• Buradasın

    Teke Tek Bilim: Felsefe Tarihi ve Bilgi Aktarımı

    youtube.com/watch?v=W9DpPOmRRI0

    Yapay zekadan makale özeti

    • "Teke Tek Bilim" programında Emrah Safa Gürkan, felsefe tarihçisi Ömer Aygün ile felsefe tarihi ve bilgi aktarımı konularını ele almaktadır. Program, akademik bir sohbet formatında gerçekleşmektedir.
    • Video, felsefenin Türkiye'deki popülerliğinden başlayarak, Platon ve Aristoteles gibi antik düşünürlerin felsefi yaklaşımlarını, matbaa öncesi ve sonrası bilgi aktarımının nasıl değiştiğini ve metin kopyalama tekniklerini detaylı şekilde incelemektedir. Konuşmacılar, papirüs, parşömen ve codex formatlarının gelişimini, küçük harflerin icatını, metin kopyalama tekniklerini ve tenkitli neşir (eleştirel basım) yöntemlerini tartışmaktadır.
    • Programda ayrıca Yunan alfabesinin gelişimi, metin kopyalama sürecindeki değişimler, Platon'un fikirlerinin Atina'dan İspanya'ya nasıl ulaştığı ve Batı Avrupa'nın Yunanca'yı unutması gibi konular da ele alınmaktadır. Ömer Baba, felsefe tarihçisinin metodolojisini, papirüslerin önemini ve çeviri sürecini anlatırken, kendisinin de Platon'un "Devlet" eserini çevirmeye çalıştığını belirtmektedir.
    00:27Teke Tek Bilim Programı ve Konuk Tanıtımı
    • Emrah Safa Gürkan, Teke Tek Bilim programına hoş geldiniz diyerek başlıyor.
    • Programda felsefeden bahsedilecek ve konuk olarak bir filozof değil, felsefeci olarak tanımlanan Ömer Aygün ile görüşülecek.
    • Programda Platon ve Aristo'dan bahsedilecek, ancak daha önemlisi bilgi nasıl elde edildiği ve felsefede nasıl aktarıldığı konusu ele alınacak.
    01:11Sosyal Bilimlerde Bilgi Aktarımı
    • Sosyal bilimlerde ve tarihte, her şeyin mükemmel ve beşbin yıldır korunduğu gibi algılanması yaygın bir durum.
    • Konuk, felsefe alanında ince detaycı biri olarak tanıtılıyor ve değerli çalışmalarının olduğu belirtiliyor.
    • Programda Siemens'in sponsor olduğu ve kahve konusunda bir konuşma geçtiği görülüyor.
    01:59Felsefe Tarihçisinin Yaklaşımı
    • Sosyal bilimlerde isimler ve teoriler bilinse de, tam bir resim oluşturmak zordur.
    • Konuşmacı kendisini felsefe tarihçisi olarak tanımlıyor ve Platon ve Aristoteles uzmanı olduğunu belirtiyor.
    • Felsefenin düşmanı klişedir ve insan toplumu klişe üretmekten duramaz.
    04:34Platon ve Aristoteles İlişkisi
    • Konuşmacı Platon ve Aristoteles'i karşı karşıya koyma eğilimine karşı çıkıyor ve onları aynı ailenin çocukları olarak görüyor.
    • Felsefe tarihinde esas cepheleşme Sokrates, Platon ve Aristoteles ile sofistler, atomistler arasında gerçekleşiyor.
    • Atomistlerin bugünkü karşılığı pozitif bilimler, doğalcılık ve deterministik materyalizm olarak tanımlanabilir.
    07:24Platon ve Aristoteles'in Temsil Edilmesi
    • Rafaello'nun 1520'lerde yaptığı freskte Platon gökyüzünü göstererek metafizik ve tanrı'yı, Aristoteles ise bu dünyayı göstererek daha bu dünyalı bir felsefe temsil ediyor.
    • Türkiye'de pek çok insan Platon'u idealizmle, Aristoteles'i ampirisist bir felsefeyle ilişkilendiriyor.
    • Konuşmacı bu temsilin eksik olduğunu, Sokrates'in Platon'un hocası olduğunu ve bu gösterimin Sokrates ile Platon arasındaki bağı yırttığını belirtiyor.
    10:35Felsefe Tarihi ve Tarihçinin Rolü
    • Platon'un Akademisi ve Aristoteles'in okulu, bina değil, bahçe gibi açık havada bir çalışma grubu olarak algılanıyor.
    • Bu ekolde insanları bir araya getiren şey bir doktrin değil, usta-çırak ilişkisi içinde bir araya gelme.
    • Tarihçinin birincil kaynakları okuyan ve çözümleyen biri olması gerekiyor, bu da tarihçinin meteorolojik avantajı olarak görülüyor.
    16:02Kitapların Tarihi ve Değişimi
    • Aristoteles'in fizik kitabı veya Platon'un devlet kitabı gibi eski eserlerin, günümüzde "codex" olarak bilinen rulo halindeki eski formatından farklı olarak, günümüzde farklı bir şekilde sunulmaktadır.
    • Eski kitaplar rulo şeklinde taşınırdı ve bazen etiketler karışabilirdi, bu da kitapların içeriğini karıştırabilirdi.
    • Eski kitaplar (örneğin Nico Mechon eics) 2500 yıl öncesinden günümüze kadar aynı metin olarak gelmiş gibi görünse de, aslında bu metinler zamanla değişmiştir.
    17:36Matbaanın Önemi
    • Matbaa, eski metinlerin nasıl fikselendiği ve nasıl varyasyonlar yaşadığı konusunda en iyi özetleme aracıdır.
    • Matbaa öncesi ve sonrası arasında büyük bir fark vardır ve bu farkı anlamak zordur.
    • Matbaa, cep telefonu gibi hayatımızı değiştiren önemli bir teknolojidir.
    18:05Bilginin Kaydedilmesi ve Aktarılması
    • Bir fikrin, yemek tarifinin veya felsefe doktrininin birkaç yüz yıl yaşayabilmesi için önce kaydedilmesi veya öğrencilerin ezberleyip aktarması gerekir.
    • Bilgi, somon balıkları gibi akıntının tersine doğru gider; kopyalanmazsa çok küçük bir azınlık kalır ve genetik bilgilerini aktaran hayvanlar gibi sonraki kuşaklara aktarır.
    • Bilginin kağıda geçip istinsah edilmesi (kopyalanması) bir süreçtir; ikiyüz yıl sonra tekrar kopyalanması gerekir.
    20:03Papirüs ve Parşömen Teknolojisi
    • Papirüs bitki bazlı bir teknolojidir, sağlam ama pahalıdır ve Mısır tekelinde bulunur.
    • Bergama'da hayvan bazlı parşömen kullanılmaya başlanmıştır; daha dayanıklı olduğu için codex formatı (katlanabilir ciltli kitap) daha kolay yapılabilmektedir.
    • Codex formatı, Hristiyanlığın misyonerlerle yayılmasında büyük pay sahibi olmuştur çünkü misyonerler yanlarında taşıyabiliyor ve atlamalar yapabiliyorlardı.
    22:48Bilgi Aktarımının Zorlukları
    • Platon'un beyninden çıkan bir fikrin matbaaya kadar gelmesi için papirüslerden geçmesi, kendini kopyalaması ve yavru üretmesi gerekir.
    • Parşömen aşırı pahalı olduğu için çok zenginlere hitap etmek gerekir.
    • Büyük filozoflar (Platon, Aristoteles) okulları olduğu için fikirleri kolayca disemine olmuştur, ancak tek başına oturan filozofların (Herakleitos gibi) fikirleri aktarılması daha zordur.
    24:20Bilgi Aktarımının Yolları
    • Platon'un Akademisi 529'da kapatılmış, Platoncular ve Aristocular el yazmalarını eşeklere ve meşelere koyarak Harran'a götürmüşlerdir.
    • Harran'daki okul, Eski Yunanca'dan Süryanice'ye, Süryani Hristiyanlardan Arapçaya olan çeviri hareketinin arasında önemli bir rol oynamıştır.
    • Bilginin aktarımı sadece sözlü değil, yazılı da olmuştur; Sokrates gibi sadece sözlü olarak bilinen filozoflar da olmuştur.
    26:54Tukidides ve Peloponnesos Savaşları
    • Sokrates'in derdi, Atinalı gençler ve Atina'nın akıbeti olup olmadığı sorgulanmalıdır.
    • Tukidides, Peloponnesos Savaşları'nın büyük olacağını anlamış ve "insanlığa bütün sonsuza kadar kalacak bir ders olsun diye" not almaya başlamıştır.
    • Tukidides, o dönem siyaset felsefesi yokken, bir general olarak savaşa karşı yaptığı konuşmaları not almıştır.
    28:00Tukidides'in Eserinin Önemi
    • Tukidides'in eserinde iktidara, güce, demokrasinin artıları eksileri ve demokrasinin zehirlemesine ilişkin dersler bulunmaktadır.
    • Tukidides'in eseri Türkiye'de okunmaktadır, ancak çevirileri kolay değildir ve kısa bir zaman öncesine kadar bulunmamaktadır.
    • Tukidides, felsefe tarihçilerinin mutlaka okuması gereken bir tarihçidir ve siyaset bilimciler için de çok önemlidir.
    30:54Felsefe ve Tarih Arasındaki İlişki
    • Felsefe nihayetinde düşüncelerdir ve bu düşünceleri bugün yaratabiliriz.
    • Kontekst, tarihsel gerçeklikler, kültürel olgular, dil ve kelimeler fikirlere, kavramlara ve argümanlara hizmet etmektedir.
    • Felsefe ve tarih birbirini aksatmadan birbirini tamamlamaktadır.
    32:27Felsefenin Zamanla Değişimi
    • Felsefe zamanla değişmektedir, örneğin kölelik kavramı farklı dönemlerde farklı anlamlara sahiptir.
    • Özgürlük kavramı da zamanla değişmiştir; sadece ellerin serbest olması değil, disiplin ve sorumluluk gerektirmektedir.
    • Felsefe, o dönemin insanlarının anlamladığı kavramları günümüzde de sorgulamaktadır.
    34:24Papirüs Kaynakları
    • Konuşmacı, bir filolog veya paleograf olmadığını ancak alanına hizmet için bu kaynakları kullandığını belirtmektedir.
    • Gösterilen papirüs, İsa'dan önce üç yüzyıl tarihli olup, paramparça olmuş ve hasır gibi görünmektedir.
    • Bu papirüs, Platon'un ölümünden yaklaşık yüz sene sonra yazılmıştır.
    36:04Matbaanın Bilgi Teknolojisindeki Önemi
    • Matbaa, bilgi parçacıklarını ölümsüzleştirdi ve neredeyse tanrılaştırdı.
    • Matbaa öncesi bir kitabı yok etmek kolaydı, ancak matbaa sonrası bir kitabı yok etmek için efor sarf etmek gerekiyor.
    • Matbaa, bilgiyi standartize ederek mekanik ve çok basılarak yayılmasına olanak sağladı.
    37:09Matbaa Öncesi ve Sonrası Bilgi Taşıma
    • Matbaa öncesi bilgi somon balığı gibi bir çiftleşme ile yüzlerce, binlerce yavrusu oluyor ve hayatta kalma ihtimali artıyor.
    • Matbaa öncesi ilkel zamanlarda bilgi taşıma daha zordu, matbaa sonrası ise daha kolay ve yaygın hale geldi.
    • Matbaa öncesi büyük harf ve küçük harf ayrımı yoktu, küçük harf 9. yüzyılda Studios Manastırı'nda USBenski İncili'nde yaygınlaşmaya başladı.
    39:28Matbaa Öncesi El Yazmaları
    • Matbaa öncesi kelimelerin arasında boşluk, aksan ve noktalama işareti yoktu.
    • El yazmalarında harfler üçgen şeklindeydi ve okunması zordu.
    • Papirüsler, kulaktan kulağa oyununda isnad zinciri gibi bir kontrol mekanizması sağlıyordu.
    41:28Papirüslerin Korunması ve Okunması
    • Herculaneum'daki bir villa içindeki papirüsler, Etna Dağı'nın lavlarından dolayı karbonize olmuş ve kömür gibi görünmüştü.
    • Günümüzde MR aletleri ve yapay zeka kullanılarak bu karbonize olmuş papirüsler okunmaya çalışılıyor.
    • El yazmalarında bazen yüzyıllar sonra birisi düzeltmeler yapmış, bu düzeltmelere "manus" denir.
    44:14Manastırlar ve Bilgi Üretimi
    • El yazması üretimi genelde manastırlarda yapılıyordu ve bu önemli bir faaliyetti.
    • Stüdyos Manastırı Fatih'te, Yedikule'de hala ayakta duruyor ve Bizans'taki bilgi üretimi merkezi bir yerdi.
    • Manastır okulları, uygarlığın temelini oluşturan bilginin bir sonraki nesillere aktarılmasında çok önemliydi.
    46:40Eski Alfabeler ve Sayı Sistemleri
    • Eski alfabelerde küçük harfler, kuyruklu a gibi küçük a'ya benzer şekillerde icat edilmiştir.
    • Eski alfabelerde harflerin üzerinde nefes ve aksan işaretleri bulunurdu, bu işaretler okuma aksanı verirdi.
    • Eski sayı sistemleri Roma rakamları gibi harflerle gösterilirdi, ancak Hint-Arap rakamlarına geçildiğinde aritmetik çok daha kolay hale geldi.
    48:48Parşömenler ve Kitapların Değeri
    • Parşömenler hayvan derisinden yapılmış, çok pahalı ve statü göstergesiydi.
    • Matbaa öncesi dönemde kitaplar çok pahalıydı, bir üniversite profesörünün şahsi kitapları sekiz-on kitap civarındaydı.
    • Platon ve Aristoteles gibi büyük filozofların yazıları yüzyıllar sonra kopyalanmaya değer bulunmuş, bu da onların devamlılığını sağlamıştır.
    50:51Kitapların Kopyalanması ve Değerlendirilmesi
    • Matbaa öncesi dönemde çok az kitap olduğu için, Platon ve Aristoteles kitapları sürekli okunup kopyalanmaktaydı.
    • Kopyalanan kitaplar okullarda kullanılırdı ve muhtemelen muhafazaya konulurdu.
    • Kopyalanan metinlerde küçük açıklamalar ve notlar eklenirdi, bu da metin eleştirisi (texture critisizm) olarak adlandırılır.
    53:53Matbaa Dönemi ve Bilgi Çoğaltımı
    • Matbaa döneminde Henricus Stefanos veya Aldus Manutius gibi matbaacılar kurşun harfler kullanarak kitapları basarlardı.
    • Matbaa sayesinde kitaplar yüzlerce, binlerce basılabiliyordu ve mekanik olarak çoğaltılıyordu.
    • Matbaa sayesinde kulaktan kulağa oyununda kişisel, ideolojik veya kişisel sebeplerle yapılan varyasyonlar ortadan kalkmıştı.
    55:45Tenkitli Neşir ve Editörlük
    • Tenkitli neşir (eleştirel basım) yapıldığında, edisyon kritikinde Henricu Stefanos'un sayıları (B4, B5, B6, B7) ve apparatus criticus (diğer el yazmaları, papirüsler, zartlar arasındaki ihtilaflar) kullanılır.
    • Editör, okurun bilmesi gereken bilgileri (yer değişiklikleri, papirüslerdeki eksiklikler) kodlayarak okuyucuya bilgi verir.
    • Eski papirüslerin otoritesi sonraki el yazmalarıyla sarsmak zordur, tıpkı kulaktan kulağa oyununda ikinci üçüncü adamın söylediği şeyin daha muhteber olması gibi.
    58:34Eski Metinlerin Korunması
    • Birbirinden bağımsız kaynakların çaprazlanmasından bilgi elde edilerek, 2400 sene öncesine zaman makinesi ile gidilebilir.
    • Platon'dan 600.000 sözcük, Aristoteles'ten 1 milyon sözcük bulunmakta ve makul şüphe sınırları içerisinde güvenli bir şekilde bu eserler bilinmektedir.
    • Eski metinlerin korunması için matbaa ve iditch pin caps gibi teknolojik gelişmeler önemlidir.
    59:18Eski Metinlerin Yorumlanması
    • Aristoteles'in en büyük yorumcularından İbn Rüşd ve Thomas Aquinas bile Yunanca bilmiyorlardı, bu da eski Yunanca fetişizminin bir karşı argümanı olarak gösterilebilir.
    • Mervekeli William adlı bir adam, Aristoteles'i harfiyen Yunanca'dan Latince'ye çevirmiş ve bu çeviri bugünkü edisyonlarda bile referans olarak kullanılmaktadır.
    • Sokrates'ten hiçbir şey kalmamış, Platon'un ve Aristoteles'in bazı eserleri kayıp veya sadece fragmanlar kalmıştır.
    1:03:23Filozofların Mirası
    • Büyük filozoflar şanslı bir tarafları vardır; bir kurum veya ekol oluşturacaklardır.
    • Hristiyanlık, Platon'la daha çok uyuşurken, Aristoteles'in fikirleri Hristiyanlıkla tam olarak uyumlu değildir.
    • Hristiyanlık, Aristoteles'e yaratıcı tanrı, kıyamet, yargılayıcı tanrı ve peygamber gibi unsurlar eklemiş, onu "paganların en iyisi" olarak tanımlamıştır.
    1:05:01Epikuros ve Batı Avrupa
    • Yahudilik geleneğinde Epikuros'un tanrıları "apioros epikür" olarak adlandırılır, yani dünya ile ilgilenmeyen, yargılamayan ve dünyayı yaratmamış tanrılar.
    • Batı Avrupa'da modernitenin kökeni vardır ve burada Aristoteles ve Platon unutulmuş, İslam üzerinden gelen bir hikaye vardır.
    1:06:49Tarih ve Felsefe Tarihi Hakkında Düşünceler
    • Felsefe ve Osmanlı tarihinde psikolojik motivasyonlar çok önemlidir, ancak bu motivasyonları disipline etmek gerekir.
    • Sidik yarışı, kendini kanıtlama ve meşrulaştırma gibi motivasyonlarla tarihe bakıldığında tarih sıkıcı olur.
    • Felsefe tarihi, bizi sorguladığı zaman güzel olur; ne kabul ne değerlendirme ve sorgulama yapar.
    1:07:42El Yazmalarının Yayılımı
    • Platon'un fikirleri Atina'dan İskenderiye'ye, oradan Roma'ya Akdeniz boyunca zigzag şeklinde yayılmıştır.
    • Helenistik dönemde ve sonrasında Roma çok güçlü bir merkez olmuştur.
    • Akademi kapandığında el yazmaları Atina'dan Harran'a, oradan Bağdat'a, Bağdat'tan Toledo'ya (İspanya) ulaşmıştır.
    1:08:53Yunan Düşüncesi ve Arap Kültürü
    • Dimitri Gutas'ın kitabında Yunan düşüncesi ve Arap kültürü arasındaki ilişki ele alınmaktadır.
    • Bu bağlamda Yunan düşüncesi ve Arap kültürü arasındaki ilişki okunabilir.
    1:09:10Batı Avrupa'da Yunanca'nın Kayboluşu
    • Batı Avrupa yüzyıllarca Yunancayı unutmuş, ellerinde sadece kıytırık bir Platon kalmıştır.
    • Roma döneminde de Yunanca biraz kaybolmuş, Platon'un Timaos'u kısacık bir şekilde çevrilmiş ve kullanılmıştır.
    • Avrupa altıyüz yıl boyunca Konstantinopolis'ten dördüncü Haçlı seferinde (1265) el yazmaları gelmiştir.
    1:09:48Platon'un Etkisi ve Kaynakların Kayboluşu
    • İstanbul'un fethinden önce Gemi Tos Platon adında bir adam Floransa ve Ferrara'ya Konstantinopolis'ten el yazmaları getirmiştir.
    • Konstantinopolis'ten gelen el yazmaları, Avrupa'da hümanizma ilgisinin bir ikiyüz yıl önce getirsen bile alacak adam bulamayacak kadar değerlidir.
    • Senagast'in içinde çok daha kapsamlı ve antik kültüre hakim bir metin bulunurken, Batı'da bu bilgi birkaç yüzyıl içinde kaybolmuştur.
    1:10:54Felsefi Görüşlerin Yayılması
    • Dilden dile, dinden dine fikirlerin yayılması önemli bir meseledir ve bu görüşlerin nereye kadar gittiği önemlidir.
    • Felsefe tarihi, Hindistan'dan Hintli askerlerin Pers İmparatorluğu'nda paralı asker olarak gelmesiyle birlikte bazı Budist doktrinlerin gelip Platon'u etkilemiş olup olmadığı sorusunu sormaktadır.
    • Platon'un Timaos'unda bazı belli odak noktaları bulunmakta ve bu çakra fikrine benzer bir yapıya sahiptir.
    1:12:22Felsefi Görüşlerin Aktarımı
    • Felsefi görüşlerin yayılması için sadece el yazması değil, tüccarlar ve diğer kişiler aracılığıyla da bilgi aktarılabilir.
    • AI teknolojisi, papirüsleri okutarak ve harf köşelerini tartarak metinleri analiz etmekte ve bu sayede Platon'un eserlerini tespit etmektedir.
    • El yazması bulamazsak, benzer görüşler üzerinden karşılaştırma yaparak da bilgi edinilebilir.
    1:14:11Dolaylı ve Dolaysız Gelenek
    • "Tradisyon"un eski anlamı anane anlamında gelenek değil, dolaylı gelenektir.
    • Dördüncü yüzyılda bir Platon-Aristoteles şarihi, metnin ilk cümlelerini açıklayarak eski Yunanca metnin ne olduğunu çıkarmamızı sağlar.
    • El yazmalarında "Sokrates oturdu" ve "İsrates oturdu" gibi farklı yazımlar bulunabilir, daha zor okunan (defi) yazım daha değerlidir.
    1:16:32Felsefi Görüşlerin Yaygınlaşması
    • Muğla'da Oan Dalı Diogenes adında bir adam, dağın tepesinde Epikuros'un doktrinlerini duvarlara yazdırmıştır.
    • Son yirmi-otuz yılda bu tür felsefi çalışmaların çok güzel çalışılmaya başlandığı ve dünya genelinde çalışıldığı belirtilmektedir.
    • Felsefenin kocaman duvarlara yazılması gibi durumlar, felsefi görüşlerin yaygınlaşması için önemli bir kaynak olabilir.
    1:18:11Felsefe Tarihçiliğinin Zorlukları
    • Program, Aristo ve Platon hakkında genel bilgiler vermiş ve bazı soruları ileride başka programlarda ele almayı planlamıştır.
    • Felsefe tarihçisi olarak, normal tarihçinin metodolojisine ek olarak felsefe bilgisi de gereklidir.
    • Program, izleyicileri 1500-1919 yılları arasında gezdirmiş ve ilk materyalleri göstermiştir.
    1:18:47Tarih ve Felsefe Araştırmalarının Zorlukları
    • Tarihçi olarak hiç papirüs okumamış olan konuşmacı, geriye gittikçe araştırmaların bazen kolaylaştığını, bazen zorlaştığını belirtmiştir.
    • Metin üzerinde çalışırken, çok az metin üzerinde çalışmak ve oradan bilgi bulmak zorlaşmaktadır.
    • Ana kaynakları okumak uzmanlık gerektiren bir iş olup, herkes bu alanda uzman olamaz.
    1:20:11Platon'un Devleti'nin Çevirileri
    • Konuşmacı, Platon'un Devleti'nin çevirisini yapmak istediğini belirtmiştir.
    • 1940'larda Alman filolog Georg Rode, Nazi'lerden kaçarak Atatürk'ün davetiyle Türkiye'ye gelmiş ve klasik filolojiyi kurmuştur.
    • Rode, Platon'un Devleti'nin ilk dört kitabını Azra Erhat gibi filologlara çevirmiş, ancak sonraki kitaplar Fransızcasından ve İngilizcesinden çevrilmiştir.
    1:22:11Hüseyin Demirhan'ın Çevirisi ve Yeni Çeviri Projesi
    • 1974'te Hüseyin Demirhan, Platon'un Devleti'nin baştan sona çevirisini yapmış ve bu çevirinin değerini konuşmacı daha sonra fark etmiştir.
    • Konuşmacı, Platon'un Devleti'nin adalet hakkında düşünmesini sağladığı için ve adaletsizliklerle başa çıkmak için güçlü bir hobi olarak çevirmeyi tercih etmiştir.
    • Yeni çeviri projesi daha dipnotlu ve güncel grafikten hareketle hazırlanacak, ancak Cumhuriyet'in kazanımlarına dönüp bakmak gerektiğini vurgulamıştır.
    1:23:58Programın Kapanışı
    • Program, paleografik detayları gösteren güzel bir program olarak değerlendirilmiştir.
    • Konuşmacının kitabı bir sonraki sene çıkacak ve okurlara hak ettikleri bir çeviri sunulacaktır.
    • Program, Siemens'in tam otomatik kahve makineleri ile sunulmuştur.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor