• Buradasın

    Forsa metninin mekan özellikleri nelerdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Ömer Seyfettin'in "Forsa" adlı öyküsünde yer alan mekanların bazı özellikleri şunlardır:
    • Korsan Kadırgaları 14. Kara Memiş'in kürek mahkumu olduğu karanlık ve havasız alan 2.
    • Akdeniz Kıyısındaki Ada 134. Kara Memiş'in esir olarak satıldığı ve ömrünün geri kalanını geçirdiği yer 13.
    • Kulübe 14. Kara Memiş'in özgürlüğüne kavuştuktan sonra yaşadığı yer 14.
    • Kasaba 14. Kara Memiş'in acıktığında gittiği ada kasabası 14.
    • Büyük Türk Kadırgası 14. Kara Memiş'in oğlu Turgut'la karşılaştığı yer 14.
    Ayrıca, hikayede Edremit, Malta, Çanakkale, Tarık Boğazı, İstanbul ve Kabataş gibi yer isimleri de geçmektedir 5.
    Mekanlar, esaret ve özgürlüğü kısıtlayan bir atmosfere sahiptir 2. Dar, kapalı ve karanlık ortamlar, tutsaklık duygusunu güçlendirir 2.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Forsa ne anlatmak istiyor?

    Ömer Seyfettin'in "Forsa" adlı hikayesi, esaret altında yaşayan yaşlı bir Osmanlı denizcisinin yıllar sonra özgürlüğüne kavuşmasını anlatır. Hikayenin ana temaları: Umut: Kara Memiş, tüm zorluklara rağmen bir gün Türk denizcilerinin gelip onu kurtaracağına olan umudunu hiç yitirmez. İnanç: Yaşına rağmen inancını korur. Hürriyet: Esaretin son günlerinde, iyice yaşlandığı için bir adaya bırakılır. Hikaye, vatan ve millet sevgisini, sabır ve kararlığı da işler.

    Forsa adlı metnin konusu ve teması nedir?

    "Forsa" adlı metnin konusu, esaret altında yaşayan bir Türk gemicisinin vatan hasreti ve kurtuluş umududur. Metnin teması ise umut, inanç, hürriyet ve sabırdır.

    Mekan ne anlama gelir?

    Mekan kelimesi, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre şu anlamlara gelir: Yer, bulunulan yer. Ev, yurt. Uzay. Mekan, hem maddi hem de manevi olarak ifade edilir; yani soyut ve somut değerleri kapsar.

    Mekan tasviri nedir örnek?

    Mekân tasviri, bir yerin dikkat çekici belirgin niteliklerinin ayrıntılı şekilde anlatılmasıdır. Örnek mekân tasviri: > "Torosların kuzey yanı, yeşillikten birden kopar. Taşı bile yeşil olan Toroslardan geçer geçmez, otlar hemen bomboz olur. Yeşillikten kala kala, birkaç dere dibi kalır. Kimi dere kıyısında servi, söğüt, elma biter. Bir dağın bir boz başında bakarsın bir alıç vardır. Bakarsın bir sulak yerde birkaç iğde boyun büker. Torosların yeşil murtu burada karamuk olur. Dağların rengi solmuştur; dağlar ya boz, ya çoraktır. Yeşillikten parça parça bir kaç cılız söğüt kalır. Kimi bayır yüzlerinden pürler, sakal gibi çıkar. Çoğu dağların yamacı köse gibi sakalsızdır" (Alaçıktan Gökdelene, Şahamettin Kuzucular).