Sosyalİşler

Kent hakkı ile ilgili özlü bir söz bulunamadı. Ancak, kent hakkı ile ilgili bazı görüşler şu şekildedir: Henri Lefebvre: "Kent hakkı, kentte yaşama sanatı olarak oeuvre hakkı ve zaman ve mekâna el koymak olarak temellük hakkı olarak tanımlanır". David Harvey: "Kentleşme her zaman sınıfsal bir olgudur ve kent hakkı, var olan mekânı değiştirme hakkı olarak tanımlanır". Robert Park: "Kent, sükûn edenin özgür bir biçimde ve kısıtlama getirilmeksizin oluşturulan birlikte yaşam alanıdır". David Harvey (Robert Park'ın sözünü tekrar ederek): "Kenti değiştirmek, kendimizi değiştirmektir".

Kişisel veya mesleki stratejinin gidişatını ciddi biçimde bozabilecek ve emeği boşa çıkarabilecek dışsal gelişmeler şunlardır: Beklenmedik olaylar ve felaketler. Dışsal faktörlerdeki değişimler. Rekabet ve piyasa koşulları. Bu tür durumlarla başa çıkmak için, olası durumlar planı yapmak ve beklenmedik olayların etkisini değerlendirebilmek gereklidir.

Üsküdar çay bardaklarının neden kaldırıldığı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, İstanbul Üsküdar'daki Mülkiyeler Birliği lokaline, sosyal medyada paylaşılan küfürlü ve kadınlara yönelik aşağılayıcı ifadeler içeren rakı bardakları nedeniyle Ticaret Bakanlığı tarafından denetim gerçekleştirildiği ve işletmeye 487 bin 564 TL idari para cezası kesildiği bilinmektedir. Ayrıca, Paşabahçe'nin Üsküdar isimli bir çay bardağı modeli olduğu ve bu bardağın ince belli yapısı, estetik tasarımı ve dayanıklılığı ile öne çıktığı belirtilmiştir.

Ramazan fenerlerini fener üreticileri yapar. Örneğin, Mısır'da Ramazan fenerleri ahşap, metal, plastik, kumaş gibi çeşitli malzemelerle yapılarak her yıl ramazan ayı öncesi halkın beğenisine sunulur. Ayrıca, "Ramazan feneri" geleneği, Mısır'da yaklaşık 200 yıl hüküm süren Fatımi devleti dönemine (969-1171 yılları) kadar dayanmaktadır.

Meseleler, önemli ve çözülmesi gereken durumlardır. İşte bazı nedenleri: Çözüm için zihinsel çalışma: Meselelerle ilgilenmek ve onları düşünmek, çözüme ulaşma yeteneğini doğrudan etkileyebilir. Belirsizliğin giderilmesi: Belirsizlik ortadan kalktığında, huzur ve rahatlık sağlayabilir. Toplumsal ve bireysel etki: Gelir eşitsizliği, iklim krizi ve sağlık sorunları gibi meseleler, hem bugünü hem de yarını etkileyerek hayatları derinden etkileyebilir. Kişisel gelişim: Kendini doğrudan mesele etmek, içteki insanı besleyen ve bilincin bütünü için olumlu anlamda itici etkilerde bulunan bir dinamo işlevi üstlenebilir.

CEDA kısaltmasının iki farklı açılımı bulunmaktadır: 1. Centre for Economic Development and Administration (Ekonomik Kalkınma ve Yönetim Merkezi). 2. Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women (Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme).

Eşitsizlik, farklı gruplar arasındaki farklılıkları ifade eder. Adaletsizlik ise, toplumun her kesiminde görülen, sosyal, ekonomik ve hukuki alanlarda ortaya çıkan bir olgudur. Sosyal adaletsizlik, ekonomik adaletsizlik, hukuki adaletsizlik, cinsiyet ayrımcılığı gibi birçok alanda meydana gelir. Ekonomik adaletsizlik, toplumsal ölçekte zenginlerle yoksullar arasındaki farklılıkları ifade eder. Hukuki adaletsizlik, yasaların bazı insanlara diğerlerinden daha fazla güç vermesine ve insana yakışır hukuki bir işlem sağlayamamasına neden olur. Eşitsizlik ve adaletsizlik, toplumların sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini engeller.

Özgecan Aslan'ın mezarının anıt olarak yapılmasının nedeni, kadına yönelik şiddete karşı duyarlılığı artırmak ve Özgecan'ı ölümsüzleştirmek isteğidir. Heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan anıt heykel, iki parçadan oluşmakta ve ortada saçları uçuşan bir Özgecan figürü bulunmaktadır.

Dünya Engellilik Raporu (DER), 9 Haziran 2011 tarihinde yayınlanmıştır. Rapor, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Bankası işbirliğiyle hazırlanmıştır.

Hindistan'da duş olmamasının birkaç nedeni vardır: Su kıtlığı: Ülke nüfusunun önemli bir kısmı, özellikle kırsal bölgelerde, temiz suya erişimde zorluk çekmektedir. Hijyen ve kültürel nedenler: Bazı bölgelerde, tuvaletin eve yapılması dini açıdan hoş karşılanmamakta ve bu durum ciddi hijyen sorunlarına yol açmaktadır. Ayrıca, Hindistan'da birçok evde tuvalet bulunmadığı için insanlar ihtiyaçlarını dışarıda gidermek zorunda kalmaktadır.

Ev hanımlığı, genellikle meslek olarak kabul edilmez çünkü: 1. Maddi bir karşılık beklenmez: Ev hanımları, yaptıkları işler karşılığında resmi bir maaş almazlar. 2. Eğitim ve uzmanlık gerekmez: Ev hanımlarının bu işleri yapabilmek için özel bir eğitim veya uzmanlığa sahip olmaları gerekmez. 3. Üretimin görünür olmaması: Evde yapılan işler, somut ve görünür bir üretim sonucu yaratmaz, bu da onların değersizleşmesine neden olur. 4. Mesai kavramı olmaması: Ev hanımlarının çalışmaları, yedi gün yirmi dört saat süren ve mesai kavramı olmayan bir işçilik olarak değerlendirilir.

Fakir fukaranın durumunun düzelmesi için çeşitli yöntemler önerilmektedir: 1. Oruç ve Zekât: İslam dininde oruç ve zekât gibi ibadetler, zenginlerin fakirlerin hâlinden anlamalarını ve onlara yardım etmelerini sağlar. 2. Adil Gelir Dağılımı: Toplumsal dengeyi sağlamak için zengin ve fakir sınıfları arasında adil bir paylaşım ve bölüşüm yapılması gereklidir. 3. Sosyal Projeler: Devlet ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen sosyal projeler ve yardımlar, fakir fukaranın temel ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olabilir. 4. Eğitim ve İstihdam: Eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve iş imkânlarının artırılması, insanların ekonomik olarak daha güçlü hale gelmelerini sağlar. Bu yöntemler, fakir fukaranın yaşam kalitesini artırarak sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur.

Hindistan'da kız çocuk oranının düşük olmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Cinsiyet Ayrımcılığı ve Seçici Kürtaj: Ailelerin erkek çocuğu tercih etmesi nedeniyle kız bebeklerin kürtaj edilmesi yaygın bir uygulamadır. 2. Ekonomik Yük Olarak Görülme: Kız çocukları, çeyiz ve evlilik masrafları gibi nedenlerle ekonomik bir yük olarak kabul edilir. 3. Sağlık ve Beslenme Farkı: Kız çocuklarına erkeklere göre daha az sağlık ve beslenme imkanı sunulması, hayatta kalma oranlarını düşürür. 4. Eğitimsizlik: Kız çocuklarının eğitim olanaklarından yeterince yararlanamaması, erken yaşta evlilik ve iş gücüne katılımlarını kısıtlar.

Türkiye'de öfke sorununun artmasının birkaç nedeni vardır: 1. Ekonomik Zorluklar ve Gelecek Kaygısı: Artan işsizlik, enflasyon ve alım gücünün düşmesi, insanlarda gelecek kaygısı yaratarak öfke ve stresi artırmaktadır. 2. Sosyal Medya Kullanımı: Sosyal medya, olumsuz etkileşimlere zemin hazırlayarak bireylerin birbirlerine karşı daha tahammülsüz olmasına ve öfkeli ifadeler kullanmasına neden olmaktadır. 3. Trafik Stresi: Büyük şehirlerdeki trafik çilesi, insanların sinir seviyesini yükselterek öfkeli olmalarına katkıda bulunmaktadır. 4. Psikolojik Sağlık Sorunları: Depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik sorunlar, toplumda yaygınlaşmış ve tedavi görmeyen bireylerin sayısının artması genel bir sinirlilik haline yol açmıştır. 5. Toplumsal Kutuplaşma: Siyasi ve toplumsal konulardaki derin ayrılıklar, insanlar arasında güveni azaltarak öfkeyi artırmaktadır.

Arabada yaşayan adam ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Antalya'da Yaşayan Necdet Tilif: 62 yaşındaki emekli Necdet Tilif, sosyal medyada tanıştığı eşi tarafından hakkında alınan uzaklaştırma kararı nedeniyle 4 aydır hurdaya dönmüş bir aracın içinde yaşamaktadır. 2. Şanlıurfa'da Yaşayan Şaban Demirbilek: 52 yaşındaki Şaban Demirbilek, eşi ve çocukları tarafından evden kovulduktan sonra 5 aydır otomobilinde yaşam mücadelesi vermektedir.

Tanzanya'da kadın erkek eşitliği konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, tam bir eşitlik sağlanmamıştır. Tanzanya kadınları, toplumun önemli bir parçası olarak kabul edilir ve ailelerin sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamında aktif rol oynarlar. Ayrıca, dünya genelinde kadınların erkeklere sunulan hakların ancak üçte ikisine sahip olduğu ve cinsiyet eşitliği yasalarının tam olarak uygulanmadığı bir gerçektir.

Bereketli Topraklar Üzerinde filmi, 1980 yılında Adana Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından yasaklandı. Filmin yasaklanma nedeni, bir başkaldırış hikayesi içermesi olarak belirtildi. Ayrıca, 1981 yılında Avrupa'nın en iyi filmi seçilmesine rağmen, yönetmen Erden Kıral sıkıyönetim nedeniyle ödülünü kabul edemedi.

"Yer altı dünyası" deyimi, yasal olmayan, kirli ve karanlık işlerin gerçekleştirildiği ortamı ifade eder.

Kadın ve Kadın dergilerinin kapanma nedenleri farklılık göstermektedir: 1. Kadınca Dergisi: 2007 yılında, Türkiye'nin mevcut medya yapısına ve reklam pastasından pay alabilme savaşına bağımsız bir dergi olarak dayanamadığı için kapandı. 2. Zenan Dergisi: İran'da, 2015 yılında "Beyaz Evlilik" olarak tanımlanan kişilerin nikahsız birlikte yaşamalarını teşvik ettiği iddiasıyla kapatıldı. 3. Red Dergisi: 2012 yılında, ekonomik kriz nedeniyle yayına başlamadan kapandı.

İzmirlilerin İzmir'i terk etme nedenleri çeşitli faktörlere dayanmaktadır: 1. Konut Fiyatları ve Arz Yetersizliği: Konut ihtiyacının karşılanamaması ve yüksek kira fiyatları, insanları İzmir'i terk etmeye zorlamaktadır. 2. Ruh Göçü: Öncü ve yenilikçi insanların, yaşamlarını tek bir coğrafyaya hapsetmek yerine yeni maceralara yelken açma isteği. 3. Belediye Hizmetleri ve Altyapı Sorunları: Kentin altyapı sorunları, belediye hizmetlerinin yetersizliği ve çürüyen şehir imajı, İzmir'in terk edilmesine yol açan olumsuz faktörler arasında yer almaktadır. 4. Göç ve Mülteci Akını: Düzenli ve düzensiz göçmenlerin barınma ihtiyacı, konut talebini artırarak yerel halkın yaşam koşullarını zorlaştırmaktadır.