• Buradasın

    Göç Destanı uzun hikaye mi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Göç Destanı, yaklaşık 1 yüzyıl boyunca Uygurlar'ın yaşadığı olayları anlatan bir destandır, bu nedenle uzun bir hikaye olarak değerlendirilebilir 12.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Göç destanı Türklerin hangi döneme aittir?

    Göç Destanı, Türklerin Uygur dönemine aittir.

    Göç destanının ana fikri nedir?

    Göç Destanı'nın ana fikri, Türklerin kutsal taşı Çinlilere verince Tanrı tarafından cezalandırılması, açlık ve kuraklığın başlaması ile ana vatanlarından göç etmek zorunda kalmalarıdır. Destan, aynı zamanda Türk milletinin dayanışma ruhunu ve birliğini, bağımsızlık, özgürlük ve kendini yeniden bulma sürecini simgeler. Ayrıca, doğa ile derin ilişki, manevi bağlar ve göçebe yaşam tarzı da destanın önemli temaları arasındadır.

    Türeyis ve Göç Destanları kime ait?

    Türeyiş ve Göç Destanları, Uygur Türklerine aittir. Türeyiş Destanı, eski Hun hanlarından birinin, tanrı ile evlenebileceklerine inandığı iki güzel kızını, tanrı sandığı bir kurtla evlendirmesi sonucu türeyen Uygur neslinin hikayesini anlatır. Göç Destanı ise Türeyiş Destanı’nın devamı niteliğindedir ve Uygurların ana yurtlarından göç edişini anlatır. Ayrıca, Türeyiş Destanı'nın Kao-che (Çince) yaratılış destanı olduğu ve Çin kaynaklarından Wei Kitabı ile Kuzey Hanedanları Tarihi kitaplarında yer aldığı haliyle günümüze ulaştığı belirtilmektedir.

    Türklerin en büyük göçü nedir?

    Türklerin en büyük göçü olarak genellikle 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra gerçekleşen Anadolu'ya göç kabul edilir. Bu göç, 11. yüzyılda Selçuklu Türklerinin Orta Asya'dan batıya doğru hareket etmesiyle başlamış ve Anadolu'nun Türkleşmesi ile Müslümanlaşmasına zemin hazırlamıştır. Ancak, Türklerin Orta Asya'dan göçü milattan önce başlamış ve milattan sonra da devam etmiştir.

    Göç Destanı neyi anlatıyor?

    Göç Destanı, Uygur Türkleri'nin kutsal bir taşı Çinlilere vermelerinin ardından Tanrı tarafından cezalandırılmalarını ve bunun sonucunda anavatanlarını terk etmek zorunda kalmalarını anlatır. Destana göre olaylar şu şekilde gelişir: Uygurların vatanında "Hulin" isimli bir dağ vardır ve bu dağdan Tula ve Selenge isimli iki ırmak akar. Bir gece, oradaki bir ağacın üzerine ilahi bir ışık iner ve ağacın gövdesinde şişkinlik oluşur. Dokuz ay on gün sonra şişkinlik üzerinde beş çocuk görünür. En küçükleri olan Buğu Han büyüyünce hükümdar olur ve ülke zengin, halk mutlu olur. Daha sonra Yulug Tigin isimli bir prens hakan olur ve Çinlilerle savaşlara son vermek için oğlu Gali Tigin’i bir Çin prensesiyle evlendirmeye karar verir. Çinliler, prensese karşılık "Kutlu Dağ" adını taşıyan kayayı isterler ve Gali Tigin kayayı verir. Çinliler kayayı götürmek için kayanın etrafında ateş yakar, kaya kızınca üzerine sirke dökerler ve kaya ufak parçalara ayrılır. Memleketteki bütün kuşlar ve hayvanlar, kayanın gidişine kendi dilleriyle ağlarlar. Bundan yedi gün sonra Gali Tigin ölür ve kıtlık, kuraklık başlar. Uygurlar, yurtlarını bırakarak göç etmek zorunda kalırlar.

    Göç Destanında hangi Türk boyları var?

    Göç Destanı'nda yer alan Türk boyları şunlardır: Uygur Türkleri. Destan, Uygur Kağanlığı'nın yıkılmasıyla başlar ve Türklerin büyük felaketlerle karşı karşıya kaldığını, yaşam koşullarının zorlaştığını anlatır. Ayrıca, Göç Destanı'nda Çinliler de yer alır; çünkü Türkler, Çinlilere kutsal bir taşı verince Tanrı tarafından cezalandırılır ve göç etmek zorunda kalırlar.

    Türeyış ve Göç Destanı aynı mı?

    Türeyiş ve Göç Destanları aynı değildir, ancak aralarında bir ilişki vardır. Türeyiş Destanı, Uygurlara ait bir destandır. Göç Destanı ise Türeyiş Destanı'nın devamı niteliğindedir.