NazımHikmet

"Bume Sevdalî" şarkısı, Hamit Karadeniz tarafından seslendirilmiş ve Sultan Bekes ile düet yapılmıştır. Şarkının ne anlattığı hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, "Sevdalı Bulut" adlı eser, Nazım Hikmet tarafından yazılmış ve iyi ile kötünün mücadelesini anlatan bir masal olarak bilinmektedir.

Nazım Hikmet, Adnan Menderes'e iki farklı şiir yazdı: 1. "Diyet" adlı şiir, Menderes'in Kore'ye asker göndermesini eleştirmek amacıyla 25 Haziran 1959'da yazıldı. 2. "Gerileyen Türkiye Yahut Adnan Menderes'e Öğütler" adlı şiir ise, 29 Aralık 1954'te New York Times'da çıkan "Türkiye Geriliyor" başlıklı yazıya cevap olarak yazıldı.

Cem Karaca'nın Nazım Hikmet'ten seslendirdiği şiir "Herkes Gibisin" adlı eserdir.

Nazım Hikmet, Gülhane Parkındaki ceviz ağacına polislerden saklanmak için çıktı.

"Git bugün o ıssız yollarda ağla" şiiri, Nazım Hikmet'e aittir.

Nazım Hikmet'in "Çok Yorgunum" şiirini geçirdiği kalp krizleri ve siyasi ortamın karışıklığı nedeniyle İstanbul'a dönememe durumu nedeniyle yazdığı düşünülmektedir.

Nazım Hikmet'in "Kadınlarımız" şiirinde kişileştirme edebi sanatı bulunmaktadır. Ayrıca, şiirde benzetme, istiare ve mübalağa gibi diğer edebi sanatlar da kullanılmıştır.

"Memleketimden İnsan Manzaraları" kitabı, Nâzım Hikmet tarafından 1939'da yazmaya başlanmış ve 1960'ların ikinci yarısında yayımlanmış bir şiir kitabıdır. Kitap, İkinci Meşrutiyet'ten II. Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde Anadolu’da yaşamış sıradan insanların öykülerini anlatır. Düzyazı, şiir ve senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı eser, beş kitaptan oluşur ve beşincisi tamamlanmamıştır.

Nazım Hikmet'in bütün şiirleri, "Bütün Eserleri" dizisinde 8 cilt olarak yayımlanmıştır.

“Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” şiiri, Nazım Hikmet tarafından Piraye için yazılmıştır.

Nazım Hikmet'in "Seni Düşünmek Güzel Şey" şiiri, büyük aşkı Piraye için yazılmıştır. Şair, bu şiirde sevdiğini düşünmenin kendisi için ne kadar değerli ve güzel olduğunu ifade etmek istemiştir.

"Bence Sende Herkes Gibisin" fon müziğini Nazım Kadı seslendirmektedir.

Nazım Hikmet, kol saatinin kayışına "Piraye" adını yazdı.

Nazım Hikmet, Milli Mücadele'ye katılmak amacıyla 1921 yılında İnebolu'ya gitti. Bu dönemde, Faruk Nafiz, Yusuf Ziya ve Vala Nurettin ile birlikte Sirkeci'den kalkan Yeni Dünya vapuruna gizlice binerek İnebolu'ya geçti.

Nazım Hikmet'in "Bütün Şiirleri" kitabı 2086 sayfadan oluşmaktadır.

Nazım Hikmet, Piraye'ye mektuplar yazdı çünkü bu ilişki onun kişisel hayatının ve sanatının önemli bir parçasıydı. Bu mektuplarda Nazım, Piraye'ye olan özlemini, sevgi dolu duygularını ve bağlılığını dile getirdi.

"Karlı Kayın Ormanı" hikayesinin temelinde, Nazım Hikmet'in 1950 yılında tekrar askere çağrılması ve bu durumdan kaçmak zorunda kalması yatmaktadır. Zülfü Livaneli, bu kaçışı "Karlı Kayın Ormanı" adlı şiirle anlatmış ve daha sonra bu şiiri bestelemiştir.

“Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. ‘Ben’ deyip susması, ‘sen’ deyip ağlamaklı kalması” sözü Nazım Hikmet'e aittir.

Ayşe Celile Hikmet (1880, Selanik - 1956, Ankara), ilk Türk kadın ressamlardan biridir. Hayatı: - Dilci ve eğitimci Hasan Enver Paşa ile Alman kökenli Osmanlı generali Mehmet Ali Paşa'nın (Karl Detroit) kızı Leyla Hanım'ın kızıdır. - Evde özel öğrenim görerek yetiştirildi. - Babasının Sultan Abdülhamit'in yaveri olduğu dönemde saray ressamı Fausto Zonaro'dan resim dersleri aldı. - Bir dönem resim çalışmalarını Paris'te sürdürdü. - İstanbul'a döndükten sonra dönemin aktif kadın ressamları arasında yer aldı. Eserleri: - Portreler ve "Hamamda Çıplak" temalı resimler yaptı. - Kendi portresi, oğlu Nazım Hikmet'in, torununun ve yeğeni Oktay Rıfat'ın portreleri başarılı eserleri arasındadır. Önemli Olaylar: - Ünlü şair Nazım Hikmet'in annesidir. - Oğlu Nazım Hikmet'in hapis cezasına çarptırılması nedeniyle Galata Köprüsü üzerinde tüm İstanbul'da ses getiren pankartlı bir eylem yaptı.

Nazım Hikmet'in "Memleket İsterim" şiiri, halkın özlemlerini ve memleketin ihtiyaç duyduğu değişim süreçlerini anlatmaktadır. Şiirde dile getirilen ana temalar şunlardır: - Özgürlük ve adalet: Nazım Hikmet, halkın sadece fiziksel anlamda değil, ruhsal anlamda da özgür olması gerektiğini savunur. - Barış ve huzur: Memleketin barış içinde, savaştan ve çatışmalardan uzak olması istenir. - Doğa ve insan: Doğal güzelliklere olan sevgi, insanın temel ihtiyaçlarıyla birleştirilir. - Toplumsal değişim ve yenilik: Herkesin eşit haklara sahip olduğu, fırsat eşitliğinin sağlandığı bir dünya arzulanır. Şiir, aynı zamanda evrensel bir insanlık çağrısı yapmakta ve daha iyi bir yaşam için özlenen değerlerin peşinden gidilmesi gerektiğini vurgular.