Evolüsyon

Balinaların ilk atası olarak kabul edilen hayvan, Pakicetus adlı memeli türüdür.

İlk hayvanlar, yaklaşık 600 milyon yıl önce ortaya çıkan basit çok hücreli organizmalardı. Bazı ilk hayvan türleri: - Funisia: Silindirik şekilli, yumuşak ve uzuvları olmayan solucanlar. - Kimberella: Dişli dillere sahip, denizanası benzeri yumuşakçalar. - Charnia: Uzun dallara sahip, denizin derinliklerinde yaşayan bir organizma. Ayrıca, tarak denizanaları da ilk hayvanlar arasında kabul edilmektedir.

İnsan evriminin üç evresi şunlardır: 1. Biyolojik Evrim: Canlının evrim süreci, primat atalarından başlayarak Homo sapiens türüne kadar gelişimi içerir. 2. Kültürel Evrim: Biyolojik evrimin kazandırdığı yetilerle, maddesel ve simgesel araçlar yapabilme yeteneği ortaya çıkmıştır. 3. Teknolojik Evrim: Günümüzde evrim, biyoteknoloji, yapay zeka ve genetik mühendislik gibi insan yapımı faktörlerin etkisiyle şekillenmektedir.

Konrad Lorenz, hayvan davranışı ve evrimsel teori alanlarında çeşitli görüşleri savunmuştur: 1. Sabit Eylem Kalıpları (Fixed-Action Patterns): Lorenz, hayvanların belirli çevresel uyaranlarla tetiklenen ve tamamlanana kadar devam eden içgüdüsel davranışlarını tanımlamıştır. 2. Baskı (Imprinting): Lorenz, yavru hayvanların yaşamlarının ilk anlarında gördükleri ilk hareketli nesneye bağlanma sürecini araştırmış ve bu olgunun doğuştan gelen bir mekanizma olduğunu öne sürmüştür. 3. Karşılaştırmalı Etoloji: Lorenz, hayvan davranışlarını doğal ortamlarda incelemeyi savunmuş ve bu yaklaşımın, laboratuvar çalışmalarına göre daha doğru sonuçlar verdiğini iddia etmiştir. 4. İnsan Davranışı: Kariyerinin son dönemlerinde, Lorenz insan davranışlarının da evrimsel bir temele dayandığını ve saldırganlığın doğuştan gelen bir dürtü olduğunu savunmuştur.

Paleozoyik döneminde yaşamış bazı canlılar şunlardır: Trilobitler: İlk olarak Kambriyen döneminde ortaya çıkmış, yassı ve sırtları sert bir kabukla örtülü ilkel eklembacaklılardır. İlk omurgalılar: Kambriyen döneminde ilk kez görülmüşlerdir. Eklembacaklılar: Ordovisiyen döneminde sayılarını artırarak 200'den fazla cinse ulaşmışlardır. Ostracodermler: Çenesiz ve iki yüzgeci olmayan, kemikten bir zırha sahip ilk omurgalılardır. Konodontlar: Sığ sularda yaygınlaşmış ilkel omurgalılardır. Mercanlar ve süngerler: Resif oluşumunu sağlamış, deniz tabanının başlıca canlı gruplarından olmuşlardır. Ammonitler: Devoniyen döneminde ortaya çıkmışlardır.

İnsanın evrimi, en azından 5 milyon yılı aşkın bir süreç boyunca sürmüştür.

Filogenomik ve filogenetik arasındaki temel fark, analiz edilen veri türüdür. - Filogenomik: Genetik materyalin, özellikle DNA ve protein yapısının analiziyle farklı organizmalar arasındaki genetik ilişkileri inceleyen bir bilim dalıdır. - Filogenetik: Organizmalar arasındaki evrimsel tarihi ve ilişkileri çözmeye odaklanır, bu amaçla genetik ve anatomik karşılaştırmalar yapar.

Sürüngenlerden önce, evrimsel süreçte amfibiler vardı.

Seks tarihinin başlangıcı, alglerin yaklaşık 2 milyar yıl önce cinsel yolla üremesiyle kabul edilir. Omurgalılarda ise iç döllenmenin ilk örnekleri 380 milyon yıl öncesine tarihlenen fosillerde görülmüştür.

İnsan türleri arasındaki en eski çiftleşme, yaklaşık 700 bin yıl önce keşfedilmiştir.

İlk maymunlar, Eosen Dönemi'nde (yaklaşık 55 milyon yıl önce) evrimleşerek ortaya çıktı. Maymunların ataları, daha önce yaşamış olan prosimiyenler olarak bilinen ilkel primatlardı. Ayrıca, Yeni Dünya maymunlarının (Platyrrhini) yaklaşık 30 milyon yıl önce Afrika'dan Güney Amerika'ya göç eden eski dünya maymunlarının soyundan geldiği düşünülmektedir.

Evet, koloni, tek hücreliden çok hücreli canlılara geçişte bir ara formdur.

İnsanların nasıl çoğaldığını anlatan bazı filmler şunlardır: 1. "İlk İnsanlar" (First Peoples) (2015): Homo sapienslerin Afrika'dan diğer kıtalara yayılarak nasıl çoğaldığını ve diğer insan türleriyle nasıl etkileşim kurduğunu detaylı bir şekilde ele alır. 2. "Yaşamdan Sonra" (Life After People) (2008): Dünyadaki tüm insanlar ortadan kaybolduktan sonra doğal yaşamın ve çoğalmanın nasıl şekilleneceğini bilimsel bir bakış açısıyla inceler.

Doğal seçilimin üç tipi şunlardır: 1. Yönlü Doğal Seçilim: Bir türün nüfusunun sahip olduğu karakter dağılımının bir ucundaki bir özelliğin (örneğin ortalamadan daha büyük olmasının) hayatta kalması ve üremesi daha kolay olması durumudur. 2. Dengeleyici Doğal Seçilim: Ortalama büyüklükteki bireylerin ortama en uygun olması durumunda gerçekleşir ve bu özelliğin görülme sıklığı nesiller geçtikçe artarken, bu özellikten sapma gösterenler giderek azalır. 3. Ayırıcı Doğal Seçilim: Büyük ve küçük bireylerin ortama uygun olması, ancak ortalama büyüklükteki bireylerin ortamla uyumsuz olması durumunda ortaya çıkar.

Lucy, 1974 yılında Etiyopya'nın Hadar bölgesinde Donald Johanson ve Tom Gray tarafından bulunan Australopithecus afarensis türüne ait bir hominin iskeletinin adıdır. Özellikleri: - Yaş: Yaklaşık 3,18 milyon yıl önce yaşamış. - Boy: Yaklaşık 3,5 feet (104-106 cm) boyunda. - Cinsiyet: Kadın olduğu, küçük boyutundan anlaşılmıştır. - Yürüyüş: Kemikleri, dik yürüdüğünü göstermektedir. Lucy'nin adı, keşif gecesi Beatles'ın "Lucy in the Sky With Diamonds" şarkısı çalınırken verilmiştir.

Afropitakus Afrika Adamı (Australopithecus africanus), 3,5-2,4 milyon yıl önce yaşamış bir hominid türüdür.

Geçmişten günümüze yaşayan bazı hayvanlar şunlardır: 1. Timsah: Kökenleri yaklaşık 250 milyon yıl öncesine dayanır ve dinozorlarla aynı aileden gelir. 2. Tepeli Devekuşu (Cassowary): Dinozorlardan miras kalan bir ibik taşır ve dünyanın en büyük kuşları arasında yer alır. 3. Tuatara Sürüngeni: Triyas dönemine dayanan bu sürüngen, böcek, örümcek ve küçük kuşlarla beslenir. 4. Köpek Balığı: Kökenleri 450 milyon yıl öncesine dayanır ve tarih boyunca birçok türü yok olmasına rağmen hayatta kalmayı başarmıştır. 5. Kertenkele: Dinozorlarla bazı genetik benzerlikleri vardır, ancak daha küçüktür ve suda yüzebilirler. 6. Yengeç: Kökenleri de 450 milyon yıl öncesine dayanır ve yaklaşık 150-200 milyon yıl önce "yengeç devrimi" olarak adlandırılan bir dönemde çok yaygınlaşmıştır.

İlk hayvanın neden deniz süngeri olduğu konusunda kesin bir görüş yoktur, ancak bilim insanları arasında deniz süngerinin dünyadaki ilk canlılardan biri olduğu kabul edilmektedir. Bu görüş, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün (MIT) yaptığı genetik analizlere dayanmaktadır. Ayrıca, Bristol Üniversitesi'ndeki bilim insanları da deniz süngerlerinin 750 milyon yıldan beri yeryüzünde yaşadığını ve yaşayan en yaşlı hayvan türü olduğunu iddia etmektedirler.

Biyolojik Antropoloji dersinde işlenen konular şunlardır: 1. Biyolojik Antropolojinin Tanımı ve Alt Dalları: Biyolojik antropolojinin bir bilim dalı olarak tanıtımı ve alt disiplinleri (örneğin, paleoantropoloji, primatoloji). 2. İnsanın Biyolojik Geçmişi: İnsanın evrim tarihi ve genetik gelişimi. 3. İnsanın Canlılar Dünyasındaki Yeri: Taksonomi ve canlıların sınıflandırılması. 4. İnsan Biyolojik Plastisitesi: İnsanın çevresine uyum sağlama yeteneği. 5. Adli Antropoloji: İskeletlenmiş insan kalıntılarının tanımlanması. 6. Biyoarkeoloji: Arkeolojik alanlarda bulunan kemik kalıntılarının analizi. 7. Dilbilimsel Antropoloji: Dil ve toplum arasındaki ilişkilerin incelenmesi. Bu dersler, genellikle evrim teorisi, genetik ve antropolojik yöntemler üzerine teorik ve pratik bilgileri içerir.

Darwin'in teorisini çürüten başlıca bilim insanları ve bulgular şunlardır: 1. Louis Pasteur: 1859'da Darwin'in kitabını yayınladıktan beş yıl sonra, Pasteur yaptığı deneylerle cansız maddelerin hayat oluşturabileceği inancını kesin olarak çürüttü. 2. Alexander Oparin: 20. yüzyılda hayatın kökeni konusunu ele alan ilk evrimci olan Oparin, canlı hücresinin tesadüfen meydana gelebileceğini iddia ettiği çalışmalarında başarısız oldu ve "hücrenin kökeni, evrim teorisinin en karanlık noktasını oluşturmaktadır" itirafında bulundu. 3. Stanley Miller: 1953'te yaptığı deneyde, ilkel dünya atmosferinde olduğunu varsaydığı gazları kullanarak aminoasitler sentezledi, ancak bu deneyin geçerli olmadığı ve kullanılan atmosferin gerçekçi olmadığı daha sonra ortaya çıktı. 4. Lord Solly Zuckerman: Evrim teorisi üzerine uzun yıllar araştırma yapan Zuckerman, maymunsu canlılardan insana uzanan gerçek bir soy ağacı olmadığını sonucuna vardı. Bu bulgular ve itiraflar, Darwin'in teorisinin bazı temel iddialarını dayanaksız bıraktı ve evrim karşıtlığının bilimsel temellerini oluşturdu.