Diyaliz

Şifa Diyaliz Merkezi, resmi olarak 2006 yılının başında Sultangazi'de hizmete başlamıştır. Ancak, kurucunun ifadesine göre, merkezin temelleri 2002-2005 yılları arasında hemodiyaliz tedavisi gören kurucunun, diyaliz hastaları için daha iyi bir hizmet sunma amacıyla 2006 yılında atılmıştır.

Diyaliz hastalarının tüketmemesi gereken bazı meyveler: Potasyum oranı yüksek meyveler: Hurma, muz, kavun, avokado, nar, kivi, yenidünya, kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı. Fosfor oranı yüksek meyveler: Özellikle yazın sonlarına doğru yetişen taze ceviz ve fındık. Diyaliz hastalarının beslenme düzenlerini planlamak ve takip etmek için bir beslenme uzmanıyla çalışmaları önemlidir.

Diyaliz solüsyonundaki potasyum düzeyi, hastanın prediyaliz serum potasyum seviyesine göre belirlenmelidir: Prediyaliz serum potasyum düzeyi 4 mEq/L'den az ise, diyalizattaki potasyum düzeyi 4 mEq/L veya üzerinde olmalıdır. Prediyaliz plazma potasyum düzeyi 5,5 mEq/L'den yüksek olan stabil hastalarda, diyaliz solüsyonu potasyum düzeyi 2 mEq/L olmalıdır. Diyaliz solüsyonu potasyum düzeyinin belirlenmesi, doktor tarafından yapılmalıdır.

Evet, Final Diyaliz ile SGK arasında anlaşma bulunmaktadır. Hemodiyaliz, ev hemodiyalizi ve periton diyalizi (sürekli ayaktan periton diyalizi ve aletli periton diyalizi) gibi diyaliz tedavilerinin bedelleri, SGK'nın belirlediği usul ve esaslar dahilinde karşılanmaktadır. Sağlık hizmeti sunucuları, bu tedaviler için herhangi bir ilave ücret talep edemez.

Geçici böbrek yetmezliğinde diyaliz gerekip gerekmediği, böbrek yetmezliğinin evresine ve hastanın durumuna bağlıdır. Evre 5 (son dönem böbrek hastalığı). Akut böbrek yetmezliği. Diyaliz, kandaki atık maddeleri ve fazla sıvıyı filtreleyen bir tedavi yöntemidir. Böbrek yetmezliği belirtileri varsa, bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli kontrolleri yaptırmak önemlidir.

Diyalizde kullanılan makine, hemodiyaliz işlemi için şu şekilde çalışır: 1. Kan Alımı: Hasta kanı, bir arteriyovenöz fistül veya santral venöz kateterden alınarak hemodiyaliz setiyle diyalizere pompalanır. 2. Diyalizer İçinde İşlem: Kan, diyaliz solüsyonu ile aralarında hemodiyaliz membranı olacak şekilde karşı karşıya getirilir. 3. Filtrasyon: Kandaki atık maddeler ve fazla su, diyaliz membranı aracılığıyla diyaliz solüsyonuna geçer. 4. Kanın Geri Verilmesi: Temizlenen kan, venöz tarafa geri verilir. Makinenin temel bileşenleri: Ekstrakorporeal kan devresi: Kanın alınıp geri verilmesini sağlar. Diyaliz sıvısı devresi: Solüsyon konsantresinin karıştırılması ve nihai diyaliz solüsyonunun hazırlanmasını içerir. Makinede bulunan bazı sistemler: Kan pompası: Kanın pıhtılaşmasını önler. Heparin pompası: Kanın pıhtılaşmasını engellemek için heparinin kan hattına dağıtılmasını sağlar. Hava kabarcığı dedektörü: Kan hatlarına giren havayı tespit eder.

Sevelamer karbonat, kronik böbrek hastalığı (CKD) nedeniyle diyaliz alan yetişkin ve 6 yaş üstü çocuklarda serum fosfor seviyesini kontrol etmek için kullanılan bir fosfat bağlayıcısıdır. Kullanım amaçları: hiperfosfatemi tedavisi; renal kemik hastalığının kontrolü. Sevelamer karbonat, bağırsaklarda yiyeceklerden gelen fosfatı bağlayarak emilimini engeller ve böylece kandaki fosfor düzeyini azaltır.

Diyaliz sertifikası yenileme sınavı, "resertifikasyon sınavı" olarak adlandırılır ve şu şekilde yapılır: 1. Başvuru: Sertifikalı uzman tabip, tabip ve hemşireler, sertifikalarının geçerlilik süresinin bitimine altı ay kala ilgili form ve belgelerle il sağlık müdürlüğüne başvurur. 2. Değerlendirme: Başvurular sonrası, adayların isimleri Bakanlık veya ilgili merkeze bildirilir. 3. Sınav: Resertifikasyon değerlendirmesi, Bakanlıkça onay verilmiş diyaliz eğitim merkezlerinde yapılır. 4. Puanlama: Sürekli mesleki eğitim puanı ile resertifikasyon sınav puanının toplamı esas alınır. 5. Belgelendirme: Başarılı olanlara, resertifikasyon değerlendirme tarihinden geçerli olmak üzere yeniden diyaliz sertifikası düzenlenir. Bazı sınav tarihleri: Erciyes Üniversitesi: Mayıs, Eylül ve Ocak aylarında yılda üç kez. Atatürk Üniversitesi: 25 Nisan, 20 Haziran, 19 Eylül ve 19 Aralık 2025 tarihlerinde. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi: 29 Mayıs, 7 Ağustos, 30 Ekim ve 25 Aralık 2025 tarihlerinde. Başvuru ve sınav tarihleri, il sağlık müdürlüklerinden veya ilgili eğitim merkezlerinden öğrenilebilir.

Standart peritoneal geçirgenlik analizi, periton zarının geçirgenlik özelliklerini değerlendirmek için kullanılan bir test olan periton eşitleme testi (PET) ile yapılır. Bu test, hastanın hem solüt hem de su geçirgenliğini anlamaya yardımcı olur. Standart PET'in yoğun emek ve zaman gerektirmesi nedeniyle, hızlı PET (fast PET) adı verilen ve daha kısa sürede tamamlanan bir alternatif geliştirilmiştir. Periton geçirgenlik analizlerinin yalnızca bir sağlık profesyoneli tarafından yapılması uygundur.

Diyalize girmek için kreatinin değerinin kaç olması gerektiği, hastanın genel sağlık durumu, böbrek fonksiyonlarının ne kadar etkilendiği ve diğer belirti ve semptomlar göz önünde bulundurularak belirlenir. Genellikle, kreatinin seviyesi 5.0 mg/dL'nin üzerine çıktığında ve GFR değeri çok düştüğünde diyaliz gündeme gelir. Kreatinin değerinin diyaliz tedavisi açısından kabul edilmiş bir sınırı bulunmamaktadır. Kreatinin değeri ile ilgili doğru bilgi ve yönlendirme için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Yetişkin diyaliz setlerinin dolum hacmi 120-150 ml arasında değişmektedir.

Periton diyalizi kateterinin tıkanmasının bazı nedenleri: Omentum ve fibrin tıkaçları. Kateterin kendi üzerine katlanması. Kan pıhtısı. İntraabdominal organlar (overler, fallopian tüpler, ince bağırsak, appandiks epiploica). Kateterin tıkanması, drenaj bozuklukları, karın ağrısı ve yetersiz diyaliz sıvısı verilmesi gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

Diyaliz hastalarının kilo alamamasının birkaç nedeni vardır: Sıvı ve elektrolit dengesi: Diyaliz hastaları, vücutlarında biriken fazla sıvıyı atamadıkları için sıvı alımını sınırlamak zorundadır. Beslenme kısıtlamaları: Tuz, potasyum ve fosfor içeren besinlerden uzak durmaları gerekir. Protein kaybı: Diyaliz tedavisi, vücuttaki sağlıklı proteinleri de kaybetme riski taşır. Diyaliz hastalarının ideal kilolarını korumaları ve beslenme düzenlerini doktor veya beslenme uzmanının önerilerine göre şekillendirmeleri önemlidir.

Evet, diyaliz merkezleri ambulans hizmeti verebilir. Ayrıca, diyaliz merkezleri, hastalarına acil durumlarda hizmet vermek üzere bir ambulans bulundurmak zorundadır. Ambulans hizmeti verme zorunluluğu, 18 Ağustos 2007 tarihli değişiklikle Diyaliz Merkezleri Yönetmeliği'nden kaldırılmıştır, ancak isteğe bağlı olarak devam ettirilebilir.

Periton diyalizi, böbreklerin işlevini yerine getiremediği durumlarda, vücuttan atılması gereken atık maddelerin ve fazla sıvının, karın boşluğundaki periton zarından yararlanılarak uzaklaştırıldığı bir diyaliz yöntemidir. Periton diyalizi sırasında: Hastanın karnına, cerrahi bir işlemle kateter yerleştirilir. Belirli aralıklarla, yaklaşık 2 litrelik diyaliz sıvısı kateter aracılığıyla karın boşluğuna verilir. Bu sıvı, belirli bir süre bekletildikten sonra boşaltılır ve yeniden taze diyaliz sıvısı doldurulur. İki ana periton diyalizi türü vardır: 1. Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (SAPD): Hasta, günde 4-5 kez diyaliz sıvısını değiştirir ve sıvı karın boşluğunda yaklaşık 6 saat bekletilir. 2. Aletli Periton Diyalizi (APD): İşlem, bir makine yardımıyla gerçekleştirilir ve genellikle hasta uyurken uygulanır. Periton diyalizi, hastalara daha aktif bir yaşam olanağı sunar ve merkeze bağımlı olmadan, evde veya iş yerinde uygulanabilir.

Diyaliz hastalarının ideal kilo aralığında kalması önerilir; çok zayıf veya çok kilolu olmaları önerilmez. İki diyaliz seansı arasında alınması önerilen kilo miktarı: 50 kiloluk bir hasta için en fazla 700 gram; 70 kiloluk bir hasta için en fazla 1000 gram; 90 kiloluk bir hasta için en fazla 1300 gram. Her hastanın durumu farklı olabileceğinden, kilo kontrolü için bir doktora danışılması önemlidir.

Diyalize giren hasta, böbrekleri kalıcı olarak iyileşmeyebilir, ancak diyaliz, böbreklerin işlevini yerine getirerek hastanın yaşamını sürdürmesine yardımcı olur. Diyaliz tedavisi, böbrek nakli yapılıncaya kadar veya kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda ömür boyu devam edebilir. Böbreklerin iyileşmesi için böbrek nakli gereklidir. Diyaliz sırasında veya sonrasında enfeksiyon, kan pıhtılaşması, elektrolit dengesizlikleri gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Tedavinin başarısı ve hastanın genel sağlık durumu, düzenli doktor kontrolleri ile takip edilmelidir.

Diyaliz, kimya bağlamında değil, tıp alanında bir tedavi yöntemidir. Diyaliz, böbreklerin işlevlerini yeterince yerine getiremediği durumlarda, vücuttaki zararlı atıkları ve fazla sıvıyı temizlemeye yarayan bir işlemdir. İki ana diyaliz türü vardır: Hemodiyaliz: Hastanın kanı, bir makine aracılığıyla filtrelenir. Periton diyalizi: Karın boşluğuna yerleştirilen bir tüp aracılığıyla özel bir çözelti kullanılarak temizlik sağlanır.

Diyaliz plazmaferezi, plazmaferez ve diyaliz işlemlerinin bir kombinasyonu değildir. Plazmaferez, kandaki zararlı antikorlar, proteinler veya diğer maddelerin filtrelenerek vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. Plazmaferez, genellikle bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar, otoimmün hastalıklar ve bazı nörolojik bozukluklar gibi durumlarda uygulanır. Her iki tedavi yöntemi de farklı tıbbi durumlar için kullanılır ve birlikte uygulanması gereken bir kombinasyon değildir.

Diyalizde diyaliz ayırma yöntemi kullanılır. Diyaliz, böbrekleri çalışmayan insanların kirli kanındaki metabolik atıkların temizlenmesi için kullanılır. Diyalizin iki ana türü vardır: 1. Hemodiyaliz. 2. Periton diyalizi.