• Buradasın

    Tasarrufun iptali davasında TBK'nın 19 maddesi ne zaman uygulanır?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    TBK'nın 19. maddesi, tasarrufun iptali davasında, muvazaa iddiasına dayalı olarak uygulanır 13.
    Bu maddeye göre, üçüncü kişiler, danışıklı işlemler nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı olan hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Tasarrufun iptale tabi olup olmadığı nasıl anlaşılır?

    Bir tasarrufun iptale tabi olup olmadığını anlamak için aşağıdaki kriterlere dikkat edilmelidir: İvazsız tasarruflar. Aciz halindeki tasarruflar. Zarar verme kastıyla yapılan tasarruflar. Tasarrufun iptale tabi olup olmadığının kesin tespiti için bir avukata danışılması önerilir. Tasarrufun iptali davası, İcra ve İflas Kanunu'nun 277-284. maddelerinde düzenlenmiştir ve bu dava, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptalini sağlar.

    Araç tasarrufun iptalinde hangi deliller sunulur?

    Araç tasarrufunun iptalinde sunulabilecek bazı deliller: Tapu kayıtları. Banka kayıtları. Vergi dairesi kayıtları. Ticaret sicili kayıtları. İşyeri kayıtları. Muhasebe kayıtları. İcra takip dosyaları. Sözleşmeler. Faturalar. Dekontlar. Ayrıca, bilirkişi incelemesi ve keşif de yapılabilir. Tasarrufun iptali davası, hakimin geniş takdir yetkisine sahip olduğu kendine özgü bir dava türüdür.

    Tasarrufun iptali davasında bedele dönüşme halinde hangi madde uygulanır?

    Tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi halinde, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 283/2. maddesi uygulanır. Bu maddeye göre, "İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallük ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir". Mahkeme, borçlu veya üçüncü kişiyi, tasarruf tarihinde malın rayiç değeri kadar tazminata mahkûm edebilir; ancak bu tazminat, alacaklı alacağının miktarını geçemez.

    Muvazıa nedeniyle tasarrufun iptali davası nedir?

    Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların ve muvazaalı işlemlerin hükümsüzlüğünü sağlayarak, alacaklının alacağını tahsil etmesini amaçlayan bir dava türüdür. Bu dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ile 284. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasının bazı özellikleri: Hukuki dayanağı: Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayanır. Zamanaşımı: Muvazaa iddiası için zamanaşımı söz konusu değildir, her zaman ileri sürülebilir. Görevli mahkeme: Genel itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Amaç: Borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespit edilmesidir. Sonuç: Muvazaanın kanıtlanması halinde, dava konusu mal borçlunun malvarlığından hiç çıkmamış kabul edilir.

    Tasarrufun iptali davası kesinleşmeden satış yapılabilir mi?

    Hayır, tasarrufun iptali kararı kesinleşmeden satış yapılamaz. Tasarrufun iptali kararı kesinleşmeden (istinaf/temyiz süreci tamamlanmadan) icra işlemleri yapılamaz ve haciz talebinde bulunulamaz. Ancak dava sırasında malların elden çıkarılmasını önlemek için İİK 281/2 uyarınca ihtiyati haciz kararı alınabilir ve bu karar hemen uygulanır.

    Tasarruf iptalinde iyi niyet tazminatı ne zaman istenir?

    Tasarrufun iptali davasında iyi niyet tazminatı, üçüncü kişinin malı kötü niyetle iktisap etmesi durumunda istenir. Bu durumda, iyi niyetli olmadığını ispat eden üçüncü kişi, iptal davasının olumsuz sonuçlarından kurtulur.

    Tasarruf iptalinde iyi niyet aranır mı?

    Tasarrufun iptali davasında iyi niyet aranır, ancak farklı açılardan değerlendirilir: 1. Üçüncü Kişinin İyi Niyeti: Borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan tasarruflarda, üçüncü kişinin iyiniyetli olması, yani tasarrufun iptale tabi olduğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması, iptal davasının sonucunu etkilemez. 2. Devralan Dördüncü Kişinin İyi Niyeti: Eğer üçüncü kişi, tasarrufun yapıldığı malı bir başkasına (dördüncü kişiye) devrederse, burada devralan kişinin iyi niyetli olup olmadığı önem kazanır.