şu Akkuşun Gürgenleri" (Murat ve Dürdane Akkaya ile birlikte); "Dünya Fanidir" (Murat ve Dürdane Akkaya ile birlikte). Ayrıca, "Yar yaaar" diyerek başladığı uzun havalarla da tanınır.

"Yağmurun Yeli Geldi" türküsü, Kırşehir yöresine aittir.

Aşık Halil'in Suriye türküsünün hikayesi hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, "Halil İbrahim" adıyla anılan iki farklı türkü hikayesi mevcuttur: 1. Halil İbrahim Türküsü: Bu türkü, sevgi dolu bir çoban olan Halil İbrahim'in hikayesini anlatır. 2. Çökertme Türküsü: Bu türkü ise Muğla, Bodrum bölgesinde geçer ve Halil'im Ballad olarak da bilinir.

Çavdır yöresine ait bazı türküler: "Şu Çavdır'ın Hanları"; "Şıngır Şıngır Ben Geldim"; "Ak Fasulye"; "Serenler"; "Sarı Zeybek". Ayrıca, "Şu Dirmil'in Çalgısı" ve "Tahtalıkta Galbır Var" gibi Burdur yöresine ait türküler de Çavdır'da icra edilmektedir. Çavdır yöresine ait türkülerin notalarına turkuler.com sitesinden ulaşılabilir.

"Geceler kara tren" ifadesi, Yavuz Bingöl'ün "Kara Tren" türküsüne atıfta bulunabilir. Kara Tren türküsünün hikayesi, 1915 Çanakkale Savaşı döneminde, cepheye giden askerleri uğurlayan ailelerin yaşadığı derin ayrılık acısı ve umutla bekleyişini anlatır. Ayrıca, "Geceler kara tren" ifadesi, bir aşk hikayesini anlatan bir metinde de kullanılmıştır.

Hatay'da meşhur olan bazı türküler şunlardır: Al Mendili Mendili; Altın Tasta Gül Kuruttum; Aman Aman Bağdatlı; Ateşim Yanmadan; Eli Elime Değdi; Hasan Dağı Oymak Oymak; Kaleden İndirdiler; Kuyu Başında Bakır; Pınara Vurdum Kazmayı; Tütüncüden Tütün Aldım Yüz Dirhem. Ayrıca, "Dön Kırıkhan", "Çıksam Şu Dağlara", "Gül Budanmış Dal Dal Olmuş Menekşesi Yol Yol Olmuş" gibi türküler de Hatay yöresine aittir. Hatay türküleri genellikle aşk, doğa ve gurbet temalarını işler.

"Burası da Aspat değil Halilim" dizesi, Muğla - Bodrum yöresine ait "Çökertme Türküsü"nde geçmektedir.

"Altın Tabakta Bal Var" türküsünün hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, bu türkü, Kerkük bölgesine ait bir halk şarkısıdır ve sözleri, Abdülvahap Sait tarafından tespit edilmiştir.

"Nenni Bebek" türküsü, Elazığ yöresine aittir. Ayrıca, türkünün farklı yörelerde de varyantları bulunmaktadır, örneğin Fethiye, Muğla.

"Hangi Bağın Bağbanısan Gülüsen" türküsünün sözleri, Ramazan Şenses'e aittir. Türkü, Ahmet Yamacı tarafından derlenmiş ve notaya alınmıştır.

Ak Taş Diye Belediğim türküsünün hikayesi şöyledir: Anadolu'da çocuk, ailenin devamı için şarttır ve oğlan çocuğuna daha fazla değer verilir. Yüzyıllar önce, Anadolu'da bir Türk beyi, sevdiği bir kızla evlenir. Beyin anası, "A beyimiz, yarın sen bu dünyadan göçersen, soyumuza kim beylik edecek?" diyerek yakınır. Bunun üzerine bey, karısının çocuğu olmuyor diye başka bir kızla evlenmek zorunda kalır. Duygularını dışa vurmayan kadın, düğün yapıldıktan sonra üzüntüsünden dağlara çıkar. Daha sonra bu olay, halkın dilinde efsaneleşip türkü haline gelir. Türkü, Selahattin Sarıkaya'dan alınmıştır ve Güneydoğu Anadolu yöresine aittir.

"İğdenin daline bastım da dal kırıldı" ifadesi, Türk halk müziği türünde bir türkü olan "Bastım da Kırıldı İğdenin Dalı" adlı eserden bir dizedir. Bu türkü, 4/4'lük ritime sahiptir ve kaynak kişisi Sabiha Kubilay, derleyen ise İclal Akkaplan'dır. Ayrıca, "İğdenin Dalları" adında bir oyun havası da bulunmaktadır, ancak bu eser farklı bir anonim türküye aittir ve Umut Sülünoğlu & Uğur Önür tarafından yorumlanmıştır.

Tatar türkülerini söyleyen bazı sanatçılar: Sabriye Erecepova. Ayrıca, Tatar halk ezgilerini ve türkülerini toplayıp bunları batılı usullerle işleyen Anton Aleksandroviç Eyhenvald de bu alanda önemli bir figürdür.

Aysun Taşçeşme'nin seslendirdiği bazı roman havaları şunlardır: "Bacadan" (Roman Havası). "Benim Kızım Pırlanta (Roman Havası)" (Esendereli Ali ile). "Daha Çok Kuduracaksınız". "Aşığım". "Seviyorum Lan Seni" (Bursalı Göksel ile).

Çanakkale Türküsü'nün sözleri: > Çanakkale içinde aynalı çarşı Ana ben gidiyom düşmana karşı, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde bir uzun selvi Kimimiz nişanlı, kimimiz evli, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde bir kırık testi Analar babalar ümidi kesti, off, gençliğim eyvah! Çanakkale üstünü duman bürüdü On üçüncü fırka harbe yürüdü, off, gençliğim eyvah! Çanakkale elinde toplar kuruldu Vay bizim uşaklar orda vuruldu, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde sıra söğütler Altında yatıyor aslan yiğitler, off, gençliğim eyvah.

Türkülerde anlatılan olaylar, genellikle tarihi olaylar, kahramanlık, eşkıyalık ve aile faciaları gibi konuları kapsar. Örneğin, "Drama Köprüsü" türküsünde, halk kahramanı Debreli Hasan'ın hikayesi anlatılır. Ayrıca, "Tuna Nehri" türküleri, Tuna'nın Türk milleti için tarihsel ve kültürel önemini, Osmanlı'nın Balkanlar'daki varlığını ve yaşanan göçleri işler. "Fırat Türküsü" ise, Fırat Nehri'nde hayatını kaybeden genç bir gelinin hikayesini anlatır.

"Meram Bağları" türküsünün hikayesi, "Kesik Çayır Biçilir mi?" türküsünün hikayesiyle benzerlik göstermektedir. Hikaye şu şekildedir: Konya'nın valisi, Meram'da oturmaktadır ve yaveri, bir Mevlevi çelebisinin kızıyla aşk yaşamaktadır. Yaverin anasına, oğlunun öldüğünü bildirmek için yanık bir künye gönderilir ve ardından "İnce Çayır Biçilir mi?" türküsü yakılır. Bu hikaye, türkülerin genellikle gerçek olaylara dayandığını ve duygusal hikayeler barındırdığını göstermektedir.