Arkeoloji

İkbal Uzuner'in parçaları, Edirnekapı surlarında bulundu.

Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, 34.000 metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye'nin en büyük müzesidir ve bu nedenle Anadolu'nun en büyük müzesi olarak kabul edilir. Müzede Paleolitik Çağ'dan 20. yüzyıla kadar uzanan geniş bir zaman dilimini kapsayan 73.800 eser sergilenmektedir.

Gordion'da yaşamış bazı topluluklar: Frigler. Kimmerler. Lidyalılar. Ahameniş İmparatorluğu. Gordion'da ayrıca, özellikle MÖ 9. yüzyıldan 2. yüzyıla kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ait birçok tümülüs (mezar tepesi) bulunmaktadır.

Mumya, antik Mısır ve diğer kültürlerde dini ve kültürel açıdan büyük önem taşıyan bir gelenekin sonucudur. Mumyanın önemli olmasının bazı nedenleri: Ölümden sonraki yaşam inancı: Antik Mısırlılar, ölümden sonra ruhun dirilip bedene geri döneceğine inanırlardı. Bilimsel bilgi: Mumyalar, antik Mısır'ın tıp, anatomi, diyet ve yaşam tarzı hakkında bilgi verir. Tarihi ve arkeolojik değer: Mumyalar, antik uygarlıkların tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinmeyi sağlar. Turistik değer: Mumyalar, turistik açıdan büyük önem taşır ve her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilir.

Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Yüksel Erimtan Kültür ve Sanat Vakfı bünyesinde bulunmaktadır. Müzenin kurucusu ise işadamı Yüksel Erimtan'dır.

Artemis'in en büyük tapınağı, İzmir'in Selçuk ilçesinde, Efes Antik Kenti içinde yer alan Artemis Tapınağı'dır. M.Ö. 550 yıllarında tamamlanan bu tapınak, tanrıça Artemis'e ithaf edilmiştir.

Nümismatik ve arkeoloji arasındaki temel fark, araştırma odakları ve inceleme nesneleridir. Nümismatik, sikke ve madalyaların tarihi ve tanımıyla ilgilenen bir bilim dalıdır. Arkeoloji ise, insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler. Bu nedenle, nümismatik daha spesifik olarak sikke ve madalyaları incelerken, arkeoloji daha geniş bir yelpazede kültürel kalıntıları araştırır.

Nümismatik ve arkeoloji arasındaki temel fark, araştırma odakları ve inceleme nesneleridir. Nümismatik, sikke ve madalyaların tarihi ve tanımıyla ilgilenen bir bilim dalıdır. Arkeoloji ise, insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler. Bu nedenle, nümismatik daha spesifik olarak sikke ve madalyaları incelerken, arkeoloji daha geniş bir yelpazede kültürel kalıntıları araştırır.

Nif Dağı'nda yaşamış bazı uygarlıklar şunlardır: Antik Çağ'da Lidyalılar ve Helenler. Bizans İmparatorluğu. Nif Dağı'nda yapılan kazılarda, Hellenistik ve Bizans dönemlerine ait önemli yapı kalıntıları ve mozaikler bulunmuştur.

Büyük İskender'in mezarının Türkiye'de bulunmasının nedeni, MÖ 334 yılında gerçekleşen Granikos Muharebesi'nin Çanakkale'nin Biga ilçesinin yaklaşık 10 kilometre kuzeyinde gerçekleşmiş olmasıdır. İskender'in cesedi, MÖ 323'te Babil'de öldükten sonra önce Memphis'e, ardından MÖ 4. veya 3. yüzyılın başlarında İskenderiye'ye taşınarak buraya gömülmüştür.

Duvar resimleri, insanların yerleşik yaşama geçmesi ve korunma amacıyla dört duvar ile çatının ortaya çıkmasıyla birlikte başlamıştır. Bilinen en eski duvar resmi, Endonezya’nın Borneo Adası’ndaki Lubang Jeriji Saléh Mağarası’nda bulunmuş olup, günümüzden 40-52 bin yıl öncesine tarihlenmektedir. Tarih öncesi çağlarda, resim ve simgeler duvar, tavan ve döşeme gibi tüm boş alanlara belirli sınırlar olmadan çizilmiştir. Antik Yunan ve Roma duvar resimlerinin izleri ise sadece literatürde kalmıştır. Osmanlı’da duvar resmi, 18. yüzyıl sonuna kadar görülmemiştir.

Milas Gümüşkesen Anıtı'nın kime ait olduğu bilinmemektedir, çünkü üzerinde bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak, anıtın, Milas'ın yönetici, komutan gibi üst düzey bir kişiliği ve ailesine ait olduğu düşünülmektedir. Gümüşkesen Anıtı, Roma döneminde, M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiştir.

Patara Antik Kenti'nin hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Kuruluş ve İlk Dönemler: Patara'nın adı, MÖ 13. yüzyıla ait Hitit metinlerinde "Patar" olarak geçmektedir. Likya Birliği'nin Başkenti: MÖ 2. yüzyılda Likya'nın Seleukos Krallığı tarafından kontrol edilmeye başlanmasıyla Patara, Likya'nın başkenti gibi kabul görür. Roma Dönemi: MÖ 43 yılında Likya, Roma eyaleti olurken, MS 74'de Likya ile Pamphylia birleştirilerek tek eyalet haline getirilir ve Patara'nın başkentliği devam eder. Hristiyanlık ve Aziz Nikolaos: Patara, Hristiyanlık için büyük bir anlam taşır. Osmanlı ve Orta Çağ Dönemi: Patara, Osmanlı döneminde önemli bir liman kenti ve ticaret merkeziydi. Günümüzdeki Durum: Patara Antik Kenti, arkeolojik ve tarihsel değerlerinin yanında, Akdeniz kaplumbağaları Caretta-Carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bırakıp yavruladıkları ender sahillerden biri olması ile de ayrı bir öneme sahiptir.

İskenderiye'nin meşhur olan bazı özellikleri şunlardır: Tarihi Yerler: İskenderiye, birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapar. Bunlar arasında Pompey Sütunu, Kayıtbay Kalesi, Montaza Sarayı, Kom es-Shoqafa Yeraltı Mezarları ve İskenderiye Ulusal Müzesi bulunur. İskenderiye Kütüphanesi: Büyük İskender tarafından kurulan ve 300 yıl boyunca dünyanın en büyük arşivi olan antik kütüphane, İskenderiye'nin en ünlü simgelerinden biridir. Deniz Ürünleri: İskenderiye, Mısır'ın en iyi deniz ürünü restoranlarına sahip olmasıyla meşhurdur. Stratejik Konum: İskenderiye, tarih boyunca Akdeniz'de önemli bir durak olmuş ve Mısır'ın ana limanı olarak hizmet vermiştir.

Atiye'nin ilk sezonu, genç bir ressam olan Atiye'nin, çocukluğundan beri çizdiği sembolün Göbeklitepe'de bulunduğunu keşfetmesiyle başlayan olayları anlatır. Atiye, sembolü görmek için Urfa'ya gider ve burada arkeolog Erhan ile tanışır. Dizi, aynı zamanda Atiye'nin ailesinin kadınlarından kendini bulma öğütleri almasını ve annesinin geçmişiyle olan bağını keşfetmesini de işler. İlk sezon, Atiye ve Erhan'ın kaderlerinin birbirine bağlanmasını ve dünyaya karşı sahip oldukları gizemli bir görevi ortaya çıkarma çabalarını konu alır.

Hatay'ın en büyük müzesi, Hatay Arkeoloji Müzesi'dir. 2014 yılında açılan yeni binasında, 10.700 m²’lik eser sergileme alanı ile dünyanın en büyük mozaik eser koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır.

Altın Elbiseli Adam'ın hangi Türk boyundan olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, buluntuların genellikle İskitler (Saka) veya Sakalarla ilişkili olduğu düşünülmektedir. MÖ 5. yüzyıla ait olduğu düşünülen Altın Elbiseli Adam'ın, 18 yaşlarında bir Saka prensi veya prensesi olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, bazı Türk araştırmacılar, eserlerin mitolojik ve ikonografik özelliklerinin Hun sanatına uygun olması nedeniyle bu bulguları Hunlara atfetmektedir.

İştar Kapısı, günümüzde Berlin'deki Pergamon Müzesi'nde sergilenmektedir. İştar Kapısı, MÖ 575 yılında Mezopotamya'da Yeni Babil İmparatorluğu kralı II. Nebukadnezar tarafından savaş ve aşk tanrısı İştar adına yaptırılmıştır.

Çatalhöyük, Konya ilinde bulunmaktadır.

Minos Uygarlığı'nın yok olmasının birkaç nedeni olduğu düşünülmektedir: Doğal afetler: Santorini'de M.Ö. 1650-1600 yılları arasında meydana gelen devasa volkanik patlama, uygarlığın çöküşüne neden olmuştur. Dış istilalar: Yıkımın bir kısmının dışarıdan gelen istilacılar nedeniyle olduğu düşünülmektedir. İç karışıklıklar: Yıkımın nedeni olarak iç bir ayaklanmanın da olabileceği tartışılmaktadır. Tera patlaması: Geç Minos IA dönemine denk düşen çağda yaşanan ve yazılı tarihin bahsettiği en büyük yanardağ patlaması olan Tera patlaması da uygarlığın çöküş sürecine katkıda bulunmuştur. Bu olayların kesin tarihleri ve etkileri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.