Dostoyevski

Fyodor Dostoyevski'nin "Budala" adlı kitabı, sara hastası Prens Lev Nikolayeviç Mişkin'in etrafında şekillenir. Kitabın bazı temaları: İdeal insan tipi: Dostoyevski, Prens Mişkin üzerinden ideal bir insanı tasvir eder. Hiyerarşik düzen: Rusya'yı üst, orta ve alt tabaka olarak üç gruba ayırır ve bu tabakalar arasındaki ilişkileri inceler. Aşk ve tutku: Eser, bir tutku romanı olarak da kabul edilir ve çifte aşk temasını işler. Ahlaki ve felsefi temalar: Epilepsi ve idam mahkumiyeti gibi kişisel deneyimlerin etkisiyle ahlaki, manevi ve felsefi sorular ele alınır. "Budala", aynı zamanda Rus toplumuna yönelik eleştiriler içerir.

Evet, Dostoyevski'nin "Öteki" (Dvoynik) romanı ve "The Double" adlı filmi aynı esere dayanmaktadır. "The Double", Fyodor Dostoyevski'nin 1846 yılında yayımlanan ve psikolojik gerilim türündeki novellasının 2013 yılında Richard Ayoade tarafından sinemaya uyarlanmış halidir.

"Özellikle yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur" sözü, Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'ye aittir.

Dostoyevski'nin "Budala" romanı, yaklaşık 779 sayfadır ve bu nedenle birkaç gün içinde bitirilebilir.

Ezilenler filmi, Fyodor Dostoyevski'nin "Ezilenler" (Unizhennye i Oskorblyonnye) adlı romanından uyarlanmıştır. Yönetmen Andrey Eshpay tarafından 1991 yılında çekilen film, Çarlık döneminde geçmektedir.

Budala (1951) filmi, Japon yönetmen Akira Kurosawa tarafından çekilmiştir ve çekimleri Japonya'nın en kuzeyindeki Hokkaidō adasında gerçekleştirilmiştir.

Fyodor Dostoyevski'nin "Ecinniler" (Besy) romanı, 19. yüzyılın ikinci yarısında Rusya'da Batı düşüncesinin ve aşırılıkçı ideolojilerin (ateizm, nihilizm, sosyalizm) toplum üzerindeki etkilerini ele alır ve eleştirir. Romanda işlenen bazı konular: Siyasi ve sosyal çalkantılar. Bireysel özgürlük ve ahlaki sorumluluk. Anarşi ve kaos. Nihilizm ve ahlaki çöküş. İçsel çatışmalar ve yalnızlık. Ayrıca, roman devrimci fikirlerin çelişkili doğasını ortaya koyar ve şiddet çığırtkanlarına karşı bir duruş sergiler.

"Sevgi bir cevherdir" sözünün kime ait olduğu kesin olarak belirlenememiştir. Ancak, bu sözün farklı versiyonları şu kişilere atfedilmiştir: Dostoyevski. Hz. Mevlâna. Şahap Balcıoğlu.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin ilk romanı olan İnsancıklar, yoksulluk, sevgi, dostluk ve acıma temalarını işler. Eserde anlatılan ana hikaye: Fakir bir devlet memuru olan Makar Alekseyevich'in, uzaktan akrabası olan Varvara Alekseyevna'ya olan aşkı ve ona karşı saygılı çabaları. İki karakterin, ekonomik zorluklarla dolu yaşamları ve bu süreçte birbirlerine olan destekleri. İnsancıklar, aynı zamanda ilk Rus toplumsal romanı olarak kabul edilir.

Dmitriy Prokofiç Razumihin, Fyodor Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza" romanında Raskolnikov'un en yakın arkadaşı olarak tanımlanır. İşte bazı özellikleri: Sadakat: Raskolnikov'a olan bağlılığı ve dostluğu ile öne çıkar. İyilikseverlik: İnsanlara karşı derin bir merhamet ve şefkat besler. Zeka ve pratiklik: Analitik düşünme yeteneği ve pratik çözümler bulma konusunda beceriklidir. Empati: Başkalarının acılarını hissetme yeteneği yüksektir. Sosyal bilinç: Dönemin toplumsal sorunlarına duyarlıdır. Aşk ve duygusal derinlik: Özellikle Sonya'ya olan aşkı, karakterinin duygusal derinliğini gösterir. İyi kalplilik: İyi niyetli ve içten bir karakterdir, çevresindekilere olumlu etkiler yapar. Razumihin, Raskolnikov'un aksine, hayatı uçlarda yaşamayan, politikaya girse ya merkez sağda ya merkez solda yer alacak bir bürokrat tipli adam olarak da tanımlanır.

Prens Lev Nikolayeviç Mışkin, Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin "Budala" adlı romanının başkahramanıdır. Özellikleri: Yirmili yaşlarında, sarı saçlı, Rusya'nın en eski soylu ailelerinden birine mensup bir gençtir. Tedavi gördüğü İsviçre'den dönmüştür. Epilepsi hastalığı nedeniyle zaman zaman bulanık bir algıya sahiptir. Son derece zeki, kendinin farkında, sezgisel ve empatik bir yapıya sahiptir. İyilik timsali olarak tasvir edilir; bu iyiliği nedeniyle çevresi tarafından "budala" olarak da anılır. Mışkin karakteri, Dostoyevski'nin kendi kişiliğinden de izler taşır; yazarın anılarını yansıtır.

Raskolnikov, "Suç ve Ceza" romanında iki cinayet işlediği için ceza almıştır: 1. Tefeci Alyona İvanovna: Raskolnikov, topluma zararlı olduğunu düşündüğü tefeci kadını öldürmüştür. 2. Lizaveta İvanovna: Alyona'nın kız kardeşi Lizaveta, eve beklenmedik bir şekilde geldiği için tanık bırakmamak amacıyla öldürülmüştür. Raskolnikov'un cezası, Sibirya'da sekiz yıllık kürek esareti olmuştur.

"Layk" kelimesi, sosyal medya platformlarında bir paylaşımı beğenme veya takdir etme anlamına gelir. Dolayısıyla, "laykinler" ifadesi muhtemelen bu bağlamda kullanılmamaktadır. Ancak, "insancıklar" ifadesi, Fyodor Dostoyevski'nin "İnsancıklar" adlı romanını çağrıştırabilir. Bu roman, yaşlı bir memurun küçük bir kıza olan aşkı ve ona saygı duyma çabaları hakkındadır.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin "Başkasının Karısı" adlı öyküsü, yüksek mevkideki bir adamın kıskançlığını ve bunun sonucunda içine düştüğü komik durumları ele alır. İvan Andreyeviç adındaki kıskanç koca, karısının kendisini aldattığını düşünür ve onu takip etmeye başlar. Öykü, iki kısma ayrılır. "Başkasının Karısı", Dostoyevski'nin 1848 yılında kaleme aldığı ilk eserlerinden biridir.

Fyodor Dostoyevski'nin "Ezilenler" adlı romanında, toplumda hep aşağılanan ve hor görülen insanların, nüfuzlu kimselerin bencilce hesapları arasında ezilişi ve sarsılışı işlenir. Romanda, sınıf farklılıkları ve her koşulda alt sınıfların baskısına dayanan sistemdeki aristokratlar ve ezilen köylüler arasındaki çatışmalar da ele alınır. Ayrıca, insanların kusurlarını bilerek mutluluk arayışında olmaları ve bu süreçte kendi gerekçelerini yaratmaları da işlenir. Eserde, sıradan ama olağanüstü yaşantıları ile şaşırtan karakterler yer alır.

Fyodor Dostoyevski'nin hayatı kısaca şu şekilde özetlenebilir: Çocukluk ve Eğitim: 1821'de Moskova'da doğdu. Yazarlığa İlk Adım: Petersburg Askeri Mühendislik Okulu’nda eğitim alırken edebiyata ilgi duymaya başladı. Sibirya Sürgünü: Sosyalist bir gruba katıldığı için tutuklandı, idama mahkum edildi ancak cezası Sibirya sürgününe çevrildi. Edebi Yükseliş: Sürgün yıllarında "Yeraltından Notlar", "Suç ve Ceza", "Kumarbaz" gibi önemli eserlerini yazdı. Kişisel Hayat: İki kez evlendi, ikinci eşi Anna Grigorievna Snitkina ile olan evliliği sırasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. Son Yılları ve Ölümü: Kumar bağımlılığı ve maddi sıkıntılar yaşadı.

14 yaşındaki bir kişinin Dostoyevski'nin kitaplarını okuyup okuyamayacağı, hangi kitaba göre değişiklik göstermektedir: "Suç ve Ceza". "Yeraltından Notlar". "Kumarbaz". Bu nedenle, Dostoyevski'nin eserlerini okumadan önce bir yetişkinden yardım almak faydalı olabilir.

Fyodor Dostoyevski'nin "Timsah" adlı öyküsünde, kapitalist ekonomi, Batı tarzı yaşam, nihilistler ve basına yönelik eleştiriler yer alır. Öykünün bazı temaları: Devlet ve bürokrasi: Dostoyevski, timsahı devlet olarak kullanarak, devlet mekanizmasının korkutucu ve sevimsiz yönlerini eleştirir. Şöhret ve beğeni tutkusu: İvan'ın timsahın içindeyken kendini önemli hissetmesi ve egosunu tatmin etmesi, şöhret ve beğeni tutkusunu yansıtır. Rus insanının batıya olan hayranlığı: Batı tarzı yaşamın anlamsızlığı ve bu hayranlığın getirdiği aşağılık kompleksi ele alınır. Özgürlük ve düzen: İvan'ın "İlkel insan özgürlük, bilge insan düzen ister." sözü, özgürlük ve düzen arasındaki tercihi özetler. Ayrıca, öyküde toplumsal çöküş, baskı ve adaletsizlik gibi temalar da canavar simgesi üzerinden işlenir.

Dostoyevski'nin "Budala" (İdiot) romanı, farklı yönetmenler tarafından birkaç kez sinemaya uyarlanmıştır: 1958 yılında, Stalin'in favori yönetmeni Ivan Pyryev'in "Budala" (İdiot) filmi. 1951 yılında, Japon yönetmen Akira Kurosawa'nın "Hakuchi" adlı filmi. 1994 yılında, Andrzej Wajda'nın "Nastazja" adlı filmi. Bu uyarlamalardan başka, "Budala" (İdiot) romanından ilham alan diğer filmler de bulunabilir.

"Gökten işaret gelmez, kalbin dediğine inan" sözü, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'ye aittir. Bu söz, Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler" adlı eserinde yer almaktadır.