Anevrizma

Anevrizma, bir kan damarının iç yüzeyinde bulunan hücrelerden oluşan tabakanın zayıflaması sonucu damarın genişlemesi anlamına gelir. En sık görülen anevrizma türleri kalp, beyin ve bacak damarlarında meydana gelir. Anevrizmanın bazı nedenleri: - yaş; - ailede geçmişte anevrizma olgularının bulunması; - doğuştan damar duvarı zayıflığı; - kalp krizi veya felç geçirme; - sigara ve alkol kullanımı. Anevrizmanın belirtileri arasında ağrı, şişme, kas güçsüzlüğü gibi durumlar yer alır. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi klipleme ve endovasküler yöntem bulunur.

Aort cerrahisinde açık cerrahi, aşağıdaki durumlarda tercih edilir: 1. Anevrizmanın büyük olması: Anevrizmanın çapının 5-5.5 cm üzerinde olması. 2. Hızlı büyüme: Anevrizmanın yılda 0.5 cm’den fazla genişlemesi. 3. Diğer organları etkilemesi: Özellikle kardiyovasküler sistemi, hava yollarını veya böbrekleri etkileyen durumlarda. 4. Yırtılma (diseksiyon) riski: Anevrizmanın yırtılma riski taşıması. Açık cerrahi, genel olarak daha karmaşık ve büyük aort hasarlarında etkili bir çözüm sunar.

Ventriküler anevrizmanın cerrahi tedavisinde iki ana yöntem uygulanır: açık cerrahi ve endovasküler tedavi. Açık cerrahi yöntemde, karın veya göğüs bölgesi açılarak anevrizmanın bulunduğu damar bölgesi cerrahi olarak çıkarılır ve yerine sentetik bir greft (yapay damar) yerleştirilir. Endovasküler tedavide ise kasık bölgesinden girilerek damar içine stent-greft yerleştirilir. Cerrahi yöntemin seçimi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, anevrizmanın tipi ve konumuna göre multidisipliner bir ekip tarafından belirlenir.

Ebru Gündeş'in hastalığı anevrizma olarak bilinmektedir. 1999 yılında bir albüm tanıtımı sırasında beyin kanaması geçiren Gündeş, acil olarak hastaneye kaldırılmış ve saatler süren bir beyin ameliyatı geçirmiştir.

Akut aort genişlemesi, aort damarının anormal şekilde genişlemesi durumudur. Nedenleri arasında yüksek tansiyon, sigara kullanımı, diyabet, yüksek kolesterol, damar sertliği ve genetik faktörler yer alır. Belirtileri genellikle sessiz seyreder ve rutin kontroller sırasında tespit edilir. Tedavisi, küçük anevrizmalar için düzenli takip, büyük anevrizmalar için ise endovasküler yöntemler veya açık cerrahi ile yapılır.

İntraserebral anevrizmanın cerrahi tedavisi sonrası ortaya çıkabilecek komplikasyonlar şunlardır: 1. Vazospazm: Beyin ve damarların içinde kan karışması sonucu damar büzüşmesi, bu da beyin dokusunun yeterince kanlanamamasına yol açar. 2. Hidrosefali: Beyin içindeki sıvı dolu boşlukların dolaşımının bozulmasına bağlı olarak genişlemesi, beynin kafatası içinde sıkışmasına neden olabilir. 3. Enfeksiyon: Ameliyat yaralarında enfeksiyon gelişme riski vardır. 4. Kanama: Anevrizmanın tekrar kanaması olasılığı düşüktür ancak mümkündür. 5. Solunum problemleri ve inme: Anesteziye bağlı reaksiyonlar ve diğer cerrahi riskler de mevcuttur. Bu komplikasyonların gelişimi, hastanın genel sağlık durumu ve ameliyatın başarısına bağlı olarak değişebilir.

Rüptürlü anevrizma, kan damarı duvarındaki zayıflığın neden olduğu genişlemenin yırtılması ve kanın damardan dışarı sızması anlamına gelir. Bu durum, hayati tehlike oluşturan ciddi bir iç kanama veya beyin hasarı gibi sonuçlara yol açabilir.

Aort anevrizması en sık iki bölgede görülür: 1. Çıkan aort (kalpten ilk çıktığı bölge). 2. Karın aortu (böbreklerin alt düzeyindeki bölge).

Beyindeki baloncuk, tıbbi adıyla anevrizma, tehlikeli bir durumdur çünkü patladığında beyin kanamasına yol açabilir. Anevrizmanın belirtileri genellikle şiddetli baş ağrısı, çift görme, göz kapağı düşüklüğü gibi belirtilerle ortaya çıkar. Teşhis için bilgisayarlı tomografi, MR anjiyografi ve beyin anjiyosu gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Özetle, anevrizma ciddi bir sağlık sorunudur ve erken teşhis ile müdahale hayati önem taşır.

Aort anevrizması ve aort diseksiyonu farklı durumlardır: 1. Aort Anevrizması: Aort damarının bir bölümünün zayıflayıp genişlemesiyle oluşur. 2. Aort Diseksiyonu: Aort duvarının iç katmanlarının yırtılması sonucu kanın damar duvarı boyunca ilerlemesiyle meydana gelir. Özetle, anevrizma damarın genişlemesi, diseksiyon ise damarın yırtılması anlamına gelir. Her iki durum da acil müdahale gerektiren ciddi sağlık sorunlarıdır.

Aort kökü anevrizmaları, genişlemenin bulunduğu bölgeye göre iki ana türe ayrılır: 1. Torasik Aort Anevrizması: Aortun göğüs boşluğundaki kısmında gelişir. 2. Abdominal Aort Anevrizması: Aortun karın bölgesinde oluşur ve en sık görülen türdür.

Aort anevrizmasının en sık nedeni ateroskleroz yani damar sertliğidir. Diğer nedenler arasında ise şunlar yer alır: Yüksek tansiyon (hipertansiyon). Genetik faktörler. Bakteriyel enfeksiyonlar. Travmalar.

Başın her tarafında ağrının birkaç yaygın nedeni vardır: 1. Migren: Başın bir tarafında başlayıp tüm başa yayılan şiddetli zonklayıcı ağrıya neden olabilir. 2. Sinüzit: Sinüs boşluklarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkar ve baş ağrılarına yol açabilir. 3. Küme tipi baş ağrısı: Genellikle başın bir tarafında peş peşe tekrar eden ağrılardır. 4. Gerilim tipi baş ağrısı: Stres, kötü duruş ve boyun kaslarının gerilmesi sonucu ortaya çıkar. 5. Anevrizma: Beyinde bulunan bir anevrizma, başın sol tarafında ağrıya neden olabilir. Bu belirtiler ciddi sağlık sorunlarının işareti olabileceğinden, kesin teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Sinüs Valsalva Anevrizması, aort duvarında, aort kapağının yakınında, küçük bir baloncuk şeklinde bir şişliğin oluşması durumudur. Bu anevrizma genellikle doğuştan gelir ve zayıf bir duvardan kaynaklanır. Belirtileri arasında göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve yorgunluk yer alır. Teşhis için ekokardiyografi, kardiyak MRI veya CT taraması gibi görüntüleme testleri kullanılır.