Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Pelin Esmer'in yönettiği ve Barış Bıçakçı'nın senaryosunu yazdığı 2017 yapımı film "İşe Yarar Bir Şey" hakkında detaylı bir inceleme sunuyor. Filmde Leyla (Başak Köklükaya), Canan (Yasemin Kılıç) ve yatalak hasta Yavuz adlı karakterler yer alıyor.
- İnceleme, tren yolculuğu sırasında Leyla ve Canan'ın karşılaşması ve Yavuz'un hayatına son vermeyi istemesi etrafında dönen hikayeyi anlatıyor. Film, hayat ve ölüm temalarını, edebiyat ve şiir aracılığıyla ele alıyor ve Leyla'nın şiirleri üzerinden mutsuzluk ve özgürlük konularını işliyor.
- Videoda filmdeki sinematografi, renk kullanımı ve görsel tarz detaylı olarak ele alınıyor. Ayrıca, Yavuz'un evinde geçen sohbetlerde Mayakovski, Lorca, Rimbaw, Bodler gibi şairlerden ve Cortazar gibi yazarlardan bahsedilerek edebiyatın ve sanatın hayatın son anlarında bile önemine vurgu yapılıyor. Film, "Bir Gün Daha Uzatmaya Çalışanlar" adlı bir eser olarak tanımlanıyor ve perdeye çarpan lodosunun tülleriyle son buluyor.
- 00:26Film Tanıtımı
- Film, nihai bir amaç için yolları kesişen iki insanın hikayesini anlatıyor.
- Pelin Esmer'in yönettiği, Barış Bıçakçı ile senaryosuna dahil olduğu 2017 yapımı bir film.
- Filmde sürekli şiirler okuyan Ignath'ın şair babasının yerini bu kez avukatlık mesleğinin yanında tanınmış bir şair olan Leyla alacaktır.
- 01:22Karakterler ve Hikaye
- Yatalak hasta Yavuz, hayatına son vermek istiyor ancak bunu kendi başına yapamıyor.
- Canan, sevmediği hemşirelik mesleği yüzünden genç yaşta çok ölüm görmüş ve aslında oyuncu olmak istiyor.
- Leyla, hukuk fakültesini bitirmiş bir şair ve tren yolculuğunda Canan'la tanışıyor.
- 03:10İntihar Olgusu
- Yavuz'un hayatına son vermek istemesi ve bunu doktor arkadaşı tarafından Canan'a para karşılığında yaptırması hikayenin merkezi.
- Filmdeki intihar olgusu, Abbas Kiarostami'nin "Kiraz'ın Tadı" filmindeki intihar ile benzerlikler gösteriyor.
- Film, Yavuz'un kararı doğrulamıyor ne yanlışlıyor, izleyicileri bu tercihe sessizce teslim olmaya davet ediyor.
- 05:08Filmin Anlamı
- Film adı "Sen olsan ne yapardın?" olarak sorgulama yaparak izleyiciyi hikayeye dahil ediyor.
- Yavuz'un ölüp ölmemesi hikayeyi veya izleyicileri bir yere götürmüyor, sadece var olma ve olmama meselesinin inceliğini ele alıyor.
- Film, varoluş sorunsalı bağlamında intihara meyil sebeplerini farklılık gösteriyor.
- 06:11Sinematografi ve Görüntü
- Film, derin, çarpıcı ve sıradışı hikayesi yanında o mükemmel sinematografisiyle de öne çıkıyor.
- Trenin camından görünen hayata bakan gözler, ikinci bir sinema perdesine dönüştürüyor.
- Perin Esmer'in Türkiye'nin en iyi görüntü yönetmenlerinden olan Gökhan Tiryaki ile girdikleri renk cümbüşü çabası göz kamaştırıcı.
- 07:14Tren Yolculuğu
- Filmde trenin içine sıkışmadan, pencereden akan hayata bakan bir bakış açısı sunuluyor.
- Tren yolculuğunda çeşitli insanlarla karşılaşma ve duygusal bağlantılar kuruluyor.
- Leyla ve Canan, Yavuz'un hayatına son vermeye İzmir'e doğru yol alıyorlar.
- 09:40Film Değerlendirmesi
- Film, bir şiir gibi okunuyor ve izleniyor, melankolik iç sesin peşinden rüya renkli kadrajların izini takip ediyor.
- Şiirsel sinemanın insanlara iyi gelen duygusuna çok acıktığımızı hatırlatıyor.
- Son yirmi yılımızın ürkek, meraklı ve umut eden insan siluetlerinin yeniden umutlanmaya ihtiyacı olduğunu anımsatıyor.
- 11:13Yavuz'un Ölüm Döşeğindeki Son Günleri
- Yavuz, canan'dan önce eve giren leyla'yı tanır ve bir şairin rızasıyla ölmeye gideceğini söyler.
- Dışarıda bekleyen Canan kaçmaya çalışır ama hangi duygusuna yenildiğini bilmeden geri döner.
- Cellat mı, kurtarıcı mı olacaklarına kendilerini bile ikna edememiş iki kadın, bir gözlemci, biri uygulayıcı olarak Yavuz'un ölüm döşeğinin başında yer alırlar.
- 11:41Leyla'nın Kitabı ve Yavuz'un Fikirleri
- Leyla'nın ilk kitabı olduğu ve beşyüz adet olan kitabın basın masraflarını kendisinin karşıladığını anladığımız hızlı otobiyografiden bahsedilir.
- Yavuz, fotoğraf makinesinin on saniyelik geri zaman ayarını yapıp denklanşöre basıp kadrajda yerinizi alana kadar kim bilir hangi mutsuzluk çerçevesine basılıp duvara asılmış ve pişmanlık fotoğrafı oluvermişsinizdir diyerek hayata bakışını açıklar.
- Yavuz ve Leyla, bir yandan okuyan, bir yandan yazan olarak ayrışmayı yaşamın bütünselliğine dönüştürüp birbirlerine tamamlayıcı olurlar.
- 13:24Yavuz'un Son Kararı
- Tüm evi saran duvar saatinin zamanı dolan Yavuz'un kalbiyle birlikte atar gibi tedirgin tik taklarını duyarken, gitmek isteyen Leyla'yı biraz daha kalması için ikna eder.
- Yavuz, Hüseyin'in mektubunu okumak istemez, belki canını yakacağından veya onu kararından vazgeçirebilme ihtimalinden ötürü.
- Yavuz'un büyüklüğü, hayatına son verme isteğini başında bekleşen bu iki insana dramatize etmeden, onların Yavuz'u değil de, Yavuz'un onları yolcu edecekmişçesine gösterdiği vakurlukta yatarken görülür.
- 14:25Leyla'nın Psikanalizi ve Yavuz'un Varoluşu
- Filmde sıkça görülen karga metaforu bu kez Yavuz'un balkonundadır ve Yavuz, Leyla'nın fazla korunaklı ve kaçkın olduğunu söyler.
- Yavuz, bir turizm şirketinin kaplıcaları için kendisini arayan müşteri temsilcisiyle az sonra ölecek birisi gibi değil de yaşayan ve daha hayli yaşayacak tüm o güzel duyargaları ile konuşur.
- Yavuz, başındaki iki kadına "Çok zor olduğunu biliyorum. Kendim yapabilsem sizi hiç uğraştırmazdım" der.
- 16:28Leyla ve Canan'ın İlişkisi
- Yavuz, Canan'dan mektubu Leyla'ya vermesini ister ve Leyla'nın şair olduğunu öğrenen Canan şaşırır.
- Leyla, "Arayınca bulmaya odaklanıyor insan. İleriye odaklanıyor. Öteye bakmaktansa sağıma soluma bakmayı tercih ediyorum galiba" der.
- Canan, bu samimi ve doygun sohbetten onların daha önceden bir yerlerde tanıştığı izlenimine kapılır.
- 17:49Yavuz'un Son Günleri
- Yavuz'un son günlerinde, biri başucunda kalbinizi yavaşlatıp durduracak ilacı hazırlarken, bir diğeri Cortazar'ın bir öykü kitabından dünyadaki tek ölümünün kendisi olduğunu sanan bir adamın hikayesini anlatmaya başlar.
- Leyla'nın öykülerinde görünen her şeyin altında gizli, karmaşık ve zor başka manalar ve ifadeler arayan, gerçekle fantastiği olağandışı bir potada harmanlayan Cortazar'ın bir sarıçiçek öyküsünden dem vurması boşuna değildir.
- Leyla, "Yarın yine gelelim mi?" diyerek bir gün daha uzatmaya çalışırken, Yavuz "Bugün yetmedi, yarın yine işe yarar bir şey yapalım" diyerek filmin adını ilk kez zikreder.
- 19:05Bir Gün Daha Uzatma
- Canan'ın pek hoşuna gitmese de onu Leyla'nın otelinde kalmaya ikna ederler ve bir gün daha uzayabilmiş bir hayatın sevincini yüreğimize bırakarak evden ayrılırlar.
- Otelin duvarında tüllenen epriye epriye dalgalanarak raks eden bir yansıma üzerine yattıkları yerden konuşurlar.
- Leyla, yirmibeş yıl sonra yeniden göreceği arkadaşlarının davet yemeğine hazırlanırken, geceye, onun renk, ahenk ışıklarına seslenir.
- 20:43Masa Sahnesi ve Leyla
- Masa sahnesi, romans diye anılan ve basit, gündelik bir kaç satırla açılır.
- Yaşamın sıradanlığının farkındalığına varamayacak kadar kendini yıllara nazaran geliştirip değiştirmemiş insanlar, uzun evliliklerini milletvekili onayıyla taçlandırıp övünürler.
- Orta yaşın kıskacında sıkışıp kalmış ruhlarına iyi gelebilecek tek şey başkalarının hayatlarıdır.
- 21:34Leyla'nın Özgürlüğü
- Kadınlar Leyla'yı çekiştirip dururken, farkında olmadan onun özgür hayatına imrenirler.
- Leyla'yı onlar için bir mit haline getiren şey sanattır, sınır tanımayan o özgür vatanı vardır.
- Evlilik gibi iki insanın ömürlerine sadık kalınabileceği yalanına kendilerini inandırmış, mutsuzlukla ite kaka devam etmeye uğraşan zavallılar vardır.
- 22:51Masadaki Arkadaşlar
- Leyla, masada soldan sağa akan kadrajla bir bir seyirciye tanıştırılan eski arkadaşlardan.
- Doktor, Leyla'nın platonik olduğu ve onu düşünerek şiir yazdığı anısını, yanındaki karısına pervasızca anlatır.
- Masada, ikinci evliliğini yapmış mutsuz bir kadın, gönül defterini kapadığı için kafası rahatmış gibi yapan bir kadın daha tanışırlar.
- 24:03Masa Şarkısı
- Masada hep bir ağızdan söylenen "Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler" şarkısı, mutsuz hayatlarına binaen hani diye başlayan ve çok uzak bir geçmişte kalmış anların hayal kırıklığının hüzünlü şarkısıdır.
- Masada parlayan, gereksiz şeylerden arınıp bir çeki düzene giren, küflenmiş yaşamın üstünde kalan Leyla'nın şiiridir.
- 24:55Leyla'nın Şiiri
- Leyla'nın şiiri "Baktım rüzgarsın sen, baktım çamaşır ipini zorluyorsun" başlıklı bir şiirdir.
- Şiirde "Biz satranç oyuncusuyuz sevgilim, üzerinde kara bir leke" ve "İnanmıyoruz ceketlere, düğmelere inanmiyoruz takvimleri savurarak gelen geleceğe" gibi ifadeler kullanılır.
- Şiir, "Bir gün daha yaşamak için bir neden" ile devam eder ve Yavuz'un evinde bitirilir.
- 27:20Son Kez Aynaya Bakar
- Son kez aynaya bakan Leyla, Yavuz'un ikinci güne ertelediği ölüm evinde bulunur.
- Yavuz, iki kadının dönüş yolunu, tren güzergahını ve trenin kaçta olduğunu sorar.
- Perde tüllenirken, perdenin ardında tüm albenisi ile devam eden yaşam buğulanır ve perde kapanır.