Fare Adam Vakası, Sigmund Freud'un obsesyon nevrozu üzerine çalıştığı ve psikanaliz literatüründe önemli bir yer tutan bir vakadır. Bu vakada, askerlikte iken Uzakdoğu'da esirlere uygulanan ve anüse fare konularak yapılan bir işkenceyi duyan 29 yaşındaki bir hukukçu, bu düşüncenin babası ve sevdiği kadının başına geleceği korkusuna kapılır ve psikiyatriste başvurur. Freud, bu vakayı analiz ederken, hastanın obsesyonlarının arkasında yatan iki temel çatışmaya odaklanır: birincisi, kendisi, babası ve sevdiği kadın arasındaki ödipal çatışma; ikincisi ise aşk ve nefret arasındaki dengesizlik. Jacques Lacan ise Freud'un vakalarını yeniden yorumlayarak, obsesyon nevrozunu aileden gelen mitler üzerinden ele alır ve borç konusuna yaptığı vurgu ile Lacan, Fare Adam'ın kaygılarını bu bağlamda değerlendirir.