Söylem

"Wie geht's dir?" ifadesi, Almanca'da "Nasılsın?", "Nasılsınız?" anlamlarında kullanılır. Bu ifade, aşağıdaki durumlarda kullanılabilir: Samimi hitap: Yakın dostlar, eş veya arkadaşlar arasında sorulabilir. Resmi olmayan durumlar: İş görüşmeleri gibi resmi bir dil gerektirmeyen ortamlarda kullanılabilir. Resmi veya saygılı bir hitap için "Wie geht es ihnen?" ifadesi tercih edilmelidir.

Karınca, "Nereye gidiyorsun?" sorusuna farklı cevaplarla yanıt verebilir: Hacca gitmek: "Hacca gidiyorum" der ve "Ohooo, sen bu hızla ölene kadar da varamazsın ki hacca" dendiğinde "Olsun, varamasam da yolunda ölürüm" diye ekler. Dostuna gitmek: "Dostuma gidiyorum" der ve "Bu bacaklarla oraya varman zor" dendiğinde "Olsun, varamasam da yolunda ölürüm" diye karşılık verir. Kopenhag Kriterlerini tamamlamak: "Kopenhag Kriterlerini tamamlamaya gidiyorum" der ve "Sen küçücük karıncasın, nasıl tamamlayacaksın" dendiğinde "Maksat safımız belli olsun" diye ekler.

Şansla ilgili bazı kısa ve öz atasözleri: Güzellerin talihi çirkin olur. Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu. Atın bahtsızı arabaya düşer. İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına. Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına. Talihsiz hacıyı Araf’ta yılan sokar. Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar. Bende şans olsa anamdan kız doğardım. Ters giderse insanın işi, muhallebi yerken kırılır dişi. Akan çay her zaman kütük getirmez.

Düğünde zamanı durduran adam ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Adıyaman'daki Dolandırıcılık Olayı: Adıyaman'da bir düğünde, takıların toplandığı kutuya çeyrek altın atıp bir saat sonra geri gelerek bu altını geri isteyen ve kendisini "Osman Yıldırım" olarak tanıtan kişi, zamanı durduran adam olarak adlandırılabilir. 2. "Zamanı Durduran Adam" Hikayesi: GZT'nin "Post Öykü" bölümünde yer alan bir hikayede, Çorum'da ayakkabı boyacısı olan ve zamanı durdurabilme yeteneğine sahip bir adam anlatılmaktadır.

"Padişaha sormuşlar kaç dostun var?" ifadesi, bir söz veya atasözü olarak kullanılmaktadır. Bu sözün devamı şu şekildedir: "O tahttan inince belli olur". Bu söz, dostluğun gerçek yüzünün ancak zorluklar yaşandığında ortaya çıkacağı anlamına gelebilir.

"Erkek adam boşanırken ceketini alır çıkar" ifadesi, sosyal medyada yayılan ve boşanma sırasında erkeklerin tutumlarını konu alan video ve gönderilerde kullanılan bir söylemdir. Bu söylemde, erkeklerin boşanma sürecinde nafaka pazarlığı yapmadığı, sosyal medyada vakit geçirmediği, gündemi takip ettiği ve benzeri özellikler vurgulanır. Bu ifade, aynı zamanda eski Türk filmlerinde de kullanılan bir klişedir.

"Akıl yaşta değil baştadır" atasözü, belirli bir kişiye atfedilmemiş bir sözdür. Bu atasözü, bir kişinin yaşının değil, sahip olduğu bilgi, deneyim ve akıl ile değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder.

20 tane tanık gösterme cümlesi: 1. Atatürk der ki: "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir". 2. Mevlana şöyle der: "Ne olursan ol, yine gel". 3. Yunus Emre şöyle demiştir: "Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz". 4. Cemil Meriç'e göre, "Kültür bir milletin hafızasıdır". 5. Şair Nazım Hikmet, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür" diyerek özgürlüğü vurgular. 6. Ziya Gökalp'in ifadesiyle, "Millet, dil birliğiyle yaşar". 7. Ahmet Hamdi Tanpınar, "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nde modernleşmeye dikkat çeker. 8. Sokrates, "Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez" der. 9. Voltaire, "Fikirlerinize katılmıyorum ama onları söyleme hakkınızı sonuna kadar savunurum" der. 10. Aristoteles'e göre, "İnsan politik bir hayvandır". 11. Shakespeare, "Olmak ya da olmamak" sözüyle kararsızlığı dile getirir. 12. Orhan Veli, "Bir de rakı şişesinde balık olsam" diyerek kaçışı anlatır. 13. Descartes, "Düşünüyorum, öyleyse varım" der. 14. Karacaoğlan, "İncecikten bir kar yağar, tozar Elif Elif diye" mısrası ile aşkı işler. 15. Emile Durkheim, dinin toplumu bir arada tuttuğunu savunur. 16. İbn Haldun, "Coğrafya kaderdir" diyerek çevresel koşullara dikkat çeker. 17. Farabi'ye göre, erdemli şehir insanla yükselir. 18. Confucius der ki: "İyiliği düşün, sevgiyle yaşa". 19. Cahit Zarifoğlu, "Çocuklar insandır, hem de en önemli insandır" diyerek çocuklara vurgu yapar. 20. Sabahattin Ali, "İçimde bitmeyen bir şey var" diyerek içsel huzursuzluğu anlatır.

Evet, Şahmeran "Yılan Ana" olarak da bilinir. Şahmeran, bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklinde olan Maran ismi verilen doğaüstü varlıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan bir varlıktır.

Odun toplayan Kızılderili fıkrası şu şekildedir: Bir sonbahar mevsiminde Kızılderililer toplanıp şeflerine kışın nasıl geçeceğini sormuşlar. Şef, daha sonra bir kasabaya giderek meteoroloji yetkililerine kışın nasıl geçeceğini sormuş. Birkaç hafta sonra şef, meteorolojiyi tekrar arayarak kışın gerçekten soğuk geçip geçmeyeceğini sormuş. Bunun üzerine şef, Kızılderililere daha fazla odun toplamaları gerektiğini söylemiş. Bir süre sonra şef, meteorolojiyi tekrar arayarak kışın soğuk geçeceğinden emin olup olmadıklarını sormuş.

Rüyada kendi tırnağını görmek, farklı şekillerde yorumlanabilir: Kendine özen ve bakım: Bu rüya, kişinin kendine özen göstermesi ve bakım yapması gerektiğini sembolize edebilir. Kısa süreli sıkıntılar: Rüyada kendi tırnağını görmek, kısa süreli sıkıntılara işaret edebilir. Özgüven ve başarı: Kişinin kendine güvenmesi ve yeteneklerini keşfetmesi gerektiğini, aynı zamanda başarılı olması için çaba harcaması gerektiğini gösterebilir. Maddi bolluk: Bazı yorumlara göre, maddi bolluk ve refahın habercisi olabilir. Rüya yorumları bilimsel bir temele dayanmaz ve kişisel inançlara göre değişebilir.

Hackerlar, siyah şapka, gri şapka ve beyaz şapka gibi sıfatlarla anılırlar, ancak bardak kullanımı ile ilgili bir bağlantı yoktur.

Ahmet Çakar, 14 Şubat'ta şu sözleri sarf etmiştir: 14 Şubat 2016'da Twitter üzerinden "14 Şubat 'Dünya sahtekarlar gününüz' kutlu olsun. Saygılarımla" şeklinde bir mesaj paylaşmıştır. 14 Şubat 2024'te ise "14 Şubat Sevgililer Günü, sahtekar günüdür. Dünya baronlarının insanları yolmak için uydurduğu sahtekar bir gündür" ifadelerini kullanmıştır. 14 Şubat 2024'te Sevgililer Günü'nü kutlayanlara da "Her kim ki Sevgililer Günü’nü kutlarsa şrefsizdir." şeklinde sitem etmiştir.

Okuma hakkında bazı iyi alıntılar: "Kitaplar insanlığın en iyi yoldaşlarıdır. Yalnızlık anlarında bize dostluk sağlarlar." — Francis Bacon. "Sadece bir kitabı okumamalısınız. Onunla yaşamalı, onu anlamalı ve ondan ders çıkarmalısınız." — Mark Twain. "Bir kitap, düşüncenin bitmeyen yolculuğudur." — Hermann Hesse. "Bir kitap, geçmişin ve geleceğin birbirine bağlandığı bir köprüdür. Zamanı aşarak bizi zenginleştirir." — Jorge Luis Borges. "Okuma hayal gücünü besler ve ruhu geliştirir. Bir kitap sadece bilgi değil, aynı zamanda düşünce ve duygu da aktarır." — Stephen King. "Kitapsız bir ev, penceresiz bir odaya benzer." — Horace Mann. "İyi bir kitap iyi bir arkadaş gibidir. Hayatınız boyunca yanınızda kalır." — Yaşar Kemal. "Kitaplar, zamanın büyük denizinde dikilmiş deniz fenerleridir." — E.P. Kırbaç. "Kitaplar benzersiz bir şekilde taşınabilir bir sihirdir." — Stephen King. "Kitaplar, uygarlığın taşıyıcılarıdır. Kitaplar olmadan tarih sessiz, edebiyat dilsiz, bilim engellidir ve düşünce ve spekülasyon durma noktasına gelir." — Barbara Tuchman.

"Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür" sözü, ünlü duayen gazeteci İslam Çupi'ye aittir. Tamamı şu şekildedir: "Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne de kupa büyüklüğüdür."

"İyilik et denize at, balık bilmezse Hâlık bilir" atasözü, Hüdâyî Hazretleri tarafından şiirsel bir ifadeyle "İyiliği et, suya at, bilmezse ger. Bu atasözü, karşılık beklemeden yapılan iyiliğin değerini ve Allah'ın her türlü iyiliği gördüğünü ifade eder.

"Dağ dağ ile kavuşmaz ama insan insanla kavuşur" atasözü, belirli bir kişiye atfedilen bir söz değildir, çünkü atasözleri genellikle anonimdir. Bu atasözü, insanlar arasındaki bağların ve ilişkilerin, doğanın veya fiziksel engellerin aksine kolaylıkla kurulabileceğini ifade eder.

"Umut, iyi bir kahvaltıdır" ifadesi, umudun insanlara sağladığı fayda ve umut etmenin insan sağlığı için yararlı olması nedeniyle bu şekilde benzetilmiştir. Bu benzetmede, kahvaltının insan sağlığı için faydalı olması gibi, umudun da insan için faydalı olduğu söylenmiştir. Ancak, "umut, iyi bir kahvaltıdır ama akşam yemeğinin yerini tutmaz" sözünde olduğu gibi, fazla umut insana zarar verebilir ve işleri sonraya atmaya neden olabilir.

"Yazmalı köylüleri" ifadesi, belirli bir bağlam veya eserle ilgili olmadığı için genel bir açıklama yapmak zordur. Ancak, "köylüler" teması, edebiyatta ve sinemada çeşitli şekillerde işlenebilir. Edebiyatta köylüler, genellikle sosyal sınıf çatışmaları, emek sömürüsü ve geleneksel yaşam biçimleri gibi konuları ele alır. Sinemada köylüler, bazen evrensel temalar üzerinden işlenir. Wladyslaw Reymont'un Nobel ödüllü eserinden uyarlanan "Köylüler" filmi, bir kadının aşkı ve köydeki toplumsal yargılarla mücadelesini konu alır. Daha spesifik bir bilgi veya bağlam sağlanması durumunda, daha detaylı bir açıklama yapılabilir.

Bu hikaye, molla cami.com ve ihvanforum.org sitelerinde yer alan "Fidan Dikmek" başlıklı hikayeye benzemektedir. Hikayenin devamı şu şekildedir: Hükümdar, yaşlı adama "Maşallah, yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların meyvesinden herhalde yiyemezsin" der. Bu cevap hükümdarın hoşuna gider ve ihtiyara bir kese altın verilmesini emreder. Ancak vezir, hükümdarı uyarır: "Aman sultanım, bir an önce buradan uzaklaşalım. Bu ihtiyar bu gidişle devletin hazinesine darı ekecek".