Davalar

İsim ekleme davasında tanık gerekip gerekmediği, davanın koşullarına ve sunulan gerekçelere bağlıdır. Mahkemeye sunulacak gerekçelerin, isim ekleme talebini haklı kılacak nitelikte olması gerekmektedir. Ancak, isim değişikliği davalarında tanık zorunluluğuna dair mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İsim ekleme davası, kişinin yerleşim yerinin bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır.

Gerekçeli kararın tebliğ edilmesinin ardından davanın sonuçlanma süresi, tarafların kanun yollarına başvurup başvurmamasına ve bu süreçlerin tamamlanmasına bağlıdır. İtiraz veya istinaf başvurusu yapılmazsa: Gerekçeli karar taraflara tebliğ edildikten sonra, itiraz süresi dolduğunda (genellikle 2 hafta) dava kesinleşir. İtiraz veya istinaf başvurusu yapılırsa: Dosya, itirazın yapıldığı mahkemeye (genellikle bölge adliye mahkemesi) taşınır. Her davanın dinamikleri farklı olduğu için, kesinleşme süresi davaya özgü koşullar altında değişebilir.

UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden açılabilecek dava türleri şunlardır: Hukuk davaları; İdari davalar; Danıştay dava dairelerine ilk derece mahkemesi olarak açılan davalar; İcra ceza mahkemelerine açılan davalar; Trafik ve idari para cezalarına itirazlar; Sulh ceza hâkimliği kararlarına itirazlar; Arabuluculuk dosyalarına başvuru; Cumhuriyet başsavcılıklarına dilekçe gönderme. Dava açmak için elektronik imza (e-imza) sahibi olmak gereklidir.

Bir davanın ne kadar süreceği, dava türüne, tarafların tutumuna, delil durumuna, bilirkişi veya tanık ihtiyacına, mahkemenin iş yüküne bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bazı dava türleri için ortalama süreler şu şekildedir: Vergi davası: İlk derece mahkemesi süreci 6-7 ay, istinaf ve Danıştay süreci 1-1,5 yıl sürer. Boşanma davası: Anlaşmalı boşanmalar 1-2 ay, çekişmeli boşanmalar 1-3 yıl sürebilir. İş davası: Arabuluculuk sonrası açılan davalar 9 ay-2 yıl arasında sürer. Ceza davası: Basit suçlar 6-12 ay, ağır cezalık suçlar 2-4 yıl sürebilir. Tapu iptal ve tescil davası: Kadastroya veya muvazaaya dayalı davalar 1-3 yıl sürebilir. Bu süreler ortalama olup, davanın karmaşıklığı ve diğer faktörler nedeniyle daha uzun sürebilir.

Consensus Arabuluculuk Merkezi, arabuluculuğa uygun özel hukuk alanındaki uyuşmazlıkların çözümüne yardımcı olur. Bu kapsamda, merkezin baktığı bazı dava türleri şunlardır: Aile hukuku davaları. Kiralama hukuku davaları. Consensus Arabuluculuk Merkezi, güvenilirlik ve gizliliğin ön planda olduğu bir süreçte, taraflara kendilerini özgürce ifade etme fırsatı sunar.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemelerinin verdiği ve temyiz yolu açık olan kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceler. Mahkemenin baktığı dava türleri arasında şunlar yer alır: Hukuk davaları. Ceza davaları. Ayrıca, mahkeme, yargı çevresi içindeki adli yargı ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarına bakar ve yargı çevresindeki mahkemelerin hakimlerinin davaya bakmasına engel bir durum olduğunda davaların başka bir mahkemeye nakledilmesine karar verir.

Menfi tespit davasının ne kadar süreceği, somut olayın koşullarına bağlı olarak değişir. Uygulamada, menfi tespit davasının 4-5 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanabildiği gibi, yıllarca sürebildiği de görülmektedir. Davanın süresini etkileyebilecek bazı faktörler şunlardır: mahkemenin durumu; somut olayın karmaşıklığı; dava öncesinde oluşturulması gereken hukuki zemin; tarafların durumu; incelenecek belgeler ve ispat araçları; davanın açıldığı adli dönem. Ayrıca, sürecin tecrübeli bir icra avukatı ile birlikte sürdürülmesi, zamansal olarak olumlu etki edebilir.

Büyükçekmece Adliyesi, geniş bir yelpazede davalara bakar ve farklı hukuki alanlarda hizmet veren birçok mahkeme ve birimi içerir. Başlıca dava türleri: Asliye Hukuk Mahkemeleri: Borç alacak davaları, tazminat davaları, kira tespit davaları, gayrimenkul davaları gibi medeni hukuk ve ticaret hukukuyla ilgili davalar. Asliye Ceza Mahkemeleri: Hırsızlık, yaralama, dolandırıcılık gibi Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlar. İş Mahkemeleri: Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları, işe iade davaları gibi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklar. Kadastro Mahkemeleri: Arazi ve tapu kayıtlarıyla ilgili uyuşmazlıklar, tescil davaları, hisse davaları. Aile Mahkemeleri: Boşanma, velayet, nafaka gibi aile hukuku meseleleri. Ayrıca, Büyükçekmece Adliyesi'nde icra mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri de bulunmaktadır.

Menfi tespit davası, kişinin borçlu olmadığının tespiti için açtığı bir davadır. Menfi tespit davasının bazı özellikleri: Dava türleri: İcra takibinden önce veya sonra açılabilir. Amaç: Borçlunun maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını genel mahkemelerde tespit ettirmek. Sonuç: Dava alacaklı lehine sonuçlanırsa, icra takibi dayanaksız kalır ve borçlu borcu ödemekten kurtulur. İspat yükü: Genel kural olarak, borçlu olduğunu inkâr eden davacı, borçlu olmadığını ispatla yükümlüdür. Zamanaşımı: Menfi tespit davası için kanunda herhangi bir zamanaşımı düzenlenmemiştir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.

Ceza avukatının baktığı davalardan bazıları şunlardır: yağma suçları; kasten adam öldürme ve yaralama suçları; hile yapma ve hileli iflas suçları; zimmet suçları; tehdit, hakaret ve şantaj yapma suçları; rüşvetten dolayı olan suçlar; belgede sahtecilik suçları; taksirli adam öldürme suçu; ağır yaralama suçu; irtikap suçları; yasama organına karşı suç; yabancı devlet aleyhine asker toplamak suçu; düşman devlete maddi ve mali yardım yapma suçu; cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı suçu; siyasal veya askeri casusluk suçu. Ayrıca, ceza avukatı Ağır Ceza Mahkemesi ya da Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen davalara da bakar. Ceza avukatının baktığı davalarla ilgili bilgiler, yasal düzenlemelere ve güncel gelişmelere bağlı olarak değişebilir.

Menfi ve müspet tespit davası arasındaki temel fark, tarafların iddia ettikleri hukuki durumların zıt olmasıdır. Menfi tespit davası. Müspet tespit davası. Ayrıca, menfi tespit davası, borçlunun borcunu ödemeden önce borçlu olmadığını ispat etmek için açtığı bir dava iken; müspet tespit davası, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığını tespit ettirmek amacıyla açılır.

Menfi tespit davasını, borçlu olduğunu kabul etmeyen kişi açar. Bu dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılmış ya da icra takibi yapılma tehdidiyle karşı karşıya kalan bir kimse tarafından açılır. Menfi tespit davasını açabilecek kişiler: Borçlu. Davacı. Menfi tespit davasında davalı ise alacaklı olduğunu iddia eden kişidir.

Bakırköy Adliyesi, çeşitli dava türlerine bakmaktadır: Sivil davalar: Mal paylaşımı, tazminat talepleri ve sözleşmelerin ihlali gibi konuları kapsar. Ceza davaları: Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, tehdit ve yaralama gibi suçları içerir. Aile davaları: Boşanma, velayet, nafaka ve mal paylaşımı davalarını kapsar. İş davaları: İşe iade, kıdem tazminatı, iş kazası ve işten haksız yere çıkarılma davalarını içerir. İcra davaları: İcra takibi, borç tahsili ve haciz işlemlerini kapsar. Ayrıca, Bakırköy Adliyesi'nde asliye hukuk mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri gibi özel mahkemeler de bulunmaktadır.

İstinaf mahkemesinde görülen dosyalar, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların temyiz edilmesi sonucu Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) tarafından incelenen davalardır. İstinaf mahkemesinde görülen dosya türleri: Hukuk davaları. Ceza davaları. İcra hukuk davaları. İdari davalar. Hangi dosyaların istinaf edilemeyeceği de kanunda belirtilmiştir.

Dahili davalı, bir davada kendi haklarını savunma hakkına sahiptir ve davanın sonucuna göre hak sahibi olabileceği gibi belirli sorumluluklar da üstlenebilir. Dahili davalının savunmada bulunabileceği bazı yollar: Delil sunma. Karşı tarafın iddialarına karşı savunma. Tazminat talebi. Dahili davalı, davayı takip etme zorunluluğu bulunmasa da, dava neticesinde verilecek kararın kendisini yakından ilgilendirmesi nedeniyle davayı takip etmesi önerilir.

Menfi tespit davasının masrafları, davanın sonucuna göre farklı taraflara ait olabilir: Dava kabul edilirse: Yapılan tüm masraflar karşı tarafa, yani davalıya (alacaklıya) yüklenir. Davacı, davalıdan en az %20 oranında tazminat alır; bu tazminat, ancak davacının önceden talep etmesi ve davalının takibinde kötü niyetli olması durumunda söz konusu olur. Dava reddedilirse: Yargılama masrafları davacıya, yani davalıya (borçluya) kalır. Davacı, davalıya en az %20 oranında tazminat öder; bu ödeme, davalının talebine bağlı değildir.

9. sulh ceza hakimliğinin hangi davalara baktığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, genel olarak sulh ceza hakimliklerinin baktığı dava ve işler şunlardır: Soruşturma evresindeki işler. İdari yaptırımlara itirazlar. Diğer sulh ceza hakimliklerinin kararlarına itiraz. Cumhuriyet savcılığının kararlarına itiraz. Sulh ceza hakimlikleri, iddianamenin hazırlanmasından sonra açılan ceza davalarında (kovuşturma sürecinde) görevli değildir.

Nihai değerlendirme sonucunun ne zaman açıklanacağı, ilgili kurum veya sürecin özelliklerine bağlı olarak değişir. Örneğin, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde nihai değerlendirme sonuçları genellikle 5 Ağustos gibi belirli bir tarihte açıklanmaktadır. Beykent Üniversitesi'nde ise nihai değerlendirme sonuçları, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi gibi belirli birimler için 18 Haziran gibi tarihlerde duyurulmaktadır. Akademik personel nihai değerlendirme sonuçlarının açıklanması ise, ilan tarihinden itibaren belirli bir süre sonra, genellikle resmi gazete veya üniversitenin ilgili platformunda yayınlanarak yapılır. Daha spesifik bir bilgi için ilgili kurumun duyurularını takip etmek en doğru yaklaşım olacaktır.

Reddi mirasta davalı alacaklıları, mirasın hükmen reddi davasında tereke alacaklılarıdır. Bu dava, alacaklıların haklarını koruma amacı taşır, çünkü miras bırakanın borçlarından dolayı sorumluluğun reddedilmesi gerekmektedir. Mirasın gerçek reddi davasında ise herhangi bir hasım bulunmaz. Mirasın reddi davasında davacı ise yasal veya atanmış mirasçılardır.

Avukat, ücretini alamadığı davayı takip etmek zorunda değildir. Avukatlık Kanunu'na göre, avukatların ücretsiz iş alması yasaktır; bu nedenle, avukatlık hizmetleri ücrete tabidir.