Ağır ceza davasında sanığın avukat tutmaması durumunda aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkabilir: Hak kaybı riski: Sanık, hukuki bilgi ve deneyim eksikliği nedeniyle haklarını tam olarak savunamayabilir. Usul hataları: Delillerin doğru yorumlanamaması veya usul hataları yapılması ihtimali vardır. Karar verilememe durumu: Sanığın geçerli bir mazeret sunmaksızın duruşmaya gelmemesi durumunda, mahkeme yokluğunda karar vermeyebilir. Bozma nedeni: Avukatsız yapılan sorgu veya duruşmalar, Yargıtay tarafından bozma sebebi olarak değerlendirilebilir. Ancak, ceza davalarında avukat tutma zorunluluğu yoktur; kişiler kendilerini savunabilir. Avukat tutmanın zorunlu olduğu haller, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150. maddesinde belirtilmiştir ve bu haller arasında sanığın çocuk olması, kendisini savunamayacak derecede malul olması, sağır veya dilsiz olması ile suçun alt sınırının beş yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi yer alır.