• Buradasın

    ASD tipleri nelerdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    ASD (Atriyal Septal Defekt) tipleri, deliğin bulunduğu konuma göre ayrılır 135:
    • Ostium Sekundum ASD 14. En yaygın görülen tiptir ve atriyal septumun ortasında yer alır 15. Genellikle uygun vakalarda kateter yöntemiyle kapatılmaya elverişlidir 1.
    • Ostium Primum ASD 14. Atriyal septumun alt kısmında, kapakçıkların yakınında oluşur 15. Genellikle cerrahi tedavi gerektirir 1.
    • Sinüs Venosus ASD 14. Atriyal septumun üst kısmında, büyük toplardamarların birleştiği bölgede meydana gelir 15. Mutlaka cerrahi onarım gerektirir 1.
    • Koroner Sinüs ASD 14. Koroner sinüs ile sol kulakçık arasındaki duvarda bir açıklık şeklinde görülür 15. Nadir görülen bir tiptir 1.
    ASD tipleri, hastalığın şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Kesin tanı ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

    Konuyla ilgili materyaller

    ASD ne anlama gelir?

    ASD, "atriyal septal defekt"in kısaltmasıdır ve kalbin kulakçıkları arasındaki duvarda doğuştan var olan bir delik veya açıklık anlamına gelir. Bu durum, oksijenli ve oksijensiz kanın karışmasına neden olur. ASD'nin bazı türleri şunlardır: Sekundum ASD: En yaygın türdür ve genellikle kulakçıklar arasındaki duvarın ortasında oluşur. Primum ASD: Septumun alt kısmında, kalbin kapaklarına yakın bölgede meydana gelir. Sinüs venosus ASD: Atriyal septumun üst veya alt arka kısmında yer alır. Koroner sinüs ASD: En nadir görülen türdür ve kalbe bağlı damarlarla sol kulakçık arasında eksik veya tamamlanmamış bir duvar içerir.

    Atrial septal defekt en sık nerede görülür?

    Atrial septal defekt (ASD) en sık kalbin üst odacıkları (atriyumlar) arasındaki duvarın (septum) orta kısmında, yani sekundum tipinde görülür. ASD'nin diğer türleri ve görülme sıklıkları şu şekildedir: Primum tip. Sinüs venosus tip. Koroner sinüs tip. ASD, çocukların yaklaşık %25'inde görülen en yaygın doğuştan kalp defekti türlerinden biridir, ancak her yaşta görülebilir.

    Atriyal septal defekt ne demek?

    Atriyal septal defekt (ASD), kalbin sağ ve sol kulakçıkları (atriumlar) arasındaki duvarda (septum) doğuştan var olan bir delik veya açıklık anlamına gelir. Bu durum, oksijenli ve oksijensiz kanın karışmasına neden olur. ASD, kalpte yük artışı ve uzun vadede sağ kalp yetmezliği gibi ciddi sorunlara yol açabilir.

    ASD ve ASDS aynı mı?

    ASD (atriyal septal defekt) ve ASDS (atriyal septal defekt sendromu) aynı durumu ifade eder. ASD, kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasında doğuştan oluşan bir deliktir. ASD'nin bazı türleri: Sekundum ASD: En yaygın tür olup, septumun orta kısmında bir açıklık bulunur. Primum ASD: Septumun alt kısmında, kapaklara yakın bölgede meydana gelir. Sinüs venosus ASD: Deliğin septumun üst kısmına yakın bir yerde bulunması ile karakterizedir.

    Atriyal septal defekt ekoda nasıl anlaşılır?

    Atriyal septal defekt (ASD) ekoda şu yöntemlerle anlaşılabilir: Ekokardiyografi (EKO). Transözofageal ekokardiyografi (TEE). Transtorasik ekokardiyografi (TTE). ASD şüphesi olan bireylerin kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi önerilir. ASD tanısında kullanılan diğer yöntemler: EKG (elektrokardiyografi); Göğüs röntgeni; Kardiyak BT veya MR.

    ASD tehlikeli bir hastalık mıdır?

    Atriyal septal defekt (ASD) bazı durumlarda tehlikeli olabilir. Tehlikeli olabileceği durumlar: Uzun süre tedavi edilmeyen büyük ASD'lerde akciğerlerde hasar oluşabilir ve buna bağlı olarak kalp yetmezliği ortaya çıkabilir. Bacak toplardamarlarında bulunan pıhtılar koptuğunda, akciğer yerine delikten geçip beyne, kollara, iç organlara veya bacaklara ulaşabilir. ASD'nin tehlikeli olup olmadığı kişiden kişiye değişebilir; bu nedenle, ASD teşhisi alan kişilerin bir kardiyoloji uzmanına danışmaları önerilir.

    Sekundum asd ne zaman kapanır?

    Sekundum ASD (Atriyal Septal Defekt) genellikle 3 yaşından sonra kendiliğinden kapanmaz. 5 mm'den küçük ASD'lerin neredeyse tamamı 2 yıl içinde kendiliğinden kapanır. ASD'nin kapatılması gerekip gerekmediği, deliğin büyüklüğüne, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer kalp anomalilerinin varlığına bağlı olarak belirlenir.