Devrim

Tanya (1976) filmi, zengin bir kızın devrimci bir grup tarafından kaçırılmasını konu alır. Film, Patricia Hearst'in gerçek hikayesine dayanmaktadır.

Ekim Devrimi'nin lideri Vladimir Lenin'dir. Lenin, Bolşevik Parti'nin başında, 1917'de Petrograd'da geçici hükümeti devirmek için harekete geçmiş ve II. Tüm Rusya Sovyetler Kongresi'nde Halk Komiserleri Konseyi (Sovnarkom) başkanı seçilmiştir.

Dört çeşit devrim şu şekilde sıralanabilir: 1. Sanayi Devrimi: Üretimde makinelerin kullanılmaya başlanması sürecini ifade eder. 2. Siyasi Devrim: Yeni bir siyasi sistem kurmayı ve tüm toplumu dönüştürmeyi amaçlayan, ani ve şiddetli devrimlerdir. 3. Sosyal Devrim: Toplumda, kültürde, felsefede ve teknolojide siyasi sistemlerden çok daha fazlasını dönüştüren devrimlerdir. 4. Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0): Fiziksel, dijital ve biyolojik dünyaların sınırlarını ortadan kaldıran teknolojileri devreye sokan, 2011 yılında kullanılmaya başlanan bir endüstriyel strateji planıdır. Bu devrim türleri birbirini dışlamaz; örneğin, 1917 Rus Devrimi, kentsel bir devrimle başlamış ve ardından kırsal bir devrim aşamasına geçmiştir.

Matbaanın devrim yaratmasının bazı nedenleri: Bilgi erişimi: Matbaanın ortaya çıkmasıyla yazılı eserler hızla çoğaldı, bu da bilimsel ve kültürel ilerlemeleri hızlandırdı. Eğitim ve okuryazarlık: Kitapların daha kolay ve ucuz basılması, eğitim sistemine katkı sağladı; kitap fiyatları ucuzladı ve daha fazla insan kitap okuyabildi. Ekonomik etkiler: Matbaacılık sektörünün gelişmesiyle yazılı materyallerin basım maliyetleri azaldı ve yayıncılık endüstrisi gelişti. Stratejik güç: Matbaa, Avrupa'nın stratejik açıdan geride kaldığı doğu ile arasındaki farkı kapatmasını sağladı. Fikirlerin yayılması: Matbaanın yaygınlaşması, daha geniş bir fikir dağılımına yol açtı ve bu durum, monarşilerin gücünü tehdit etti.

Şerafettin Turan'ın "Türk Devrim Tarihi" seti yedi ciltten oluşmaktadır. Set içinde yer alan kitaplar: Türk Devrim Tarihi 1. Kitap - İmparatorluğun Çöküşünden Ulusal Direnişe; Türk Devrim Tarihi 2. Kitap - Ulusal Direnişten Türkiye Cumhuriyeti'ne; Türk Devrim Tarihi 3. Kitap / 1. Cilt - Yeni Türkiye'nin Oluşumu (1923-1938); Türk Devrim Tarihi 3. Kitap / 2. Cilt - Yeni Türkiye'nin Oluşumu (1923-1938); Türk Devrim Tarihi 4. Kitap / 1. Cilt - Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (10 Kasım 1938-14 Mayıs 1950); Türk Devrim Tarihi 4. Kitap / 2. Cilt - Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (14 Mayıs 1950-27 Mayıs 1960); Türk Devrim Tarihi 5. Kitap - Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye (27 Mayıs 1960-12 Eylül 1980).

"Meydan" (The Square) filminin sonunda, Hüsnü Mübarek'in istifasından sonra oluşan karmaşa ve özgürlük için protestocularla yan yana duran İslam Kardeşliği örgütüne karşı tekrar oluşan protestolar gösterilmektedir. Ayrıca, laik gençler ve İslam Kardeşliği arasında oluşan tansiyonun, devrimin her zaman kolay olmayacağını gösterdiği ifade edilmektedir. Filmin sonunda, ideallerimiz için savaşmanın önemi, basit ve etkileyici bir yaklaşımla betimlenmektedir.

"Köylü birazı sezzlık" ifadesinin neden kaldırıldığı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, köylü serfliğinin kaldırılması, 1861 yılında Rusya'da gerçekleşen bir reformdur. Başka bir konuda yardımcı olabilir miyim?

22 Bahman, İran İslam Devrimi'nin zafer günü olarak kabul edilir ve İran halkı için büyük bir öneme sahiptir. 22 Bahman'ın önemli olmasının bazı nedenleri: İran İslam Cumhuriyeti'nin kuruluşu: 22 Bahman 1357'de (11 Şubat 1979), İran halkının İmam Humeyni liderliğinde şahlık ve Pehlevi rejiminin zulmüne son vererek İran İslam Cumhuriyeti'ni kurmasıdır. Ulusal birliğin tezahürü: Cumhurbaşkanı Ebrahim Raeisi'ye göre, 22 Bahman tiranlık ve bağımlılığın sona erdiği, bağımsızlık, özgürlük ve İslam Cumhuriyeti'nin başladığı gündür. Birliğin ve güvenin tezahürü: Lider Ayetullah Hamanei, 22 Bahman'ın bu yıl birlik ve ulusal güvenin tezahürü olacağını ve halkın, düşmanların yarattığı güvensizlik ve ulusal birliği bozma çabalarını etkisiz hale getireceğini ifade etmiştir. Mücadelenin simgesi: 22 Bahman, İran halkının siyasi tiranlık, sosyal baskı, devlet şiddeti ve yabancı dayatmalara karşı verdiği on yıllarca süren mücadelenin simgesi olarak öğrenciler ve devrimciler için acı tatlı anılar uyandırır.

Lenin ve Kautsky arasındaki bazı farklar şunlardır: Emperyalizm Teorisi: Lenin, emperyalizmi kapitalizmin en yüksek aşaması olarak tanımlarken, Kautsky'nin tanımı daha çok tarımsal bölgelerin ilhakı üzerine odaklanır. Devrim Anlayışı: Kautsky, işçi sınıfının gelişmiş kapitalist ülkelerde iktidarı alması gerektiğini düşünürken, Lenin bu konuyu önemsememiş ve daha çok emperyalist ülkelerin kendi aralarındaki ilişkilere odaklanmıştır. Marksizm Yorumu: Lenin, Kautsky'nin Marksizmi "burjuva demokrat" açıdan yorumladığını ve Marx ile Engels'in demokrasi, sosyalizm ve devrim ilişkisini çarpıttığını iddia etmiştir. Siyasi Mücadele: Kautsky, siyaseti işçi sınıfında var olan "devrimci öz"ü örten unsurları ayıklayıcı bir müdahale olarak algılayan özgün bir reformisttir. Bu farklılıklar, Lenin ve Kautsky arasındaki teorik ve politik ayrışmaları özetlemektedir.

"Savaşmaktan Vazgeçtiğin An Kaybedersin" kitabı, Ernesto Che Guevara'nın yaşam felsefesini ve mücadelesini anlatır. Kitapta, Guevara'nın genç bir tıp öğrencisiyken Latin Amerika'da karşılaştığı yoksul halk manzaralarının ardından aldığı radikal kararlar ve ezilen halkların özgürlüğü için verdiği mücadele vurgulanır. Ayrıca, kitapta Fidel Castro ile ilgili anılar ve Guevara'nın Nazım Hikmet'i tanıdığı bilgisi de yer alır. 88 sayfadan oluşan kitap, Zeynep Tütüncü Güngör tarafından derlenmiştir.

Şerafettin Turan'ın "Türk Devrim Tarihi" adlı kitabının 1. ve 2. cildi, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan süreci anlatır. 1. Cilt: "İmparatorluğun Çöküşünden Ulusal Direnişe" başlığını taşır ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerini, ulusal direnişi ve Kurtuluş Savaşı'nı ele alır. 2. Cilt: "Ulusal Direnişten Türkiye Cumhuriyeti'ne" başlığını taşır ve Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve ilk yıllarını inceler.

1918 yılının önemli olmasının bazı nedenleri: I. Dünya Savaşı'nın sona ermesi. İmparatorlukların çöküşü. Yeni devletlerin ortaya çıkması. Devrimler. Sovyetler Birliği'nin kuruluşu. İspanyol Gribi salgını.

Sovyet Devrimi, 1917 ile 1923 yılları arasındaki daha geniş kapsamlı Rus Devrimi'nin bir parçası olarak, Vladimir Lenin liderliğindeki Bolşevikler tarafından gerçekleştirilmiştir. Ekim Devrimi olarak da bilinen bu olay, 7 Kasım 1917'de Petrograd'da (bugünkü Sankt-Peterburg) bir ayaklanma ile başlamıştır.

Che Guevara'nın devrimci olmasının bazı nedenleri ve bu durumu anlatan sözlerinden bazıları şunlardır: Eşitsizlik ve yoksulluğa karşı duyarlılık: Latin Amerika'daki insanların yoksulluklarını ve eşitsizlikleri gözlemlemesi. Kapitalist ve emperyalist sisteme karşı duruş: "Kapitalist bir sistemde insanlar görünmez, bir kafesin içinde yaşarlar". Sosyalizmin ve devrimin amacı: "Devrimcinin görevi devrim yapmaktır. Gerçekçi ol, imkânsızı iste". İnsancıl ve enternasyonalist bakış açısı: "Bir devrimci, başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir. Nerede ezilen bir halk varsa, oralıyım". Bu düşünceleri yansıtan bazı sözleri: "Yepyeni bir dünya kuracağız... Ve dört bir yana yazacağız; gerçekçi ol, imkânsızı iste". "Ne kadar farklı olursa olsun; sana ait olmayana tenezzül etme ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan asla vazgeçme". "Bir devrimci, başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir". "En kötüsü de ne biliyor musun? Kendine yenilmek, pes etmek".

Vladimir Lenin'in özgeçmişi şu şekilde özetlenebilir: Doğum ve Aile Hayatı: 22 Nisan 1870'te Simbirsk'te (günümüzde Ulyanovsk) doğdu. Eğitim: Kazan Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı, ancak öğrenci gösterilerine katıldığı için atıldı. Devrimci Faaliyetler: 1895'te "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği"ni kurdu. Siyasi Kariyer: 1917 Ekim Devrimi'ne öncülük etti ve Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti'ni kurdu. Ölüm: 21 Ocak 1924'te Moskova'da öldü. Lenin, Marksist-Leninist ideolojinin fikirsel önderi ve Leninizm'in kurucusudur.

Cezayir sineması, önemli tarihi olayları yansıtması ve Cezayir devrimini ölümsüzleştirmesi nedeniyle önemlidir. Cezayir sineması: Sömürgeciliğe karşı bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Devrim döneminde, halkın kurtuluş mücadelesinde önemli bir rol oynamıştır. Tarihsel ve toplumsal konuları ele alarak, Cezayir'in toplumsal kaygılarını ve sömürgeci geçmişten kaynaklanan sosyal adaletsizlikleri yansıtmıştır. Cezayir sineması, hem Cezayirli hem de yabancı yönetmenlerin ilgisini çekmiş ve bu tarihsel dönem, birçok sinematik esere konu olmuştur.

Japon Kızıl Ordusu, Japonya'da proleter ve dünya devrimini gerçekleştirmek amacıyla 1971 yılında Fusako Shigenobu ve Tsuyoshi Okudaira tarafından kurulmuştur. Örgütün belirtilen hedefleri arasında Japon hükümetini ve monarşiyi devirmek de bulunmaktadır. Japon Kızıl Ordusu, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ile işbirliği yapmış ve özellikle 1970'ler ile 1980'lerde Filistin davası için faaliyet göstermiştir.

"Savaş, Devrim ve Uluslaşma: Türkiye Tarihinde Geçiş Dönemi (1908 - 1928)" kitabı, Erik Jan Zürcher tarafından yazılmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar olan dönemi ele almaktadır. Kitapta işlenen konular arasında: - İkinci Meşrutiyet ile gelen anayasa ve uluslaşma sorunları; - Birinci Dünya Savaşı ve sonrası; - Jön Türkler ve İttihad ve Terakki dönemi; - Atatürk'ün Nutuk'u ve Kâzım Karabekir'in İstiklâl Harbimiz kitabı üzerine değerlendirmeler; - Cumhuriyet'in ilk yılları ve muhalefet hareketleri yer almaktadır. Zürcher, bu dönemde "savaş, devrim ve uluslaşma" kavramlarının Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini nasıl oluşturduğunu irdelemektedir.

Atatürk'ün halkçılık ilkesi ile ilgili fotoğraflara şu sitelerden ulaşılabilir: tr.pinterest.com. fotografcaddesi.com.tr. Ayrıca, Atatürk'ün halkçılık ilkesi hakkında daha fazla bilgi için şu kaynaklar kullanılabilir: tr.wikipedia.org. ataturkansiklopedisi.gov.tr. ttk.gov.tr.

Devrimci aşk, sadece bireysel bir duygu olmaktan öte, mücadele, özgürlük ve toplumsal dönüşüm arzusunu içeren bir kavramdır. Bu anlayışa göre devrimci aşk: - Özgürlükçüdür: Ekonomik bağımlılık ve baskıcı ahlak anlayışına karşı durur. - Fedakârdır: Aşk, bireysel bir mesele değil, toplumsal bir sorumluluk olarak ele alınır. - Bilinçlidir: Kapitalizmin metalaştırdığı ilişkilerden uzak durur. - Eşitlikçidir: Kadın-erkek veya farklı cinsiyetler arasında sınıfsız ve eşit bir ilişkiyi savunur. Ayrıca, Nazım Hikmet gibi devrimcilerin aşkı, romantizmin ötesine geçerek insanlığı, eşitliği ve adaleti de kapsar.