Denizbilim

Denizlerde havanın dalgalı olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Rüzgar: Rüzgar, deniz yüzeyindeki hava kütlelerini hareket ettirerek dalga oluşumuna neden olur. 2. Gelgitler: Ay ve Güneş'in çekim kuvvetleri, deniz seviyesindeki dalgalanmalara yol açar ve gelgitlerin oluşmasına neden olur. 3. Fırtınalar: Şiddetli fırtınalar, rüzgar hızını artırarak ve dalga boyunu büyüterek deniz yüzeyinde şiddetli dalgalanmalar yaratır. 4. Depremler ve Volkanik Patlamalar: Bu tür doğal afetler, su altında şok dalgaları yaratarak deniz yüzeyinde dalgalanmalara neden olabilir. 5. Okyanus Akıntıları: Su kütlesinin hareket etmesi, deniz yüzeyinde dalgalanmalara yol açar.

Dünya'nın en derin noktası, Pasifik Okyanusu'ndaki Mariana Çukuru'nda bulunan Challenger Deep olarak kabul edilir ve derinliği yaklaşık 10.994 metredir.

Atlas ve Pasifik Okyanusları, birkaç nedenden dolayı birleşmez: 1. Sıcaklık Farkı: İki okyanusun suyu farklı sıcaklıklara sahiptir. 2. Akıntı Sistemleri: Her okyanusun kendi içinde dolaşan farklı deniz akıntıları vardır. 3. Rüzgarlar: Dünya üzerindeki rüzgarlar, okyanuslardaki suyun yüzeyini etkiler ve suların farklı yönlerde hareket etmesine neden olabilir. 4. Coğrafi Engeller: Dar boğazlar gibi coğrafi engeller, iki okyanusun sularının doğrudan birleşmesini önler.

Dünya üzerindeki 5 okyanus şunlardır: 1. Pasifik Okyanusu. 2. Atlantik Okyanusu. 3. Hint Okyanusu. 4. Güney Okyanusu. 5. Arktik Okyanusu.

Okyanusların alacakaranlık bölgesi, mezopelajik bölge olarak da bilinir ve 200-1.000 metre arasındaki derinliği kapsar. Bu bölgede güneş ışığı çok az miktarda geçer ve sıcaklık 5-4 °C dolaylarındadır.

"Okyanusun kalbi" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Titanik filminde geçen mücevher: "Okyanusun Kalbi", James Cameron'ın 1997 yapımı Titanik filminin merkezinde yer alan, mavi renkli ve kalp şeklinde oyulmuş, çok değerli, nadir bir mücevher olarak tanımlanır. 2. Bilimsel keşif: Ayrıca, "okyanusun kalbi" ifadesi, Atlantik Okyanusu'nun 700 metre derinliğinde bulunan ve "Kayıp Şehir" olarak adlandırılan hidrotermal sahayı da ifade edebilir.

Denizdeki girdapların siyah olması mümkün değildir, çünkü girdaplar genellikle su moleküllerinin hareketi ve suyun çukurlaşması sonucu oluşan beyaz köpük ve kirli su görünümünde olabilirler. Girdapların rengi, bulundukları ortamın ışığı ve suyun altındaki yapılar gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir, ancak siyah renk bu doğal fenomenle ilişkilendirilmez.

Derin sularda daha soğuk olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Güneş Işınlarının Azalması: Güneş ışınları suyun yüzeyini ısıtır, ancak derinliklere indikçe bu ışınların etkisi azalır ve su daha soğuk kalır. 2. Termoklin Tabakası: Okyanuslarda yüzeyde sıcak su tabakası, derinlerde ise soğuk su tabakası bulunur ve bu iki tabaka arasında ani sıcaklık değişiminin olduğu bir geçiş bölgesi olan termoklin tabakası yer alır. 3. Yoğunluk ve Su Kütlesi Hareketi: Soğuk su, sıcak suya göre daha yoğundur ve bu nedenle denizin dibine doğru çöker, bu da derin sularda daha soğuk suyun birikmesine neden olur. 4. Basınç Etkisi: Derinlik arttıkça suyun basıncı da artar ve bu, suyun sıcaklık tutma kapasitesini azaltarak soğumasına katkıda bulunur.

İstanbul Boğazı'nın donmamasının birkaç nedeni vardır: 1. Tuzlu Su: Boğaz'daki su tuzludur ve tuzlu suyun donması daha zordur. 2. Akıntı: Boğaz'da sürekli bir akıntı vardır, bu da donma olasılığını azaltır. 3. Deniz Suyu Sıcaklığı: Boğaz'daki deniz suyu sıcaklığı genellikle donma noktasının üzerinde kalır, hatta hava sıcaklığı sıfırın altına düşse bile. Tarihsel olarak, Boğaz'ın donduğu durumlar olmuşsa da, bu genellikle Tuna ve Volga nehirlerinden kopan buz kütlelerinin Boğaz'ı kaplaması sonucu gerçekleşmiştir.

İç deniz ve kenar deniz arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Konum: - İç denizler, kara içlerine sokulmuş ve okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan denizlerdir. - Kenar denizler, okyanusların kıyısında yer alır ve kısmen kara parçaları tarafından çevrelenmiştir. 2. Bağlantı: - İç denizler, okyanuslara dar boğazlarla bağlanır. - Kenar denizler, geniş boğazlarla okyanuslara bağlanır. 3. Boyut ve Derinlik: - Kenar denizler genellikle iç denizlere göre daha geniş ve derindir. 4. Biyolojik Çeşitlilik: - Kenar denizler, okyanuslardan gelen sulara ve oksijene bağlı oldukları için daha canlı ve dinamik bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir.

Okyanuslarda cesetlerin bulunmama nedenleri şunlar olabilir: 1. Derinlik ve Basınç: Okyanusların büyük bir kısmı 900 metreden daha derinlerde yer alır ve bu derinliklerde kalsiyum karbonat dengesi nedeniyle kemikler hızla çözülür. 2. Deniz Canlıları: Derin denizdeki çöpçüler ve deniz canlıları, cesetlerdeki etleri yiyerek kemikleri açığa çıkarır. 3. Akıntılar ve Dağılma: Cesetler, okyanus akıntıları tarafından sürüklenerek farklı bölgelere taşınabilir ve geniş bir alana dağılabilir. 4. Tuzlu Su ve Bozulma: Kemiklerin tuzlu suda hızla bozulması, kalıntıların tanımlanmasını zorlaştırır.

Mariana Çukuru'na kimsenin inememesinin nedeni, çukurun aşırı derinliği ve yüksek basınç seviyesidir. Mariana Çukuru'nun en derin noktası olan Challenger Deep, 10.994 metre derinliğindedir ve buradaki basınç, yeryüzündeki basınca göre yaklaşık 1000 kat daha fazladır.

Abisal bölge karanlıktır çünkü bu bölgeye hiçbir zaman güneş ışığı ulaşmaz.

Yedi okyanus şunlardır: 1. Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu). 2. Atlas Okyanusu (Atlantik Okyanusu). 3. Hint Okyanusu. 4. Güney Okyanusu (Antarktika Okyanusu). 5. Arktik Okyanusu.

Denizdeki dalga, çeşitli parametreler kullanılarak ölçülür: 1. Dalga Boyu: Bir dalga tepe noktasından bir sonraki tepe noktasına uzanan mesafedir. 2. Dalga Yüksekliği: Deniz seviyesinden bir dalga tepe noktasına kadar olan mesafedir. 3. Dalga Periyodu: İki ardışık dalga tepe noktası arasındaki zaman süresidir. 4. Dalganın Yönü ve Hızı: Dalganın hareket ettiği belirli bir noktadan yapılan gözlem ve ölçümlerle belirlenir. Bu ölçümler, meteorolojik istasyonlar, deniz araştırma gemileri veya deniz gözlem istasyonları gibi uzman kuruluşlar tarafından yapılır.

Deniz altının karanlık olmasının sebebi, güneş ışınlarının denizin kırıcı etkisinden dolayı diplere doğru etkisini yitirmesi ve yeterli aydınlatmayı sağlayamamasıdır. Bu durum, deniz suyunun derinleşmesiyle daha da belirgin hale gelir; çünkü ışık, 200-300 metre derinlikten sonra tamamen kaybolur.

Mariana Çukuru'ndaki basınç ve sıcaklık şu şekildedir: 1. Basınç: Mariana Çukuru'ndaki en derin nokta olan Challenger Deep'te basınç, okyanus yüzeyindeki basıncın yaklaşık 1.000 katı olan 1.086 bar veya 108.6 Megapaskal'dır. 2. Sıcaklık: Çukurun diplerindeki sıcaklık, 1-4 santigrat derece civarında değişmektedir.

Deniz ve okyanusların derinlikleri, izohips (eş yükselti) yöntemi ile gösterilen haritalar üzerinde ifade edilir.

Saroz Körfezi'nin denizi soğuk çünkü birkaç faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkar: 1. Akıntılar: Marmara Denizi'nden gelen soğuk ve tuzlu suyun körfeze girişi sırasında meydana gelen akıntılar, soğuk suyun körfezde kalmasına neden olur. 2. Su Değişimi: Saroz Körfezi, Marmara Denizi'ne bağlantılı olduğundan su değişimi sınırlıdır, bu da suyun daha soğuk kalmasına katkıda bulunur. 3. Derinlik: Körfezin genel olarak sığ olması, güneş ışınlarını daha hızlı emip ısı kaybetmesine yol açar ve su sıcaklığının düşük olmasına sebep olur.

Marmara Denizi'nde en büyük dalga yüksekliği 3,79 metre olarak kaydedilmiştir.