Deyimler

"Gönül ferman dinlemez" ifadesi bir deyim olarak kullanılır.

"Point yapmak" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Spor ve Oyunlar: "Point yapmak", puan veya sayı kazanmak anlamına gelir. 2. Genel Kullanım: "Make a point" deyimi, bir düşünceyi veya fikri belirtmek, vurgulamak veya tartışmak anlamına gelir.

"Dibine kadar" deyimi, en ince ve gizli noktasına kadar anlamına gelir.

Deyim, genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış bir söz öbeğidir. Özellikleri: - Deyimler, en az iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşur. - Kalıplaşmış ifadeler olduğu için kelimelerin yerleri değiştirilemez ve eş anlamlıları getirilemez. - Şahıs ve zamana göre çekimlenebilirler. - Genellikle mecaz anlamlıdırlar. - Bir kavramı ya da durumu anlatmak için kullanılır, ders verme amacı taşımazlar.

"Kâfi gelmek" deyimi, "yetmek, yetişmek" anlamına gelir.

"Arkadan yaslamma" ifadesi, bir kimsenin bulunmadığı yerde onun hakkında ileri geri konuşmak, dedikodusunu yapmak anlamına gelen "arkadan söylemek" deyiminden yanlış bir kullanım olabilir.

3. sınıf öğrencilerine atasözleri ve deyimler şu şekilde anlatılabilir: Atasözleri: Atasözleri, atalarımızın yaşam deneyimlerini ve düşüncelerini kuşaktan kuşağa aktaran, söyleyeni belli olmayan, öğüt verici ve öğretici kısa, özlü sözlerdir. Genellikle mecaz anlamlıdırlar, bazı atasözleri ise gerçek anlamlıdır. Örnekler: "İşleyen demir ışıldar", "Ağaç yaş iken eğilir", "Güneş girmeyen eve doktor girer". Deyimler: Deyimler, genellikle gerçek anlamlarından uzaklaşarak ilgi çekici bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler, atasözleri gibi öğüt verme amacı taşımaz. Örnekler: "Paçaları sıvamak", "etekleri tutuşmak", "can atmak". Atasözleri ve deyimler, günlük hayattan örneklerle anlatılabilir.

"Kirli çamaşırları ortaya çıkarmak" deyimi, birinin ayıp, kusur veya suçlarını açıklamak, söylemek anlamına gelir.

"Ağzı kulaklarına varmak" deyimi mecazi bir anlam taşır ve çok sevinmek anlamına gelir.

"Telef olmak" deyimi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Hayvanlar için: Ölmek. 2. Mecazi anlamda: Mahvolmak.

Kısa ve özlü bazı deyimler şunlardır: Ateşten gömlek giymek. At gözlüğü ile bakmak. Ava giden avlanır. Ayağını yorgan altında uzatmak. Bal dök yala. Eceline susamak. Çamur atmak.

"Küplere binmek" deyimi, aşırı derecede öfkelenmek, kızmak anlamına gelir. Dolayısıyla, "küplere binip duvara tırmanmak" ifadesi, muhtemelen bu öfkenin fiziksel bir tezahürünü ima ediyor olabilir.

"Küplere binmek" deyimi, aşırı derecede öfkelenmek, kızmak anlamına gelir. Dolayısıyla, "küplere binip duvara tırmanmak" ifadesi, muhtemelen bu öfkenin fiziksel bir tezahürünü ima ediyor olabilir.

"Ortalık 56" ifadesi, gürültülü ve karışık ortamları tanımlamak için kullanılan bir deyimdir. Bu deyimin kökeni, 1956 yılında Adana'da kullanılan gürültülü bir jeneratöre dayanmaktadır.

"Yad eller" deyimi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Baba ocağından uzak yerler, gurbet. 2. Yabancı kimseler, yabancılar.

"Süt gibi hatun" ifadesi, çok beyaz ve temiz anlamına gelen "süt gibi" deyiminden yanlış bir kullanım olabilir.

"Püsküllü bela" deyimi, kendisinden kurtulunması mümkün olmayan, büyük sıkıntı ve zarar veren kişi, nesne veya durumu ifade eder.

"Gelebilecek her türlü zararı ve tehlikeyi önceden kabul etmek" ifadesi, "göze almak" deyiminin anlamıdır. Bu deyim, bir iş nedeniyle karşılaşılabilecek olası tüm olumsuz sonuçları önceden razı olmak anlamında kullanılır.

"Esir almak" ve "esir düşmek" deyimleri farklı anlamlara sahiptir: 1. "Esir almak" deyimi, bir kişiyi tutsak etmek, alıkoymak veya meşgul etmek anlamına gelir. 2. "Esir düşmek" deyimi ise iki farklı anlamda kullanılabilir: - Savaşta düşmanın eline geçmek, uzun süre tutsak kalmak. - Bir kimsenin veya nesnenin müptelası olmak.

"Kerameti kendinden menkul" deyimi, sahip olduğu nitelikleri kendisi söyleyen kimse için kullanılır.