Şiir

İstiklal Marşı'nın 2. ve 4. kıtaları, farklı temaları işlemek üzere yazılmıştır: 2. Kıta: Bu kıta, Türk milletinin bağımsızlık ve kahramanlık mücadelesini vurgular. 4. Kıta: Bu kıta, Batı'nın istilacı güçlerine meydan okur.

Koçaklama ve güzelleme, Türk halk edebiyatında farklı temaları işleyen koşma nazım türlerinin iki farklı türüdür. Koçaklama, yiğitçe bir anlatımla söylenen, kahramanlık ve savaş konulu şiirlerdir. Güzelleme ise insan, hayvan ve tabiat güzelliklerinin anlatıldığı koşmalara denir.

“Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” dizesi, 10. Yıl Marşı'nda yer almaktadır.

"Fetih Marşı" şiirini Arif Nihat Asya yazmıştır.

"Bir başkadır benim memleketim, taşına toprağına bin can feda" dizelerini Ayten Alpman seslendirmektedir.

"Ceylan Gözlüm" türküsü, Erzurumlu Mustafa Aydın'ın trafik kazasında vefat eden eşine yazdığı söylenen bir eserdir.

Divan edebiyatında tapşırmanın amacı, şiirin sahibini açıkça belirtmektir.

Şarkı mecmuası, bestelenmiş şiirlerin bir araya getirildiği, makam, usûl ve güftekâr bilgilerinin yer aldığı bir tür şiir antolojisidir. Bu mecmualar, geleneksel Türk müzik eğitimi ve tarihi açısından önemli kaynaklar arasında yer alır.

Makber şiirinin konusu, Abdülhak Hâmid Tarhan'ın eşi Fatma Hanım'ın ölümü üzerine yaşadığı derin acı ve bu acının getirdiği duygusal sorgulamalardır. Şiirde işlenen diğer temalar ise ölüm, ayrılık, aşk, özlem ve doğanın değişimidir.

"Gel Gör Beni Aşk Neyledi" şiiri, Yunus Emre tarafından yazılmıştır.

Şiir türleri hem sesli hem de sessiz olarak okunabilir. Sesli okuma, şiirin vurgulu ve tonlamalı bir şekilde okunmasını sağlar, bu da anlatımın ve dildeki akıcılığın gelişmesine yardımcı olur. Sessiz okuma ise anlama ve kavrama becerilerini artırır, şiirin duygusal ve estetik etkisini daha içsel bir şekilde hissetmeyi sağlar.

"Eşeği Saldım Çayıra" şiiri, Kazak Abdal'a aittir.

"Ben Bu Cihâna Sığmazam" şiiri, Divan şairi Seyyid Nesimi'ye aittir.

“Yüzünü aklımda tutamayacağım diye korktum bir kere halbuki nasıl yanılmıştım hasta hafızama çakıldın adeta” sözü Ahmed Arif'e aittir.

"Mihriban" türküsünü Abdurrahim Karakoç yazdı, Musa Eroğlu ise bu şiiri besteledi.

Tenasüp (uygunluk) sanatına örnek cümleler şunlardır: 1. "Meyhane ki saki sarhoş, şişe sarhoş, mey sarhoş". 2. "Aramazdık gece mehtâbı yüzün parlarken / Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken" (Faruk Nafiz Çamlıbel). 3. "Yunus ki nergiste güler, gülde kanar / Kırlarda gelincikte onun bağrı yanar" (Yunus Emre). 4. "Bu akşam ışık olduk, renk olduk, ses olduk / Yeniden kışla olduk, asker olduk, tüfek olduk". 5. "Lâleyi sümbülü, gülü hâr almış / Zevk u şevk ehlini âh u zâr almış".

"İntikam Marşı", Ömer Uğur'a aittir.

"Şiire Gazele" sözleri, Azerbaycan Türkü Aliağa Vahid'e aittir.

Aşk şiirleri, en çok okunan şiirler arasında yer alır çünkü insanların duygusal bağ kurabileceği ve evrensel temaları işlediği için geniş bir kitleye hitap eder. Bu tür şiirler, aşkın gücünü, derinliğini ve karmaşıklığını etkileyici bir dille anlatarak okuyucuları etkiler ve onları içsel bir yolculuğa çıkarır.

Manzume ve manzum hikaye arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Konu ve Anlatım: Manzum hikayeler, bir hikaye anlatısı içerirken, manzumeler daha genel olarak öğretici konulara ağırlık verir ve toplumsal mesajları işler. 2. Olay Örgüsü: Manzum hikayelerde olay örgüsü ve karakterler bulunurken, manzumelerde bu unsurlar daha az belirgin olabilir. 3. Dil ve Üslup: Manzumelerde kelimeler genellikle gerçek anlamlarıyla kullanılırken, manzum hikayelerde duygusal ve çağrışımsal bir dil kullanılır. 4. Sanat Değeri: Manzumeler, sanat değeri taşımayabilirken, manzum hikayeler daha çok estetik kaygılarla yazılır.