Fıkra

Nasreddin Hoca'nın "Hanım İpe Un Sermiş" fıkrasının ana fikri, insanın bir işi yapmak istememesi durumunda binbir türlü bahane bulabileceği şeklindedir.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında fıkra türünde eser veren bazı sanatçılar şunlardır: Ahmet Rasim; Burhan Felek; Peyami Safa.

"İp Olur" fıkrası, isimlerin zamanla nasıl yanlış telaffuz edilebileceğini ve bu durumun komik sonuçlarını anlatmak için anlatılır. Fıkrada, Nasreddin Hoca'nın vaazında "Eyyûb" isminin yanlış telaffuz edilmesi durumunda "ip" haline geleceğini söylemesi konu edilmektedir.

"Ay Kuyuya Düşmüş" fıkrası, Nasrettin Hoca'nın bir gece kuyudan su çekerken ay'ı kuyunun içinde görmesi ve onu nasıl çıkarabileceğini düşünmesiyle ilgilidir. Fıkra, asıl olarak azimle çalışmanın ve kararlılığın sonunda başarıya ulaşacağını anlatmak istemektedir.

"Sen de haklısın birader" sözü, Nasrettin Hoca'nın bir fıkrasında geçmektedir.

"Nasreddin Hoca - Kazan Doğurdu" fıkrası, "Seyredelim.com" sitesinde yer alan bir çizgi filmde işlenmektedir.

Müdür fıkrası, genellikle iş yaşamında geçen ve esprili bir dille anlatılan bir hikayedir. Örnek bir müdür fıkrası: Yeni işe başlayan bir adam, masasında hiçbir şey olmadığını fark eder ve depoyu arayarak kırtasiye malzemesi ister.

Nasreddin Hoca'nın fıkralarının konusu genellikle günlük olayları sıra dışı bir zekayla ele alması ve her durumdan bir ders çıkarması üzerine kuruludur. Fıkralarda işlenen bazı ana temalar: - İnsan ilişkileri ve özeleştiri. - Para ve menfaat ilişkisi. - Toplumsal gözlemler ve yaşam bilgeliği.

Gülen Eşek Fıkrası şu şekildedir: Deli olduğu söylenen bir padişah, ferman salarak eşeğimi güldürene bin altın vereceğini duyurur. En sonunda Nam-ı Kemal gelir ve eşeğin kulağına bir şeyler fısıldar. Aylar geçmesine rağmen eşek hala gülmektedir. Bunun üzerine Nam-ı Kemal tekrar gelir ve eşekle yalnız bırakılmasını ister. Cevap şu şekildedir: İlk gelişinde eşeğe "Benimki seninkinden büyük" demiş, eşek gülmeye başlamış; ikinci gelişinde ise eşeğe göstermiş.

Nasreddin Hoca, hırsızı yaptığı eylemin yanlış olduğunu görmesi ve toplumun düzenini korumak için suçlamaktadır. Hoca'nın fıkralarında hırsızlık, ceza gerektiren bir suç olarak ele alınır ve hırsızlar genellikle hayvana benzetilerek eleştirilir.

Nasrettin Hoca ve Eşeği Fıkrası şu şekildedir: Günlerden bir gün Nasrettin Hoca, karısına "Acaba insanın vefat ettiği nasıl anlaşılır?" diye sormuş. Aradan epey bir zaman geçmiş, bir kış günü hoca eşeğine binmiş ormana odun kesmeye gitmişti.

Yeni evli çift fıkralarından biri şu şekildedir: Yeni evlenen çiftimiz ilk gecenin sabahında ilk kahvaltılarını yapacaklardır. Sessizce yataktan kalkan damat, ilk olarak bahçenin en güzel köşesine masa ve sandalyeyi taşır. Son olarak bahçeden topladığı bir demek çiçeği de masanın ortasına koyarak mışıl mışıl uyuyan karısının yanına gider. Karısının sandalyesini çekip oturmasını sağlayan damat son adım olarak ta karısının çayını doldurur ve onu öperek şöyle der: "Bundan sonra sabah kahvaltılarını böyle istiyorum karıcığım".

Fıkra ve makale arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Amaç: Makalede bir fikri ispatlamak ve inandırmak amaçlanırken, fıkrada bu tür bir amaç olmayabilir. 2. Kanıt Kullanımı: Makalede fikri savunmak için kanıt ve delil gösterilmesi gerekirken, fıkrada böyle bir zorunluluk yoktur. 3. Dil ve Anlatım: Makalede daha resmi ve ciddi bir dil kullanılırken, fıkrada samimi, rahat ve içten bir anlatım tercih edilir. 4. Uzunluk: Makale, fıkraya göre daha uzun bir yazı türüdür. 5. Konu Seçimi: Makale yazarı, geniş kitleleri ilgilendiren konu ve düşünceleri ele alırken, fıkra yazarı en basit bir günlük olayı veya kişisel bir konuyu işleyebilir.

Yetişkinler için uygun bazı fıkralar şunlardır: 1. Temel ve Pilotluk: Temel, pilot olmaya karar verir ve uçuş okuluna yazılır. Uygulamalı sınavda, bir motor arızalanınca Temel'in soğukkanlılıkla süzülerek iniş yapacağını söylemesi ve paraşütü açılmayınca "Bu kadar şanssız adamı Allah havada bırakmaz" demesi. 2. İdris ve Çivi Çakma Sanatı: İdris Usta, marangozluk yaparken bazı çivilerin ucunun yukarı baktığını çaktığını, aşağı bakanları ise attığını söyler. Çırak, bunları ters çevirip çakmasını önerince İdris, "Aklını kullan biraz, belli ki o çiviler tavana çakılmak için yapılmış" der. 3. Temel ve Askerlik Tatbikatı: Temel ve Dursun, askeriyede paraşütle atlama eğitimine katılırlar. Temel'in paraşütü hemen açılırken, Dursun'un paraşütü açılmayınca Temel ona "Yedek paraşütü aç" der, ama o da açılmayınca "Bu bir tatbikat, ölsek bile sayılmaz" der. 4. Trafik Polisi Fıkrası: Trafik polisi, bir aracı durdurup ehliyet, ruhsat ve çevre vergisi pulu ister. Sürücü hepsini çıkarınca polis son olarak "Mezdeke kaseti var mı?" diye sorar ve şoför "Var" deyince polis "Tak ve sesini aç" der.

Azerice fıkralar arasında bazıları şunlardır: 1. Duvarcı Ustası Fıkrası: Duvarcı ustası, tuğlayı yerine koyduktan sonra iki adım geriye atıp marifetine ıslık çalarmış. İnşaat sahibi iş yürümeyince ustaya seslenmiş: "Gardaş sen duvarı ör, ıslığı ben çalaram!". 2. Dürdane Hanım Fıkrası: Dürdane Hanım saf bir kadın, etliye sütlüye karışmaz ama lafın nereye gideceğini bilmezmiş. Bir gün, hamamda kendisini yıkayan gelinine teşekkür etmiş: "Kızım sen beni payladın, Allah da seni paylasın!". 3. Nasreddin Hoca Fıkraları: Azerbaycan halk edebiyatında Nasreddin Hoca, saf ve sade bir adam olarak anlatılan fıkra kahramanlarından biridir.

Hülya Polat'ın fıkraları arasında "Süper Fıkra: Gülmek Serbest" adlı bir fıkra bulunmaktadır.

Nasrettin Hoca'nın ağaçtan düşen fıkrası şu şekildedir: Nasrettin Hoca, çıktığı ağaçtan düşmüş ve oflayıp puflamaya başlamış. Yanına gelenler "Azıcık sabırlı ol Hoca, ne oldu ki bu kadar nazlanırsın" demişler. Hoca, "Siz hiç ağaçtan düştünüz mü?" diye sormuş. Oradakiler bir ağızdan "Hayır" demişler. Bunun üzerine Hoca, "Öyleyse siz gidin de ağaçtan düşen birisi gelsin benim yanıma" demiş.

"İpe Un Sermek" hikayesi, Nasreddin Hoca fıkralarından biridir. Olay şöyle gelişir: Nasreddin Hoca'nın komşuları, ondan sürekli olarak bir şeyler istedikleri için Hoca, bu isteklerden bıkar ve bir bahane bulmaya çalışır.

"Yorgan gitti, kavga bitti" fıkrası, anlaşmazlık sebebi olan şey ortadan kalktığında anlaşmazlığın da sona ereceğini anlatmak istemektedir.

"Amlı" kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: 1. Tıp ve Sigorta Alanında: "AMLI" kısaltması, "American Medical and Life Insurance" (Amerikan Tıbbi ve Hayat Sigortası) veya "Association of Medical Laboratory Immunologists" (Tıbbi Laboratuvar İmmünologları Birliği) gibi anlamlara gelebilir. 2. Argo Kullanım: "Amlı" kelimesi, İnci Sözlük gibi platformlarda kadınlar için kullanılan argo bir tabir olarak da yer almaktadır. 3. Fıkra Türü: "Amlı fıkra", toplumda hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık konularını ele alan, belirli bir topluluk veya meslek grubu hakkında esprili şekilde anlatılan fıkraları ifade eder.