Minyatür

Ömer Faruk Atabek, dut ve kavak yaprakları üzerine minyatür yapmıştır.

Minyatürün mimari sanatlara etkileri şunlardır: 1. Belgesel Nitelik: Minyatürler, mimari yapıları ve çevrelerini detaylı bir şekilde tasvir ederek belgesel nitelik taşır. 2. Görsel Temsil: Minyatürler, mimari temsillerde perspektif kullanmadan, yapıların cephe görünüşlerini ve üzerindeki detayları optimum açılardan göstererek okunabilirliği artırır. 3. Kompozisyon ve Teknikler: Minyatürdeki iki boyutlu anlatım ve üst üste gelen nesnelerin ardarda çizilmesi gibi teknikler, yapı-çevre-insan ilişkilerinin anlaşılmasına yardımcı olur. 4. Tarihsel ve Kültürel Yansıma: Minyatürler, tarihî olayları ve sosyal yaşamı yansıtarak, dönemin mimari ve kültürel özelliklerini belgeleyen görsel kaynaklar olarak hizmet eder.

Minyatür rulman, küçük boyutlarda olan ve endüstriyel uygulamalarda kullanılan bir rulman türüdür. Özellikleri: - Düşük sürtünme: Optimum performans sağlar. - Yüksek hassasiyet: Hassas cihazlarda ve elektronik ekipmanlarda tercih edilir. - Paslanmaz çelikten üretim: Korozyona karşı direnç gösterir. - Çeşitli tasarımlar: Farklı boyut ve şekillerde üretilir. Kullanım alanları: 3D yazıcılar, makine sanayisi, tarım makineleri, madencilik, elektrik motorları, tekerlek yatakları ve otomotiv gibi birçok sektörde kullanılır.

Topkapı Sarayı'nda çalışmış bazı sanatçılar şunlardır: 1. Feyhaman Duran: 1943-1947 yılları arasında Topkapı Sarayı'nda özel izinle çalışmış ve çeşitli görünümleri tuvale geçirmiştir. 2. Nakkaş Osman: 16. yüzyılda saray sanatını etkileyen önemli bir minyatür sanatçısıdır. 3. Sabriye Şeker: Tezhip sanatçısı olup, Fulya Can Öçgünder'e tezhip eğitimi vermiştir. Ayrıca, sarayda padişahların ve hanedan üyelerinin portrelerini yapan birçok ünlü Türk ressamı da bulunmaktadır.

Minyatür ve mimari arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Boyut ve Amaç: Minyatür, ince işlenmiş, küçük boyutlu resimlere verilen isimdir. 2. Teknik ve Uygulama: Minyatür, el yazması eserlerde konuya açıklık getirmek amacıyla metni desteklemek için uygulanır. 3. Perspektif ve Oran-Orantı: Minyatürde, ışık-gölge, oran-orantı ve perspektif kuralları çoğunlukla uygulanmaz.

Şiraz ekolü sanatçıları, İran'ın Şiraz şehrinde faaliyet gösteren ve özellikle Zend ve Kaçar dönemlerinde öne çıkan sanatçılardır. Bu ekolün bazı önemli temsilcileri şunlardır: Rıza Abbasi: Duvar süslemelerinde üstat olarak bilinir ve Ali Eşref'in hocasıdır. Ali Eşref: Gül-ü Murk alanında çalışmış ve Zend ekolünün kurucu sanatçılarından olmuştur. Ağa Sadık ve Muhammed Bakır: Rıza Abbasi'nin öğrencileri olup, Şiraz ekolünün önemli isimlerindendir. Sultan Mahmud, Ağa Mirek, Şeyhzade, Mirza Ali, Muzaffer Ali, Safi, Muhammed Yusuf, Muhammed Kasım: Safevi döneminin tanınmış minyatür sanatçılarıdır. Mirza Baba, Mehr Ali: Kaçar hanedanı döneminde Avrupa tarzı resim yapan ressamlardır.

Ümmü Gülsüm Terzi iki farklı alanda faaliyet göstermektedir: 1. Terzilik: İstanbul'da Allame Caddesi'nde bulunan bir terzihanede çalışmaktadır. 2. Tezhip ve Minyatür Sanatı: Yeditepe Bienali gibi çeşitli sergilere katılmış ve bu alanlarda eğitim almıştır.

TSM B.200 numaralı Şehinşahname, Seyyid Lokman tarafından yazılmış ve Nakkaş Osman tarafından resmedilmiştir.

Kitâbü'l-Bülhân veya Şaşırılacak Şeyler Kitabı, astronomi, astroloji ve kehanet ile ilgili minyatür resimler ve bilgiler içeren bir el yazması kitaptır. Kitapta yer alan konular arasında folklor, burçlar, peygamberler ve cinler gibi çeşitli konular bulunmaktadır. Kitâbü'l-Bülhân'ın yazarı kesin olarak bilinmemekle birlikte, 14. veya 15. yüzyıla ait olduğu ve Ahmad ibn ‘Ali al-Buni tarafından derlenmiş olabileceği düşünülmektedir.

Çakmaktaş diorama, gerçek veya hayali sahneleri üç boyutlu minyatür modellerle canlandıran bir sanat türüdür. Bu sanatta, çakmaktaşı gibi malzemeler kullanılarak insan figürleri ve diğer detaylar oluşturulur.

Minyatür ağaç sanatı, bonsai olarak da bilinir, ağaçların saksılar içinde budanarak, bodurlaştırılarak ve şekil verilerek yetiştirilmesi sanatıdır. Bu sanatta, özel tekniklerle ağaçların minyatürleştirilmesi ve estetik bir görünüm kazandırılması amaçlanır. Bonsai, kökleri 6. yüzyıla dayanan bir Çin geleneği olan "Penjing"den esinlenilerek ortaya çıkmıştır.

Hint ve Osmanlı minyatürleri arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Gerçekçilik: Osmanlı minyatürleri, tarihi ve günlük yaşamı gerçekçi bir şekilde tasvir ederken, Hint minyatürlerinde fantazi ve mitolojik konular öne çıkar. 2. Üslup ve Teknik: Osmanlı minyatürleri, figürlerin detaylı ve akıcı tasvirleri, canlı renkler ve kompozisyondaki ustalık ile dikkat çeker. 3. Etkileşim: Osmanlı minyatür sanatı, Pers minyatürlerinden etkilenmiş ve ondan ilham almıştır. 4. Konu Çeşitliliği: Osmanlı minyatürlerinde savaş sahneleri, av sahneleri, saray hayatı gibi çeşitli konular işlenirken, Hint minyatürlerinde Hindu mitolojisi ve Racput minyatürleri gibi yerel temalar daha yaygındır.

Biblo'nun sahibi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Sanatsal bibloların sahibi: Bibloyaptir markasının kurucusu ve minyatür biblo sanatçısı Levent Aysan'dır. 2. Etkinlik planlama şirketi: Biblo Event, 2013 yılından beri yenilikçi ve yaratıcı etkinlikler planlayan bir şirkettir ve sahibi deneyimli ve yetkin bir ekiptir.

"Kaplumbağa Ajandası", Doğu'dan Batı'ya pek çok edebiyatçının kaplumbağalara dair metinlerini, benzersiz minyatürler ve etkileyici tabloları bir araya getiren bir ajandadır. Ajanda, bu metinleri "yazarıyla" buluşturarak, okuyucuyu bilgelikle dolu uzun ve görkemli bir yolculuğa çıkarmayı amaçlamaktadır.

Uygur minyatürleri, Orta Asya Türk resminin en önemli temsilcilerindendir ve genellikle Budizm, Maniheizm ve İslam dinlerinin etkisi altında gelişmiştir. Başlıca özellikleri: - Figürlerin düzeni: Simetrik bir düzen içinde sıralanmıştır. - Renkler: Parlak renkler, özellikle koyu mavi ve kırmızı sıkça kullanılır. - Portre anlayışı: Uygur minyatürlerinde oval yüz, badem gözler, hafif kemerli burun ve küçük bir ağızdan oluşan portreler öne çıkar. Önemli örnekler: - Karahoço prensleri: Doğu Türkistan'da bulunan ve Uygurların geliştirdiği üslubu yansıtan bir minyatür. - Cami-üt Tevarih: Moğol sultanı Olcayto Hudabende adına yazılmış, Uygur Budist ve Maniheist sanatının etkilerini taşıyan bir kitap.

Evet, Matrakçı Nasuh ve Matrakçı aynı kişiyi ifade eder. Matrakçı Nasuh, 16. yüzyılda yaşamış Osmanlı tarihçisi, matematikçisi, minyatürcüsü ve silahşoru olup, "Matrakçı" lakabını matrak adlı savaş oyununu icat etmesi nedeniyle almıştır.

Minyatürde kullanılan renkler genellikle canlı ve parlak tonlardır. En çok tercih edilen renkler şunlardır: Sarı: Minyatürde sıkça kullanılan temel renklerden biridir. Kırmızı: Gül, nar çiçeği kırmızısı ve kiremit kırmızısı gibi çeşitli kırmızı tonları kullanılır. Yeşil: Doğayı ve bitkileri tasvir etmek için kullanılır. Mavi: Derinlik ve geriye doğru gitme etkisi yaratmak için kullanılır. Ayrıca, altın ve gümüş de minyatürde sıklıkla kullanılan renkler arasındadır ve çeşitli süslemelerde yer alır.

Ahar, hat, tezhip ve minyatür sanatlarında kağıdın yazı yazmaya elverişli hale getirilmesi için kullanılan bir maddedir. İşe yararları: - Kağıdı güçlendirir ve dayanıklı hale getirir. - Mürekkebin emilmesini engelleyerek yazının kolayca silinip yeniden yazılmasına imkan tanır. - Kağıda parlak ve kaygan bir görüntü verir.

Ekbername minyatürleri, Timurlu dönemine aittir.

"Nasuh'un 'Târîh-i Feth-i Şikloş ve Estergon' eseri", Kanuni Sultan Süleyman'ın 1542-1543 yılları arasındaki ikinci Macaristan seferini anlatmaktadır. Bu eserde, sefer sırasında ordunun geçtiği şehirlerin minyatür şeklinde haritaları çizilmiştir.