"Vermeyince Mabut Neylesin Sultan Mahmut", Sultan Mahmut döneminde geçen bir hikâyeye dayanır. Hikâyenin bir kısmı şu şekildedir: Sultan Mahmut, kısmeti bağlı bir adamdan söz duyan ve bunu kendisi test etmek isteyen Sultan Mahmut, bir tepsi baklavanın içine altın dizdirir. Adamına, bu tepsiyi kısmetsiz birine vermesini ve kişiyi takip etmesini emreder. Adam, tepsiyi satarken bir tanıdığına, baklavadan ziyade paraya ihtiyacı olduğunu söyleyip iki altın alır ve tepsiyi satar. Sultan Mahmut, adamın her gün geçtiği köprünün diğer tarafına altın dizdirip adamı izler. Adam, köprünün diğer tarafını denemek için geçince, Sultan Mahmut, adamın hazine dairesine götürülmesini ve eline bir kürek verilerek küreği ne kadar daldırabilirse içindekinin kendisine ait olmasını emreder. Adam, heyecandan küreği ters daldırır ve sadece bir altın gelir. Sultan Mahmut, "Vermeyince Mabut, neylesin Sultan Mahmut" der. Bu söz, günümüzde "mutlak rızık vericinin Allah olduğu, ancak bu rızkın bir vesile veya aracı ile insanlara ulaştığı" anlamında kullanılır.