Sosyalizm

Devrimci Halk Kütüphanesi'nde bulunan bazı kitaplar şunlardır: Jan Van Dijk - Ağ Toplumu; Teori ve Politika - Sayı 42, 43 (Yaz, Güz 2006); Anthony Brewer - Marksist Emperyalizm Teorileri; M. Nuri Durmaz - Marx'ın Yasaları; Terry Eagleton - Marx Neden Haklıydı; Ali Rıza Güngen, Fuat Ercan, Özlem Tezcek, Özgün Biçer, Yasemin Özgün (Haz.) - Emek ve Siyaset. Kütüphanede sol, sosyalist, komünist ve anarşist kitap, dergi, gazete ve broşürlere ait e-kitaplar paylaşılmaktadır.

Piyasa sosyalistleri, üretim araçlarının kooperatiflere ait olduğu ve arz-talep mekanizmasına dayalı bir ekonomik sistemi savunurlar. Temel ilkeleri arasında şunlar yer alır: - İşçi kontrolü: İşçiler, üretim süreci üzerinde daha fazla söz sahibi olur ve karar alma süreçlerine katılır. - Planlı ekonomi: Ekonomik faaliyetler, merkezi bir otorite tarafından organize edilir ve yönetilir. - Gelir dağılımı: Gelir daha eşit dağıtılır ve servet farkları minimize edilir. - Toplumsal hizmetler: Eğitim, sağlık gibi temel hizmetler genellikle ücretsiz veya devlet tarafından finanse edilir.

Ruhi Su, sosyalist akıma mensuptur.

Çin'in sosyalist bir ülke olmasının temel nedenleri şunlardır: 1. Bilimsel Sosyalizm İlkeleri: Çin, sosyalizmin temel ilkelerini kendi koşullarına uyarlayarak "Çin'e Özgü Sosyalizm" yolunu izlemiştir. 2. Ekonomik Yapı: Çin, ekonomi alanında kamu mülkiyetinin esas olduğu, ancak farklı mülkiyet sistemlerinin birlikte geliştiği bir yapı uygulamıştır. 3. Siyasi Sistem: Halk Meclisi, çok partili işbirliği ve siyasi istişare ile etnik bölgesel özerklik gibi sistemler kararlılıkla uygulanmıştır. 4. Tarihsel ve Kültürel Faktörler: Mao Zedung döneminde başlatılan "Kültürel Devrim" ve sonraki reform süreçleri, sosyalist devrimin tamamlanması ve modernleşmenin sağlanması hedeflerine yönelikti. Bu faktörler, Çin'in demokratik, modern, uyumlu ve çağdaş bir sosyalist ülke haline gelmesini sağlamıştır.

Maksim Gorki'nin "Ana" romanı, Rus proletaryasının Çarlık Rusya'sına karşı verdiği devrimci mücadeleyi anlatır. Romanın temel mesajları: - Halkın kendi sorunlarına bakarak ve nedenleri üzerinde düşünerek kendini savunmaya başlaması ve ezenlere başkaldırması gerektiği. - Sosyalistlerin devrim öncesi devrime hazırlık yapan ruh hallerinin betimlenmesi. - Burjuva sınıfının sağladığı olanaklara sırt çevirerek mücadeleye katılan kadınların da devrimci mücadelenin önemli bir parçası olması. Roman, ayrıca 1905 Rus Devrimi öncesindeki ekonomik, sosyal ve toplumsal panoramayı da yansıtır.

Sosyalizmde bilim ve sanat şu şekilde değerlendirilebilir: 1. Bilim: Sosyalizmde bilim, toplumun yararına kullanılacak şekilde organize edilirdi. 2. Sanat: Sosyalist sanat, kitleleri de üretim sürecine dahil eden, kolektif bir temelde örgütlenirdi.

Sacco ve Vanzetti, 1921 yılında Massachusetts'te işledikleri iddia edilen bir cinayet ve soygun nedeniyle idam edildiler. Olay, South Braintree'deki bir ayakkabı fabrikası veznedarı ve koruma görevlisinin öldürülmesi ve soyulmasıyla ilgili olarak gerçekleşti. Davaları, sosyalistler ve radikaller tarafından protesto edildi, çünkü birçok kişi sanıkların radikal anarşist inançları nedeniyle mahkum edildiklerini düşünüyordu.

"Elveda Lenin!" (Good Bye Lenin!) Doğu Almanya'nın yıkılışı döneminde geçen bir hikayeyi anlatır. Filmin konusu: Kalp krizi geçirip 8 ay komada kalan bir annenin, dışarıda olup bitenlerden habersiz kalması üzerine, oğlunun ona yapay bir dünya oluşturması etrafında döner. Film, sosyalizme inanan insanların hayallerinin yıkılışına ve dünyadaki politik sistemlere yönelik bir eleştiri sunar.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Atatürk'e adanmamıştır. Bu gün, kadın hakları mücadelesinin sembolü olarak, 1910 yılında Danimarka'nın Kopenhag kentinde düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda Clara Zetkin'in önerisiyle kabul edilmiştir. Atatürk, Türk kadınının toplumsal hayatta hak ettiği yere ulaşması için önemli reformlar yapmış ve kadınların eğitimine, siyasete katılımına ve yasal haklarına büyük önem vermiştir. Ancak, 8 Mart'ın Atatürk'e adandığına dair doğrudan bir bağlantı yoktur.

Sabiha Sertel, sosyalist-komünist akıma mensuptur.

Sosyalizmin zaferleri, toplumsal eşitlik, ekonomik adalet ve sosyal refahın artırılması gibi hedeflere ulaşılması olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, sosyalizmin bazı önemli başarıları şunlardır: 1. Üretim araçlarının kolektif mülkiyeti: Sosyalizm, fabrikaların, toprakların ve doğal kaynakların toplumun genelinde olmasını hedefler, bu da üretimin kar amacı gütmeden insanların ihtiyaçlarına göre yönlendirilmesini sağlar. 2. Temel hizmetlere erişim: Sosyalizm, sağlık hizmetleri, eğitim ve konut gibi sosyal hizmetlerin genişletilmesini savunur. 3. Gelir eşitliğinin sağlanması: Sosyalizm, gelir farklılıklarını azaltmayı ve herkesin temel ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlar. 4. Demokratikleşme: Sosyalizm, demokratik kurumların ve katılımcı karar alma süreçlerinin teşvik edilmesini öngörür. Ancak, sosyalizmin uygulanması farklı ülkelerde farklı biçimlerde gerçekleşmiş ve bazı durumlarda otoriter rejimlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Proleter diktatörlük, Marksizm'e göre sosyalizm rejimidir.

Galina Serebryakova'nın "Ateşi Çalmak" adlı beş ciltlik eserin beşinci ve son cildi, Friedrich Engels'in Karl Marx'ın ölümünden sonraki hayatını konu alır. Bu ciltte, Engels'in Marx'ın el yazmalarından Kapital'in ikinci ve üçüncü cildini tamamlama çabası, sosyalizmin yaygınlaştırılması için yapılan çalışmalar ve güçlenen Alman sosyal demokratları gibi olaylar ele alınır. Bu ciltle birlikte, XIX. yüzyılın işçi mücadeleleri ve bu mücadelelerin önderleri, teorisyenleri ve örgütçülerinin yer aldığı canlı tablo tamamlanmış olur.

Küba Devrimi, sosyalist ideolojiye dayanmaktadır.

Marksist sosyalist demokrasi, Marksizm ve sosyalist ideolojinin bir birleşimi olarak, sosyalist bir toplum yapısının demokratik süreçler aracılığıyla inşa edilmesini savunan bir yaklaşımdır. Bu anlayışın temel ilkeleri şunlardır: - Üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti: Özel mülkiyetin sınırlanması veya ortadan kaldırılması. - Demokratik katılım: Halkın siyasi süreçlere aktif katılımı, sadece seçimlerle sınırlı kalmayıp, iş yerlerinde, yerel topluluklarda ve sosyal organizasyonlarda da katılımın artırılması. - Sınıf mücadelesi: Kapitalist sistem içindeki sınıf çatışmasının vurgulanması ve işçi sınıfının haklarının korunması. - Planlı ekonomi: Ekonominin planlı bir şekilde yönetilmesi. - Kültürel ve sosyal reformlar: Toplumsal cinsiyet eşitliği, ırkçılığa karşı mücadele ve diğer sosyal adalet meselelerine önem verilmesi.

İnebolu, Nazım Hikmet'e komünizm fikrini aşılamada önemli bir rol oynadı. 1921 yılında Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere İnebolu'ya gelen Nazım Hikmet, burada Spartakistlerden Sadık Ahi (Mehmet Eti) adlı bir sosyalistle tanıştı ve ondan yeni fikirler öğrendi.

İGD (İlerici Gençler Derneği), sosyalist bir siyasi görüşe sahiptir.

Anarşist ve komünist arasındaki temel fark, devletsiz toplum yapısına ulaşma yöntemleridir: Komünistler, devletsiz toplum yapısına ulaşmak için diyalektik materyalizm temel alarak, devletin etkisinin azalarak yok olmasını ve bu süreçte bir geçiş dönemi gerektiğini savunur. Anarşistler ise devletin hemen ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun için ise toplumsal bir devrimle sosyalist devrimi ve devletin proletarya tarafından ele geçirilmesini değil, doğrudan komün hayata geçilmesi gerektiğini savunur. Ayrıca, anarşistler genel olarak tüm hiyerarşi ve tahakküm biçimlerini reddederken, komünistler devletin tamamen ortadan kalkmasından önce, tarihsel bir süreç gerektiğini belirtir.

"Germinal" kitabı, Emile Zola tarafından yazılmış olup, 1860'larda kuzey Fransa'da geçen bir grev öyküsünü anlatır. Kitabın ana konuları: - Maden işçilerinin çetin koşulları ve açlık, sefalet içinde yaşamaları. - Etienne Lantier adlı genç bir işçinin, sosyalist fikirlere kapılması ve grevin fikir babası olması. - Grevin başlaması, şiddetlenmesi ve polis tarafından acımasızca bastırılması. - Grevin başarısız olması ve işçilerin hayallerinin yok olması. "Germinal", aynı zamanda Latince'de "tohum, tomurcuk, filiz" anlamına gelen bir sözcüktür.

Küba'nın devrimci bir ülke olarak kabul edilmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Siyasi ve Ekonomik İstikrarsızlık: 20. yüzyılın başlarında Küba, yolsuzluk, eşitsizlik ve sert yönetim yöntemleriyle karakterize edilen bir siyasi ve ekonomik duruma sahipti. 2. Fulgencio Batista Diktatörlüğü: 1952'de iktidara gelen Batista, otoriter bir rejim kurdu ve siyasi muhalefete karşı baskılar uyguladı. 3. Devrimci Hareketler: Fidel Castro ve Che Guevara gibi liderlerin öncülüğünde gerçekleşen devrimci hareketler, Batista rejimine karşı silahlı mücadele başlattı ve 1959'da onu devirmeyi başardı. 4. Sosyal ve Ekonomik Reformlar: Devrimin ardından Castro hükümeti, eğitim, sağlık ve tarım alanlarında radikal reformlar gerçekleştirdi, özel mülkiyeti sınırladı ve ekonomiyi sosyalist bir model üzerine kurdu. 5. Uluslararası Etkiler: Küba'nın sosyalist yönelimi, ABD ile ilişkileri gerdi ve iki ülke arasındaki gerilimi artırdı.