• Buradasın

    Fatih Yaşlı Nietzsche ve Marx'ı neden yazdı?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Fatih Yaşlı, "Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe: Nietzsche ve Marx" kitabını, çağlarına öfkeli olan ve çözümleri zıt olan bu iki düşünürü karşılaştırmalı olarak ele almak için yazdı 23.
    Kitapta, Nietzsche ve Marx'ın, yaşadıkları dönemin sorunlarına yönelik farklı yaklaşımları inceleniyor:
    • Nietzsche, mevcut ahlak anlayışı ve onunla ilişkili tüm ilişki biçimlerine karşı bir saldırı başlatarak, hayatın olumlandığı bir dünyanın ancak bu ahlak anlayışının aşılılmasıyla mümkün olabileceğini iddia ediyor 14.
    • Marx ise kapitalist üretim ilişkileri ve bunlardan kaynaklanan tüm tahakküm biçimlerine karşı bir saldırı yürütüyor ve özgür ve yaşanmaya değer bir hayatın ancak özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla kurulabileceğini düşünüyor 14.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:
  • Konuyla ilgili materyaller

    Putların Alaca Karanlığında Nietzsche neyi savunur?

    Friedrich Nietzsche'nin "Putların Alacakaranlığı" eserinde savunduğu temel fikirler şunlardır: 1. Geleneksel Ahlak Yargılarına Eleştiri: Nietzsche, geleneksel ahlak yargılarını ve dini inançları eleştirir, bunların putlaştırıldığını ve insan doğasına aykırı olduğunu öne sürer. 2. Sokrates'in Değerlendirmesi: Sokrates'i, diyalektik yöntemi kullanarak insanların içgüdülerini yargıladığı için aşağı tabakadan biri olarak görür. 3. Aforizmalar ve Özdeyişler: Eser, aforizmalar ve özdeyişler şeklinde yazılmış olup, hakikat kabul edilen değişmezlerin sonunu müjdeler. 4. Doğa ve Akıl: Doğa ve akıl gibi kavramların kendini kutsallaştıran putlar olduğunu ve bunlara karşı savaş açılması gerektiğini savunur.

    Nietzsche nasıl bir insandı?

    Friedrich Nietzsche, 19. yüzyıl Alman filozofu ve klasik filologudur. Nietzsche'nin insanı üç aşamada ele aldığı söylenir: 1. Sürü İnsanı: Toplumun moral değerlerine sıkı sıkıya bağlı, özgürlüğün farkında olmayan ve ahlaki kalıpları sorgusuz kabul eden insandır. 2. Özgür İnsan (Nihilist): Ahlaki kalıpları sorgulayan ve kendi yolunu arayan kişidir. 3. Trajik İnsan (Üst İnsan): Nietzsche'nin ideal insan tipidir; yaşamı tüm gerçekliğiyle kabul eden, iyinin ve kötünün ötesinde olan, yaratıcı ve özgün bir varlık olarak tanımlanır. Nietzsche'nin diğer özellikleri arasında klasik müzik ilgisi, kendi kendine beste yapması ve sağlık sorunları nedeniyle akademik hayatından erken ayrılması yer alır.

    Nietzsche'ye göre nihilizm neden ortaya çıktı?

    Nietzsche'ye göre nihilizm, geleneksel anlam kaynaklarının otoritesini yitirmesi ve insan varoluşu için sağlam bir temel oluşturamaması nedeniyle ortaya çıktı. Bu durum, özellikle Sokrates sonrası dönemde bilgi ve bilim arayışının insana egemen olan dizginlenemeyen bir hırsa dönüşmesi ve Hristiyanlığın etkisiyle insanın doğal yapısını ve yaratıcılığını yok eden bir yaşam tarzına dönüşmesiyle hızlandı.

    Nietzsche'nin varoluşçu felsefesi nedir?

    Nietzsche'nin varoluşçu felsefesi, insanı dünyadaki varoluşunu anlamlandırma çabası içinde merkeze alır. Bu bağlamda, temel varoluşçu temaları şu şekilde özetleyebiliriz: 1. Tanrı'nın Ölümü: Nietzsche, geleneksel değerlerin ve metafizik temellerin çökmesiyle birlikte Tanrı'nın öldüğünü savunur. 2. Üstinsan (Übermensch): Nietzsche'ye göre, insan değerlerini hazır bulmaz, onları yaratır. 3. Güç İradesi: Evrenin ve varoluşun temelinde yatan itici güç, bireyin kendini gerçekleştirme ve potansiyelini en üst düzeye çıkarma isteğidir. 4. Nihilizm: Yaşamın, varoluşun ve değerlerin anlamsızlığını ileri süren nihilizm, Nietzsche tarafından hem teşhis edilir hem de aşılması gereken bir kriz olarak görülür. Nietzsche'nin varoluşçuluğa katkıları, Jean-Paul Sartre, Albert Camus ve Martin Heidegger gibi filozofları derinden etkilemiştir.

    Hayatın olumlanması olarak felsefe Nietzsche ve Marx ne anlatıyor?

    "Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe: Nietzsche ve Marx" kitabı, Fatih Yaşlı tarafından yazılmış ve Bilim ve Gelecek Kitaplığı tarafından yayımlanmıştır. Kitapta, Nietzsche ve Marx'ın felsefeleri, yaşanılabilir ve sevinçli bir hayatın insan için imkânsız hale gelmesi bağlamında ele alınmaktadır. Nietzsche, saldırısını mevcut ahlak anlayışı ve ondan kaynaklanan ilişki biçimlerine yöneltmiş ve hayatın olumlandığı bir dünyanın ancak bu ahlak anlayışının aşılılmasıyla mümkün olacağını iddia etmiştir. Marx ise, kapitalist üretim ilişkileri ve buna bağlı tüm tahakküm biçimlerine karşı çıkmış ve özgür ve yaşanmaya değer bir hayatın ancak özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla kurulabileceğini düşünmüştür.