Milliyetçilik

Fransız Devrimi'nin Osmanlı'ya etkileri kısaca şu şekilde özetlenebilir: Milliyetçilik Akımı: Devrim, milliyetçilik fikrinin yayılmasına yol açtı ve bu durum, çok uluslu yapıya sahip Osmanlı'da isyanlara neden oldu. Toprak Kayıpları: Milliyetçilik akımının etkisiyle başlayan isyanlar, Osmanlı'nın Balkanlar'da ve diğer bölgelerde toprak kaybetmesine yol açtı. Reformlar: Tanzimat ve Islahat Fermanları gibi reformlar, Fransız Devrimi'nin etkisiyle ortaya çıktı. Demokratik Fikirler: Özgürlük, eşitlik, insan hakları gibi kavramlar Osmanlı düşünce hayatında yer edindi. Modernleşme Çabaları: III. Selim döneminde başlayan yenileşme hareketleri, Osmanlı'nın modernleşme çabalarını hızlandırdı.

Nasyonalist liberalizm, liberalizm ve milliyetçiliğin unsurlarını birleştiren bir siyasi ideolojidir. Nasyonalist liberalizmin bazı temel özellikleri: Milli egemenlik: Ulusal sınırları halkın iradesiyle çizme ve manda ile himayeyi reddetme. Türk kimliği etrafında birleşme: Etnik köken değil, vatandaşlık temelli bir "Türk milleti" anlayışı. Kültürel bağımsızlık: Dil devrimi, tarih çalışmaları, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun kurulması. Laiklik: Dini kurumların devlet kontrolünden çıkarılması ve inanç özgürlüğünün sağlanması. Dünya siyasetinde nasyonalist liberalizme örnek olarak Václav Havel (Çekya), Emmanuel Macron (Fransa) ve Justin Trudeau (Kanada) gösterilebilir.

Sinan Oğan'ın Mevzular Açık Mikrofon'da ne dediğine dair güncel bir bilgi bulunamadı. Ancak, 2023 yılında Oğuzhan Uğur'un hazırlayıp sunduğu Mevzular Açık Mikrofon programına katılan Sinan Oğan hakkında bazı bilgiler şu şekildedir: Programda, "Şu an Devlet Bahçeli karşınızda olsa ona ne söylemek istersiniz?" sorusuna "Türk bayrağındaki ‘Türk’ ismini (ifadesini) çıkarmayı talep eden HÜDA PAR’la Türk milliyetçileri nasıl yan yana gelebilir?" yanıtını vermiştir. Çekim sırasında, bir seyircinin "Ne mutlu Türk'üm diyene!" ifadesine karşı çıkması üzerine salonda tartışma çıkmıştır. Program 6 saat sürmüştür. Mevzular Açık Mikrofon programının tanıtımları ve bölümleri Dailymotion gibi platformlarda bulunabilir.

Yurtsever, "yurdunu ve milletini büyük bir tutku ile seven, bu uğurda her türlü özveriye katlanan kimse" anlamına gelir. Aynı zamanda "vatanperver" olarak da adlandırılır.

Oktay Kaynarca, Türkiye milliyetçisi olduğunu belirtmiştir. Katıldığı bir programda "Ben şehir milliyetçiliğini sevmem, ülke milliyetçiliğini severim. Ben Türkiyeliyim. Memleketimle gurur duyuyorum. Türkiye milliyetçisiyim" ifadelerini kullanmıştır. Ancak, bazı siyasi figürlerin ve derneklerin eleştirilerine maruz kalmıştır; örneğin, Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Yücel ve Orhun Derneği, Kaynarca'nın sözlerine tepki göstermiştir. Kaynarca, eleştirilere karşı çıkarak kendisini savunan bir açıklama yapmış ve Türkiye'nin laik, demokratik ve tam bağımsız bir ülke olmasının önemini vurgulamıştır.

Ulusal egemenliğin diğer adları şunlardır: millî hâkimiyet; ulus egemenliği; hâkimiyetimilliye.

Milliyetçilik ve gündelik hayat ilişkisi, aşağıdaki şekillerde açıklanabilir: Ritüeller, semboller ve söylemler: Milliyetçilik, gündelik pratiklerle her gün yeniden üretilir. Popüler kültür: Milliyetçilik, medya ve kitlesel tüketim gibi pratiklere sızan ön kabuller aracılığıyla, milletlere bölünmüş bir dünyayı normalleştirir. Gündelik yaşam pratikleri: Milliyetçi düşüncesine sahip bireyler, gündelik yaşam pratiklerinde bu düşünceleri doğrultusunda davranış gösterip, etkileşimde bulunmayı ister. Sosyal ilişkiler: Milliyetçilik, insanları böler, sınırlar yaratır, sınıflama yapar ve gündelik ilişkilerde müzakere edilen kimlikler isnat eder. Ayrıca, Judith Butler'ın tabiyet kuramından hareketle, milli kimliğe duyulan bağlılık da açıklanabilir.

"Bayrağımız ve İstiklal Marşımız" kitabının ana fikri hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, İstiklal Marşı'nın ana fikri hakkında bilgi verilebilir. İstiklal Marşı'nın ana fikri, vatan, millet, bayrak sevgisi ve istiklal tutkusu; Türk milletinin ölmeyeceğine ve sonsuza kadar yaşayacağına olan inanç olarak özetlenebilir. Ayrıca, Yaşar Çağbayır'ın "Bayrak Mücadelemiz ve İstiklal Marşı" adlı kitabında, İstiklal Marşı'nın Türk inkılabının ruhunu yansıttığı ve İstiklal Davası'nı anlatan anlamlı mısralar içerdiği belirtilmektedir.

İstiklal Marşı'nın 1. kıtası, Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada, Mehmet Âkif Ersoy tarafından, Türk milletinin bağımsızlığa olan düşkünlüğünü ve Türk askerinin cesaretini dile getirmek amacıyla yazılmıştır. İstiklal Marşı'nın 10. kıtası ise, marşın kabulünün ardından, milletin İstiklal Savaşı'nı kazandığını ve özgürlüğün sağlandığını ifade etmek için kaleme alınmıştır. Marş, genel olarak Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancı, Türk askerinin özverisini ve Türk ulusunun Hakk'a, yurda ve dine bağlılığını anlatmak amacıyla yazılmıştır. İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 tarihinde Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir.

İstiklal Marşı'nın 8. kıtasında bağımsızlık, inanç ve vatanseverlik değerleri vurgulanmaktadır. Bu kıtada yer alan dizeler ve temsil ettikleri değerler şu şekildedir: "Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli." ve "Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-". "Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli". Ayrıca, kıtada şehitlik değerine de atıfta bulunulmaktadır.

Vatan ve millet sevgisi, bir bireyin ülkesine, milletine duyduğu derin sevgi ve bağlılıktır. Örnekler: Kurtuluş Savaşı: Türk milletinin gösterdiği fedakarlık ve dayanışma, vatan sevgisinin ne kadar güçlü bir motivasyon kaynağı olabileceğini göstermiştir. Hasan Tahsin: İzmir'in işgal edildiği gün, işgal kuvvetlerine karşı ilk kurşunu atarak bağımsızlık mücadelesinin fitilini ateşlemiştir. Sütçü İmam ve Nene Hatun: Kadınlar da dahil olmak üzere birçok kahraman, vatan sevgisiyle cephane taşıyarak ve cephede savaşarak mücadeleye katılmıştır. Sözler: "Türklerin vatan sevgisi ile dolu göğüsleri, düşmanların melun ihtiraslarına karşı daima bir duvar gibi yükselecektir" (Atatürk). "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır".

Gençlik Marşı'nın sözleri: > Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar. Sesimizi yer, gök, su dinlesin; Sert adımlarla her yer inlesin! Bu gök, deniz nerede var, Nerede bu dağlar, taşlar? Bu ağaçlar, güzel kuşlar, Yürüyelim arkadaşlar. Sesimizi yer, gök, su dinlesin; Sert adımlarla her yer inlesin! Her geceyi güneş boğar, Ülkemizin günü doğar. Yol uzun da olsa ne var, Yürüyelim arkadaşlar. Sesimizi yer, gök, su dinlesin; Sert adımlarla her yer inlesin. Marş, 20 Haziran 1938'de "Gençlik ve Spor Bayramı Marşı" olarak kabul edilmiştir.

Teoman Yıldırım, "Güçlü Türkiye" sloganıyla yeni bir siyasi parti kurma kararını, mevcut siyasi partilerin sorunları çözememesi ve kutuplaştırıcı bir ortam yaratması nedeniyle aldığını belirtmiştir. Teoman Mutlu ise Yerli ve Milli Parti'yi, muhalefet partilerinin yeterince muhalif olamaması ve iktidar yan bahçesi gibi davranması nedeniyle kurduğunu belirtmiştir.

Milliyetçilik ve ulusalcılık arasındaki temel farklar şunlardır: Milliyetçilik, bir ideoloji olarak bir ırkın üstünlüğünü hedefler ve genellikle kan bağına dayanır. Ulusalcılık ise, "anayasal yurttaşlık" üzerine kuruludur ve anti-emperyalist bir ruhla, tam bağımsızlığın her alanda korunması amacını taşır. Milliyetçilik, Avrupa'nın politik tarihi ve şartları üzerinde gelişmiştir. Ulusalcılık, Kemalizmin bilimsellik ve bağımsızlık gibi temel ilkeleri ile bu toprakların şartları üzerinde yükselir. Ayrıca, eski milliyetçiler genellikle ülkücü ve muhafazakar bir çizgideyken, yeni nesil milliyetçiler kendilerini laik ve modern olarak tanımlar ve CHP gibi partilere yönelirler.

İstiklal Marşı'nın şerhi, marşın edebi, tarihi, fikri ve milli hususiyetlerle ilişkisini inceleyen bir yorumlama yöntemidir. İsmail Kara'nın "Bir Düşünce Tarihi Metni Olarak İstiklal Marşı" adlı çalışması, bu tür bir şerhe örnek olarak verilebilir. Ayrıca, İstiklal Marşı'nın her bir kıtasının detaylı anlamlarını açıklayan kaynaklar da mevcuttur.

Varlık dergisi, yayın hayatı boyunca farklı dönemlerde çeşitli görüşlere ev sahipliği yapmıştır. İlk yıllarında dergi, Cumhuriyet ideallerini ve Kemalizm'i destekleyen bir yayın politikası izlemiştir. İkinci Dünya Savaşı yıllarında dergide daha çok siyaset, ekonomi ve sosyal hayatla ilgili yazılar yayımlanmış, jeneriği "Milliyetçi ve Memleketçi Fikir Mecmuası" olarak değiştirilmiştir. 1980 sonrası dönemde dergi, siyasi ve toplumsal konulara daha fazla yer vermeye başlamış, ancak "ideolojik topografyasını" yansıtan dosyalarla da okuyucu karşısına çıkmıştır. Günümüzde Varlık dergisi, edebiyat, kültür ve sanat odaklı yayınlarını sürdürmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk, ordunun Türk milletinin birliği, kudreti ve vatanseverliğinin bir ifadesi olduğunu ve Türkiye'nin güvenliğini sağlama konusunda vazgeçilmez bir teminat olduğunu belirtmiştir. Atatürk'ün orduya verdiği önemden bazı alıntılar: "Ordu, dışa karşı devletin varlığını temin ve gerektiğinde içte büyük asayişsizliği bertaraf eder". "Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir". "Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilenmesi imkansız güvencesidir". Atatürk, ordunun modernleşmesi için de önemli adımlar atmış, Hava Kuvvetleri'nin yeniden yapılanmasını ve askeri eğitimin geliştirilmesini sağlamıştır.

Türk Tarih Tezi, 1930'larda Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde ortaya atılan, Osmanlı tarih yazımının mirası olan İslam merkezli ve Avrupa merkezli tarih yorumlarına karşı alternatif bir millî yorum geliştirmeyi amaçlayan bir tezdir. Tezin temel fikirleri şunlardır: Medeniyetin kökeni: Avrupa medeniyetinin, Asya'dan gelen göçler sonucu oluştuğunu ve Yunan medeniyetinin bu süreçte ikincil bir rol oynadığını savunur. Beyaz ırkın kökeni: Beyaz ırkın kökeninin Orta Asya olduğunu öne sürer. Türklerin tarihi: Türklerin, M.Ö. 3000 ile M.Ö. 1200 yılları arasında Orta Asya'dan Akdeniz havzasına yayıldığını ve bu süreçte dünya medeniyetlerinin önemli bir kısmını kurduğunu iddia eder. Bilimsel çevrelerde, siyasi gayeler taşıdığı ve hayalci veya romantik milliyetçi yönlerinin olduğu savlarıyla tez eleştirilmiştir.

Atatürk'ün adını duyduğunda büyük bir özlem ve minnettarlık hissedilir. Ayrıca, Atatürk'ün güçlü kişiliği, mavi gözleri ve insana güven veren sesi gibi kişisel özellikleri de akla gelebilir.

Osmanlı'da Osmanlıcılık fikrinin ortaya çıkmasının temel nedeni, Fransız İhtilali'nin yaydığı milliyetçilik akımlarının çok uluslu yapıya sahip Osmanlı Devleti'ni tehdit etmesidir. Osmanlıcılık, imparatorluk bünyesindeki tüm kavim, cemaat ve milletlerin din, mezhep ve etnik farkları gözetilmeksizin adalet, hürriyet, eşitlik ortamında beraber yaşamalarını temin etmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Ayrıca, Osmanlıcılık fikrinin ortaya çıkışında devletin birliğini muhafaza edebilmek ve yeni şartlara uyum sağlayabilmek de etkili olmuştur.