Söyleşi

Selçuk Bayraktar'ın SDÜ'de bulunma nedeni, Süleyman Demirel Üniversitesi'nde düzenlenen "Milli Teknoloji Hamlesi Söyleşisi"ne katılmak ve fahri doktora payesi almaktır. Etkinlik, 19 Aralık 2024 tarihinde Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde gerçekleşmiştir.

"Keskin Sirke Küpüne Zarar" atasözü ile ilgili konuşma şu şekilde yapılabilir: Giriş: Atasözünün anlamını ve önemini belirtmek. Konuşmanın amacını açıklamak. Gelişme: Atasözünün anlamı: Öfkenin ve sert davranışların hem kişiye hem de çevresine zarar verebileceğini ifade eder. Aşırılıkların, ilişkileri, işleri ve sağlığı olumsuz etkileyebileceğini vurgular. Bilimsel araştırmalarla destekleme: Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmaya göre, sürekli öfke ve stres içinde yaşayan bireylerde kalp rahatsızlıkları riski %30 artmaktadır. Günlük hayattan örnekler: Öfkeyle söylenen bir sözün veya yapılan bir davranışın sonucunda pişmanlık duyulabileceğini anlatmak. Sonuç: Tavsiye: Öfkenin kontrol edilmesi ve her durumda sabırlı olunması gerektiğini belirtmek. Bu atasözünün anlamını hayata uygulamak ve hem kendine hem de çevreye faydalı bireyler olmak için çağrı yapmak. Teşekkür: Konuşmayı sonlandırmak.

İlber Ortaylı ve Celal Şengör, Muğla'da ve İzmir'de düzenlenen etkinliklerde bir araya gelmiştir. Muğla'da, Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde "Stratonikeia Gladyatörleri" adlı belgesel gösterimi ve söyleşide buluşmuşlardır. İzmir'de ise İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Cumhuriyetimizin 101. Yılı" söyleşisinde bir araya gelmişlerdir.

Baba Yaga ve Baba Roga aynı değildir, ancak onlar kardeştir. Baba Yaga ve Baba Roga'nın bazı benzer ve farklı özellikleri şunlardır: Görünüm: Her iki karakter de yaşlı ve çirkin olarak tasvir edilir, uzun burunları, eksik dişleri ve kemikli kolları vardır. Yaşam Alanı: Baba Yaga, ormanda tavuk bacakları üzerinde duran bir kulübede yaşar. Kişilik: Baba Yaga ve Baba Roga birbirlerine saygı duyarlar, ancak hangisinin daha yaşlı olduğu konusunda sık sık tartışırlar. Slav mitolojisinde Baba Yaga ve Baba Roga'nın yanı sıra, "baba" kelimesinin "büyükanne" anlamına geldiği birçok başka karakter de vardır.

Evet, söyleşide soru-cevap olur. Söyleşide soru-cevap şu şekilde gerçekleşir: Soruların ve cevapların yayımlanma şekli. Bir araya gelme zorunluluğu. Soruların akış yönü. Ayrıca, bir söyleşiye katıldığında veya bir söyleşi yapıldığında, aklındaki soruları sormak da mümkündür.

Depremde ölen çocuğun babası tarafından yapılan bazı açıklamalar şunlardır: Yasir Hamaşoğlu: "Çocuğum o gece beni yanından ayırmak istemedi, veda etmek istemiş, ben anlayamamışım". Mesut Hançer: "2-3 saat çocuğumun elini tutarak bekledim. Ellerinden öptüm, yanaklarından öptüm. Ama hiçbir çare bulamadık. Anında gitmiş, anında". Esat Denli: "Telefonun ve saatin içinde oğluma dair bütün bilgileri ve fotoğrafları silmişler. Saati de satmışlar". Mümtaz Gövce: "Enkaz altındayken 10 yaşındaki kızım bana 'Baba, annemlere ulaşamıyorum, galiba ben de öleceğim' diye sesli mesaj atmış. Ancak şebeke çekmediği için mesaj iletilememiş".

Köroğlu, Deli Yusuf'a gözlerinin açılması ve Palu Bey'inden intikam alması için Aras Irmağı'ndan gelen üç sihirli köpüğü içmesini söyledi. Ayrıca, Deli Yusuf'un oğluna "Hür-Şen Ali" adını vermesi ve bu adın yöre halkı tarafından benimsenmesiyle birlikte, Deli Yusuf'a "Köroğlu" denmeye başlandı. Köroğlu'nun Deli Yusuf'a ne dediğine dair başka bir bilgi bulunamamıştır.

Teoman Duralı ile Felsefe Söyleşileri programının toplam bölüm sayısı 93'tür.

Deneme ve söyleşi arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Anlatım Tarzı: Deneme türünde yazar, kendi kendine konuşuyormuş gibi bir anlatım kullanırken, söyleşide okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir anlatım tercih eder. 2. Dil ve Üslup: Söyleşilerde dil daha sade ve nüktelerden yararlanırken, denemelerde dil daha ağırbaşlı ve ciddi bir üslupla kullanılır. 3. Amaç: Denemede amaç, okuyucuyu etkilemek ve farklı bir bakış açısı kazandırmakken, söyleşide okuyucuyu kendi düşüncesine çekmek veya kendi düşüncesi doğrultusunda düşünmesini sağlamak hedeflenir. 4. Derinlik: Söyleşilerde anlatım yüzeysel ve kısa sürerken, denemelerde daha derinlemesine bir anlatım söz konusudur.

Ertan Özyiğit'in son konuşması, 12 Ekim 2024 tarihinde CNN Türk kanalında yayınlanan "Hafta Sonu" programında gerçekleşmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk ile bir köylü arasında geçen olaylardan biri, 1924 veya 1934 yılında gerçekleşen Yozgat ziyaretinde yaşanmıştır. Atatürk, Akdağmadeni'nde dağ başında tek başına koşan bir köylü görmüş ve onu yanına çağırarak "Bu havada dağ başında ne arıyorsun?" diye sormuştur. Atatürk, "Seni kurtlar yer," dediğinde köylü, "İneğimi yedilerse ko beni de yesinler," demiştir. Atatürk, köylüyü kendi otomobiline almış ve daha sonra bu köylünün köyünde küçük bir çiftlik sahibi olduğu ve Atatürk'ün ona bir küçük çiftlik hediye ettiği öğrenilmiştir.

Nasrettin Hoca'nın mescide tükürdüğü rezil fıkrası şu şekildedir: Nasreddin Hoca, bir gün vaaz dinlemek üzere mahalle mescidine gider. Vaaz başlamadan önce, mescidin imamı kürsüye çıkar ve bir süre düşündükten sonra şöyle der: "Ey cemaat, benim size söyleyecek bir şeyim yok. Bugün aklıma bir şey gelmiyor, konuşacak bir şey bulamıyorum". Bunun üzerine, kürsünün hemen yakınında bulunan Nasreddin Hoca ayağa kalkar ve şöyle cevap verir: "Aklına bir şey gelmiyorsa, kürsüden inmek de mi gelmiyor be mübarek adam?".

Sinemada "söyleşi" terimi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Karşılıklı Konuşma: Bir sunucunun yönetiminde ya da sunucusuz olarak, belirli bir konu üzerinde, birbirine karşıt olmayan ve tartışmasız bir hava içinde geçen karşılıklı konuşma. 2. Edebiyat Türü: Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andırır biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet.

Fuat Sezgin ile Bilim Sohbetleri adlı kitabın uzun özeti şu şekildedir: Kitap, gazeteci Sefer Turan'ın Prof. Dr. Fuat Sezgin ile yaptığı söyleşilerden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Fuat Sezgin'in kendi ağzından hayatı ve bilim tarihine yönelişi anlatılmaktadır. İkinci bölümde, 1960 darbesi sonrası üniversiteden uzaklaştırılması, Almanya'ya gidişi ve burada yaşadığı zorluklar gibi Sezgin'in yaşam öyküsü detaylı bir şekilde aktarılmaktadır. Üçüncü bölümde, Fuat Sezgin'in makaleleri ve konferanslarından alıntılar bulunmaktadır.

Andrew Garfield, Nusret Gökçe'ye karşı nefret beslemektedir. Garfield, bir röportaj sırasında "Londra'daki en abartılı mekan hangisi?" sorusuna önce farklı bir yanıt vermiş, ancak daha sonra fikrini değiştirerek Nusret Gökçe’nin restoranını işaret etmiştir. Garfield, bu sırada “Ona gerçekten nefret ediyorum. Yerel işletmeleri destekliyorum ama Nusret'e karşı tuhaf bir nefretim var” şeklinde açıklamada bulunmuştur.

Kavak Yelleri'nin 25. bölümünde şu olaylar yaşandı: - Deniz ve Mine, Leman'ın konuştuklarını duyup duymadığı konusunda endişe içindeydi. - Murat'ın İstanbul'a sürpriz gelişi ile baba ve oğul, gerçeklerin ortaya çıkabileceği ihtimaliyle diken üzerindeydi. - Aslı, eve dönerken Mine'nin Deniz'in evine gittiğini öğrenince alt üst oldu. - Efe ve Metin, Şükran ve Salih tarafından Su ve Gönül ile basıldı. - Efe, bir yandan Su'nun yeni bir ev bulmasına yardım ederken diğer yandan da Deniz'in yaşadığı zor günlerde ona destek olmaya çalışıyordu. - Efe, Aslı, Deniz ve Mine, tüm bu karmaşanın içinde hayattan birkaç saat çalarak uzun bir aradan sonra yeniden yan yana geldiler.

Konuşanlar 4. Sezon 32. Bölümde yer alan konuk, "Küfür gibi gelen rica cümleleri, birden fazla kez evlenip boşananlar" gibi konuları ele alan Hasan Can Kaya'dır.

Mustafa Kemal Atatürk, çeşitli yabancı gazetelere demeç vermiştir. Öne çıkan bazı gazeteler şunlardır: Le Matin (Fransa). The Saturday Evening Post (ABD). Revue de monde (Fransa). Ayrıca, Atatürk'ün demecinin yer aldığı diğer gazeteler arasında Vakit, Hâkimiyet-i Milliye, Öğüt, Tanin, Açıksöz ve Cumhuriyet gazeteleri de bulunmaktadır.

2025 yılı itibarıyla, "Aslı Özkaya ile Bir Şansım Olsa" programının toplam bölüm sayısı 281'dir.

Kınalı Hasan'ın annesi, oğluna yazdığı mektupta şunları söylemiştir: > "Yavrum, Hasanım, Kınalı Kuzum, > Mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu. Köy kâtibi okudu, ben ağladım. > Kumandanını pek sevmişsin, ne güzel! O senin babının yarısıdır. > Sakın ola yavrum kumandanının emrinden çıkma, önünden aykırı geçme. Ateşe bas dese basasın yavrum. > Kars’tan, Siirt’ten, Adana’dan, Uşak’tan arkadaşların olmuş. Birbirinizi çok sevip iyi geçinirmişsiniz. Elbette öylesi yakışır yavrum. Onlar senin dünya ahret hakiki kardeşlerindir. Sakın onları incitme yavrum. Sütümü sana helal etmem. > Kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum? Bizim burada Allah için kurban seçilen koçların başını kına ile süslerler. Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim için seni vatan, millet ve Allah yolunda kurban olarak seçtim. O yüzden başını kınaladım. Anan Hatçe".