Davranış

Hazır bulunuşluk, öğrenmenin gerçekleşebilmesi için gerekli ön öğrenmelerin ve yeterliliğin oluşması durumudur. Bu kavram, bireyin yeni bir davranışı öğrenmeye açık ve hazır olması anlamına da gelir.

Fil ve aslan doğal düşman olarak kabul edilmezler, ancak belirli durumlarda birbirlerine karşı düşmanca davranışlar sergileyebilirler. Aslanlar, özellikle genç, hasta, öksüz veya yaralı fillere saldırabilirler. Filler ise, karada bulunan en büyük canlılar olmalarından dolayı, büyük yırtıcıların etrafında savunmacı bir tavır sergileyebilirler; örneğin, karşılaştıkları bir aslan gururunu trompet çalıp kovalayabilirler.

Evet, uykusunda mırıldayan kedi genellikle mutludur.

Kirpiler, dikenleri birbirine batacağı için soğuk havalarda birbirlerine yaklaşamazlar.

Hayvanlar kırmızı ışıkta durmaz, çünkü kırmızı ışık onlar için bir dur ikazı değildir. Ancak, ışık kirliliği adı verilen durum, hayvanların davranışlarını olumsuz etkileyebilir.

Kediler, tek bir kişiye bağlanma konusunda seçici ve bağımsız olabilirler. Kedilerin bir kişiye bağlanmasını sağlayan bazı davranışlar şunlardır: - Göz teması ve yavaş göz kırpma: Kediler güvendikleri insanlara gözlerini yavaşça kırparak sevgi ve güven gösterirler. - Sürtünme ve başını yaslama: Kediniz başını size sürtüyorsa, bu onun size güvendiğinin ve sizi kendi bölgesinin bir parçası olarak gördüğünün işaretidir. - Mırıldama: Kediler kucağınızda veya yanınızda mırlıyorsa, bu onun kendini güvende ve rahat hissettiğini gösterir. - Takip etme: Kediniz sürekli peşinizde dolaşıyor ve ev içinde sizi takip ediyorsa, size bağlı olduğunun ve yanınızda olmak istediğinin bir göstergesidir. Kedinizin size olan bağını güçlendirmek için ona zaman tanımak, onun sevdiği şekilde ilgilenmek ve düzenli olarak beslemek önemlidir.

Özgeci davranış örnekleri şunlardır: 1. Gönüllü Çalışmalar: İnsanların sosyal hizmet projelerine veya yardım kuruluşlarına gönüllü olarak katılması. 2. Bağış Yapma: Maddi durumu iyi olan bireylerin, ihtiyaç sahibi insanlara veya hayır kurumlarına bağış yapmaları. 3. Yardım Etme: Tanımadıkları kişilerle karşılaştıklarında, örneğin birinin yolda kaldığını gördüklerinde yardımcı olma. 4. Zaman Ayırma: Başkalarının duygusal ihtiyaçlarına yanıt vermek için zaman ayırma, dinleme veya destek olma. 5. Ahlaki Duygular: Adalet, eşitlik ve insan hakları gibi konularda başkalarının çıkarlarını gözetmek üzere hareket etme. Ayrıca, hayvanlarda da özgeci davranışlar gözlemlenebilir, örneğin, maymunların birbirlerine parazitlerini ayıklamaları için sırtlarını vermeleri.

Kar yağınca köpekler titreyebilir çünkü bu, vücut ısısını korumak için doğal bir tepkidir. Bunun yanı sıra, titreme davranışının altında yatan başka nedenler de olabilir: Stres veya heyecan: Köpekler, gök gürültüsü veya yabancı ortamlar gibi korkutucu durumlarda titreyebilirler. Zehirlenme: Çeşitli toksinler ve yiyecekler köpeklerde titremeye yol açabilir. Hastalıklar: Gençlik hastalığı (distemper) gibi nörolojik hastalıklar ve eklem ağrıları da titremeye sebep olabilir. Eğer köpeğinizin titremesi sürekli veya şiddetliyse, bir veteriner hekime danışmak önemlidir.

Sapık kişi, tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal kimseye denir.

Kendi eksiklerini gören kişi, aşağıdaki davranışları sergileyebilir: 1. Eleştiriye Tahammülsüzlük: Eksiklerini kabul etmek yerine, eleştirileri reddeder ve başkalarına karşı sert tepkiler gösterebilir. 2. Aşırı Özdenetim: Her konuda kendini yetersiz görür ve sürekli olarak kendini kontrol etme ihtiyacı duyar. 3. Mükemmeliyetçilik: Hatasız olma çabası içinde olup, en ufak bir hata yaptığında öfke patlaması yaşayabilir. 4. Sosyal İlişkilerde Zorluk: Sosyal çevresinden uzaklaşır ve insanlarla ilişki kurmakta zorlanır. 5. Planlı ve Düzenli Yaşam: Günlük işlerini detaylı bir şekilde planlar ve dürtülerine göre hareket etmez.

Böceklerin duvara tırmanmasının birkaç nedeni vardır: 1. Yapışkan Ayaklar: Böceklerin bacaklarında bulunan vantuzlar ve yapışkan salgılar, pürüzsüz yüzeylere tutunmalarını sağlar. 2. Giriş Yolları: Açık kapı ve pencereler, çatlaklar ve delikler gibi dışarıdan içeriye giriş noktaları, böceklerin yaşam alanına girmesine ve duvara tırmanmasına olanak tanır. 3. Üreme ve Beslenme: Uygun sıcaklık, nem ve besin kaynaklarının bulunduğu karanlık ve gizli alanlar, böceklerin çoğalması için ideal koşullardır.

Görgülü ve görgüsüz arasındaki temel farklar şunlardır: 1. İletişim Tarzı: - Görgülü insan: Nazik ve saygılı bir dil kullanır, insanların sözünü kesmez, dinler ve düşüncelerine değer verir. - Görgüsüz insan: Kaba, kırıcı ve saygısız bir şekilde konuşabilir, başkalarını dinlemeden kendi fikirlerini dayatır. 2. Sosyal Davranışlar: - Görgülü insan: İnsanlara selam verir, teşekkür eder, özür dilemeyi bilir, toplum içinde kurallara uyar. - Görgüsüz insan: Selam vermemek, teşekkür etmemek ve özür dilemekten kaçınmak gibi davranışlar sergiler. 3. Toplumsal Hassasiyet: - Görgülü insan: Başkalarının haklarına ve duygularına saygı gösterir, empati yapabilir. - Görgüsüz insan: Başkalarının haklarını ihlal etmekten çekinmez, başkalarının özel hayatına saygısızca müdahale edebilir. 4. Kişisel Bakım ve Temizlik: - Görgülü insan: Kıyafetlerinde ve genel görünümünde özenlidir, temizlik kurallarına dikkat eder. - Görgüsüz insan: Temizliğe ve kişisel bakıma önem vermeyebilir, ortalığı kirletebilir ya da düzensiz bırakabilir. 5. Kriz Anlarında Tepki: - Görgülü insan: Sakinliğini korur, çözüm odaklı hareket eder. - Görgüsüz insan: Tepkileri kontrolsüz ve saldırgan olabilir.

İnsan psikolojisi ve insan davranışı arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: - Psikoloji, insan davranışlarının altında yatan düşünce, duygu ve zihinsel süreçleri inceleyen bilim dalıdır. - Davranış, ise bir organizmanın yaptığı her türlü eylemi ifade eder ve bu eylemlerin gözlenebilir veya ölçülebilir olması gerekir. Dolayısıyla, insan davranışı, psikolojinin araştırdığı konuların bir sonucudur.

"Zaman sana uymazsa sen zamana uy" atasözü, yaşadığın zamanın koşulları ve çevrendekilerin davranışları senin tutumuna uygun değilse, onlara uyman gerektiğini ifade eder.

"Komşunun komşuya rezil olması" ifadesi, toplum içinde utanç verici duruma düşmek anlamına gelebilir. Apartman veya site yaşamında ise bu ifade, gürültü yaparak veya diğer rahatsızlık verici davranışlarla diğer komşuları utandırmak anlamında kullanılabilir.

“Bir kişinin düşüncelerini sözleri değil, yaşamı gösterir” sözü, insanın gerçek karakterini ve düşüncelerini anlamak için söylediklerinden ziyade yaptıklarına bakılması gerektiğini ifade eder. Bu söz, Mahatma Gandhi'ye atfedilmektedir.

Kediler kin tutmaz, ancak tekrarlayan taciz veya olumsuz deneyimler durumunda hatırlayabilir ve uzun süre travma yaşayabilirler. Kedilerin kime yaklaşacağı veya kimleri seveceği ise kişiliklerine ve deneyimlerine bağlıdır. Genel olarak: - Kucaklanmayı seven kediler, kendilerini güvende hissettikleri ve çevrelerini kontrol edebildikleri insanlara daha çok giderler. - İletişim kurabilen kediler, miyavlamalarını ve hareketlerini anlayan ve onlara nazik davranan insanları daha çok severler. - Yas tutan kediler, kayıp yaşadıklarında üzüntü veya sıkıntı gösteren davranışlar sergileyebilirler ve bu süreçte sahiplerinin desteğine ihtiyaç duyarlar.

Maymunlar ağlar ve güler, ancak bu davranışlar farklı bağlamlarda ortaya çıkar: 1. Ağlamak: Maymunlar, özellikle yavru şempanzeler, yetişkin şempanzelere de ağlayabilir. 2. Gülmek: Maymunlar, özellikle şempanzeler, gıdıklandıklarında veya eğlendiklerinde gülerler.

Davranışlarını yönlendirme yeteneği, kişinin somut olayda eylemlerini hukukun gereklerine göre yönlendirebilme yeteneğidir.

İki kediyi birbirine alıştırmak için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Yavaş ve kontrollü tanıştırma: Kedileri ilk etapta ayrı odalarda tutun ve birbirlerinin kokusuna alışmalarını sağlayın. 2. Koku alışverişi: Her iki kedinin yataklarını, battaniyelerini veya oyuncaklarını değiştirerek birbirlerinin kokularını tanımalarını sağlayın. 3. Görsel temas: Kedileri kısa süreli ve kontrollü olarak birbirlerinin görebileceği bir alanda bulundurun, ancak fiziksel temas kurmalarını engelleyin. 4. Mama zamanı: Kedileri aynı anda yemek yemeye teşvik edin, her kediye kendi mama kabını verin ve onları birbirlerinden biraz uzakta besleyin. 5. Pozitif ilişkilendirme: İyi davranışları takdir edin ve ödüllendirin, iki kedi bir araya geldiğinde sakin kaldıklarında övgü ve ödüllendirmeyle onları teşvik edin. 6. Sabır: Bu süreç zaman alabilir, kedilere baskı yapmadan ve onları zorlamayarak kendi hızlarında ilerlemelerine izin verin. Eğer ciddi düzeyde gerginlik ve stres ortamı oluşursa, bir veterinerle görüşmek faydalı olacaktır.