Bağlanma

AAP (Aggregated Advanced Privacy) i-uyum ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Teknoloji Bağlamı: AAP, Apple'ın App Tracking Transparency (Uygulama Takip Şeffaflığı) çerçevesinin bir parçasıdır ve iOS 14.5 ve sonrası sürümlerde, kullanıcı verilerinin reklam amaçlı izlenmesini kontrol eder. 2. Psikolojik Değerlendirme: AAP, Adult Attachment Projective (Yetişkin Bağlanma Projektifi) ifadesinin kısaltması olabilir ve yetişkinlerin bağlanma stillerini değerlendirmek için kullanılan bir psikolojik test sistemidir.

"Old Yeller", Fred Gipson tarafından yazılan bir hikaye olup, bir oğlan çocuğu ile onun köpeği arasındaki bağı anlatır. Özeti şu şekilde özetlenebilir: Travis Coates adında bir oğlan, babası uzakta olduğu için ailesinin çiftliğinde çalışır. Old Yeller, Travis'in kardeşini bir ayıdan kurtarır ve aile için vazgeçilmez biri olur. Hikaye, Travis'in Old Yeller'ın yavrularından birini almasıyla sona erer ve bu, onun kaybıyla başa çıkmasına yardımcı olur.

Çocuklar kucaklaşmayı severler çünkü bu onlara güven, sevgi ve rahatlama hissi verir. Ayrıca, kucaklaşma sırasında beyinde stres seviyelerini düşüren ve mutluluk hissi artıran kimyasallar serbest bırakılır.

Sevdiğini kaybetme korkusu, çeşitli psikolojik, biyolojik ve çevresel faktörlerden kaynaklanabilir. İşte bazı nedenler: Bağlanma stilleri. Çocukluk travmaları. Özgüven eksikliği. Aşırı koruyucu ebeveynler. Medyadan etkilenme. Bu korku, günlük hayatı olumsuz etkiliyorsa, psikolojik destek almak faydalı olabilir.

Kendini çeken bir erkek, çeşitli şekillerde davranabilir: 1. Stresli Olabilir: Hayatının stresli bir dönemindeyse, içine kapanabilir ve sorunlarını kendi başına çözmek için yalnız kalmak isteyebilir. 2. Bağlanmaktan Korkabilir: Geçmişteki travmalar veya kötü ilişkiler nedeniyle bağlanmaktan korkabilir ve bu yüzden uzaklaşabilir. 3. Güven Sorunu Yaşayabilir: Kendine veya partnerine yeterince güvenmiyor olabilir, bu da mesafelenmesine neden olabilir. 4. Özgürlüğünü Kaybetmekten Korkabilir: İlişkiyi bir kısıtlama olarak görebilir ve özgürlüğünü korumak için uzaklaşmayı tercih edebilir. 5. Narsistik Davranışlar Sergileyebilir: Partnerini yalnızlaştırabilir, eleştirel ve aşağılayıcı olabilir, bu da partnerinde değersizlik hissi yaratabilir.

Bağlanma kuramının üç temel ilkesi şunlardır: 1. İnsan yavrusu bağlanmayı kolaylaştıracak bir davranış repertuarı ile doğar. 2. Yakınlığın sürdürülmesi, diğerinin de yakınlaşma gereksinimini karşılar. 3. Yaşanan deneyimler sonucu çocuk, kendine ve dış dünyaya bir anlam verir.

"Bağlanma Kitabı" aşkı, insan ilişkilerindeki bağlanma stilleri bağlamında tanımlar. Bu kitapta aşk, üç temel bağlanma stili üzerinden ele alınır: 1. Güvenli Bağlanma: Bireylerin yakınlığa açık ve dengeli bir ilişki sürdürebilme yeteneğini temsil eder. 2. Kaygılı Bağlanma: Partnerin sevgisini ve ilgisini kaybetme korkusuyla şekillenen bir bağlanma ihtiyacını ifade eder. 3. Kaçıngan Bağlanma: Duygusal yakınlıktan kaçınma ve bağımsızlığa aşırı vurgu yapma eğilimini tanımlar. Bu bağlanma stilleri, romantik ilişkilerde çatışmaların çoğunun temelinde yer alır ve sağlıklı bir ilişki için güvenli bağlanmanın önemini vurgular.

Kaçınmalı bağlanma, "bağlanma stili testi" ile anlaşılır. Bu test, bireylerin romantik ilişkilerinde ve sosyal etkileşimlerinde sergiledikleri bağlanma türlerini bilimsel olarak değerlendiren bir psikolojik ölçüm aracıdır.

Sait, koyununu satmak istemedi çünkü onu sevgiyle eğitmişti ve beslediği hayvana bağlanmıştı.

"Bağlanma - Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları" kitabı, Amir Levine ve Rachel Heller tarafından kaleme alınmıştır. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: 1. Farklı bağlanma stilleri: Güvenli, kaygılı ve kaçıngan bağlanma stilleri incelenir ve bu stillerin ilişkileri nasıl etkilediği açıklanır. 2. İlişkilerde davranışların rolü: Davranışların ilişkilerdeki rolü üzerine çözümlemeler yapılır. 3. Partnerlerin duygusal ve fiziksel mesafesi: Partnerlerin birbirine karşı duygusal ve fiziksel mesafesinin analizi yapılır. 4. İlişkide sorunların çözümü: Partnerlerin bağlanma şekilleri çatıştığında, ilişkinin güvenle devam etmesi ve yaşanan sorunların çözülmesi için izlenmesi gereken yollar incelenir. Kitap, bilimsel araştırmalar ışığında hazırlanmış olup, okuyuculara sağlıklı ve huzurlu bir ilişki yaşama konusunda yardımcı olmayı hedefler.

Kediler, tek bir kişiye bağlanma konusunda seçici ve bağımsız olabilirler. Kedilerin bir kişiye bağlanmasını sağlayan bazı davranışlar şunlardır: - Göz teması ve yavaş göz kırpma: Kediler güvendikleri insanlara gözlerini yavaşça kırparak sevgi ve güven gösterirler. - Sürtünme ve başını yaslama: Kediniz başını size sürtüyorsa, bu onun size güvendiğinin ve sizi kendi bölgesinin bir parçası olarak gördüğünün işaretidir. - Mırıldama: Kediler kucağınızda veya yanınızda mırlıyorsa, bu onun kendini güvende ve rahat hissettiğini gösterir. - Takip etme: Kediniz sürekli peşinizde dolaşıyor ve ev içinde sizi takip ediyorsa, size bağlı olduğunun ve yanınızda olmak istediğinin bir göstergesidir. Kedinizin size olan bağını güçlendirmek için ona zaman tanımak, onun sevdiği şekilde ilgilenmek ve düzenli olarak beslemek önemlidir.

Issız Adam Sendromu, psikolog ve psikiyatrlar tarafından bağlanma sorunu yaşayan ve ikili ilişkilerde sorumluluk almak istemeyen erkekleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu sendroma sahip olan erkeklerin bazı özellikleri şunlardır: - Duygusal bariyerler: Duygularını ve düşüncelerini diğer insanlarla paylaşmaktan hoşlanmazlar. - Bahaneler: İlişkinin ciddi bir noktaya gelmeye başladığını hissettiklerinde bahaneler öne sürerek partnerinden ayrılma yoluna gidebilirler. - Uzun dönemli planlardan kaçınma: Sadakat, evlilik gibi konuları uzak durur ve konuşmaktan hoşlanmazlar. - Yalnızlık tercihi: Yalnızlığı tercih ederler ve kendilerini insanlara yakınlaştırmazlar.

Birini çok severken veda etmek zor olabilir çünkü bağlanma teorisi gereği, sevmek ve alışmak insan doğasının bir parçasıdır. Ayrıca, kültürel ve dijital etkenler de vedanın zorluğunu artırır: modern hayatta ilişkiler hızlı başlayıp biterken, vedalaşmak zaman ve emek ister; dijital iletişim ise vedayı daha yüzeysel hale getirebilir. Vedayı kolaylaştırmak için açık ve dürüst olmak, duygularınızı kabul etmek ve kapanış ritüelleri oluşturmak gibi yöntemler önerilir.

"Kaygılı bağlanma" ifadesinin İngilizce karşılığı "anxious attachment" olarak çevrilebilir.

“Işığın Yolu” kitabı, Psikolog Nilüfer Devecigil tarafından yazılmış bir bağlanma hikayesidir. Kitapta anlatılan konular arasında şunlar yer almaktadır: Ebeveynlik ve ilişkiler: Anne baba olma biçimi, çocukla birlikte gelen yeni ilişki biçimleri ve bu ilişkilerin yansımaları. Bağlanma: İnsanların bağlanma şekillerinin hayatı boyunca diğer ilişkilerini nasıl etkilediği. Kişisel gelişim: Geçmişin anlamını çıkararak iyileşmenin mümkün olduğu, nörobilim, felsefe, şiir ve mindfulness gibi konuların da işlendiği bir kişisel gelişim yolculuğu. Kitabın sloganı ise “Yaralarımız, ışığın içeri girdiği yerdir” şeklindedir.

Bağlanma stilleri, zamanla değişebilir ve dönüşebilir. Bu değişim, çeşitli faktörlere bağlı olarak gerçekleşir: 1. Farkındalık Kazanma: Bireyin kendi bağlanma stilini tanıması ve ilişkilerdeki davranışlarını anlaması, değişimin ilk adımıdır. 2. Destekleyici İlişkiler: Güvenli bağlanmaya sahip bireylerle kurulan ilişkiler, diğer bağlanma stillerine sahip kişilerin iyileşmesine yardımcı olabilir. 3. Terapi: Profesyonel bir destek almak, bağlanma stilini anlamak ve daha sağlıklı ilişki dinamikleri geliştirmek için etkili bir yoldur. 4. Yaşam Deneyimleri: Olumsuz veya toksik ilişki deneyimleri ve travmalar, bağlanma stilini olumsuz etkileyebilirken, olumlu deneyimler bu stilin daha güvenli hale gelmesine katkıda bulunabilir.

İlgi açlığı çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Çocuklukta Yetersiz İlgi ve Sevgi: Erken çocukluk döneminde güvenli bağlanma ilişkileri kuramayan bireyler, büyüdüklerinde başkalarından sürekli ilgi bekleyebilirler. 2. Özgüven Eksikliği: Düşük benlik saygısı ve kendine güvensizlik, kişinin değerli hissetmek için başkalarının onayına ihtiyaç duymasına neden olabilir. 3. Duygusal Tatminsizlik: Geçmişteki travmalar veya duygusal boşluklar, kişinin içsel bir tatmin arayışı içinde olmasına yol açabilir. 4. Sosyal Medya Etkisi: Sosyal medya, beğeni ve yorumlarla kendini var etme isteği doğurabilir ve ilgi görülmediğinde eksiklik hissi yaratabilir. 5. Egoizm ve Onaylanma İhtiyacı: Egoist kişiler, dikkat çekmek ve onaylanmak için sürekli ilgi arayabilirler. Bu durumlar, psikolojik rahatsızlıklara dönüşerek sosyal yaşamı ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

İnsanlar dokunmaya ihtiyaç duyarlar çünkü bu, fiziksel, mental ve duygusal sağlıkları için hayati öneme sahiptir. Dokunmanın bazı nedenleri şunlardır: 1. Bağlanma ve yakınlık: Dokunmak, insanların birbirlerine bağlanmalarını ve yakınlık kurmalarını sağlar. 2. Stres azaltma: Başka bir insana dokunmak, stresi azaltır ve kişiyi daha güvende hissettirir. 3. Kan basıncı düşürme: Araştırmalar, dokunmanın kan basıncını düşürdüğünü göstermektedir. 4. Duyusal ihtiyaç: Beynin düzgün çalışması ve duygusal gelişim için tüm duyuların çalışmasına ihtiyaç vardır. 5. Bağışıklık sistemi güçlendirme: Fiziksel temas, hastalıkları azaltabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir.

Evcil hayvanlar sahiplerine bağlanmak için birkaç yöntem kullanır: 1. Rutin Oluşturma: Tutarlı bir günlük rutin, hayvanların sahiplerine olan güvenini artırır ve davranışları iyileştirir. 2. Oyun ve Etkileşim: Hayvanlar, sahipleriyle oynadıkları zaman daha fazla bağlanırlar. Eğlenceli oyunlar ve sevgi dolu etkileşimler, bu bağı güçlendirir. 3. Olumlu Takviye: Övgü, evcil hayvan ve ikramlarla yapılan olumlu pekiştirme, hayvanların sahiplerini daha çok sevmelerini sağlar. 4. Sosyalleşme: Hayvanları diğer evcil hayvanlarla veya insanlarla tanıştırmak, sosyal becerilerini geliştirir ve aşırı bağlanmayı azaltır. 5. Kişisel Tanıma: Hayvanın karakterini ve ihtiyaçlarını anlamak, onunla daha derin bir bağ kurulmasına yardımcı olur.

Güvensiz bağlanma üç ana kategoriye ayrılır: düzensiz/aklı karışık, endişeli/çelişkili ve endişeli/çekingen.