Kant, antinomiler (çatışkılar) ortaya koyarak aklın, bilgide koşulsuz olanı arama çabasının onu aşkın alana yönelttiğinde çelişkilere düştüğünü göstermek ister. Kant'a göre, metafizik cepheleri oluşturan antinomiler, diyalektik bir illüzyon/yanılsama üzerine inşa edilmiştir.” Kant, antinomiler karşısında bırakan dört kozmolojik ide olduğunu belirtir: 1. Evrenin başlangıcı ve sınırı sorunu. 2. Maddenin yapısı sorunu (bölünemeyen son parça, atom var mı). 3. Özgürlük sorunu (ilk nedene, özgür varlığa varılabilir mi). 4. Tanrı sorunu (var mı yok mu). Kant, bu sorunların hem tezlerini hem antitezlerini aynı kesinlikte savunmanın bir antinomi olduğunu söyler. Kant, antinomileri çözerken, görünüşler (fenomenler) ile şeyin kendisi (numen) arasındaki ayrıma dayanır. Kant'a göre, antinomilerin çözümünde dayanılan bir diğer temel de, akıl, nedensellik ile ilgili iki argümandan her ikisini birden geçerli kabul etme zorunluluğu ile karşı karşıya kalmasıdır. Kant'ın antinomiler konusundaki görüşleri, felsefi ve bilimsel araştırmanın sınırlarını belirleme çabasının bir parçasıdır.