TürkTarihi

Ali Nasuh Mahruki, 26 yaşında iken 17 Mayıs 1995 tarihinde Everest'e tırmanmıştır. Tunç Fındık ise 23 Mayıs 2001 tarihinde Nepal yönünden Everest'e tırmanarak zirveye ulaşmıştır ve o sırada 29 yaşındaydı. Bu bilgiler ışığında, Türk dağcıların Everest'e tırmandıkları en genç yaşlar 26 ve 29 olarak kaydedilmiştir.

Reşat Nuri Güntekin, 25 Kasım 1889'da İstanbul'da doğmuş ve 7 Aralık 1956'da Londra'da vefat etmiştir. Hayatı kısaca şu şekilde özetlenebilir: Eğitim Hayatı: İlköğrenimini Çanakkale'de, ortaöğrenimini ise Bursa Sultanisi'nde tamamlamıştır. Mesleki Kariyeri: Öğretmenlik, müfettişlik, milletvekilliği ve Paris'te kültür ataşeliği görevlerinde bulunmuştur. Edebi Kariyeri: Yazı hayatına I. Dünya Savaşı sonlarında başlamış, "Eski Ahbap" adlı öyküsüyle tanınmıştır. Özel Hayatı: 1927'de Hadiye Güntekin ile evlenmiş ve tek çocuğu Ela, 1941'de dünyaya gelmiştir. Vefatı: Akciğer kanseri teşhisi konulmasının ardından tedavi için Londra'ya gitmiş ve burada vefat etmiştir.

Sırçalı Medrese'de yatan kişiler şunlardır: Bedreddin Muslih: Medresenin banisi olan Bedreddin Muslih, girişin kuzeyinde yer alan iki basamakla çıkılan türbede yatmaktadır. Medresenin mezar bölümünde ayrıca üç sanduka bulunmaktadır, ancak bunların kime ait olduğu kesin olarak belirlenememiştir.

Siirt İrun Kalesi, Musul Atabegi Nureddin Zengi döneminde (1142-1146) inşa edilmiştir.

Deli Kurt, Hüseyin Nihal Atsız tarafından 1958 yılında yazılmış bir romandır ve Yıldırım Bayazıd'ın torunu Murat Bey'in hayatını anlatır. Roman, Fetret Devri'nden Varna Savaşı'na kadar olan süreci, Murat Bey'in savaşlardaki kahramanlıkları ve Gökçen Kız'a olan aşkı bağlamında ele alır.

Çanakkale Savaşı'nda Seyit Onbaşı'nın "renk değiştirdiği" yönünde bir bilgi bulunmamaktadır. Seyit Onbaşı, 18 Mart 1915'te Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevli olduğu sırada, top mermisini sırtına alarak kundağa yerleştirmiş ve bu hareketiyle Ocean zırhlısının yan yatmasına ve batmasına neden olmuştur. Savaş sonrası köyüne dönen Seyit Onbaşı, odun kömürü yaparak geçimini sağlamış ve 1939 yılında zatürre nedeniyle vefat etmiştir.

Jön Türkler, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde, 1880'li yıllardan itibaren II. Abdülhamid iktidarına muhalif olarak ortaya çıkan ve toplumun genç ve eğitimli kesimlerinden oluşan grupları ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu terim, Fransızca "Genç Türkler" anlamına gelen "Jeunes Turcs" ifadesinden gelmektedir. Jön Türkler, padişahlık yönetiminin altında bir de meclisin bulunarak yönetime katılmasını istemiş, ancak padişahlık rejimini yıkıp yerine cumhuriyet rejimini getirmeyi düşünmemişlerdir. Jön Türkler arasında en etkili olanı, 1889 yılında kurulan ve özellikle Askeri Tıbbiye ve Harbiye öğrencileri ile genç subaylar arasında örgütlenen İttihat ve Terakki Cemiyeti olmuştur.

Kınalı Hasan'ın hikayesi tiyatro olarak nasıl anlatılır hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Kınalı Hasan'ın hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Yozgatlı Kınalı Hasan, daha bıyıkları terlememişken Çanakkale Savaşı'na katılır. Bir gün, bölük komutanı Yüzbaşı Sırrı Bey, Hasan'ın başındaki kınayı fark eder ve bunun anlamını sorar. Yüzbaşı Sırrı Bey, Hasan'ın annesine bir mektup yazmasını önerir. Mektup Yozgat'a ulaşır ancak ne zaman geri döneceği belirsizdir. Bu hikaye, bir annenin evladına olan sevgisi ve vatan için fedakarlığı üzerine kuruludur.

Uluğ Bey'in babası, Timur İmparatorluğu'nun dördüncü sultanı Şahruh'tur.

Ülkücü olmak için yapılması gerekenler: Türk milliyetçiliği ideolojisini benimsemek. Milli değerlere saygı göstermek. Bu doğrultuda faaliyetlerde bulunmak. Ülkücü düşünceyi benimseyen topluluklara katılmak. Ayrıca, bazı kaynaklarda belirtilen ve mizahi bir nitelik taşıyan bazı özellikler de şunlardır: Esmer olmak. Palto giymek. İstanbul Türkçesini unutmak. Bıyık bırakmak. Ahmet Kaya'ya sempati duymak. Sürekli gergin bir duruş sergilemek.

Alparslan'dan sonra Büyük Selçuklu tahtına oğlu Melikşah geçmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin en güçlü dönemi, 13. yüzyılın başlarında, Sultan I. Alaeddin Keykubad'ın hükümdarlık yaptığı zamandır. Anadolu Selçuklu Devleti'nin en güçlü olduğu anlardan biri de 1146 yılında II. Haçlı ordusunu Eskişehir yakınlarında bozguna uğratması ve 1176'da Bizans ile yaptığı Miryokefalon Savaşı'nı kazanarak Anadolu'nun Türk yurdu olmasını kesinleştirmesidir. Devletin gücü, Moğolların 1243'teki Kösedağ Muharebesi'ndeki zaferine kadar devam etmiş, bu yenilgiden sonra İlhanlılara yıllık haraç ödeyen ve Moğolların devlet yönetimine artan müdahalesiyle zayıflayan Anadolu Selçuklu Devleti, son Anadolu Selçuklu Sultanı II. Mesud'un ölümüyle birlikte dağılmıştır.

Evet, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Dumlupınar Meydan Muharebesi aynı savaştır. Başkomutanlık Meydan Muharebesi, 30 Ağustos 1922'de Kütahya'ya bağlı Dumlupınar yakınında Türk ve Yunan orduları arasında meydana gelen savaşın adıdır. Bu savaş, Büyük Taarruz'un son ve en önemli aşamasıdır.

Rumeli Hisarı'nın mimarı, Muslihiddin Ağa'dır.

Cumhuriyet dönemi tarih kitaplarından bazıları şunlardır: Tek Adam Mustafa Kemal. Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu. Modernleşen Türkiye'nin Tarihi. Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923-2023). Nutuk. Çankaya. Şu Çılgın Türkler. Allah’ın Süngüleri “Reis Paşa”. Modern Türkiye’nin Doğuşu. Modern Türkiye’nin Oluşumu. Ayrıca, Sina Akşin’in editörlüğünde hazırlanan 5 ciltlik Türkiye Tarihi de Cumhuriyet dönemi tarih kitapları arasında yer alır.

Balkanlara ilk Türklerin ne zaman geldiğine dair farklı görüşler bulunmaktadır. MS 4. yüzyıl. 1260'lar. Güvenilir tarih kaynaklarına göre, Balkan Yarımadası, VI. yüzyıldan itibaren Türk kavimlerinin gelip yerleştiği bir yurt olmuştur. Osmanlı Türkleri ise Balkanlara XIV. ve XV. yüzyıllarda geçmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman'ın mezarı, İstanbul'un Eminönü ilçesinde yer alan Süleymaniye Camii'nin avlusunda bulunmaktadır. Ancak, iç organlarının Zigetvar'da, naaşının ise İstanbul'daki Süleymaniye Camii'nin avlusunda yer alan bahçede defnedildiği iddiaları da mevcuttur. Ayrıca, 2013 yılında Macar tarihçi ve arkeologların başlattığı proje kapsamında, Zigetvar yakınlarındaki "Üzüm Tepesi"nde, türbenin yanı sıra izleri büyük oranda kaybolmuş büyük bir Osmanlı kasabasının kalıntılarının bulunduğu belirtilmiştir.

Kazım Mirşan'ın hangi kitaplarının okunması gerektiğine dair bir bilgi bulunamadı. Ancak, Kazım Mirşan'ın bazı kitapları şunlardır: Türk Metriği (1966); Prototürkçe Yazıtlar (1970); Altı Yarıq Tigin (1983); Prototürkçe’den Bugünkü Kürtçeye (1983); Urgun-Selene Yazıtları için Kabul Olunan Tarih Tespitlerinin Yeniden Gözden Geçirilmesi (1983); Anadolu Prototürkleri (1985); Prototürk Bilginlerine Göre Astrofizik (1990); Bolbollar (1991); Yazı İşaretleri (1993); Alfabetik Yazı Başlangıcı (1993). Ayrıca, Kazım Mirşan'ın kitapları PDF formatında TuvART haber sitesinde bulunabilir.

Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), 14 Aralık 1916 tarihinde Darülfünun (üniversite) gençliğini bir araya getirmek amacıyla kurulmuştur.

Sakarya'da yenilme durumu, Sakarya Meydan Muharebesi bağlamında değerlendirilebilir. Bu muharebede Yunanlılar yenilmiş ve savunma durumuna geçmişlerdir. Muharebenin nedenleri arasında ise Türk ordusunun Kütahya-Eskişehir Savaşlarında yenilmesi ve ardından Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmesi sonucu Yunanların kendilerine olan güvenlerinin artması gösterilmektedir.