Sözcük

Sürur, Arapça kökenli bir kelime olup "sevinç", "mutluluk" anlamına gelir. Sürur kelimesi, kullanıldığı yere göre iki farklı anlama gelebilir: Mutluluk, saadet, kişinin iyi hissetmesini ve mutlu olmasını sağlayan şey. Tahtlar, serir sözcüğünün çoğul hali. Örnek kullanım: "Başarılı bir iş çıkardığı için tüm ekip sürur içindeydi".

State kelimesi İngilizce'de birden fazla anlama gelir: Durum, vaziyet, hal. Devlet, ülke. Eyalet. Resmî tören veya aktivite. Ayrıca, "state" kelimesi "ifade etmek, belirtmek, söylemek" anlamlarında da kullanılabilir.

İtham, suçlamak veya herhangi bir olayı veya kişiyi zan altında bırakmak anlamına gelir. İtham etmek ise birini suçlamak olarak karşılık bulur. Ayrıca, savcılar tarafından yazılan ve mahkemeye sunulan yazılara ithamname denir.

Demoralize kelimesi, TDK'ya göre "morali bozulmuş" anlamına gelir. Ayrıca, birinin moralini bozmak anlamına gelen "demoralize etmek" ve morali bozulmak anlamına gelen "demoralize olmak" şeklinde de kullanılabilir.

Sözcük (kelime), tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir. Sözcük örnekleri: can; at; mal; o; masa; sandalye; örtü; çiçek; koltuk; kapı.

"Yavanlık yapmak" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "yavanlaşmak" kelimesinin anlamları şunlardır: yavan duruma gelmek; yozlaşmak.

Avanak, kolaylıkla kandırılabilen veya aldatılabilen, aptal ve bön anlamına gelir. Aptal ise zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak demektir. Bu kelimeler Ermenice kökenlidir.

Geçerli kelimesi, "yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber" anlamlarına gelir. Bir kavramın veya yargının, mantık veya anlamı bakımından onaylanabilir olması da geçerli olarak tanımlanır. Örnek cümleler: "Bu teklif beş gün için geçerlidir". "Sokağa çıkma yasağı, sabah 6.00'ya kadar geçerlidir". "Başka bir yazımızda da Türkiye'de hâlâ geçerli olan üç takvimin (resmî, hicri, miladi) esaslarını yazacağım".

Azımsama, bir şeyi olduğundan daha az ve yetersiz görmek anlamına gelir. Azımsama kelimesi ayrıca, bir kişinin davranışlarını ya da sözlerini yeterli görmemek, beğenmemek anlamında da kullanılır. Sadece somut ve maddi şeyler için azımsamak kelimesi kullanılabilir. Örnek cümleler: "Tekrar göz attığımda kitaplarının azımsadığımdan daha fazla olduğunu gördüm." "Rakip takımın kazandığı kupaları azımsamamalı ve maça ona göre hazırlanmalıyız." "Bence bu depodaki eşyaları hiç ama hiç azımsamayın."

Efsun kelimesi, Farsça kökenli olup "büyü, sihir" anlamına gelir. Ayrıca, Türkçe kökenli bir isim olarak "efsane" kelimesinden türetilmiş olup, "efsun" kelimesi "büyü yapma yeteneği veya büyülü güçler" anlamına da gelir. Efsun isminin diğer anlamları arasında "boyun bükmeyen", "güçlü ol, güç sahibi ol, yiğit ol" gibi anlamlar da bulunmaktadır.

Evet, "tabii" bir kelimedir. Arapça kökenli olan "tabii" kelimesi, Türkçede "doğada olan, olağan, yapmacık olmayan, doğal" gibi anlamlara gelir. Ayrıca, "elbette, doğallıkla, işin gereği olarak" anlamlarında da kullanılır. Doğru yazımı, sonunda iki "i" harfi ile "tabii" şeklindedir.

Öç, kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam anlamına gelir. Ayrıca, "öç" kelimesinin diğer anlamları arasında bahis, kumar için bahis; kumar ve bahis parası; üvey baba; sınır; neden ve etki yer alır.

Enak kelimesi farklı anlamlara gelebilir: Osmanlıca terim. Endonezce kelime. Kuyu.

"XXX misafir" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "misafir" kelimesinin iki anlamı vardır: 1. Konuk. 2. Gözün saydam tabakasında herhangi bir sebeple oluşan beyaz leke (tıp alanında kullanılır, eski bir anlam).

Kamu kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre şu anlamlara gelir: Halk, toplum. Bütün, hep, herkes. Devlet veya toplum yararı için işleyen kurumlar ve bu kurumların faaliyetlerini düzenleyen hukuk kuralları. Ayrıca, kamu kelimesi zamir olarak kullanıldığında "herkes" anlamına gelir.

Basmakalıp, özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan anlamlarına gelir. Ayrıca, "özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan bir biçimde, sloganvari" anlamında zarf olarak da kullanılır. Osmanlı döneminde, kontrol edilmeden ve düzeltilmeden, olduğu gibi yayımlanan yazılar için de basmakalıp kelimesi kullanılmıştır.

Yakın kelimesi farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Fiziksel yakınlık: Bir şey ile mesafesi az olan, daha kısa mesafede bulunan. Zamana dair yakınlık: Erişmesi veya olması zaman bakımından yaklaşmış olan. İlişkisel yakınlık: Aralarında sıkı ilgi, bağ veya ilişki bulunan arkadaş, dost veya akraba. Ayrıca, yakın kelimesi tasavvuf ve dini bağlamda "şüpheden kurtulmuş, doğru, sağlam ve kesin bilgi" anlamına gelir.

Aykırı kelimesi, TDK'ya göre beş farklı anlama gelir: 1. Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif. 2. Çapraz, ters. 3. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. 4. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. 5. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan (matematik terimi).

Şeffaf kelimesi, saydam anlamına gelir. Arapça kökenli olan bu kelime, TDK sözlüğüne göre tek anlama sahiptir. Örnek cümle: "Acaba Saffet'in vaktiyle nişanlısı olduğunu söylese, Mazlume ile başlayan bu billur gibi şeffaf sevgi bulutlanır mıydı?" - Halide Edip Adıvar.

Farsça kökenli bir kelime olan bitap, "bitkin" ve "yorgun" anlamlarına gelir. Ayrıca, "bîtap düşmek" deyimi, "çok yorulmak" ve "bitkin duruma gelmek" anlamlarında kullanılır.