Makroekonomi

Merkezi hükümet harcamaları, aşağıdaki formülle hesaplanır: Y = C + I + G + X - M. Burada: - Y: Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH); - C: Tüketim harcamaları; - I: Yatırım harcamaları; - G: Hükümet harcamaları; - X: İhraç mallarına yapılan harcamalar; - M: İthal mallarına yapılan harcamalar. Hükümet harcamaları, milli savunma, yol inşası, yerel yönetimlerin harcamaları, devletin personel harcamaları gibi kalemleri kapsar.

IS eğrisinin solunda mal piyasasında talep fazlası oluşur.

Makroekonomi kitabı, Daron Acemoğlu, David Laibson ve John A. List tarafından yazılmış, 387 sayfadan oluşmaktadır.

Makro ve mikro ekonomi, farklı ölçeklerde ekonomik olayları inceleyerek toplumun ve ekonomik sistemlerin işleyişini anlamak için önemlidir. Makro ekonominin önemi: - Genel ekonomik performansı değerlendirme: Toplam üretim, işsizlik, enflasyon gibi geniş çaplı faktörlere odaklanarak ekonominin genel sağlığını belirler. - Ekonomik politikaların belirlenmesi: Mali politika ve para politikası gibi araçlarla ekonomik büyüme, istihdam seviyeleri ve enflasyon gibi göstergeleri yönlendirir. - Küresel ekonomik bağlantıları anlama: Uluslararası ekonomik ilişkiler, döviz kurları ve küresel ticaret gibi konuları analiz eder. Mikro ekonominin önemi: - Bireysel ve firma kararlarını inceleme: Tüketim, üretim ve fiyatlandırma gibi mikro düzeydeki unsurları ele alarak tüketicilerin ve firmaların ekonomik davranışlarını anlamaya çalışır. - Kaynak tahsisi ve fiyat oluşumu: Arz ve talep dinamiklerinin anlaşılması, fiyat oluşumu ve kaynak tahsisi gibi konularda ekonomik kararların temelini oluşturur. - Ekonomik istikrarın sağlanması: Mikroekonomik analiz, fiyat istikrarını sağlamak ve ekonomik krizlerin etkilerini azaltmak için politikalar geliştirmeye yardımcı olur.

GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) ve GSYH PPP (Satın Alma Gücü Paritesi) arasındaki temel fark, hesaplama yöntemleridir: - GSYH, enflasyonun etkilerine göre ayarlanmamış, mevcut piyasa fiyatlarıyla hesaplanan GSYH'dir. - GSYH PPP ise, satın alma gücü paritesi oranları kullanılarak ABD dolarına dönüştürülen ve toplam nüfusa bölünen GSYH'dir. Özetle, GSYH nominal değerleri yansıtırken, GSYH PPP daha gerçekçi ve ülkeler arası karşılaştırmalara uygun bir ekonomik büyüklük ölçümü sağlar.

Forex piyasasını etkileyen makroekonomik faktörler şunlardır: 1. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH): Bir ülkenin ekonomik büyümesinin en önemli göstergelerinden biridir ve para biriminin değerini etkiler. 2. Enflasyon Oranları: Yüksek enflasyon, para biriminin değer kaybetmesine neden olabilirken, düşük enflasyon para biriminin değer kazanmasına yardımcı olur. 3. Faiz Oranları: Merkez bankalarının faiz oranı politikaları, yabancı yatırımcıları çekerek para biriminin değer kazanmasına yol açabilir. 4. İşsizlik Oranları: Düşük işsizlik oranları, ekonomik büyümenin bir işareti olarak algılanır ve para biriminin değer kazanmasına neden olabilir. 5. Ticaret Dengesi: İhracatın ithalattan fazla olması, para biriminin değer kazanmasına yardımcı olur. 6. Tüketici Güveni ve PMI Endeksleri: Ekonominin geleceği hakkında ipuçları veren öncü göstergelerdir. Bu faktörler, forex yatırımcılarının piyasa trendlerini ve döviz kurlarını tahmin etmede kritik bir rol oynar.

"Modern Makroekonomiye Giriş" kitabı 552 sayfadan oluşmaktadır.

Kaynak makro değerlendirme formu, genellikle ekonomik büyüme, enflasyon, işsizlik oranları, faiz oranları ve döviz kurları gibi makroekonomik göstergeleri değerlendirmek için kullanılan bir araçtır. Bu form, ayrıca siyasi, sosyal ve teknolojik faktörleri de göz önünde bulundurarak, işletmelerin ve yatırımcıların stratejilerini geliştirmelerine yardımcı olur.

Marjinal tüketim eğilimi (c) 0,75 olduğunda, çarpan değeri -3 olarak hesaplanır.

Solow modelinde nüfus artışı dışsal (exojen) bir değişken olarak kabul edilir.

ANHYT hissesinin düşmesinin birkaç nedeni olabilir: 1. Makroekonomik göstergelerdeki oynaklık: Döviz kurları ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar sigorta sektörü için temel riskler olarak öne çıkmaktadır. 2. Faaliyet gider baskısı: Son iki yıllık süreçte 18 yaşından küçüklerin bireysel emekliliğe dahil edilmesi, önden yüklemeli bir faaliyet gider baskısı yaratmış ve bu durum teknik karı olumsuz etkilemiştir. 3. Dolaşımda az hisse kalması: ANSGR hissesinin neredeyse %92'sinden fazlası dört kurumda toplanmıştır ve bu nedenle endekse uymamaktadır.

Aralık 2024 ayı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranı %0,40 olarak gerçekleşmiştir.

Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesi, ülkenin ekonomik durumunun iyileştiğine ve kredi riskinin azaldığına işaret eder. Ayrıca, not artışı, makroekonomik istikrarın sağlanması, enflasyonun düşürülmesi ve ekonominin iç talebe dayalı büyümeden uzaklaştırılması gibi politikaların etkili olduğunun bir göstergesi olarak da değerlendirilir.

LM eğrisi ve para arz eğrisi şu şekilde çizilir: 1. LM Eğrisi: Para piyasasındaki denge bileşimlerini gösteren LM eğrisi, para arzı ile para talebinin eşit olduğu faiz oranı ve milli gelir düzeylerini ifade eder. - Çizim: Dikey eksene faiz oranı, yatay eksene ise milli gelir yerleştirilir. 2. Para Arz Eğrisi: Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülen para miktarını gösteren reel para arz eğrisi, piyasa faiz oranından bağımsızdır ve dik bir doğru olarak çizilir.

Ekonomik kırılganlık, çeşitli göstergeler kullanılarak ölçülür. FED'in kullandığı altı temel gösterge şunlardır: 1. Cari dengenin GSYİH'ye oranı: Cari açığın artması, borçlanma zorunluluğunu gündeme getirir ve bu da ekonomiyi krize açık hale getirir. 2. Son üç yılın enflasyon oranı ortalaması: Yüksek enflasyon, ekonomik kırılganlığı artırır. 3. Toplam dış borcun yıllık ihracata oranı: Dış borçların yüksekliği, ekonomiyi dış şoklara karşı hassas hale getirir. 4. Döviz rezervlerinin GSYİH'ye oranı: Yetersiz döviz rezervleri, ekonomik kırılganlığı artırır. 5. Özel sektör kredilerinin GSYİH'ye oranı: Kredi piyasalarındaki dengesizlikler, kırılganlığı artırır. 6. Bankaların toplam özsermaye büyüklüğünün bankalara toplam varlıklarına oranı: Bankaların finansal sağlamlığını gösterir ve bu oran, kriz dönemlerinde önemlidir. Ayrıca, mali ve siyasi istikrarsızlık gibi faktörler de ekonomik kırılganlığı etkileyen diğer unsurlardır.

Büyüme teorileri, bir ülkenin veya bölgenin ekonomisinin zaman içindeki gelişimini açıklamaya yönelik bilimsel çalışmalardır. İşte bazı temel büyüme teorileri: 1. Klasik Büyüme Teorisi: Adam Smith tarafından ortaya atılmıştır ve ekonomik büyümenin serbest piyasa mekanizmaları, iş bölümü ve uluslararası ticaret gibi unsurlarla sağlanabileceğini savunur. 2. Neo-Klasik Büyüme Teorisi: Robert Solow'un katkılarıyla gelişmiştir ve sermaye birikimi, iş gücü ve teknolojik ilerlemenin ekonomik büyümeyi etkileyen ana faktörler olduğunu belirtir. 3. Endojen Büyüme Teorisi: 1980'lerde Paul Romer ve Robert Lucas tarafından şekillenmiştir ve ekonomik büyümenin sadece dışsal faktörlere değil, aynı zamanda içsel faktörlere de bağlı olduğunu öne sürer. 4. Schumpeter'in Büyüme Teorisi: Yeniliğin ve girişimcilerin ekonomik büyümedeki rolünü vurgular. 5. Keynes'in Büyüme Teorisi: Piyasa mekanizmasının tam istihdamı otomatik olarak sağlayamadığını ve ekonomik büyümenin ilk ivmesini toplam talepten alması gerektiğini öne sürer.

Makroekonomik belirsizlik, finansal piyasaları çeşitli şekillerde etkiler: 1. Döviz Kurları ve Faiz Oranları: Kur dalgalanmaları ve faiz oranlarındaki değişimler, kâr marjlarını hızla değiştirebilir ve kredi maliyetlerini artırabilir. 2. Yatırım Kararları: Belirsizlik, yatırımcıların tasarruflara yönelmesine ve tüketimin azalmasına neden olabilir, bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. 3. Tüketim ve İstihdam: Artan maliyetler ve gelir kaybı, hem şirketlerin hem de bireylerin yatırımlarını ve istihdamını azaltabilir. 4. Finansal İstikrar: Yüksek makroekonomik belirsizlik, piyasa risklerini artırarak kredi arzını azaltabilir ve makrofinansal istikrarı tehdit edebilir. Bu risklere karşı korunmak için veri analitiği, yapay zekâ destekli tahmin modelleri ve portföy çeşitlendirmesi gibi stratejiler kullanılabilir.

"Modern Mikro Ekonomiye Giriş" kitabını Yasemin Yalta ve A. Talha Yalta yazmıştır. "Modern Makro Ekonomiye Giriş" kitabını da aynı yazarlar kaleme almıştır.

Ekonomide aşağıdaki dersler genellikle yer almaktadır: 1. Mikroekonomi ve Makroekonomi: Temel ekonomik prensipler, arz ve talep analizi, fiyat belirleme mekanizması. 2. Finans: Finansal piyasalar, yatırım analizi, risk yönetimi ve sermaye bütçelemesi. 3. Muhasebe: İşletmelerin finansal durumlarını takip etme ve raporlama becerileri. 4. İşletme: Organizasyonel davranış, pazarlama, insan kaynakları yönetimi ve işletme hukuku. 5. İstatistik ve Ekonometri: Matematiksel ekonomi ve veri analizi. 6. Uluslararası Ekonomi: Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkiler. Bu dersler, öğrencilere analitik düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri kazandırmaktadır.

Keynesyen makroekonomik model, İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes tarafından 1936 yılında yayımlanan "Genel Teori" adlı eserde ortaya konan bir ekonomik modeldir. Bu model, ekonomik aktivitenin genel seviyesini inceleyerek, devletin ekonomik politikalar aracılığıyla durgunlukları veya yüksek işsizlik dönemlerini ele almaya odaklanır. Temel prensipleri: - Talep yönlü yaklaşım: Ekonomik durgunlukların ve işsizliğin temel nedeni olarak talep eksikliğini görür. - Kamu harcamaları ve vergiler: Devletin ekonomik canlanmayı teşvik etmek için kamu harcamalarını artırmasını ve vergileri düşürmesini önerir. - Para politikası: Para politikasının da ekonomik durgunlukları ele almada etkili bir araç olduğunu savunur. - İstihdam politikaları: Doğrudan istihdam politikalarını, örneğin kamu işleri programlarını destekler.