AntikDönem

İyonya'nın kurucusu olarak belirli bir kişi gösterilemez. İyonlar, MÖ 1000 civarında Atina bölgesinden gelen Yunanlılar tarafından sömürge altına alınmıştır. İyonya'nın bazı önemli şehir devletleri: Efes; Kolofon; Milet; Teos; Phokaia (Foça); Smyrna (İzmir); Samos (Sisam); Khios (Sakız). İyonlar, şehir devletleri şeklinde yönetilmiş ve zamanla halkın seçtiği kişiler tarafından yönetilmeye başlanmıştır.

Dor düzeninin bazı özellikleri: Sade ve güçlü görünüm: Dor sütunları, basit bir tasarıma sahip olup, yuvarlak bir taban, düz bir gövde ve yuvarlak bir başlık olan kapiteli bulunur. Yivler: Sütunların gövde boyunca uzanan yarı eliptik yivleri vardır. Kaidesizlik: Genellikle kaidesizdir ve doğrudan temel üzerine yerleştirilir. Yükseklik oranı: Dor sütunlarının yüksekliği, çapının 6 ila 7 katı kadardır. Kapitel: Kapitel, basit bir disk şeklindedir. Tarihsel köken: Dor sütunları, Mısır mimarisinden etkilenerek ortaya çıkmıştır. Kullanım alanları: Dor düzeni, genellikle askeri yapılar ve kamu binalarında kullanılmıştır. Dorlar, Antik Yunanistan asıllı, Hint-Avrupa kökenli göçebe kabilelerdir.

Apollon Tapınağı'nın hikayelerinden bazıları şunlardır: Didyma Apollon Tapınağı. Side Apollon Tapınağı. Apollon Lairbenos Tapınağı. Ayrıca, Apollon Tapınağı ile ilgili halk hikayelerinde, tapınağa saygısızca davrananların kötü bir kaderle karşılaştığı anlatılır. Apollon Tapınağı'nın tarihçesi ve mimari özellikleri hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: worldhistory.org; etstur.com; tr.wikipedia.org.

Kartaca ve Roma'nın savaşmasının ana nedeni, büyüyen Roma Cumhuriyeti ile yıllardır hüküm süren Kartaca İmparatorluğu arasındaki çıkar çatışmalarıydı. Savaşların diğer nedenleri: Sicilya'nın kontrolü: Roma ve Kartaca, Messina Boğazı'nı ve Sicilya'yı ele geçirmek istiyordu. Deniz ticareti: Kartaca, Batı Akdeniz'de güçlü bir deniz imparatorluğuna sahipti ve bu ticareti kontrol ediyordu. Paralı askerler: Messena'da yaşayan ve hem Roma'dan hem de Kartaca'dan yardım isteyen paralı askerler.

Manisa'nın Magnesia olarak adlandırılmasının nedeni, Yunanistan'ın Magnetler adlı halkının, Batı Anadolu'ya göç ederek önce Menderes Nehri kıyısındaki Magnesia'yı, daha sonra ise Sipylos Dağı eteğindeki Magnesia'yı kurmasıdır. Bu iki şehrin ayırt edilebilmesi için, Sipylos Dağı eteğindeki şehir "Magnesia ad Sipylum" olarak adlandırılmıştır. Magnesia, Roma yönetimi altında önemli bir şehir haline gelmiş ve Bizans İmparatorluğu döneminde de "Magnesia ad Sipylum" olarak anılmaya devam etmiştir. Türk hâkimiyeti sırasında ise şehir "Mağnisiye", "Mağnisa" ve "Manisa" şekillerinde adlandırılmıştır.

Truva Savaşı'nda kaç kişinin öldüğüne dair kesin bir sayı vermek mümkün değildir. Ancak, savaşın sonunda Truvalılardan birçok kişinin öldüğü ve Akaların zaferiyle şehrin yağmalandığı bilinmektedir. Ayrıca, Yunan kuvvetlerinin lideri Agamemnon'un oğlu Neoptolemos'un, Truva kralı Priam'ı öldürdüğü belirtilmiştir. Truva Savaşı'nın 10 yıl sürdüğü ve her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği göz önüne alındığında, toplam ölü sayısının çok yüksek olduğu söylenebilir.

İyonyalıların bazı özellikleri: Yerleşim: İyonyalılar, Anadolu'nun batı kıyılarında, özellikle Ege Denizi adaları ve çevresinde yaşamışlardır. Şehir devletleri: Efes, Foça, İzmir ve Milet gibi 12 bağımsız sahil kenti kurmuşlardır. Ekonomi: Ticaret ve denizcilikle uğraşmışlardır; Akdeniz ve Karadeniz'de koloniler kurmuşlardır. Din: Çok tanrılı bir din inanışları vardı ve hem Yunan hem de Anadolu tanrılarına tapmışlardır. Kültür ve bilim: Felsefe, tıp, tarih, edebiyat ve matematik alanlarında ileri seviyedeydiler. Mimari ve sanat: İyon nizamı adı verilen bir yapı tarzı geliştirmişlerdir; Efes'teki Artemis Tapınağı ve Samos'taki Hera Tapınağı gibi mimari eserleriyle ünlüdürler. Sosyal yapı: İyonlar, merkezi bir yapıya sahip olmayıp, her şehir devletinin başında önce krallar, sonra oligarşik hükümetler ve en son olarak demokratik yönetimler bulunmuştur.

II. Ramses'in 90 yıl yaşamasının nedeni kesin olarak belirlenememiştir. Kahire Üniversitesi'nde radyoloji profesörü olan Sahar Saleem, Ramses'in yaşamının son yıllarında artrit ve ciddi diş hastalıkları gibi sağlık sorunları yaşadığını, ancak bu durumların ölüm nedeni olmadığını belirtmiştir. II. Ramses'in uzun yaşamı, Antik Mısır için olağanüstü kabul edilir; çünkü o dönemde çoğu insan 40 yaşına bile ulaşamıyordu.

İnsan figürleri, Paleolitik dönemde, yaklaşık 30.000 ila 40.000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Geometrik dönemde (MÖ 1100 - 700) ise insan figürleri, vazo kulplarında ve bazı eserlerde soyutlanmış bir şekilde yer almıştır. Anadolu'da ise insan figürleri, Neolitik Çağ'dan itibaren doğal bir şekilde işlenmeye başlanmış, ancak Erken Kalkolitik dönemde kısmen stilize edilmeye başlanmıştır.

"Antik Tava" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli bilgiler sunabilir. Örneğin, TikTok'ta "Antik Tava Hakkında Her Şey" başlıklı videolar, antika tavalar hakkında bilgi ve tarihçe sunmaktadır. Ancak, "Antik Tava"nın ne anlattığına dair spesifik bir bilgi veya hikaye mevcut belgelerde yer almamaktadır.

İzmir Arkeoloji Müzesi'nde çeşitli dönemlere ait birçok eser sergilenmektedir. Öne çıkan bazı eserler şunlardır: Taş Eserler: Büyük heykeller, büstler, masklar ve portreler. Seramik Eserler: Antik Yunan, Roma, Helenistik ve Bizans dönemlerine ait seramikler. Sikke ve Madalyonlar: Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait sikkeler. Cam Eserler: Cam vazolar ve şişeler. Metal Eserler: Altın, gümüş ve kıymetli taşlardan yapılmış süs eşyaları. Bronz Eserler: Koşan at heykeli ve Demeter heykeli gibi bronz eserler. Lahitler: Klazomenai'ye ait pişmiş toprak lahitler. Heykel ve Büstler: Efes Artemis heykeli gibi önemli eserler. Müzede ayrıca, Smyrna Agorası'ndan çıkan heykeller, yazıtlar ve mimari parçalar da sergilenmektedir. İzmir Arkeoloji Müzesi, 1927 yılından beri Konak'ta Bahribaba Parkı içindeki modern binasında hizmet vermektedir.

Kommageneler, Roma İmparatorluğu'nun genişlemesi ve etkisi nedeniyle yok olmuştur. MS 72 yılında, İmparator Vespasianus, Kommagene Kralı IV. Antiochos'un Roma'ya sadık kalmayarak Partlarla işbirliği yaptığı gerekçesiyle Kommagene Krallığı'na son vermiş ve bölgeyi Roma'nın Suriye Eyaleti'ne dahil etmiştir.

Ahameniş İmparatorluğu, MÖ 550'den MÖ 330'a kadar sürmüştür.

İstanbul'un en büyük üç kökeni şunlardır: 1. Bizantion: İstanbul'un en eski bilinen adıdır ve MÖ 667'de Megara şehir devletinden gelen Dor asıllı Yunan yerleşimciler tarafından kurulduğunda verilmiştir. 2. Konstantinopolis: Roma İmparatoru I. Konstantin, şehri Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan ettikten sonra bu adı almıştır. 3. İstanbul: Bizans döneminde "eis tin polin" (şehre doğru) tamlamasına dayanarak kullanılan bu ad, 1928'de Latin alfabesine geçişle birlikte resmi olarak kabul edilmiştir.

Evet, Babiller ve Babilon aynı kavramı ifade eder. "Babil" kelimesi, Akad dilinde "Tanrı'nın Kapısı" anlamına gelen "bav-il" kelimesinden türetilmiştir.

Eflani halkının nereden geldiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Eflani'nin tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. İlk yerleşim: M.Ö. I. yüzyılda Bitinyalılar tarafından Roma’ya karşı bir savunma hattı oluşturmak amacıyla kurulduğu sanılmaktadır. Bizans hakimiyeti: Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaattin Keykubat zamanında Kastamonu ve Eflani yöresi Bizanslılardan alınarak Türk hakimiyetine girmiştir. Candaroğulları beyliği: 1292-1309 yılları arasında Candaroğulları beyliğinin başkenti olmuştur. Osmanlı hakimiyeti: 1380 yılında Candaroğulları tahtını elde etmek isteyen II. Süleyman Şah, Eflani kalesini Osmanlı hükümdarı I. Murat'a hediye etmiştir. Ayrıca, 1530 yılı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterindeki kayıtlarda Eflani'den "Eflagon" olarak bahsedilmektedir.

Lidyalılardan önce para yerine takas (değiş-tokuş) yöntemi kullanılmaktaydı. Lidyalılar, tarihte parayı icat eden ilk uygarlık olarak kabul edilir.

Yunanistan'ın bu kadar kültürlü olmasının birkaç nedeni vardır: Antik miras: Yunanistan, antik çağlardan kalma mimari yapılar, tiyatro eserleri ve mitolojik hikayelerle dünya kültürüne büyük katkı sağlamıştır. Tarihsel çeşitlilik: Yunanistan'ın kültürel mirası, Antik Yunan, Bizans, Osmanlı ve çağdaş dönem unsurlarının birleşimidir. Eğitim ve üniversiteler: Yunanistan'da eğitim, kültürlerin yayılmasında önemli bir rol oynar; en önemli üniversiteler Atina, Selanik ve Patras'tadır. Zengin mutfak geleneği: Yunan mutfağı, Akdeniz lezzetlerini temsil eder ve yüzyıllar boyunca birçok etkiyi birleştirerek zenginleşmiştir. Festivaller ve gelenekler: Paskalya, Karnaval ve Panigiri gibi etkinlikler, Yunan kültürünün önemli bir parçasıdır.

Herodot'a "Tarihin Babası" denmesinin sebebi, Tarih üzerine objektif bir çalışma yapan ilk yazar olmasıdır. Herodot, MÖ 484 civarında Halikarnas'ta doğmuş Antik Yunan tarihçi, coğrafyacı ve yazardır. Tarihler adlı eseri. Olayların iki tarafını da değerlendirmesi. Geçmişi neden-sonuç ilişkisiyle ele alması. Ancak bazı eleştirmenler, Herodot’un Tarihler adlı eserinde çok sayıda efsane ve söylentiye yer vermesi sebebiyle onu “Yalanların Babası” olarak nitelendirmiştir.

Büyük İskender İmparatorluğu'nun sonu, Büyük İskender'in MÖ 323 yılında ölmesiyle geldi. İmparatorluğun parçalanmasından sonra, Büyük İskender'in komutanları arasında topraklar paylaştırılarak küçük krallıklar kuruldu.