Buradasın

Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı ve Türk Mutfağı Üzerine Sohbet

youtube.com/watch?v=foVwZc1XO_g

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Kayseri'de düzenlenen gastronomi turizmi çalıştayında gerçekleştirilen bir röportaj ve sohbet programıdır. Videoda Kayseri Valisi Şeyhmus Günaydın, Türkiye Gazetesi yazarı Adnan Şahin, Nihan Sultan, şefler Cüneyt Hasan Hoca ve Eyüp Kemal Şef, "Seyyar Fakir" programının sunucusu ve diğer konuklar yer almaktadır.
Program, Kayseri mutfağının önemi, Osmanlı saray mutfağı, modern yemek kültürü ve gastronomi turizminin Türkiye'deki yeri üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar, Anadolu mutfağının değerini vurgulayarak, genç nesillerin fast food'e olan ilgisinin yerine kendi kültürlerini ve mutfağını keşfetmeleri gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, Türk mutfağının küreselleşme yerine "küre yerelleşme" felsefesiyle ilerlemesi gerektiği ve geleneksel Türk yemeklerinin gelecek nesillere aktarılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Videoda ayrıca çobanlık sektöründe yaşanan sorunlar, Türkiye'deki çobanların durumu, coğrafi işaretli ürünlerin (Kayseri pastırması gibi) dünya çapında tanıtılması ve kullanılarak yeni reçetelerin geliştirilmesi gerektiği konuları da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, geleneksel beslenme alışkanlıklarının doğaya uygun olduğunu ve modern şeflerin hem akademik bilgiye hem de ustalardan gelen bilgiye sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır.

00:36Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı: Kayseri'de gastronomi turizmi çalıştayı düzenleniyor ve Türkiye Gazetesi yazarı Adnan Şahin ile Nihan Sultan misafir olarak yer alıyor.
Kayseri Valisi Şeyhmus Günaydın Beyefendi de toplantıya katılmış durumda.
00:57Anadolu Mutfağı ve Fast Food: Konuşmacı, özellikle Ortadoğu'ya gittiğinde kendilerine ait çok şey gördüğünü belirtiyor.
Fast food ve hızlı pişirilen yemeklerin genimize bozukluklar sebebiyet verdiği ifade ediliyor.
Keşkek'in Anadolu'nun en kadim yemeği olduğu ve "hangi saat" olarak sabah yedilmesinin tarlaya gitmek için gerekli olduğu vurgulanıyor.
01:59Kayseri Kale Restorasyonu: Kayseri'deki kalede restorasyon çalışmaları tamamlanmış durumda ve iç mekanı çok güzel hale getirilmiş.
Kalede her akşam mehter etkinlikleri düzenleniyor ve halk turistler toplanıp dinletiye katılıyor.
Mehter takımı her gün dört ile altı arasında halka konser veriyor ve tarihi bir ortamda tarihi müzik sunuyor.
03:26Gastronomi Turizmi ve Anadolu Mutfağı: Kayseri'de gastronomi turizmi çalıştayı devam ediyor ve Türkiye Gazetesi yazarları misafir olarak konuk ediliyor.
Turizmin basit bir turizm olmadığını, dünyaya mutfağımızı tanıtmak için çok önemli bir araç olduğu belirtiliyor.
Anadolu mutfağının Osmanlı saray mutfağı ve fethettiği yerlerden beslenerek oluşturulmuş bir mutfak olduğu vurgulanıyor.
04:19Genç Nesiller ve Fast Food: Fast food ile yetişmiş genç nesillerin yemeği sadece yemekten ibaret sayamadığı belirtiliyor.
Hızlı tüketim her konuda söz konusu olduğundan, yemekte de bir ruh olduğunu anlayamadıkları ifade ediliyor.
Bu tür çalışmaların desteklenmesi gerektiği ve özellikle uluslararası anlamda kendi kültürümüzü tanıtmamız gerektiği vurgulanıyor.
04:51Sultan Abdülhamid Han'ın Mutfak İlişkileri: Sultan Abdülhamid Han'ın tasarruftan yana olan, sağlığa ve tutumluluğa önem veren bir padişahtan bahsediliyor.
Sultan Abdülhamid Han'ın kendi sebzesini ve meyvesini saray bahçesinde yetiştirmekten hoşlandığı belirtiliyor.
Sultan'ın soğanlı yumurtayı seven, çileği çok seven, öğle yemeğini biraz daha ağır, akşam yemeğini çok hafif hoşaflarla geçiştiren bir padişah olduğu anlatılıyor.
05:59Osmanlı ve Anadolu Mutfağı: Osmanlı saray yemeklerinin sade yağlarla, tatlılarının susam yağlarıyla yapıldığı belirtiliyor.
Anadolu mutfağının Osmanlı mutfağına nazaran daha hafif yemekler içerdiği vurgulanıyor.
Bu tür organizasyonların desteklenmesi gerektiği, gençlerin kendi kültürlerini öğrenmeleri için önemli olduğu ifade ediliyor.
06:50Kayseri Mutfağı: Konuşmacı, eti seven biri olarak pastırmayı sevdiğini belirtiyor.
Türk mutfağında kebap dışında çok lezzetli tencere yemeklerinin varlığı vurgulanıyor.
Kayseri mutfağının mantının yanı sıra çok zengin olduğunu ve Anadolu mutfağının bir parçası olduğunu ifade ediliyor.
07:44Türk Giyim Tarzı ve Mutfak: Konuşmacı, giyim tarzının yeni bir moda olmadığını, Türkiye'nin yüz yıl öncesine kadar normal giyim tarzı olduğunu belirtiyor.
Mutfakta olduğu gibi olayı olduğu gibi anlatmak, üzerinde yorum yapmamaya çalışmak felsefesinden doğan bir durum olduğu vurgulanıyor.
Günümüzde sadelik aranılan bir özellik haline geldiği ve geleneksellik gereği olduğu belirtiliyor.
09:17Kayseri Mutfağı Çalıştayı: Kayseri'de gastronomi turizmi çalıştayı düzenleniyor ve Türkiye'nin birçok yerinde benzer etkinlikler başlamış durumda.
Çalıştayın amacı Kayseri mutfağının envanterini anlamak ve dışarıdan bakışıyla ne olduğunu tespit etmek.
Önce envanter çalışmalarını güçlendirecek çalışmaları yapılıp sonra eğlence kısmına geçmek gerektiği vurgulanıyor.
10:52Gastronomi ve Şehir Tanıtımı: Son yıllarda şehirler, kendilerini anlatmak ve öne çıkarmak için gastronomiyi fark ettiler.
Anadolu'daki şehirlerde en önemli değer gastronomidir çünkü yüzlerce, binlerce yıl boyunca birçok halkla bir arada yaşamış ve bu kültürlerin bir araya gelmesiyle dünyanın en mükemmel lezzetlerine ulaşmışlardır.
Kayseri gibi şehirler, yüzlerce yemeği olan zengin bir mutfakla bu yarışın içinde başarılı olabilmek için bürokrasi, kaymakam ve belediye başkanı üçlü uyum içinde çalışmalıdır.
12:16Sosyal Medya ve Gastronomi: İnsanlar artık kendi hesaplarından evlerindeki mutfağı paylaşıyorlar, bu güzel bir şey ancak bazı şefler ve ustalar yemeği çok farklı hale sokmaya başlamıştır.
Sosyal medya doğru kullanıldığında muhteşem bir şey olabilir, yanlış kullanıldığında ise mide bulandırıcı bir duruma gelebilir.
İnsanlar işlerini en iyi yaparak yarışın içinde olmalı ve böylece kaliteli ürünler üretebilirler.
13:12Gastronomi Eğitimi ve Mesleki Yol: Gastronomi mesleğini öğrenmek isteyenler için alaylı ve okul olmak üzere iki yol vardır.
Bu işi sevmezseniz, para kazanmak için yaparsanız başarılı olamazsınız, hem para kazanamazsınız hem de mutsuz olursunuz.
Türkiye'de yüzlerce genç, Ortadoğu, Almanya, Rusya gibi ülkelerde katma değer üretiyor ve bu alanda önemli işler yapıyorlar.
15:08Kayseri'nin Gastronomi Çalıştayı: Kayseri valisi, şehrin binlerce yıllık geçmişi ve tarihsel süreç içerisinde yaşayan medeniyetlerin oluşturduğu yemek kültürüne sahip olduğunu belirtiyor.
Gastronomi artık hem Türkiye'de hem de dünyada önemli bir turizm potansiyeli oluşturmuş durumda.
Kayseri, bu pazardan daha fazla pay alabilmek için çalıştay düzenlemiş ve bundan sonra etkinliklerle Kayseri mutfağını hem ülkemize hem de dünyaya tanıtacaklar.
17:51Kayseri'nin Tarihi ve Gastronomik Zenginliği: Kayseri geçmişten beri gastronominin merkezi olmasına rağmen, pazarlama ve kamuoyuyla paylaşım konusunda bir miktar gecikmiş durumda.
Kayseri, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin eserlerini bir arada barındıran, tüm medeniyetlerin beşiğine gelmiş durumda.
Gastronomi insanlık tarihi kadar eskidir ve çeşitli medeniyetlerin tattırdığı tatların en zengin şekliyle Kayseri'de sunulması doğal bir şeydir.
21:03Önemli Misafirlerle Sofra: Konuşmacı, ağır bir sofrada olduğunu ve önemli misafirlerle birlikte olduğunu belirtiyor.
Sofrada Nihan Sultan, Adnan Bey, Eyüp ve Cüneyt şefi gibi kıymetli misafirler bulunuyor.
Konuşmacı, Kayseri'nin mantısının sofrada olacağını ve muhteşem bir muhabbetin gerçekleşeceğini söylüyor.
22:06Misafirlerin Tanıtımı: Hanımefendi, Malum Hanedan soyundan Ilhan Hanım olarak tanıtılıyor.
Eyüp, milli takımın ilk kaptanlarından biri olarak ve mutfak adına ciddi isimlerden biri olarak tanıtılıyor.
Konuşmacı, Anadolu mutfağını genç şeflere sevdiren biri olarak tanıtılıyor.
23:01Osmanlı Mutfağı ve Modern Mutfağın Karşılaştırılması: Osmanlı mutfağı, dönem mutfağı ve saray mutfağı olarak farklı olarak değerlendiriliyor.
Konuşmacı, kültür ve tarihe ait tatları tatmayı ve günümüze taşımayı önemli buluyor.
Kapitalizm mutfağı olarak tanımlanan fast food ve hızlı tüketilen besinlerin gençlerin sabırsız ve sinirli olmasını sağladığını belirtiyor.
24:16Yemek ve İnsan İlişkisi: "Ne yerseniz o olursunuz" ifadesi vurgulanıyor ve sindirim bozukluğunun kafa ve ruh hali üzerindeki etkisi anlatılıyor.
Modern ürünlerin (et, süt, meyve, sebze) farklı olması ve bunların farklı şekilde pişirilmesi sonucu insanların da farklı olması gerektiği belirtiliyor.
Anne figürüne önem veriliyor ve anne çocuğun doğurup büyüttüğü, yedirdiği ve içirdiği için onun karakterini şekillendirdiği vurgulanıyor.
27:02Anne ve Yemek İlişkisi: Anne figürüne "dünyanın her şeyi" ve "aşk" olarak nitelendiriliyor.
İlk ustamızın annemiz olduğu ve annenin evde yapmış olduğu yemeklerin bereketli ve kutsal olduğu belirtiliyor.
Hızlı tüketimin artması insanları sevgiyle pişen yemeklerden uzaklaştırdığı ve bununla birlikte stresli bir toplum ortaya çıktığı vurgulanıyor.
28:23Et ve Sağlık İlişkisi: Et yemeyen insanların uzun süre et yemeyince unutkanlık yaşadığı belirtiliyor.
Osmanlı sarayında en çok küçükbaş hayvan ve balık tüketildiği, Fatih devrinde balık en çok tüketildiği, Osmanlı dönem mutfağında ise ay av hayvanlarının en çok tüketildiği anlatılıyor.
Nihan Hanım, Osmanlı'da koku ilmi ile ilgileniyor ve misk, gül, amber ve kahve gibi kokuların tatlılarda ve ilaçlarda kullanıldığı belirtiliyor.
30:44Osmanlı Mutfakı ve Devlet Desteği: Osmanlı'nın birçok şeyinden faydalanamadığımız gibi, geleneksel mutfak çalışanlarını desteklemesi gerekiyor.
Türk mutfağı yurt dışında sadece kebaptan ibaret olarak biliniyor, bu durumun değişmesi için devletin uluslararası anlamda destek olması gerekiyor.
Osmanlı saray yemekleri yarışması gibi etkinliklerin tekrar canlandırılması öneriliyor.
32:06Küçükbaş ve Büyükbaş Gelenekleri: Osmanlı'nın Orta Doğu'ya gitmesi nedeniyle orada birçok Türk gelenek ve yemeği görülebiliyor.
Anadolu'da salam, sosis, sucuk dışında küçükbaş (koyun eti) hakim durumda çünkü coğrafya küçükbaşa uygun yapıya sahip.
Küçükbaş'ın taşınabilirliği de önemli bir avantajı olarak belirtiliyor.
33:11Pastırmanın Tarihi: Selçuklular döneminde Anadolu'ya getirilen "basma" (bugünkü pastırma) et kurutarak yapılan bir yöntemdi.
Atalarımız eti tuzlayarak, koyarak ve basarak koruyarak uzun mesafelerde taşımışlar.
Kayseri, bugünkü pastırmanın en iyi yapıldığı ve dünyada en iyi haline geldiği yer olarak belirtiliyor.
35:14Kayseri'nin Mantısı: Kayseri, mantının kalbi olarak tanımlanıyor ve burada klasik Kayseri mantısı ile açık mantı (tepsi mantı) sunuluyor.
Açık mantı aslında Bilecik'in mantısı olarak belirtiliyor, çünkü ilk Türk mantısı kapamadan yani ağzı açık mantı olarak biliniyor.
Mantı konusunda farklı soslar, sunum teknikleri ve doldurma teknikleriyle küreselleşmeyi "küre yerelleşme" olarak adlandırıyorlar.
38:43Ete Verilen Değer: Saraya et veren bir işte celebin torunu, saraya et verdiği karşılığında Üsküp'te kendisine köy verilmiş.
Sultan Abdülaziz döneminde, padişaha kötü haber verilirken "elini suyla bağlama" deyimi kullanılmış, böylece padişahın hiddeti azalması için zaman kazanılmış.
Devletin geleneksel mutfak çalışanlarına ve topraklarında bu işi yapanlara uluslararası anlamda destek olması gerektiği vurgulanıyor.
41:15Eğitim ve Geri Dönüş: Doğal bir süreç değil, eğitim ve doğru bilgilerin verilmesiyle geri dönüş sağlanabilir.
Konuşmacı, et konusunda son yıllarda Cüneyt Hoca ile bir çığır açtıklarını belirtiyor.
Çobanların durumu kötüleşmiş, kızları evlenmek istemiyor ve "kokuyorsun" diye eleştiriliyorlar.
41:55Çobanlık Sektöründeki Sorunlar: Türkler çobanlık yapmıyor, 4-5 bin lira para karşılığında Afganlar ve Suriyelilere bu işi yaptırıyorlar.
Çobanlar için bu para büyük bir gelir olmasına rağmen, Türk çobanları "yetim öksüz" duruma düşmüş.
Çobanlığa ilgi kalmamış, ancak şeflik yarışmaları gibi üreticilerle ilgili yarışmalar yapılması öneriliyor.
Arz ve talep denge sorunu var.
42:22Şeflik ve Kasaplık Mesleği: Konuşmacı, kasaplık mesleğinin saygınlığını kazanması ve üniversite okumuş kızların kasap olmak istemesi konusunda konuşuyor.
Şeflerin iki farklı türü var: akademik bilgiye sahip ancak pratikte yetersiz olanlar ve dünyadan uzak yaşayanlar.
Yeni şeflerin hem ustalarından bilgi almalı hem de yabancı dil bilmeli ve dünyaya entegre olmalı.
43:40Anadolu Mutfağı ve Beslenme Gelenekleri: Türkiye, annelerle dolu bir ülke olup, beslenme geleneklerinin ana tarafından aktarıldığı vurgulanıyor.
Anadolu'da iki öğün yeme geleneği var: sabah kahvaltı ve öğle yemeği.
Sabah öğünü güçlü olmak zorunda çünkü insanlar tarlaya gidebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar.
45:18Doğa ve Beslenme İlişkisi: Anadolu insanı güneşle yaşamayı öğrenmiş, güneş batınca yemek yemeyi tercih eder.
Türkiye'nin büyük sorunu, Anadolu'nun gelenek ve kültürlerinin cahillikten kaynaklandığı zannedilmesi.
İnsanların doğayla yaşamayı öğrenmesi ve ot bilgisinin önemini vurguluyor.
46:51Ahlak ve İş Ahlakı: Diyetisyenlerin sadece insanlar biliyorluklarını tekrarladığını ve bunun ahlaki değil ticari bir sorun olduğunu belirtiyor.
Dünyanın en büyük sorununun ahlak sorunu olduğunu ve bu sorun çözülürse diğer sorunların da çözülebileceğini söylüyor.
İş ahlakının marka ve başarı için önemli olduğunu, yükseldikçe tevazuya sahip olunması gerektiğini vurguluyor.
47:35Anadolu Bilgisi ve Doğa: Doğada her şeyin bir sistem içinde olduğunu ve başak örneğiyle bilgeliğin ne anlama geldiğini açıklıyor.
Anadolu'nun cahil olmadığı, her şeyi doğadan, tabiattan ve hayatın gerçeğini yaşayarak öğrendiği belirtiliyor.
Güneş doğudukça kalkıp, batınca yatmakın insan sağlığı için en sağlıklı kalkma-yatma saati olduğunu vurguluyor.
49:42Şeflerin Görevi ve Ürünlerin Globalleştirilmesi: Şeflerin geleneksel ürünlerle inovasyon buluşturarak yeni şeyler ortaya koyması gerektiği belirtiliyor.
Fransız şeflerin ürünleri konusunda milliyetçi olduğunu ve Türk şeflerin de bu konuda milliyetçi olmaları gerektiğini vurguluyor.
Coğrafi işaretli ürünlerin ticari olarak üreticilere destek sağladığı ve bunların global piyasalarda da tanıtılması gerektiği belirtiliyor.
52:39Yemeklerin Önemi ve Kültür Değeri: Konuşmacı, yemeğin çocuğun eğitiminde ne kadar önemli olduğunu anlamış ve uygulamaya koyacağını belirtiyor.
Yemeklerin sadece karnı doyurmaya değil, bir medeniyet oluşturmak için taş üstüne taş koyarak ilerlemek için de önemli olduğu vurgulanıyor.
Yemeklerin toplumun hikayesini ve ne kadar güçlü ve köklü olduğunu anlatan bir kültür olduğu ifade ediliyor.
54:48Yemeklerin Ülkü Tanıtımı İçin Önemi: Ülke tanıtımında en önemli faktörün gastronomi yani yemek olduğu hatırlatılıyor.
Masalarda dünyayı topladığımız, sohbetler ve muhabbetlerin olduğu, tüm paylaşımların gerçekleştiği yerler olduğu belirtiliyor.
Yemeklerin ülke tanıtımı için bir numara olduğu vurgulanıyor.
56:12Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı: Kayseri gastronomi turizmi çalıştayında Türkiye Gazetesi yazarı Adnan Şahin ve Miran Sultan ile Kayseri valisi Şeyhimiz Günaydın Beyefendi bir araya gelmiş.
Konuşmacı, Ortadoğu'ya gittiğinde kendilerine ait çok şey gördüğünü belirtiyor.
Fast food ve hızlı pişirilen yemeklerin genizde bozukluklara sebep olduğu, keşkek'in Anadolu'nun en kadim yemeği olduğu söyleniyor.

Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı ve Türk Mutfağı Üzerine Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir