Erbâb-ı mütalaa, 19. yüzyıl Osmanlı toplumunda basılı metinleri merkeze alan kültürel dünyada yer alan okurları ifade eder. Bu okurların kitapla kurdukları ilişki, sadece kitabın metin taşıyan ve görüşleri temsil eden bir obje olmasıyla değil, aynı zamanda kitabın kendi hedefledikleri entelektüel kimliği yansıtmasıyla da şekillenir. Erbâb-ı mütalaa, Avrupa dillerinden çevrilmiş güncel kitapları satın alma, kitaplarını yaldızlı ve renkli ciltlerle kaplama, üzerlerine kendi adlarını yazma ve düzenli bir kişisel kütüphane sahibi olma gibi davranışlarla itibar kazanırdı.