İcraveİflas

İİK 289, 294 ve 295. maddeler arasındaki farklar şu şekildedir: İİK 289. madde: Kesin mühlet kararını düzenler. İİK 294. madde: Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarını belirler. İİK 295. madde: Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçlarını belirler. Özetle, 289. madde genel olarak mühlet kararını, 294. madde bu mühletin alacaklılar üzerindeki etkilerini, 295. madde ise özellikle rehinli alacaklılar için getirilen kısıtlamaları ve sonuçları ele alır.

İİK madde 54/a, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun bir maddesidir ve "Askerlik halinde" başlığını taşır. Madde 54/a'nın içeriği şu şekildedir: "Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmiyenler hakkında takibe devam olunur. Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir".

Açık artırmada fiyat artırma cezasıyla ilgili doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, icra yoluyla yapılan satışlarda, ihaleye katılan ve daha sonra ihale bedelini yatırmayarak ihalenin feshine sebep olan alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan müteselsilen sorumludur. Fiyat artışlarının genel olarak sınırlandırılması ise Türk Hukuku'nda çeşitli düzenlemelerle sağlanmaktadır. Örneğin, 7244 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un Ek 1. Maddesi, üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin mal veya hizmet satış fiyatlarında fahiş artış yapmalarını yasaklamaktadır. Daha fazla bilgi için bir avukata danışılması önerilir.

İİK 170, "İcra ve İflas Kanunu Madde 170" anlamına gelir. İİK 170'in bazı önemli hükümleri: Borçlu, imzanın kendisine ait olmadığı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz, satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. İcra mahkemesi, itirazı ciddi bulursa alacaklıya tebliğe gerek görmeden, itirazla ilgili kararına kadar icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa, borçlu belirli tazminat ve para cezalarına mahkum edilir. İİK 170'in tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: mevzuat.gov.tr; av-saimincekas.com; turkhukuksitesi.com.

İcra ve İflas Kanunu'nun 110. maddesi, haczin kalkmasını düzenler: Haczin kalkması durumu: Bir malın satılması için gerekli süre içinde satış talep edilmezse veya talep geri alınıp belirli bir süre içinde yenilenmezse, o mal üzerindeki haciz kalkar. Talep bir defa geri alınabilir: Hacizli malın satılması yönündeki talep sadece bir defa geri alınabilir. Resmi sicile kayıtlı mallar: Haczedilen ve resmi sicile kayıtlı malların haczinin kalktığı, icra dairesiyle yapılan yazışmalar sonucunda tespit edilirse, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve ilgili icra dairesine bildirilir. Alacaklının sorumluluğu: Haczin kalkmasına sebep olan alacaklı, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olur.

İİK'nın 79. maddesi, "Hacze Başlama Müddeti" başlığını taşır ve şu şekildedir: > "İcra dairesi talepten nihayet üç gün içinde haczi yapar. (Değişik fıkra: 06.06.1985 – 3222 S.Kanun/Madde 10) Haczolunacak mallar başka yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. (Ek cümle: 17.07.2003 – 4949 S.K/Madde 19) Resmi sicile kayıtlı malların haczi, takibin yapıldığı icra dairesince, kaydına işletilmek suretiyle doğrudan da yapılabilir." Ayrıca, 28.03.2023 tarihinde 7445 sayılı kanunla İİK'ya eklenen 79/a maddesi de şu şekildedir: > "İcra müdürü, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit ederse, bu yerde haciz yapılmasına karar verir ve bu kararı derhal icra mahkemesinin onayına sunar. Mahkeme, dosyanın tevdi edildiği tarihten itibaren en geç üç gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına kesin olarak karar verir. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine haciz işlemleri yapılır. Haciz yapılması talep edilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde ise mahkeme, konutta haciz yapılmasına dair kararı kesin olarak kaldırır. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine icra müdürü, mevcut haciz talebi hakkında yeniden karar verir. Mahkemenin onaylama kararı üzerine hacze gidilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde hacze devam olunur. Ancak konut olmadığı kabul edilen bir yerle ilgili verilen haciz kararı üzerine yapılan haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğu anlaşılır ve borçlu da haczin yapılmasına rıza göstermez ise haciz işlemine son verilir ve müteakip işlemler hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır. İhtiyati haciz hakkında, bu madde hükmü uygulanmaz."

Konkordato kurumu, 15 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yeniden düzenlenmiştir.

101 ve 103 hacizleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu kapsamında farklı haciz türlerini ifade eder: 101 Haczi: Hacze iştirak durumunu ilgilendirir. 103 Haczi: Hacizden haberdar olmayan borçluyu bilgilendirme amacını taşır. Taşınmaz haczi ise, taşınmaz malların haczinin taşınmazın bulunduğu yerde yapılması gerektiğini ve haciz işleminin tapu siciline bildirilerek siciline şerh verilmesini ifade eder.

İcra ve İflas Kanunu'nun 28. maddesi, taşınmaz davalarında verilen mahkeme kararlarının tapu sicil dairesine bildirilmesini düzenler. Maddeye göre: Davacının lehine hüküm verilmesi durumunda, mahkeme hükmün tefhimi ile beraber kararın özetini tapu sicili dairesine bildirir. İlgili daire, bu bilgiyi hükmolunan taşınmazın kaydına şerh olarak işler. Taşınmaz davası üzerine verilen karar ileride davacının aleyhine kesinleşirse, mahkeme bu hükmün özetini tekrar tapu sicili dairesine bildirir. Bu tebliğ işlemi, taşınmazların hukuki durumunun şeffaf ve güvenilir olmasını sağlar.

İİK 106-110, İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili maddeleridir ve hacizli malların belirli süreler içinde satışının istenmemesi durumunda haczin kendiliğinden kalkmasını düzenler. Taşınırlar: Hacizden itibaren 6 ay içinde satış talep edilmezse haciz düşer. Taşınmazlar ve araçlar: Hacizden itibaren 1 yıl içinde satış talep edilmezse haciz düşer. Banka alacakları ve üçüncü kişilerdeki haklar: Menkul hükmündedir, 6 ayda düşer. Alacaklı, bu sürelerde gerekli satış talebini yapmazsa, borçlu veya hacizli malı satın alan üçüncü kişi icra müdürlüğüne başvurarak haczin kaldırılmasını talep edebilir.

89-1, İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesinin 1. fıkrasını ifade eder. 89/1 haciz ihbarnamesi, borçlunun üçüncü kişiler nezdindeki mal ve alacaklarının haczi sürecinde ilk adım olarak gönderilen bir belgedir. Bu ihbarname, alacaklının talebi doğrultusunda düzenlenir ve üçüncü kişiye ulaştığında, borçlunun alacaklı olduğu tutarın doğrudan kendisine değil, icra dairesine ödenmesi gerektiğini bildirir. 89/1 haciz ihbarnamesi, aşağıdaki kişi ve kurumlara gönderilebilir: bankalar; işverenler; borçlunun alacaklı olduğu firmalar. Üçüncü kişi, ihbarnameye 7 gün içinde itiraz edebilir; aksi takdirde borcu zimmetinde kabul edilmiş sayılır.

İcra ve İflas Kanunu'nun 62. maddesi, borçlunun ödeme emrine itiraz etme süresini ve şeklini düzenler. Maddeye göre: Borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmek zorundadır. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapılırsa, bu daire gereken masrafı alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir. İcra ve İflas Kanunu'nun 66. maddesi ise, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağını belirtir. Maddeye göre: İtiraz müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa, takibe kabul ettiği miktar için devam olunur.

İflasın ertelenmesi, İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 179 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Madde 179/a: İflasın ertelenmesi tedbirlerini içerir. Madde 179/b: Erteleme kararının etkilerini düzenler. Ayrıca, 4949 sayılı kanunla 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'na eklenmiştir.

Memak konkordato ile ilgili bilgi bulunamadı. Ancak, konkordato ile ilgili genel bilgiler mevcuttur. Konkordato, 15 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile daha işlevsel bir yapı kazanmıştır. Konkordato, borçlarını ödeyemeyen şirketlerin mahkeme onayıyla geçici olarak borçlarını yeniden yapılandırmalarına olanak tanıyan hukuki bir süreçtir.

İİK 26, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 26. maddesini ifade eder. İİK 26'ya göre süreç şu şekilde işler: İlam, icra dairesine verilir. İcra müdürü, borçluya 24. maddede belirtilen şekilde bir icra emri tebliğ ederek, yedi gün içinde hükmolunan şeyin teslimini emreder. Borçlu, taşınmazı işgal etmeye devam ederse, ilamın hükmü zorla icra edilir. Alacaklıya teslim edilen taşınmaza, haklı bir sebep olmaksızın tekrar giren borçlu, zorla çıkarılır. Tam metin için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: mevzuat.gov.tr; turkhukuksitesi.com; barandogan.av.tr.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) son maddesi, 111/a maddesi olarak belirlenmiştir. 111/a maddesi: > "Borçlu, kıymet takdirinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde haczedilen malının rızaen satışı için kendisine yetki verilmesini talep edebilir. Kıymet takdiri yapılmadığı durumlarda borçlu da kıymet takdiri yapılmasını isteyebilir. İcra müdürü, kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra cebrî satış işlemlerini durdurarak borçluya on beş günlük süre verir. Borçluya verilen sürenin başlangıcından üçüncü fıkra uyarınca verilen icra mahkemesinin kararına kadar geçen sürede alacaklı bakımından satış isteme süresi işlemez. Rızai satışta bedel, malın muhammen kıymetinin %90’ına karşılık gelen miktarı ile o malla güvence altına alınan ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından hangisi fazla ise bu miktarı ve ayrıca bu miktara ilave olarak bu aşamaya kadar bu mahcuz için yapılan takip masrafları toplamından az olamaz".

Tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi halinde, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 283/2. maddesi uygulanır. Bu maddeye göre, "İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallük ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir". Mahkeme, borçlu veya üçüncü kişiyi, tasarruf tarihinde malın rayiç değeri kadar tazminata mahkûm edebilir; ancak bu tazminat, alacaklı alacağının miktarını geçemez.

82 01 298 103 numarası, İcra ve İflas Kanunu'nun 103. maddesi kapsamında kullanılan 103 davetiyesi ile ilgilidir. 103 davetiyesi, borçluyu yokluğunda yapılan haciz işleminden haberdar ederek, hukuki haklarını kullanabilmesi için önemli bir bildirim sağlar.

2004 tarihli İcra ve İflâs Kanunu'nun 272. maddesi, 3 Temmuz 1940 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Konkordato yönetmeliği, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca, konkordato sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanmıştır. Bu yönetmeliklerin temel konuları: Konkordato talebine eklenecek belgeler. Konkordato komiseri. Alacaklılar kurulu. Konkordato yönetmeliklerine şu sitelerden ulaşılabilir: mevzuat.gov.tr; bilirkisilik.adalet.gov.tr; resmigazete.gov.tr.