ŞehirAdları

İstanbul'un eski isimlerinin değişmesinin birkaç nedeni vardır: Siyasi ve tarihi değişiklikler: Byzantium'dan Konstantinopolis'e: M.S. 330 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin, şehri Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edip "Yeni Roma" anlamına gelen Nova Roma adını verdi, ancak halk şehri Konstantin'in adıyla anmayı tercih etti ve isim kısa süre sonra Konstantinopolis olarak değişti. Konstantinopolis'ten İslambol'a: 1453 yılında Osmanlı Sultanı II. Mehmet şehri fethettikten sonra, "İslam'ın bol olduğu yer" anlamına gelen İslambol adını kullandılar. İslambol'dan İstanbul'a: 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra, şehrin resmi adı İstanbul olarak değiştirildi. Dildeki evrim ve halkın kullanımı: Stimbol'dan İstanbul'a: "Şehre doğru" anlamına gelen Stimbol, zamanla İstanbul'a dönüştü. Bu değişiklikler, şehrin farklı dönemlerde farklı medeniyetler ve kültürler tarafından yönetilmesini ve bu yönetimlerin şehre kazandırdığı yeni kimlikleri yansıtmaktadır.

Karabük'e "Karabük" denmesinin nedeni, şehrin üzerinde bulunduğu coğrafi ortamdan kaynaklanmaktadır. "Kara" kelimesi, "siyah" anlamına gelir. "Bük" kelimesi ise "çalılık" veya "dere kenarında yer alan arazi" anlamlarına gelir. Bu nedenle, Karabük adı "kara çalılık yer" anlamında oluşmuştur. Ayrıca, Osmanlı tahrir defterlerinde Karabük adını taşıyan bir Türkmen kavminin bulunması, adın bir topluluk adı olma olasılığını da düşündürmektedir.

Gelibolu'nun adının neden Gelibolu olduğuna dair bazı görüşler şunlardır: Kallipolis. Galya diyarı. Rüzgârlar. Kadırga şehri. Gelibolu'nun adının "Gülübol" ve "Geliribol" sözcüklerinden geldiği de düşünülmektedir. Gelibolu'nun adının neden Gelibolu olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Antakya isminin Hatay olmasının nedeni, Hatay Devleti'nin tarihsel geçmişiyle ilgilidir. Hatay, 1939'da Türkiye’ye katılmadan önce bağımsız bir devlet olarak varlık göstermiştir.

Astakos, İzmit'in eski adlarından biridir. İzmit ve çevresini fetheden Akça Koca Bey’den dolayı il, Türkler’in eline geçtikten sonra İznikmid, İznikimid, İznikümid, İznikümed, İzmid, İzmit gibi farklı şekillerde adlandırılmıştır. Astakos, MÖ 712 yılında Trakya'dan gelen Megaralılar tarafından İzmit Körfezi'nin güneyindeki Başiskele yöresine kurulup bağımsız bir şehir devleti olmuştur.

Malatya'nın eski isimlerinden biri Melitene, diğeri ise Melita'dır. Melitene: Roma döneminde kullanılan isimdir. Melita: Kültepe tabletlerinde geçen en eski isimdir. Ayrıca, Asur kaynaklarında Meliddu, Melide, Melid, Milid, Milidia, Urartu kaynaklarında ise Melitea olarak da adlandırılmıştır.

Dersaadet, "mutluluk kapısı" anlamına gelir ve İstanbul'un eski isimlerinden biridir. İstanbul'un diğer bazı isimleri: Konstantiniyye; Miklagord; İslambol; Konstantinopolis.

Petrograd, 1914-1924 yılları arasında ve 1991'den sonra tekrar 200 yıl boyunca Sankt-Peterburg olarak bilinen şehrin, I. Dünya Savaşı sırasında kullanılan adıdır. Sankt-Peterburg, Moskova'nın 715 km kuzeybatısında bulunan, Rusya'nın ikinci, Avrupa'nın dördüncü büyük şehridir. Şehir, 1703 yılında Çar I. Petro tarafından Rus Çarlığı'nın Avrupa'ya açılan kapısı olması amacıyla kurulmuştur.

Amasra'nın eski adı Amastris, Pers kralı Darius'un erkek kardeşi Oksathros'un kızı ve Herakleia Pontika kralı Dionysius'un karısı olan Amastris'ten gelmektedir. Amastris, MÖ 4. yüzyılda kendi adını taşıyan bir şehir kurmuş ve kendi adına sikke bastıran ilk kraliçe olmuştur.

Elaziz ismi, Osmanlı döneminde, 1862 yılında, Sultan Abdülaziz'in tahta çıkışının beşinci yılı anısına, şehrin yönetimine tayin edilen Vali İsmail Paşa'nın önerisiyle "Mamurat al-aziz" adının kısaltılması sonucu ortaya çıkmıştır. 1937 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ziyaretiyle, şehre "azığı bol il" anlamında "Elazık" ismi uygun görülmüş, bu isim TBMM kararı ile "Elazığ" olarak onaylanmıştır.

Tekirdağ'ın eski adı Rodosçuk, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, şehrin Bizans'tan alınmasından sonra, Rodosto isminin Türkçeleştirilmiş hali olarak kullanılmıştır. Rodosto, Bizans döneminde şehrin liman kenti olarak önemini sürdürdüğü bir döneme işaret eden bir isimdir.

Tekirdağ, Cumhuriyetin ilanından sonra, şehrin güneybatısında yer alan Tekir Dağı'ndan esinlenerek resmi olarak "Tekirdağ" adını almıştır. Tarih boyunca Tekirdağ, farklı dönemlerde çeşitli isimlerle anılmıştır: Bisanthe (M.Ö. 5. yüzyıl); Rhaedestus (M.Ö. 343-M.S. 843); Rodosto (M.S. 843-1358); Rodosçuk (M.S. 1358-Osmanlıların fethiyle); Tekfurdağı (M.S. 1732).

Diyarbakır ismi, Mustafa Kemal Atatürk tarafından konulmuştur. 1937 yılında bölgeyi ziyaret eden Atatürk, "Diyarbekir" adını telaffuz ettikten sonra, şehrin topraklarının zengin maden yatakları içerdiğini öğrenmesi üzerine "bakır" kelimesini vurgulayarak, bu ismin "Diyarbakır" şeklinde değiştirilmesini önermiştir.

Dedeağaç'ın Alexandroupolis olarak adlandırılmasının nedeni, 1920 yılında Yunanistan Kralı I. Aleksandros'un şehri ziyaret etmesi ve şehrin adının Yunanca "Aleksandropolis" (Aleksandros'un yeri) olarak değiştirilmesidir. Şehrin Türkçe adı olan Dedeağaç ise, Osmanlı döneminde kurulan bir tekkenin dedesinin altında oturduğu ağacın mitleştirilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır.

Hattuşa'ya "Hattuşa" adı, Hititçe "Hattuş" kelimesinden gelmektedir. Hitit adı ise, Eski Ahit'te (Tevrat) bu kavimden bahsederken kullanılan kelimeden dolayı kullanılmıştır. Hattuşa, 1986 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir ve bu tarihten itibaren "Hattuşa" olarak anılmaktadır.

Evet, Antwerp ve Anvers aynı şehirdir. Antwerp, şehrin orijinal Felemenkçe adıdır.

Mamuret'ül Aziz, Osmanlı döneminde Elazığ'ın adı olup, "Aziz'in mamur ettiği yer" veya "Aziz'in imar ettiği şehir" anlamına gelir. Bu isim, 19. yüzyılın sonlarında, Harput’un zorlu coğrafi koşulları nedeniyle yeni bir yerleşim yeri oluşturulması gerektiğinde, bugünkü Elazığ’ın bulunduğu bölgeye taşınılması ve dönemin valisi İzzet Paşa’nın önerisiyle verilmiştir. Zamanla, bu isim halk arasında "Elaziz" olarak kısaltılmış ve Cumhuriyet döneminde "Elazığ" olarak resmi hale gelmiştir.

Stalingrad şehri, Volgograd olarak bilinmektedir.

Ulus'un eski adı, "Bozulus" veya "üleşmek" fiilinden türetilen "Ülüş" olarak bilinmektedir.

Evet, Nicomedeia ve İzmit aynı şehri ifade eder. Antik dönemde Bithynia Krallığı'nın başkenti olan Nikomedia, 1327 yılında Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra İznikmid ve İzmid adlarını almış, daha sonra ise İzmit olarak anılmaya başlanmıştır.