TCK

TCK'nın 107 ve 106. maddeleri birlikte değerlendirilebilir, ancak bu iki maddenin kapsamı farklıdır ve her biri ayrı koşulları gerektirir. TCK Madde 107: Şantaj suçunu düzenler. Bu maddeye göre, bir kişinin başkasına, belirli bir çıkar elde etmek amacıyla, şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunması suç teşkil eder. TCK Madde 106: Tehdit suçunu düzenler. Bu maddeye göre, bir kişinin, başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmesi suç sayılır. İki madde arasındaki temel fark, TCK 107'deki şantaj suçunun, mağdura belirli bir çıkar sağlama amacı taşıması, TCK 106'daki tehdit suçunun ise genel olarak mağdurun korkutulması ve iradesinin kırılması amacıyla işlenmesidir. Uygulamada, bir eylemin TCK 107'deki şantaj mı, yoksa TCK 106'daki tehdit mi olduğunu belirlemek için failin kastı ve eylemin amacı dikkate alınır.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 58. madde, önceden işlenen bir suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde uygulanır. TCK 59. madde, işlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkum edilen yabancı hakkında, koşullu salıverilmeden yararlandıktan sonra belirli bir süre geçtikten sonra uygulanır. Uygulanma koşulları: 58. madde: Beş yıldan fazla hapis cezası durumunda, cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl. Beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası durumunda, cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl. 59. madde: Hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda, koşullu salıverilmeden yararlanıldıktan sonra sekiz yıl. Bu süreler, suçun niteliğine ve verilen cezanın türüne göre değişiklik gösterebilir.

TCK 53 ve 63 birlikte uygulanabilir, ancak farklı durumlarda. TCK 53, kasten işlenen suçlar için hapis cezasına mahkûmiyet durumunda, belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirini içerir. TCK 63, hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran tüm haller nedeniyle geçirilmiş sürelerin, hükmolunan hapis cezasından indirilmesini düzenler. Dolayısıyla, TCK 53'teki hak yoksunluğu, cezanın infazıyla sona ererken; TCK 63'teki mahsup işlemi, hüküm kesinleşmeden önceki süreler için indirim sağlar ve bu iki madde birlikte uygulanabilir.

Evet, TCK'da düzenlenen mala zarar verme suçunun cezası, belirli koşullarda paraya çevrilebilir. Adli para cezasına çevirme, yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi mümkündür. Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinde yer alan şartlar sağlandığında, mala zarar verme suçunun nitelikli hallerinde verilecek ceza adli para cezasına çevrilebilir. Cezai konularda doğru bilgi ve yönlendirme için bir avukata danışılması önerilir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 58, önceden işlenen bir suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi durumunda tekerrür hükümleri uygulanır. Madde 58'in uygulanmayacağı durumlar: Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları. Yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler (istisnalar hariç). On sekiz yaşını doldurmamış kişilerin işlediği suçlar. Kastlı ve taksirli suçlar ile sırf askeri suçlar arasında. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için: Önceki suçtan dolayı kesinleşmiş bir ceza mahkumiyetinin bulunması. Yeni suçun, belirlenen süreler içinde işlenmiş olması. Sonraki suç nedeniyle hapis cezasına mahkumiyet verilmesi.

Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 437 ve 438. maddelere dair bilgi bulunmamaktadır. Ancak, TCK'da yer alan bazı ilgili maddeler şunlardır: Konut dokunulmazlığının ihlali (Madde 116). Tehdit (Madde 106). Organ veya doku ticareti (Madde 182). Daha fazla bilgi için TCK'nın ilgili bölümlerine veya bir avukata başvurulması önerilir.

TCK 85, Türk Ceza Kanunu'nun "Taksirle Öldürme" başlıklı maddesidir. TCK 85'e göre suçun temel ve özel düzenlemeleri şu şekildedir: Temel düzenleme (TCK 85/1). Özel düzenleme (TCK 85/2).

TCK 109, Türk Ceza Kanunu'nun "Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma" başlıklı maddesidir. Bu madde, bir kişinin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakılmasını suç olarak düzenler. TCK 109'un bazı fıkraları ve içerikleri: Madde 109/1: Bir yıl ile beş yıl arasında hapis cezası öngörülür. Madde 109/2: Cebir, tehdit veya hile kullanılması durumunda, iki yıl ile yedi yıl arasında hapis cezası verilir. Madde 109/3: Suçun silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kamu görevi nedeniyle veya kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi gibi durumlarda ceza bir kat artırılır. Madde 109/4: Mağdurun ekonomik bir kayba uğraması halinde, ayrıca bin güne kadar adli para cezası uygulanır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 179. ve 180. maddeleri arasındaki temel fark, işlenen fiilin kastı ve niteliğidir: TCK 179: Kasten işlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını düzenler. TCK 179/1: Ulaşım işaretlerine müdahale ederek güvenliği tehlikeye sokma. TCK 179/2: Kara, deniz, hava veya demiryolu araçlarını tehlikeli bir şekilde sevk ve idare etme. TCK 179/3: Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle araç kullanma. TCK 180: Taksirle (istemeden, dikkatsizlik veya özensizlik sonucu) işlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını düzenler. Özetle: - TCK 179: Kasten yapılan tehlikeli eylemler. - TCK 180: İhmale dayanan, istemeden oluşan tehlike.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 53, kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olan kişilerin, belirli haklardan yoksun bırakılmasını düzenler. Bu haklar şunlardır: Kamu görevleri: Sürekli, süreli veya geçici kamu görevlerinde bulunma. Seçme ve seçilme hakkı: Seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılır. Velayet hakkı: Çocukları üzerindeki velayet hakkı elinden alınır. Tüzel kişiliklerde görev: Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti gibi tüzel kişiliklerin yöneticisi veya denetçisi olma. Meslek icrası: Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı icra etme. Bu hak yoksunlukları, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam eder.

TCK 53/1-2-3, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin ilgili fıkralarını ifade eder. TCK 53/1: Kasten işlenmiş bir suç nedeniyle hapis cezasına mahkum olan kişi, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar belirli haklardan yoksun bırakılır. Bu haklar arasında: sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinde bulunma; seçme ve seçilme hakkı; velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini kullanma; belirli tüzel kişilerin yöneticisi veya denetçisi olma; belirli meslek ve sanatları icra etme yer alır. TCK 53/2: Bu hak yoksunluklarının kalıcı olmadığını, cezanın infazı tamamlanana kadar geçerli olduğunu belirtir. TCK 53/3: Cezanın ertelenmesi veya koşullu salıverme durumunda, belirli hak yoksunluklarının uygulanmayacağını ifade eder.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 86. madde kapsamında ceza süresi, suçun niteliğine göre değişiklik gösterir: Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama: 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası. Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek yaralama: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası. Suçun nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda: Ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı 6 aydan az olamaz. Ceza süresi, davanın özel koşullarına ve mahkeme kararına bağlı olarak değişebilir.

TCK 37, Türk Ceza Kanunu'nun "Faillik" başlıklı maddesidir. Bu madde iki temel durumu düzenler: 1. Müşterek faillik: "Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur". 2. Dolaylı faillik: "Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır". Bu madde, suçun işlenişinde doğrudan rol oynayan kişilerin hukuki sorumluluklarını belirler.

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 54'te düzenlenen müsadere, aşağıdaki durumlarda uygulanır: Kasten işlenen bir suç varsa. Müsadereye konu bir eşya varsa. Kasten işlenen suç ile eşya arasında bağlantı bulunuyorsa. Müsadere için gerekli bağlantılar: Eşya, suçun işlenmesinde kullanılmış olmalıdır. Eşya, suçun işlenmesine tahsis edilmiş olmalıdır. Eşya, suç sonucunda meydana gelmiş olmalıdır. Eşya, suç işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanmış olmalıdır. Ayrıca, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerekir. Müsadere, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olan durumlarda da uygulanabilir. Üretim, bulundurma, kullanma, taşıma, alım ve satımı suç oluşturan eşyalar, suça sübut bakılmaksızın müsadere edilir.

TCK Madde 151, "Mala Zarar Verme Suçu"nu düzenler. Mala zarar verme suçunun bazı nitelikli halleri: Kamu kurum ve kuruluşlarına ait eşya hakkında işlenmesi. Yangın, sel, tufan gibi felakete karşı korunmaya tahsis edilmiş eşya hakkında işlenmesi. Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında işlenmesi. Sulamaya veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında işlenmesi. Suç, kasten işlenebilen bir suçtur ve taksirle işlenmesi mümkün değildir.

TCK 35, Türk Ceza Kanunu'nun "Suça Teşebbüs" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre, bir kişi işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamazsa, teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Cezai sorumluluk, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre belirlenir: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 13 yıldan 20 yıla kadar, Müebbet hapis cezası yerine 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

TCK madde 63'te düzenlenen mahsup, hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran haller nedeniyle geçirilen sürelerin, hükmolunan hapis cezasından indirilmesini ifade eder. Adli para cezasına hükmedilmesi durumunda, mahsup bir gün karşılığı yüz Türk Lirası sayılmak suretiyle yapılır. Mahsup için gerekli şartlar: Kişinin hürriyetinin kısıtlanmış olması. Kişinin, hürriyeti kısıtlanmasına neden olan veya başka herhangi bir suçtan dolayı mahkum edilmiş olması. Mahkumiyet hükmünün kesinleşmeden önce kişinin hürriyetinin kısıtlanmış olması. Kişinin tutuklu kaldığı sürelerin, cezadan indirilmesine ilişkin bir mahsup kararının verilmiş olması. Mahsup, hakim tarafından resen dikkate alınır ve sanığın veya müdafiinin mahsup talebine bağlı değildir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 108, "cebir suçu"nu düzenler. Bu maddeye göre: > "Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur". Cebir suçu, aynı zamanda kasten yaralama suçunu da içerir.

Evet, TCK 53 ve 54 birlikte uygulanabilir. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesi, belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirini düzenlerken, 54. maddesi ise eşya müsaderesini düzenler. Bu iki madde, farklı güvenlik tedbirlerini kapsadığı için birlikte uygulanabilir. Örneğin, bir kişi hapis cezasına mahkum edildiğinde, TCK 53 uyarınca bazı haklardan yoksun bırakılırken, aynı zamanda TCK 54 uyarınca eşya müsaderesine de hükmedilebilir. Ancak, her iki maddenin de uygulanması için suçun niteliği ve failin durumu gibi belirli koşulların sağlanması gereklidir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 35, suça teşebbüs durumunda uygulanır. Suça teşebbüs, failin bir suçu işlemek amacıyla harekete geçmesi, ancak elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamaması durumunu ifade eder. Bazı suçlarda teşebbüs hükümleri uygulanabilir: Kasten öldürmeye teşebbüs; Çocuğun cinsel istismarı; Mala zarar verme. Bazı suçlarda ise teşebbüs mümkün değildir: Sırf hareket suçları (örneğin, yalan yere yemin etmek); Taksirli suçlar (örneğin, taksirle ölüme neden olma); İhmali suçlar.