• Buradasın

    Hapishane neden var Foucault?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Foucault'ya göre hapishane, modern toplumda iktidarın bir aracı olarak var olmaktadır 23.
    Ona göre, hapishanelerin üç temel işlevi vardır:
    1. Suçluyu topluma kazandırma: Hapishaneler, suçluları ıslah ederek topluma yeniden kazandırmayı amaçlar 1.
    2. İktidar denetimi: Devlet, cezaevleri aracılığıyla kendi iktidarını gizlemeden açıkça ortaya koyar ve bu şekilde denetler 13.
    3. Bilgi üretimi: Hapishaneler, hukuk ve diğer disiplinler için bir bilgi üretim alanıdır 4.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Hapishane üzerine yazılmış kitaplar nelerdir?

    Hapishane üzerine yazılmış bazı kitaplar: "Bir Devrimcinin Yaşamı" - Antonio Gramsci. "Yine Kazacağız, Yine Kaçacağız!" - Sebahattin Selim Erhan. "Gardiyanlar" - Yonca Güneş Yücel. "Demeyin Anama, İçerideyim" - Cafer Solgun. "Don Kişot" - Miguel de Cervantes. "Birmingham Hapishanesinden Mektup" - Martin Luther King. "Kavgam" - Adolf Hitler. "Felsefenin Tesellisi" - Boethius. Ayrıca, Dostoyevski'nin "Ölüler Evinden Anılar", Henri Charriere'in "Kelebek" ve Stephen King'in "Rita Hayworth ve Shawshank'in Kefareti" gibi eserler de hapishane temalı kitaplar arasında yer alır.

    Foucalt hapishanenin dogusu neyi savunur?

    Michel Foucault'nun "Hapishanenin Doğuşu" kitabı, hapishanelerin salt hümaniter bir anlayışla suçluları cezalandırmak için yaratılmadığını, aksine iktidar kavramı açısından beden üzerinde hakimiyet kurma isteğini savunur. Foucault'ya göre, yeni cezalandırma sistemi, insanî kaygılardan ziyade devletin ajandasına göre şekillenmiştir. Ayrıca, kitapta kültürel değişimlerin zamanla neyin suç, neyin suç olmadığı üzerindeki etkisi ve hapishanelerin sadece suçluyu topluma kazandırma amacı taşımayıp, aynı zamanda iktidar tarafından bedenler üzerinde denetim ve gözetim sağlama işlevi gördüğü ele alınmaktadır.

    Foucault neyi savunur?

    Michel Foucault'nun savunduğu bazı temel fikirler şunlardır: Hakikat ve bilgi: Hakikat, iktidar ilişkileri ile iç içe geçmiş bir prosedürdür ve tarihsel süreç içinde değişir. İktidar: İktidar, her yerde var olan ve karmaşık stratejik süreçlerle işleyen bir yapıdır; merkezi bir otorite gerektirmez ve direnişle bir arada var olur. Özne: Özne, toplumsal ilişkiler ve söylemsel pratikler içinde oluşur; faillik ve nedensellik atfedilemez. Disiplinci iktidar: Modern iktidar, bireyleri normalleştirici ve denetleyici bir yapı ile kontrol eder; bu, panoptikon gibi mimari yapılarda ve toplumsal kurumlarda kendini gösterir. Kendilik etiği: Bireyler, kendi yaşamlarını bir sanat eseri gibi şekillendirebilir ve ahlaki özneler haline gelebilir. Foucault, aynı zamanda Marksizm ve varoluşçuluk gibi akımlara karşı çıkmış, Nietzsche ve Heidegger'in düşüncelerinden etkilenmiştir.

    Foucaulta göre hapishane neden fabrikaya benzer?

    Foucault'ya göre hapishane, fabrikaya benzer çünkü her iki kurumda da disiplin ve gözetleme gibi benzer iktidar teknikleri uygulanmaktadır. Foucault, on dokuzuncu yüzyıl sanayi kapitalizminde, fabrikalarda, bürolarda, hastanelerde ve okullarda iktidarın beden üzerinde değil, daha çok içselleştirilmiş bir şekilde uygulandığını savunur.

    Hapishane neyi temsil eder?

    Hapishane, suç işleyen bireylerin cezalandırılması ve topluma yeniden kazandırılması amacıyla kullanılan bir kurumu temsil eder. Ayrıca, hapishane şu anlamlara da gelebilir: - Siyasi baskı aracı: Otoriter rejimler tarafından muhalif olarak algılanan bireyleri tutuklamak için kullanılabilir. - Tarihî ve kültürel sembol: Antik çağlardan beri suç ve ceza kavramlarıyla ilişkilendirilmiş, kültürel değişimlerin bir yansıması olarak görülmüştür. - Sosyal temsil: İnsanların hapishanelere dair algıları, doğrudan veya dolaylı deneyimlerle şekillenir ve bu algılar, sosyal ve mekânsal bağlam içinde yer alır.

    Foucaulda göre iktidar nedir?

    Foucault'ya göre iktidar, çok boyutlu ve karmaşık bir yapıya sahiptir; yalnızca devlet veya mülkiyet üzerinden değil, aynı zamanda güç ilişkileri ve stratejik etkileşimler üzerinden de anlaşılır. Bazı temel özellikleri: Her yerde varlık: İktidar, her yerde bulunur ve çeşitli mikro iktidarlardan makro iktidarlara kadar farklı biçimlerde ortaya çıkar. Üretkenlik: Yaşamı destekleyen ve güçlendirmeye yönelik bir yapıdır; pozitif bir güç olarak bireyleri disipline eder ve nüfusun düzenlenmesini sağlar. İlişkisellik: Davranışları ve olası sonuçları yönlendiren bir strateji olup, iki güç ilişkisi arasında karşılıklı bir etkileşim ve yapılandırma biçimidir. Bilgi ile ilişki: İktidar, bilgi üretir ve bu bilgi, iktidarın etkilerini yaratır; bilgi ve iktidar birbirini karşılıklı olarak belirler. Foucault'ya göre iktidar, yalnızca özgür özneler üzerinde ve onların özgürlüğü çerçevesinde işleyebilir; bu nedenle iktidarı kötü olarak görmek yerine, onun yönetim ve yapılandırma ilişkisinin tek yönlü hale geldiği durumlarda tahakküm olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur.

    Hapishanenin Doğusu ne anlatıyor?

    "Hapishanenin Doğuşu" kitabı, Fransız filozof Michel Foucault tarafından yazılmış ve modern ceza sisteminin nasıl ortaya çıktığını anlatmaktadır. Foucault'ya göre hapishane, modern toplumun disiplin kurumlarından biridir ve bireyleri gözetim altında tutarak ve cezalandırarak normalleştirmeye çalışır. Kitapta ele alınan diğer konular şunlardır: Panoptikon modeli: Jeremy Bentham tarafından tasarlanan ve mahkûmların her an gözetlenebildiği bir hapishane modeli. Kültürel değişimler: Kültürel değişimlerin neyin suç, neyin suç olmadığı üzerindeki etkisi. İktidarın rolü: İktidarın beden üzerinde hakimiyet kurma isteği ve bu amaçla hukuku kullanması. Ayrıca, kitapta hapishanelerin dışında da disiplin kurumları olduğu ve bu kurumların modern toplumda bireyleri denetlemek, sınıflandırmak ve normalleştirmek için kullanıldığı vurgulanmaktadır.