Halid Ziya'nın mensur şiir türündeki ikinci eseridir. İzmir döneminde yazılmış ve 1891'de Hizmet gazetesinde yayımlanmıştır. Yazarın annesinin ölümü üzerine kaleme alınmıştır
Sevilen birinin kaybı, kişiyi tam doldurmayan bir boşluk bırakır. Hatıralar ve anılar, sevilen kişiyi her zaman canlı tutar. Ölüm, iyileştirilemez bir gönül yarası bırakır
Bu video, bir kişinin kabirde yaklaşık 15 dakika toprak altında kalarak ölümü tefekkür etme deneyimini anlattığı bir vlog formatındadır. Videoda kişi, kabirde yalnızlığını, korkularını ve bu deneyimin kendisine ve izleyicilere hayat hakkında düşündürdüğü şeyleri paylaşıyor.. Video, kişinin kabirde yaşadığı deneyimi kronolojik olarak gösteriyor. Önce kabirde yalnızlığını ve bunaltıcı hissini anlatıyor, ardından toprak altında kaldığında yaşadığı korku ve terlemeyi paylaşıyor. Son olarak, kabirde yaşadığı deneyimin kendisine ve izleyicilere hayat hakkındaki düşüncelerini nasıl değiştirdiğini, "yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış" hadisini nasıl anlamamız gerektiğini anlatıyor.
Mezardan Sesler, Halid Ziya'nın İzmir'de yazdığı ikinci mensur şiir eseridir. Eser önce Hizmet gazetesinde, sonra 1891'de kitap olarak yayımlanmıştır. 1911'de İstanbul'da ikinci baskısı yapılmıştır
Bu video, Pelin Esmer'in yönettiği ve Barış Bıçakçı'nın senaryosunu yazdığı 2017 yapımı film "İşe Yarar Bir Şey" hakkında detaylı bir inceleme sunuyor. Filmde Leyla (Başak Köklükaya), Canan (Yasemin Kılıç) ve yatalak hasta Yavuz adlı karakterler yer alıyor.. İnceleme, tren yolculuğu sırasında Leyla ve Canan'ın karşılaşması ve Yavuz'un hayatına son vermeyi istemesi etrafında dönen hikayeyi anlatıyor. Film, hayat ve ölüm temalarını, edebiyat ve şiir aracılığıyla ele alıyor ve Leyla'nın şiirleri üzerinden mutsuzluk ve özgürlük konularını işliyor.. Videoda filmdeki sinematografi, renk kullanımı ve görsel tarz detaylı olarak ele alınıyor. Ayrıca, Yavuz'un evinde geçen sohbetlerde Mayakovski, Lorca, Rimbaw, Bodler gibi şairlerden ve Cortazar gibi yazarlardan bahsedilerek edebiyatın ve sanatın hayatın son anlarında bile önemine vurgu yapılıyor. Film, "Bir Gün Daha Uzatmaya Çalışanlar" adlı bir eser olarak tanımlanıyor ve perdeye çarpan lodosunun tülleriyle son buluyor.
Mahkeme üyesi İvan İlyiç 4 Şubat 1882'de öldü. Ölüm haberi mahkeme üyeleri ve dostlarını derinden etkiledi. Cenaze töreni cuma günü öğleden sonra saat birde yapılacaktı
Bu video, 1942 doğumlu, 44 yıl öğretmenlik yapmış ve 2007'de emekli olmuş Cengiz Amca (Sinüüt Amca, Kırlangıç Dede olarak da bilinen) ile yapılan bir röportajdır.. Videoda öncelikle kırlangıç otu bitkisinin çeşitli sağlık sorunlarına faydaları anlatılmaktadır. Cengiz Amca, Maria Tereben adlı Avusturyalı bir doktorun kitabından öğrendiği bu bitkinin gözlük kırma, sinüzit, baş ağrısı, migren, görme sorunları, karaciğer yağlanması, kaşıntı, yara iyileştirme, kulak çınlaması, tırnak mantarı, ayak mantarı ve pişik gibi rahatsızlıklara iyi geldiği bilgisini paylaşıyor.. Videoda ayrıca Cengiz Amca'nın hayat ve ölüm hakkındaki düşünceleri de yer alıyor. İnsanların zannettiği dükkanlar ve atölyelerde öleceklerini, gençliğinin, tatlarının ve heyecanlarının gideceğini, zamanın her gün insanları "binanın taşları gibi" döktüğünü vurgulayan monolog şeklinde bir bölüm bulunmaktadır.
Bu video, bir Türk dizisinden bir sahneyi göstermektedir. Sahne, Eyşan, Cengiz, Can ve bir doktor karakterlerinin yer aldığı dramatik bir olayı konu almaktadır.. Sahne, Eyşan'ın öldürülmesi ve sonrasında kurtarılması etrafında şekillenmektedir. İlk bölümde bir karakter Cengiz'i yakalamayı ve öldürmeyi planlamaktadır. Daha sonra Eyşan'ın öldürülmesi ve Can'ın onu kurtarmaya çalışması gösterilmektedir. Son bölümde ise Eyşan'ın aslında hayatta olduğu ortaya çıkar ve bir doktor tarafından kurtarılması için mücadele edilmektedir.
İbn Sînâ'ya göre ruh, bedene hayat verip onu yönetmektedir. Ruhun asıl yeri kutsal alemdir. Ölüm, ruhun beden kafesinden kurtulmasını sağlar. Ölüm bir yok oluş değil, hakikatleri görme imkanıdır
Ayfer Tunç 1964'te Adapazarı'nda doğdu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. 1989'da Yunus Nadi Öykü Armağanı'nı kazandı
Bu video, bir aile hikayesini anlatan dramatik bir film veya dizi sahnesidir. Hikayede Osman, annesi, Veli ve Hacı İlyas gibi karakterler yer almaktadır.. Video, bir ailenin ekonomik zorluklarla mücadele ettiği ve Kurban Bayramı'nda yaşanan olayları konu alıyor. Osman'ın hastalığı, ailenin borç sorunları ve yeni bir bebeğin geleceği gibi konular işleniyor. Bayram namazı sırasında Osman'ın vefat etmesi ve ailenin bu habere verdiği tepki hikayenin ana olayını oluşturuyor. Video, Hacı İlyas'ın "Kurban Bayramı mübarek olsun" sözleriyle sona eriyor.
Bu video, bir kişinin iç dünyasını yansıtan monolog formatında bir anlatım sunmaktadır. Konuşmacı, çiftçiliği sevdiğini belirten ve kendisini "hayalet" olarak tanımlayan biri olarak görünmektedir.. Video, konuşmacının insanların kendisine inanmadığını, ancak babasının verdiği sözü hatırladığını ve sonunda "burada" olduğunu ifade etmesiyle başlar. Anlatım, ebeveynlerin çocuklarının ölümünü görmemesi gerektiği düşüncesiyle devam eder ve konuşmacı, kendi çocuklarının yanındayken Brandi'nin tek başına bir galaksinin koruyucusu olduğunu belirtir. Video, yeni bir yuva ve güneşi altında kış uykusuna hazırlanma anlayışıyla sona erer.
Bu video, bir Türk komedi dizisinin bölümüdür. Dizide Veli Baba, Sabit, Berat, Asiye, Sansar, Recep, Ayten, Meryem, Remzi, Cansu, Zeliha, Haydar ve Koç gibi karakterler yer almaktadır.. Dizinin ana teması hayatın kısa olduğu ve ölümün herkesi beklediği mesajıdır. İlk bölümde günlük hayattan komik durumlar ve karakterlerin ilişkileri gösterilirken, sonraki bölümlerde Recep ve Koç'un hastalıklarından dolayı iki haftalık ömürleri kaldığını öğrenmeleri ve bunun üzerine gelişen olaylar anlatılmaktadır.. Dizide ayrıca karakterlerin duygusal anları, ilişkileri ve ölüm sonrası planları da ele alınmaktadır. Koç'un hastalığını öğrenen Meryem'e sevgisini itiraf etmesi, Recep'in Meryem'e evlenme teklifi yapması ve karakterlerin bu duruma tepkileri gibi dramatik sahneler de bulunmaktadır.
Bu video, Türk sinemasının önemli isimlerinden Kemal Sunal'ın hayatını ve ölümünü anlatan bir belgesel formatındadır. 10 Kasım 1944 doğumlu olan Sunal, tiyatro ve sinema ile iç içe yaşayan bir sanatçıdır.. Video, Kemal Sunal'ın son filmi "Balalayka" ile ilgili detayları anlatmaktadır. 2000 yılında çekilecek olan bu filmde, babalarının ölümüyle bir araya gelen üç erkek kardeş rolünü canlandırmak üzere olan Sunal, uçak yolculuğu sırasında kalp rahatsızlığından dolayı bayılır ve 3 Temmuz 2000'de hayatını kaybeder. Video, Sunal'ın son filmi hakkında bilgiler vererek, onun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bu yapımın 2002 yılında Gökçeada Film Festivali'nde en iyi film ödülünü aldığını da belirtmektedir.
Bu video, 62 yaşındaki pankreas kanseriyle mücadele eden Jim adlı bir adamın ve ailesinin duygusal hikayesini anlatan bir belgesel formatındadır. Jim'in 11 yaşındaki kızı Jose ve eşi de hikayenin ana karakterleridir.. Video, Jim'in bir yıl ömrü kaldığını öğrenmesi ve son dileği olan kızını gelinlik giyerek görmek istemesiyle başlar. Aile, fotoğrafçı Villatora'nın önerisiyle bir düğün töreni düzenleyerek Jim'in son dileğini yerine getirir. Bu özel tören, Jim'in üç ay sonra kanserle mücadelesini kaybederek vefat etmesine kadar ailenin son günlerini anlatır. Video, hayat ve ölüm hakkında derin düşüncelere neden olan duygusal bir anlatı sunar.
Bu video, bir şiir okumasını içermektedir. Şiirde bir oğul, annesine son mesajını vermektedir.. Şiir, oğlunun annesine "beni burada arama, arama ne" diyerek başlar ve "saçlarına yıldız düşmüş, koparmam ne ağlama" nakaratıyla devam eder. Şiirde oğul, ölümünü, annesine son mektubunu yazamadığını, yaşamak ve ölmek arasındaki garipliği anlatır. Pir Sultan, Şeyh Bedrettin gibi tarihi şahsiyetlerden bahsederek, ülkenin önünde suçlar varken kendi hayatını feda ettiğini ifade eder. Şiir, "bir sabah çıka gelirim bir sabah anne" sözleriyle son bulur.