KanDolaşımı

Karotis arterin (şah damarı) iki ana dalı vardır: 1. Eksternal (dış) karotis arter: Yüz, kafa derisi ve boyun bölgelerini besler. 2. İnternal (iç) karotis arter: Beyin, gözler ve alın bölgesine kan taşır. İç karotis arter, beyne oksijen açısından zengin kanı ulaştıran dört ana damardan ikisini oluşturur.

Femoral kanalın önemi şu noktalarda toplanabilir: Lenfatik drenaj: Femoral kanal, alt ekstremitenin lenfatik drenajında önemli bir rol oynar. Bağışıklık fonksiyonu: Femoral kanal, bağışıklık hücrelerinin alt ekstremiteden lenf düğümlerine taşınmasını sağlar. Venöz genişleme: Femoral kanalın konumu, femoral damarın genişlemesine olanak tanır; bu, bacaklardan venöz dönüş arttığında veya geçici olarak kısıtlandığında (örneğin, Valsalva manevrası sırasında) önemlidir. Femoral herni riski: Femoral kanal, bağırsak içeriğinin karın duvarındaki zayıf noktalardan birine girerek femoral herniye yol açabileceği bir bölgedir.

Kan dolaşımını ilk kez doğru bir şekilde tanımlayan kişi İngiliz doktor William Harvey'dir. Ancak, Arap hekim İbn-i Nefis, 1242 yılında kalp ve akciğerler arasındaki kan akışını doğru bir şekilde tanımlayan ilk kişidir. Ayrıca, Andrea Vesalius, Michael Servetus ve Marcello Malpighi de kan dolaşımının anlaşılmasında önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Vasküler direnç, aşağıdaki formüller kullanılarak hesaplanabilir: Sistemik vasküler direnç (SVR): SVR = (MAP - CVP) / CO formülü ile hesaplanır. Burada: MAP (Ortalama Arteriyel Basınç), bir kalp döngüsü boyunca ortalama arter basıncıdır. CVP (Santral Venöz Basınç), vena kava veya sağ atriyumdaki kan basıncıdır. CO (Kalp Debisi), kalbin dakikada pompaladığı kan hacmidir. Normal SVR, 900-1300 (dynesec)/cm⁵ değerindedir. Serebral vasküler direnç (SVD): SVD = MAP / CBF formülü ile hesaplanır. Burada: SVD, serebral vasküler dirençtir. MAP, ortalama arter basıncıdır. CBF, serebral kan akışıdır. Hesaplamaların doğru yapılabilmesi için MAP, CVP ve CO'nun hassas ölçümü ve doğru birim dönüşümü gereklidir.

Ellek'te havanın soğuk olmasının nedeni, mevsimsel değişiklikler ve iklim koşulları olabilir. Örneğin, Ağustos ayının başında Ellek'te hava genellikle sıcak ve güneşli olsa da, gece ve sabah saatlerinde serinleyebilir. Daha spesifik bir bilgi için, Ellek'teki hava durumunu günlük olarak takip eden aşağıdaki siteleri ziyaret edebilirsiniz: AccuWeather; Meteoblue; Forecaweather.

Juguler venöz dalgalar, juguler venlerde gözlenen ve belirli kalp rahatsızlıklarının belirtisi olabilen dalga hareketleridir. Başlıca juguler venöz dalgalar ve oluşum nedenleri: A dalgası: Diastol sonunda atrium kasılması ile oluşur. C dalgası: İzovolümetrik kontraksiyon fazında trikuspit kapağın atriuma bombeleşmesi sonucu oluşur. X dalgası: Sistolle birlikte sağ atrium gevşemesi ile oluşur. V dalgası: Ventrikül sistolü devam ederken kapalı tricuspit kapağa karşı pasif sağ atrium dolması ile oluşur. Y dalgası: Diastolün başlaması ile birlikte trikuspit’in ani açılması ve atriumdan ventriküle hızlı boşalma sonucu atrium gevşemesi ile oluşur. Juguler venöz dalgalarla ilgili bazı durumlar: Atriyal fibrilasyonda a dalgaları kaybolur. Tamponadda x dalgası belirgin, y dalgası kaybolmuştur. Konstriktif perikarditte x dalgası korunmuş, y dalgası belirginleşmiştir. Triküspit yetmezliğinde, sistolün başında atriyumlara kan kaçışı olur ve CV dalgaları birleşip boyları artar, x inişi kaybolur, y inişi belirginleşir.

Sağ koroner arter dominansı, koroner dolaşımın sağ koroner arter tarafından baskın olarak sağlanması anlamına gelir. Bu durumda, posterior inen arter (PDA) sağ koroner arter tarafından beslenir.

Varis çoraplarının her gün giyilmesi önerilir. Varis çorapları, gün boyu giyilebilir ancak uyumadan önce çıkarılması tavsiye edilir. Varis çoraplarını kaç saat giymeniz gerektiği, bu çorapları ne amaçla giydiğinize göre değişiklik gösterebilir. Varis çoraplarını giydiğinizde semptomlarınızın azalacağını unutmamalısınız. Varis çoraplarını doğru şekilde kullanmak için bir doktora danışılması önerilir.

Su, mideden böbreklere ve mesaneye şu şekilde ulaşır: 1. Emilim: Su, mide duvarındaki bezlerin salgıladığı enzimler ve asitler sayesinde midede bir miktar depolanır ve içindeki diğer besin maddeleriyle karıştırılır. 2. Kan Dolaşımı: İnce bağırsaktan emildikten sonra su, kan dolaşımına katılır. 3. Böbreklere Ulaşım: Kan, aort damarından çıkan renal arter aracılığıyla böbreklere taşınır. 4. Filtrasyon: Böbreklerde bulunan glomerulus, kanı süzerek filtrasyon işlemini gerçekleştirir. 5. Mesaneye Ulaşım: Filtrasyon sonucu oluşan idrar, böbrek tübüllerinden geçerek toplayıcı kanallara ulaşır ve ardından idrar torbasına (mesane) iletilir. Bu süreç, vücudun su dengesini korumak için hormonlar ve çeşitli mekanizmalar tarafından düzenlenir.

Kalp kapakçıkları, kanın odacıklar arasında ve kalpten çıkan büyük damarlarda hep doğru yönde akmasını sağlar. Çalışma prensipleri: Basınç farklarına göre açılıp kapanma. Tek yönlü akış sağlama. Örnek çalışma: Sol kulakçık ve sol karıncık arasında. Sol karıncık ve aort arasında.

Gazali'nin kan dolaşımı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, kan dolaşımı iki ana süreçten oluşur: büyük kan dolaşımı ve küçük kan dolaşımı. Büyük kan dolaşımı, kalbin sol ventrikülünden başlar ve şu şekilde gerçekleşir: Sol ventrikülden çıkan kan, aort aracılığıyla tüm vücuda pompalanır. Kan, arterler yoluyla organlara ve dokulara taşınır. Kılcal damarlar, kan ile hücreler arasında madde alışverişinin gerçekleştiği yerdir. Oksijensiz kalan kan, toplardamarlar aracılığıyla kalbin sağ atriyumuna geri döner. Küçük kan dolaşımı ise şu şekilde gerçekleşir: Sağ ventrikülden çıkan oksijensiz kan, pulmoner arterler aracılığıyla akciğerlere taşınır. Akciğerlerde, karbondioksit dışarı atılır ve oksijen alınır. Oksijenle zenginleşmiş kan, pulmoner venler aracılığıyla sol atriyuma geri döner.

Karıncıkların gevşemesi sırasında şu olaylar gerçekleşir: Giriş kapakçıkları açılır ve kan, kulakçıklardan karıncıklara dolar. Basınç düşer. Semilunar kapaklar kapanır, bu da kanın kalbe geri dönüşünü önler. Bu süreç, kalp döngüsünün "diyastol" evresine denk gelir ve karıncıkların kanla dolduğu dönemi ifade eder.

Varise iyi gelen bazı hareketler: Bisiklet sürmek. Ayak parmakları ve topuklar üzerinde yükselip alçalmak. Yürüyüş yapmak. Squat egzersizi. Soğuk su uygulamak. Bacakları yukarı kaldırmak. Egzersizlere başlamadan önce bir uzmana danışılması önerilir.

Aortathoracicadan sonra diz arkasına kadar olan arterler hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, aortun bölümleri hakkında bilgi verilebilir: Ascendan (çıkan) aort. Aortik arkus (aortik ark). Descendan (inen) aort. Diz arkasına kadar olan arterler hakkında bilgi için daha spesifik bir kaynak veya anatomik detay gerekebilir.

Trunkus pulmonalis, yani ana pulmoner arter veya pulmoner gövde, sağ ventrikülden çıkar ve oksijensiz kanı akciğerlere taşır. Trunkus pulmonalis'in neden olduğuna dair bilgi bulunamamıştır. Ancak, bu yapının bazı özellikleri şunlardır: Yaklaşık 50 mm uzunluğunda ve 30 mm genişliğindedir. Yükselen aortun önünde yer alır, daha sonra arkaya ve sola doğru uzanır. Arcus aortanın altında, sağ ve sol pulmoner arterlere ayrılır.

Tıpta staz, kan akışının yavaşlaması durumu anlamına gelir. Staz terimi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Venöz staz: Genellikle bacak ve bilek civarında, kanın göllendiği bölgelerde ortaya çıkan açık ve iyileşmeyen yaralar. Kan akımında staz: Kan akışındaki yavaşlama nedeniyle trombositlerin damar duvarına çökmesi ve pıhtı oluşumu. Üriner staz: Toplayıcı sistemdeki dilatasyon ve üreterin renal pelvise yüksek girişi nedeniyle parçaların atımının zorlaşması. Staz, genellikle bir hastalığın belirtisi olabilir ve sağlık çalışanları tarafından gözlemlenir.

Atardamarlar, akciğer atardamarı hariç temiz kan taşır. Pulmoner arter (akciğer atardamarı), kirli (oksijen düzeyi düşük) kan taşır. Atardamarlar, kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşır.

Alçıya alınan kolda şişlik oluşmasının birkaç nedeni vardır: Kan dolaşımının kısıtlanması. Travma. Şişliğin azaltılması için buz tedavisi, yüksek yastık kullanımı, nazik egzersizler ve masaj gibi yöntemler uygulanabilir.

Dört odacıklı kalbin üç veya iki odacıklı kalbe göre avantajları: Daha verimli kan dolaşımı: Dört odacıklı kalpte, oksijenlenmiş ve oksijensiz kan karışmadan ayrı odacıklarda toplanır ve pompalanır. Enerji verimliliği: Dört odacıklı kalp, özellikle kuşlar ve memeliler gibi yüksek enerji ihtiyacı olan canlılarda, kanın tamamen ayrılması sayesinde daha verimli bir dolaşım sunar. Farklı yaşam alanlarına uyum: Üç odacıklı kalpler, hem karada hem de suda yaşayabilen kurbağalar gibi canlılarda bulunur. İki odacıklı kalbin avantajı: Basit dolaşım sistemi: İki odacıklı kalp, genellikle tek bir dolaşım sistemine sahip olan balıklarda bulunur ve bu, onların su içinde yaşamalarına uyum sağlamalarını kolaylaştırır.

Hayır, büyük dolaşım sırasında kan akciğer atardamarına gitmez. Büyük dolaşım, akciğerlerde oksijenden zengin hale gelen kanın organların kullanması için vücuda gönderilmesini sağlar. Küçük dolaşım (pulmoner dolaşım veya akciğer dolaşımı) sırasında ise, vücuttan toplanan oksijensiz kan kalbin sağ kulakçığına gelir ve sağ karıncığın kasılmasıyla akciğer atardamarı aracılığıyla akciğerlere gönderilir.