SosyalNormlar

"My Policeman" filmi, 1950'lerde geçen ve yasak bir aşkı konu alan bir dram ve romantik filmdir. Filmin hikayesi: Tom Burgess (Harry Styles), bir polis memurudur ve aynı zamanda eşcinseldir. Marion (Emma Corrin), bir okul öğretmenidir ve kültürlü bir kadındır. Patrick (David Dawson), Batı sanatı galerilerinin direktörüdür. Bu üç karakterin arasındaki aşk üçgeni ve bu ilişkinin kırk yıla yayılan hikayesi anlatılır. Film, eşcinsel olmanın yasa dışı olduğu bir dönemde yaşanan bu aşkın zorluklarını ve karakterlerin bu durumla nasıl başa çıktığını işler.

Karnavalesk, Rus teorisyen Mihail Bahtin'in bir edebiyat kuramı olup, tarihsel, politik ve toplumsal mücadelelere ait metinleri okumak ve "ötekileştirilenler"in kullandığı direniş strateji ve taktiklerini anlamak için kullanılır. Karnavaleskin anlattığı bazı unsurlar: Geleneksel kural ve düzenin ortadan kalkması. Dünyanın tepetaklak olması. Günlük hayat rutininin askıya alınması. Otoriteye veya geleneksel sosyal hiyerarşiye yapılan alay ve hiciv. Heyecan, cümbüş, tehlike veya dünyanın işleyişindeki kargaşa. Bahtin'e göre karnavalesk, hem kolektif hem de bireysel düzeyde insan psikolojisinde derin köklere sahiptir.

İşeyen insanların utanmasının birkaç nedeni olabilir: Toplumsal normlar ve kültürel değerler: Bazı toplumlarda idrar yapma gibi doğal süreçlerin toplum içinde yapılması ayıp veya utanç verici olarak görülebilir. Gizlilik ve mahremiyet: Umumi tuvaletlerde veya başka insanların bulunduğu ortamlarda işemek, gizlilik ve mahremiyet endişelerine yol açabilir. Alışılmadık durumlar: Alışılmadık bir durumla karşılaşmak veya yolunda gitmeyen bir şey olması, utanç hissine neden olabilir. Yalnızken veya tek başına iken insanlar genellikle utanmazlar.

Korelilerin sakal bırakmamasının birkaç nedeni vardır: Kültürel normlar: Korede sakalsız, pürüzsüz yüz, genç ve dinamik görünmenin bir simgesi hâline gelmiştir. Genetik faktörler: Koreli erkekler, diğer ülkelerdeki erkeklere kıyasla daha seyrek sakala sahiptir çünkü kıl foliküllerinin testosterona karşı hassasiyeti düşüktür. Güzellik anlayışı: K-Pop idolleri ve K-Drama yıldızlarının etkisi de büyüktür. İş hayatı: Bazı Asya ülkelerinde sakallı olmak, iş hayatında profesyonellikten uzak ve disiplinsiz bir imaj yaratabilmektedir.

Dubai'de alkol, sıkı yasal düzenlemelere tabi olduğu ve yalnızca lisanslı mekanlarda tüketilebileceği için yasaktır. Dubai, İslami geleneklere dayalı bir kültüre sahip olduğundan, halka açık yerlerde alkol tüketimi ve sarhoşluk toplumsal değerleri güvence altına almak ve kamu düzenini korumak amacıyla yasaklanmıştır. Ayrıca, Dubai'de uyuşturucu kullanımına karşı sıfır tolerans politikası uygulanmaktadır; eser miktarda uyuşturucu bulundurmak bile uzun süreli hapis cezasına yol açabilir.

Kayın babaya "canım babam" denmesi, dini açıdan bir sakınca taşımaz. Bu tür hitaplar, Türk toplumunda yerleşik bir gelenek olup, örf ve adetlere dayanmaktadır. Bazı durumlarda, yaş farkının az olması veya yakın akraba ilişkileri nedeniyle "baba" yerine başka saygı ifadeleri kullanılabilir.

Toplumsal kuralların olmaması, toplumda düzensizlik, kaos ve sosyal çatışmaların artmasına yol açar. Bazı olumsuz etkiler: Güvenlik sorunları: Suç oranları artar ve bireyler kendilerini korumak zorunda kalır. Adalet ve eşitlik sorunları: Güçlü olanlar zayıfları ezebilir, hukuki koruma zayıflar. Ekonomik istikrarsızlık: Yatırımlar azalır, verimlilik düşer. Kültürel erozyon: Ortak değerler zayıflar. Sosyal duyarsızlık: Bireyler topluma karşı duyarsız hale gelir, işbirliği ve dayanışma azalır. İletişim sorunları: Yanlış anlamalar ve çatışmalar artar.

Brezilyalıların neden çok öpüştüğüne dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Brezilya'da öpüşmenin sosyal bir norm olduğu ve iletişimde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Ayrıca, romantik öpüşmenin bazı kültürlerde evrensel bir davranış olmadığı ve farklı kültürlerde çeşitli algılara sahip olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır.

Kadınların ne kadar altın takabileceğine dair kesin bir sınır yoktur. Altın takma miktarı, ailelerin maddi durumu, bölgesel gelenekler ve kültürel normlara göre değişiklik gösterebilir. Düğünlerde genellikle gelinin ailesine 2-3 bilezik takılması uygun görülürken, anne ve baba hayattaysa her biri birer bilezik takabilir. Ayrıca, altın takma geleneği günümüzde bazı aileler tarafından değiştirilebilir; altın yerine farklı takılar tercih edilebilir veya hiç takı takılmayabilir.

Evet, "adap" ve "âdâb" aynı anlama gelir, ancak farklı kullanımları vardır. Adap, kişinin toplum içinde uyumlu ve saygılı davranışlar sergilemesini ifade eder. Âdâb ise daha geniş bir perspektiften insan ilişkilerindeki doğru davranış biçimlerini kapsar ve ahlaki değerlere uygun davranmayı vurgular.

Güney Kore'de bazı yasak davranışlar şunlardır: Çubukları dikey tutmak veya pirince batırmak. Dövme yaptırmak. Sokakta yiyecek satmak. Eşiniz dışında biriyle cinsel ilişkiye girmek. Kırmızı mürekkeple isim yazmak. Toplu taşımada yüksek sesle konuşmak. Tabakta yiyecek bırakmak. İzin almadan çocukları sevmek. Bahşiş bırakmak. Gerektiğinde ayakkabı çıkarmamak.

Don't Stop (2012) filmi, 1983 yılında Çekoslovakya'da, komünist yönetim altında geçen bir hikayeyi anlatır. Filmin konusu: On sekiz yaşındaki lise öğrencisi Micky ve okuldan atılan en yakın arkadaşı David, bir müzik grubu kurma hayalindedir ancak ne tür müzik yapacaklarını bilmezler. The Clash'in "London Calling" albümünü dinleyene kadar. Bu albümden ilham alarak punk bir grup kurmaya karar verirler. Filmin mesajı: Film, 18 yaşındaki gençlerin otoriteye, toplumsal normlara, yetişkin sorumluluklarına karşı isyanını ve kendi değerlerini arayışını anlatır.

Hukuk ve ahlak arasındaki bazı farklar: Amaç: Hukukun amacı adaleti sağlamak, ahlakın amacı ise iyiliktir. Kapsam: Ahlak kuralları, hukuk kurallarından daha geniş bir kapsama sahiptir. Yükümlülük ve yetki: Hukuk kuralları yükümlülük yüklerken yetki de verir, ahlak kuralları ise kişilere sadece ödev yükler ve hak vermez. Yaptırım: Hukuk kurallarının yaptırımı devlet gücüyle uygulanan maddi bir yaptırımdır, ahlak kurallarının yaptırımı ise toplum tarafından ayıplanma, kınanma gibi manevi bir yaptırımdır. Yazılı olma: Hukuk kuralları kural olarak yazılıdır, ahlak kuralları ise yazılı değildir. Kaynak: Hukuk kurallarının kaynağı hukuk düzeni tarafından yetkilendirilmiş insanlar, ahlak kurallarının kaynağı ise yine bu kuralı uygulayacak olan insanın kendi vicdanıdır. Muhatap: Hukuk kuralının muhatabı ile koyucu farklı kişilerdir, ahlak kurallarının koyucusu ve muhatabı aynı kişidir. Uygulayıcı: Hukuk kurallarının ihlalinde ihlali tespit edecek makam farklıdır, ahlak kurallarında ise vicdani yargılamayı yine eylemi gerçekleştiren birey yapar.

Kuzenden sevgili olması konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Olumsuz görüşler: Bazı kişiler, kuzenden sevgili olmayı etik ve ahlaki açıdan uygun bulmaz. Akraba evliliklerinde çeşitli genetik hastalıkların görülme olasılığının artması endişesi vardır. Olumlu görüşler: Diğer kişiler, aşkın engel tanımadığını ve kuzenden sevgili olmanın mümkün olduğunu düşünür. Sonuç olarak, kuzenden sevgili olup olmamak kişisel tercihlere bağlıdır.

Eski Anadolu hukukunda bazı temel ilkeler: Dini ve sosyal normlar: Hukuk kuralları çoğunlukla dinle iç içeydi ve toplumsal normlar dini kurumlar tarafından şekillendirilirdi. Kısasa kısas prensibi (Lex Talionis): Birçok eski Anadolu hukukunda, suçlunun uyguladığı zararın bir benzerinin kendisine uygulanması ilkesi benimsenmiştir. Mal varlığı ve ticaret: Özellikle Asur ticaret kolonileri dönemiyle birlikte yazılı hukuk belgeleri, ticaretle ilgili birçok hüküm içeriyordu. Aile ve miras hukuku: Evlilik, boşanma, çocuğun miras hakları gibi konulara dair çeşitli düzenlemeler vardı. Sınıf ayrımı: Bazı hukuk sistemlerinde sosyal sınıflar arasında belirgin farklar ve kısıtlamalar bulunuyordu. Eski Anadolu hukukuna ait en eski yasalar, Hititlilerin başkenti Hattuşaş'ta (Boğazköy-Çorum) bulunan çivi yazılı kil tabletlerde yer almaktadır.

Kadın ve erkek tuvaletlerinin farklı olmasının birkaç nedeni vardır: Mahremiyet: Kadınlar genellikle daha fazla mahremiyet isterler ve daha kapalı, özel bir alanda tuvalet ihtiyaçlarını gidermek isterler. Hijyen: Kadınların anatomik yapısı gereği, tuvalet ihtiyaçlarını giderirken daha fazla hijyenik koşullara ihtiyaçları vardır. Bekleme süresi: Ortak tuvaletlerde, kadınlar ve erkekler arasında bekleme süreleri farklı olabilir. Kültürel ve sosyal normlar: Toplumda genel olarak kabul görmüş bir norm olan kadın ve erkeklerin ayrı tuvaletleri kullanması, toplumun cinsiyet rollerini ve toplumsal normları yansıtabilir.

Köylülerin neden kara çarşaf giydiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, kara çarşafın Türkiye'ye Tanzimat döneminde hacca gidip gelenler tarafından Araplar veya İranlılar'dan alınarak getirildiği bilinmektedir. Başlangıçta pek tutulmayan ve hatta bid'at olarak adlandırılan kara çarşaf, 1870 yılında yaygınlaşmıştır. Ayrıca, 1913 yılında Balkanlardan gelen göçmenlerin, Yahudi ve Ortodoks kadınların giydiği kara çarşafı giyerek Rumeli’ye geldikleri ve bu alışkanlığın zamanla İstanbul’a da yayıldığı belirtilmektedir.

Toplumsal kontrol yöntemleri genel olarak iki ana kategoriye ayrılır: resmi ve gayri resmi kontrol. Resmi toplumsal kontrol: Hukuk kuralları. Eğitim sistemi. Devlet kurumları. Gayri resmi toplumsal kontrol: Aile. Arkadaş çevresi. Medya ve internet. Ayrıca, toplumsal kontrol yöntemleri arasında önleyici, tepkisel, cezai, tazmini ve sağaltıcı kontrol gibi ayrımlar da bulunur.

Küfürlü manilerin neden yasaklandığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, küfür ve argo ifadelerin genel olarak yasaklanma sebepleri arasında, terbiye sınırlarını aşmaları, medeni ortamda söylenmelerinin hoş karşılanmaması ve başkalarına eziyet teşkil etmeleri yer alır. Ayrıca, bazı bölgelerde kamu düzenini korumak amacıyla küfür ve argo kullanımı yasaklayan uygulamalar da bulunmaktadır.

Anton Çehov'un aşk anlayışı, aşkın büyük bir gizem olduğu ve her durumun kişisel olarak incelenmesi gerektiği yönündedir. Çehov, eserlerinde aşkın genellikle dram ve trajikomik bir durum olduğunu, karakterlerin aşkı yaşayamadığını ifade eder. Çehov'un aşk hakkındaki bazı görüşleri şu şekildedir: "Birini severseniz düşünmeye mutluluktan veya mutsuzluktan, erdemden veya günahtan değil, daha önemli olan, en önemli olan, en tepedeki şeyden başlamanız gerekir." "Aşk hakkında söylenen tüm öbür sözler, yazılar bir sonuca varmamıştır, cevapsız sorular olarak kalmıştır." Çehov, hayatı boyunca yalnız bir adam olarak kalmış ve evlilikten kaçınmıştır.