• Buradasın

    Biyoyararlılık ve biyoeşdeğerlik arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlik kavramları, ilaç farmakolojisinde birbiriyle ilişkili olsa da farklı anlamlar taşır:
    1. Biyoyararlanım: Uygulanan ilacın sistemik dolaşıma giren ve etki bölgesinde kullanılabilir hale gelen oranını ifade eder 12. Bu, ilacın etkinliğini doğrudan etkiler ve ilacın ne kadarının kan dolaşımına ulaştığını gösterir 1.
    2. Biyoeşdeğerlik: İki ilaç formülasyonunun (markalı ilaç ve onun jenerik muadili) aynı sürede kan dolaşımına aynı miktarda aktif madde salması durumunu ifade eder 13. Bu, iki formülasyonun benzer etkinlik ve güvenlik profillerine sahip olacağını gösterir 1.
    Özetle, biyoyararlanım tek bir ilacın performansını değerlendirirken, biyoeşdeğerlik iki farklı ilacın karşılaştırılmasını içerir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Biyoeşdeğer ilaç Türkiye'de nasıl değerlendirilir?

    Türkiye'de biyoeşdeğer ilaçların değerlendirilmesi, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından yürütülmektedir. Bu süreç aşağıdaki adımları içerir: 1. Başvuru Süreci: İlaç ruhsatı almak isteyen kişi veya kuruluş, TİTCK'ya başvurur. 2. Biyoeşdeğerlik Çalışmaları: Gerekli ise, ilgili klinik çalışmaların başlatılması için onay süreci başlar. 3. Değerlendirme ve Onay: Klinik çalışma sonuçları, TİTCK'nın ilgili birimleri tarafından değerlendirilir ve raporlanır. 4. Piyasaya Sunum: Onaylanmasını takiben, beşeri tıbbi ürün klinik kullanıma sunulur. Biyoeşdeğerlik kriterleri, jenerik bir ilacın, referans ilacın biyoyararlanım profiline %90 güven aralığında %80 ile %125 arasında benzerlik göstermesini gerektirir.

    Biyoyaraylanım nasıl hesaplanır?

    Biyoyararlanım, bir ilacın uygulandıktan sonra sistemik dolaşıma geçen aktif bileşen oranı ve hızı olarak hesaplanır. Biyoyararlanımın hesaplanmasında kullanılan bazı yöntemler şunlardır: 1. Mutlak Biyoyararlanım: İlacın intravenöz verilmesi ile elde edilen biyoyararlanıma oranlanarak hesaplanır. 2. Bağıl Biyoyararlanım: İlacın en yüksek biyoyararlanım göstermesi beklenen diğer parenteral yollardan biri ile verilmesi veya oral yoldan verilen başka bir farmasötik şekille kıyaslanarak hesaplanır. Bu hesaplamalarda Cmax (maksimum plazma konsantrasyonu), Tmax (maksimum konsantrasyona ulaşma süresi) ve AUC (eğri altındaki alan) gibi farmakokinetik parametreler kullanılır.

    Biyoyaraarlanımı etkileyen faktörler nelerdir?

    Biyoyararlanımı etkileyen faktörler şunlardır: İlaçla ilgili faktörler: Veriliş yolu ve farmasötik şekil. Kimyasal stabilite, çözünürlük ve formülasyon. Hastayla ilgili faktörler: Midenin boşalma hızı. Barsak motilitesi. Etkin maddeye ait fiziksel ve kimyasal özellikler: Partikül büyüklüğü, kristal şekli, iyonizasyon derecesi. Biyoyararlanım, aynı zamanda ilk geçiş etkisi nedeniyle oral yolla verildiğinde tam olmayan emilim sonucu düşer.

    Biyo ve farmasötik eşdeğerlik arasındaki fark nedir?

    Biyoeşdeğerlik ve farmasötik eşdeğerlik arasındaki temel fark, etkin maddenin farmasötik şekilden sistemik dolaşıma geçiş hızı ve miktarının aynı olup olmamasıdır. Farmasötik eşdeğerlik, aynı etken maddeyi aynı dozda ve aynı farmasötik formda içeren ilaçların eşdeğer olmasıdır. Biyoeşdeğerlik ise, farmasötik olarak eşdeğer veya birbirinin farmasötik alternatifi olan aynı etkin maddeyi içeren iki ilacın, aynı molar dozda uygulandığında biyoyararlanımlarının (hız ve derece) önceden belirlenmiş kabul edilebilir sınırlar dahilinde olması durumudur. Özetle, farmasötik eşdeğerlik aynı ilacın farklı üreticileri tarafından üretilen versiyonları arasında olabilirken, biyoeşdeğerlik aynı etkin maddeyi içeren farklı ilaçların terapötik etkilerinin benzer olduğunu gösterir.

    Biyoyararlanım ve biyoeşdeğerliğin önemi nedir?

    Biyoyararlanım ve biyoeşdeğerliğin önemi şu şekilde açıklanabilir: Hasta güvenliği: Biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlik testleri, ilaçların güvenliği ve etkinliği açısından titizlikle denetlenmesi gereken süreçlerdir. Tedavi etkinliği: Aynı etkin maddeyi aynı oranda içeren ilaçların tedavideki etkinliklerinin de birbirine yakın olması, biyoyararlanımlarının eşit olduğunu gösterir. Maliyet tasarrufu: Biyoeşdeğerliği kanıtlanmış eşdeğer ilaçların sayısının artması, insanlara ve hekimlere tedavide farklı ilaç seçme olanağı tanır ve bu sayede tedavinin maliyetinde bir azalma sağlanabilir. İlaç geliştirme: Biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlik analizleri, ilaç geliştirme ve ruhsatlandırma süreçlerinde gerekli ve önemli analizlerdir.

    Biyofarmasötik sınıflandırma sistemi biyoyararlanımı nasıl etkiler?

    Biyofarmasötik Sınıflandırma Sistemi (BCS), biyoyararlanımı şu şekillerde etkileyebilir: Biyoeşdeğerlik çalışmalarından muafiyet: BCS Sınıf I ve Sınıf III'te yer alan etkin maddelerin hemen salım sağlayan bir dozaj şeklinden çözünme hızının yüksek olması durumunda, in vivo biyoeşdeğerlik çalışmalarından vazgeçilebilir. Test yöntemlerinin optimizasyonu: BCS'nin uygulanması, test yöntemlerinin optimize edilmesine yardımcı olur. Pediatrik alanda kullanım: BCS'nin pediatrik biyofarmasötik alanına genişletilmesi, biyoyararlanım çalışmalarının daha etkili yapılmasını sağlar. BCS, ilaçların çözünürlük ve permeabilite özelliklerine dayanarak dört sınıfa ayırır: yüksek çözünürlük ve yüksek permeabilite (Sınıf I), düşük çözünürlük ve yüksek permeabilite (Sınıf II), yüksek çözünürlük ve düşük permeabilite (Sınıf III), düşük çözünürlük ve düşük permeabilite (Sınıf IV).

    Biyoeşdeğerlik nedir?

    Biyoeşdeğerlik, aynı etken madde/maddeleri aynı miktarlarda içeren iki farklı ilacın, sistemik dolaşıma ulaşma hızı ve derecesi açısından anlamlı bir farklılık göstermemesi durumudur. Bu kavram, farmasötik eşdeğer veya farmasötik alternatif ilaçlar için geçerlidir.