• Buradasın

    TCK'nın 103 maddesi sanığın yokluğunda duruşmayı gerektirir mi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. maddesi uyarınca cinsel istismar suçunun yargılamasında sanığın yokluğunda duruşma yapılması mümkündür 34.
    Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 195. maddesine göre, sanığın davetiyeye rağmen duruşmaya gelmemesi durumunda duruşmanın yapılacağına dair bir yazı yazılması gerekmektedir 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    CMK'nın 145 ve 146 maddeleri uyarınca çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir mi?

    Evet, CMK'nın 145 ve 146 maddeleri uyarınca çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. Süreç şu şekildedir: 1. Şüpheli veya sanığa ifade veya sorgu için davetiye gönderilir ve çağrılma nedeni açıkça belirtilir. 2. Eğer bu davete rağmen kişi gelmezse, CMK'nın 146/1 maddesi uyarınca zorla getirme kararı çıkarılır. 3. Zorla getirme kararı ile şüpheli veya sanık, derhal veya en geç yol süresi hariç 24 saat içinde hakim, mahkeme veya savcı önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.

    Sanığın hakları nelerdir?

    Sanığın hakları, Türk Ceza Hukuku'na göre şu şekilde sıralanabilir: 1. Susma Hakkı: Sanık, kendisi aleyhine delil oluşturabilecek bir ifade vermek zorunda değildir. 2. Avukatla Temsil Edilme Hakkı: Sanık, yargılamanın her aşamasında bir avukatla temsil edilme hakkına sahiptir. 3. Delillere Erişim Hakkı: Sanık, aleyhine sunulan delilleri inceleyebilir ve bu delillere karşı savunma yapabilir. 4. Adil Yargılanma Hakkı: Sanığın, tarafsız bir mahkeme önünde yargılanması temel haktır. 5. İtiraz ve Temyiz Hakkı: Sanık, mahkeme kararına itiraz edebilir ve üst mahkemeye başvurarak kararın yeniden incelenmesini talep edebilir. Ayrıca, masumiyet karinesi gereği sanık, suçlu olduğu kesinleşene kadar masum kabul edilir.

    Sanığın zorla getirilebilmesi ne zaman yapılır?

    Sanığın zorla getirilebilmesi, aşağıdaki durumlarda yapılır: 1. Tutuklama kararı verilmesi için yeterli nedenlerin bulunması. 2. Yakalama emri çıkarılabilmesi için yeterli nedenlerin bulunması. 3. İfade alma veya sorgu için çağrılmasına rağmen davete icabet etmemesi. Bu kararlar, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılığı tarafından, kovuşturma aşamasında ise hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilir.

    Sanığın yokluğunda duruşma nedir CMK?

    Sanığın yokluğunda duruşma, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca, suçun yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmesi halinde mümkün olan bir yargılama şeklidir. Bu durumda, sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı ihtarı yazılmalıdır. CMK'ya göre, kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamaz.

    Sanığın yokluğunda karar verilirse ne olur CMK?

    Sanığın yokluğunda karar verilmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca aşağıdaki sonuçlar doğabilir: 1. Zorla Getirme Kararı: Sanık, ilk duruşmaya geçerli bir mazeret olmaksızın katılmazsa, mahkeme tarafından zorla getirme kararı verilebilir. 2. Yakalama Kararı: Zorla getirme kararı uygulanamıyorsa veya sanığın adresi belli değilse, mahkeme yakalama kararı çıkarabilir. 3. Gıyabi Yargılama: Bazı davalarda mahkeme, sanığın yokluğunda yargılamaya devam edebilir ve karar verebilir. 4. Tutuklama: Sanığın duruşmalara gelmemesi halinde kaçma şüphesi doğarsa, mahkeme tutuklama kararı da verebilir. Genel olarak, sanığın yokluğunda verilen kararlar, savunma hakkının zedelenmesi ve sürecin uzaması gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.

    Basit yargılama usulünde sanık savunma yapmazsa ne olur?

    Basit yargılama usulünde sanık savunma yapmazsa, bu durum dosya üzerinden karar verilmesine engel teşkil etmez. Mahkeme, sanığın savunması alınmadan da karar verebilir ve bu karar geçerli olur.

    Sanığın savunması alınmadan ceza verilir mi?

    Sanığın savunması alınmadan ceza verilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir. Anayasa'nın 36. maddesine göre, herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir ve bu hak, sanığın mahkemede hazır bulunarak savunmasını yapabilmesi için de geçerlidir. Ceza yargılamasında savunma hakkının güvence altına alınması, demokratik toplumun temel ilkelerindendir ve bu hakkın tanınmaması, masumiyet karinesine de uygun değildir.