Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir akademik ders formatında Platon'un "Kratilos" (Cratylus) diyalogunu detaylı şekilde ele alan bir eğitim içeriğidir. Konuşmacı, Platon'un dil felsefesini ve adların doğası hakkındaki görüşlerini anlatmaktadır.
- Ders, Platon'un adlandırma sürecini, adların gizli güçlerini (dinamis) ve harflerin semantik değerlerini incelemektedir. Video, "nomotetes" (ad yasa koyucu) kavramından başlayarak, adların doğası, etimoloji ve semantik yapısı üzerine Platon'un düşüncelerini adım adım açıklamaktadır. Ayrıca, Platon'un ahlak ve siyaset felsefesinin dilin özsel temele oturmasıyla mümkün olduğu vurgulanmaktadır.
- Ders içeriğinde Platon'un "mükemmel dil" kavramı, anamnesis (hatırlama) fikri ve taklit kuramı gibi temel felsefi kavramlar ele alınmaktadır. Konuşmacı, Platon'un düşüncelerini Aristoteles ve diğer felsefi akımlarla karşılaştırarak, Platon'un dil anlayışının ahlak ve siyasetle olan derin ilişkisini vurgulamaktadır. Video, "tahkim edilmiş bir dil olmadan tahkim edilmiş bir ahlak ve siyaset kurmanın mümkün olmadığını" ifade ederek sona ermektedir.
- 00:08Cratos Metninin Yapısal İncelemesi
- Cratos metni yorumlayanlar tarafından üç ana kısıma bölünmüştür: semantik etimolojinin örneklerine başlamadan önceki tartışma, semantik etimolojinin örneklerinin tartışıldığı uzun kısım ve taklit kullanımı üzerinden meselenin aporia'ya (adlara güven olmaz) getirildiği kısım.
- Önceki haftalarda giriş, şiirle ilgili konu ve Cratilos'un temel kavramsal dinamiği ele alınmış, üçüncü haftada ise semantik etimolojinin örneklerine girmeden önceki kısım incelenmiştir.
- 01:36Nomotetes Kavramı
- Nomotetes, "ad yasa koyucu" anlamına gelen bir kavramdır ve Yunanca'da "nomos" (yasa, adet) ve "tets" (abone olmak) köklerinden oluşur.
- Adlandırma sadece bir nesneyi bir adla çağırmaktan ötesidir; adın tedavüle sokulması ve kullanımının belirlenmesi de gerekir.
- Tedavüle girmeyen kelimeler gerçek adlandırma olarak kabul edilemez, kullanım olmadan sadece bir buluş olarak kalırlar.
- 05:55Adlandırma ve Tekne Kavramı
- Platon, nomotetes'in başka bir karşılığı olarak "onoma turgos" (adların ehli) kavramını kullanır.
- Tekne (zanaat/sanat) kavramı, Yunanca'da sanat ve zanaatın birbirinden ayrılmadığı bir terimdir.
- Hakiki bir teknenin üç temel özelliği vardır: bir konusu olması (periti), belirli bir etkinliğe yönelik olması ve kesin bilgiye (episteme) dayanması.
- 10:51Teknenin Özellikleri
- Teknenin hakikatı, bilgi seviyesine göre bir hiyerarşi içinde yer alır; bilginin düzeyi yükseldikçe teknenin hakikati de yükselir.
- Hakiki teknenin öğretilebilir ve öğrenilebilir olması gerekir.
- Hakiki tekne, geçici heveslere dayanmayan, kalıcı ve insan yararına neden olacak bir ürün ortaya çıkaran bir şey olmalıdır.
- 13:05Kesin Bilginin Kaynağı
- Kesin bilgiyi nereden elde edeceğimiz sorusu, Platon-Kratilos tartışmasının merkezinde yer alır.
- Kesin bilginin doğaya dayanıp dayanmadığı, belirli bir ulaşım yoluyla edinilip edinilmediği tartışılır.
- Doğaya dayanan bir bilgiye sahipsek, nesnenin doğasına dayanarak adlandırma edimi gerçekleştirebiliriz, aksi takdirde sistem ters ters yüz olur.
- 14:16Dilin Oluşumu ve Adlandırma
- Aristoteles'e göre adlar zihnimizdeki izlenimler ve var olan arasındaki ilişkiye verdiğimiz ulaşımsal kelimelerdir.
- Hermogenes'e göre adlar nomos (yasa) ve etos (adet)imize dayanır, bu görüş Ariel'in de savunduğu tezdir.
- Semantik etimoloji yaparak herhangi bir kelimede hakikat aramak istiyorsak, bu hakikatin mutlaka bir doğayla ilişkisi olması gerekir.
- 15:37Adların Özü ve Doğası
- Adlarda sabit olan bir öz olması gerekir, bu özün tekabül ettiği de bir doğa olmak zorundadır.
- Platon'un idealar kuramı çerçevesinde, var olanlar üst dil iddialar sayesinde ortaya çıkarken, bizim koyduğumuz sesletilebilir kelimeler aslında var olanın doğası ortaya çıktıktan sonra ortaya çıkan şeylerdir.
- Eğer adet ve geleneğe dayanarak bir araya gelip "ma" mı "masa" mı diyelim diye uzlaşmamız varsa, bu toplumsal bir uyuşmazlık formudur.
- 19:09Kratilos'un Görüşü
- Kratilos'a göre her bir harfe yüklenen semantik değer yüzünden şeylerin adları belirlenir.
- Kratilos, akan şeylere "ro" harfi ile isimler verildiğini, sert şeylere ise "k" harfiyle isimler verildiğini savunur.
- Platon'un Kratilos'ta savunduğu doğal görüşe göre, adların doğaya dayanması gerekir, aksi takdirde adın içinde yakalanabilir bir şey bulunamaz.
- 20:38Dilin Önemi ve Platon'un Amacı
- Platon dille bir şeyleri öğretmek istiyor, özellikle Sokrates'in savunduğu erdemleri (arete) öğretmek istiyor.
- Sokrates'e göre insanlar bilselerdi yanlış yapmazlardı, bilmedikleri için yanlış yapıyorlar.
- Platon'un ahlakının, siyasetinin ve diyalektiğinin ortaya çıkabilmesi için dilin belirli bir özsel temele oturması gerekir.
- 23:01Adların Özü ve Dinamis
- Adların sabit özü olması gerekir, bu öz adın gizli gücüdür.
- Harflerin adları, başka harfler ekleyerek oluşturulur, örneğin "b" harfine "a" eklenerek "ba" adı verilir.
- Bir adın gücü, onun gizli gücü (dinamis)dir, bu Yunancada "güç" anlamına gelir.
- 24:46Adın Gücü ve Doğası
- Bir adın içine yerleştirilen güç, o şeyin doğasıyla irtibatı olan bir nelik olmalıdır.
- Adın gücünü doğru bir şekilde yerleştirdiğinizde, harflerini değiştirseniz bile o gücü tanırsınız.
- Bir kişinin görünümünü değiştirse bile, yürüyüşünden tanıdığınız gibi, adın içine yerleştirilen güç de değiştirilmez.
- 27:05Harflerin Gizli Güçleri
- Platon'un çıkarımı, ses unsurlarının tekabül ettiği dinamis formları olduğunu ve her harfin belirli bir dinamis formu olduğunu göstermektedir.
- 16. yüzyılda önemli bir Fransız ekolü, harflerin tekabül ettiği gizli güçleri bulup mükemmel bir dil yaratabilir mi diye sorgulamıştır.
- Eğer harflerin sabit gizli güçleri varsa, bu güçlerden yan yana getirerek oluşan ilişkiler ağından belirli bir varlığın gücünü verebilirsiniz.
- 28:51Büyü ve Episteme
- Bu kavramın eski dildeki adı büyüdür ve Platon bu büyü geleneğinin içinden çıkan bir şeyi episteme (bilgi) formuna dönüştürmeye çalışıyor.
- Platon, harflerin doğası ve adların gücü konusunda bir bilgi formu oluşturmayı hedeflemektedir.
- Platon, kraldan doğan kral olur, iyiden doğan iyi gibi bir muhakeme yürütüyor ve her bir cinsten doğanın o cinsten olacağını belirtiyor.
- 31:11Platon'un Semantik Etimolojisi
- Platon, belirli bir konsolantın dinamisi varsa, hecesel bir çeşitleme yapmanın ne kazandıracağını soruyor.
- Farklı görünen hecelerin aslında aynı gizli gücün farklı vecheleri olabileceği iddiasını savunuyor.
- Platon'a göre, r ile başlayan kelimeler akıcı, k ile başlayanlar serttir ve bu kurallara uymayan kelimeler yanlış veya yabancı kelimelerdir.
- 33:30Adın İki Boyutu ve Eleştiri
- Ad, görünen bir kısmı ve arkasında yatan dinamisi olan bir fenomen olarak görülür.
- Yasa koyucu bir diyalektikçi, adın görünen kısmı ile dinamisi arasındaki ilişkiyi soru ve cevap yoluyla keşfedebilir.
- Platon'un semantik etimolojisinde baştan sona yaptığı şey, adların yanlışlarını eleştirmektir.
- 37:22Adların Dinamisi ve Bağlam
- Hekimler, ilaçların renk ve kokularının farklı olmasına rağmen, gizli güçlerini dikkate alarak onları ayırt edebilirler; tıpkı bir hekimin tuz ve kokaini ayırt edebilmesi gibi.
- Sesteş kelimeler (fenomenal olarak aynı şekilde gözükmesi gereken kelimeler) gibi, "bios" kelimesi yaşam veya yay anlamına gelebilir; hangi anlamı taşıdığını bağlamdan anlarız.
- Hekim, ilaçların etkilerinden (gizli güçlerinden) anladığı için, aynı renk ve dokuya sahip olsa da hangisinin kokain olduğunu biliyor.
- 39:24Adların Etkileri ve Dinamisi
- Adlara ilişkin bilgi sahibi olan kişi, rengi ve tekstürü değil, gizli gücü (etkinliği, praksisi) dikkate alır.
- Bir şeyin edimi (taksis), var olanların bir formudur ve bize onunla ilgili form bilgisi verir.
- Bir şeyin edimi sadece o şeyin doğası tarafından değil, onu kimin kullandığı da belirler; örneğin bıçak ekmek kesmek için, et kesmek için veya adam öldürmek için kullanılabilir.
- 41:35Dilin Dinamisi ve Ahlak
- Adların dinamisi sabitse, onları nasıl kullanacağımızı da belirler.
- Platon'un gıcık olduğu meslekler şairlik ve sofilik (zihinsel insanlar) çöpe gider çünkü dilin nasıl kullanılacağını sadece adların kendisi belirler.
- Eğer var olanın kendisiyle birlikte bir dinamis varsa, bu ahlak belirler; örneğin "bu bıçakla adam öldürülmez" çünkü bıçağın doğasında yok.
- 43:21Dilin Öğrenilmesi ve Nesnenin Doğası
- Platon, böyle bir dilin olmadığını veya en azından öğretilebilir olmadığını biliyor.
- Nesnenin doğasını değiştiremezsiniz, sadece fenomenini değiştirebilirsiniz; örneğin domatesin tohumunu değiştirerek fenomenini değiştirebilirsiniz ama domatesliği melezleştirebilirsiniz sadece.
- Platon diyaloglarında, "dindarlık nedir?" sorusu sadece kelimenin kendisi değil, içindeki dinamisi aramak için sorulur.
- 46:51Platon'un Praksis Anlayışı
- Platon'a göre praksis (var olanın özü) mutlak anlamda değişmez, çünkü şeylerin formu gözüyle bakılır.
- Praksis değiştirilemez, şeyler kendi praksisleriyle ortaya çıkar ve olduğu gibi kalırlar.
- Praksis melezlemeleri yapılabilir (örneğin demir ve bakır karıştırılarak çelik yapma), ancak demirin kendi praksisi değişmez.
- 48:40Dinamis ve Güç Kavramı
- Özlerin özsel yapıları ve praksisleri değişmez, aksi takdirde dinamisler (güçler) de değişirdi ve sistem okunabilir bir halden çıkardı.
- Platon'un terminolojisinde "dinamis" kavramı "güç" olarak çevrilebilir, ancak bu kavram aristotelesçi bir terim olarak kullanıldığında sorunlar yaratabilir.
- Adın gücü ancak incelemeyle ortaya çıkar ve diyalektikçiye verilmiş bir şeydir; bir şeyin dinamisini görmek için deneyim yaşatmak gerekir.
- 51:28Platon'un Sisteminin Temeli
- Platon'un sistemi, dinamisin (güçün) manipüle edilebilir olmadığı varsayımına dayanır, aksi takdirde sistemi inşa edemezdi.
- Platon, Herakleitosçuların akışla ilgili görüşlerine karşı çıkarak doğanın sabit olduğunu savunur.
- Platon'un kurduğu ontolojik yapı ve üzerine kurduğu siyaset için bazı şeylerin sabit olması gerekir.
- 53:36Kratilos'ta Adların Sıralaması
- Kratilos'ta adlar silsile-i meratib (hiyerarşi) içinde tartışılır: önce kahramanların adları, sonra tanrılar, daha sonra kavrayışlar ve konseptler.
- Bu diziliş, Devlet diyaloğundaki bölünmüş çizgi anolojisine benzer şekilde yukarı doğru ilerler.
- Adların tartışılması en sonunda harflerin adlarına kadar gelir, bu da soyutlama öyle bir düzeye geçer ki harflerin kendi adları incelenir.
- 56:13Logos ve Doğruluk Anlayışı
- Kratilos'ta logos (sözcük) tartışmaya alınır ve eğer logosun kendisi doğruysa, parçaları (adlar, kelimeler, harfler) da doğru olmalıdır.
- Platon bu sistematiği tamamen geometrik bir aksiyon biçiminde kurar; geometrik bir cismin doğru olması için her bir parçasının da doğru olması gerekir.
- Aristoteles, doğrulukun önermeden gelmesi gerektiğini savunarak Platon'un bu anlayışına itiraz eder.
- 59:00Doğruluk ve Dil Anlayışı
- Platon'un hakikat anlayışında, şeyler ve o şeylere tekabül eden isimlerde bir doğruluk yakalanabilir mi sorusu vardır.
- Doğruluk iki şekilde ifade edilir: ortotes (geometrik bir doğruluk) ve altaya (bilgisel doğruluk).
- Platon, herhangi bir dilin mükemmel olamayacağına dair farkındadır.
- 1:01:54Dil ve Şeyler Arasındaki İlişki
- Platona göre apolyo kısmında adlara değil, şeylere yönelmek gerekir çünkü onoma (ad) bir dilin içindeki unsurlar bize gerçekten şeylerle ilgili bilgi vermez.
- Şeylerin doğası ile ilgili bilgiyi bize veren şey dil değil, bir şeylerin kendisidir.
- Dilsiz şeylere yönelmek mümkün olabilir, bu yeni platonculuktaki tefekkür anlayışına götürür ve salt tefekkürle var olana var olanı düşünmek anlamına gelir.
- 1:04:27Adların Doğası ve Ayrım
- Sokrates'e göre ad bilgi verici bir alet ve özün bir ayırıcısıdır, tıpkı dokunmuş kumaş için mekik gibi.
- Biz adlarla ayırıyoruz (sandalye, masa, halı gibi), ancak bire odaklanan adam ayırmaz çünkü onun için her şey bir.
- Yeni platoncu yorumuna göre, şeylere yönelirseniz, şeylerin ayrımlarının dilin yarattığı bir yapaylıktan ibaret olduğunu görürsünüz.
- 1:06:37Adların Bilgi Verici Yeteneği
- Aristoteles'e göre ad bir kullanılabilir alet olarak ortaya çıkmaz, bir ulaşımla ortaya çıkar, ancak Platon'a göre ad kullanılabilir bir alet olarak ortaya çıkar.
- Ad bilgi verici bir alet olduğunda, bize dokunanın doğasının bilgisini verir; örneğin mekik kumaşın nasıl dokunacağının bilgisini verir.
- Kumaş Platon'a göre logosun kendisidir, dil alanıdır ve diyalektikçi onu inşa edicidir.
- 1:09:19Bilgiye Erişim ve Şeylere Yönelmek
- Bilgiyi mekikten, kumaştan veya iplikten değil, şeylerin kendisinden elde etmek gerekir.
- Adları bırakıp şeylere yönelirseniz, diyalektik de kalmaz çünkü diyalektik adlarla olur.
- Platon'un bu düşüncesi iki farklı yola çıkar: mistik bir kanat (yeni platoncular) ve Aristoteles'in tek tek şeylere yönelme yaklaşımı.
- 1:14:00Platon'un Etimolojik Yaklaşımı
- Platon'un doğalcı bir yaklaşımla sunduğu etimolojide adım adım aşamalar vardır: doğru logosu yakalamak için adın doğru unsurlarını yakalamak gerekir.
- Adların dinamisleri varsa, bunu diyalektikçi soru sormakla çözer ve onu oradan çıkartır.
- Adların fenomenal yapısı (harfler ve heceler) ile dinamisi simetrik olmalıdır, aksi takdirde bozulma vardır ve bu bozulma adet ve alışkanlıklarımızdan gelir.
- 1:17:01Platon'un Eleştirisi
- Platon'un en önemli sıkıntılarından biri, Atina'daki yaşamın doğru dürüst yürümemesidir.
- Doğru dürüst yaşamayan bu yaşam yüzünden dilimiz de doğru dürüst değil, bozulmuştur.
- Bu eleştiri klasik bir kapalı toplum modeli savunucusu olarak tanıdık gelir: ahlak bozuldu, dilimiz bozuldu.
- 1:17:59Platon'un Dil Felsefesi
- Platon'a göre bozulmuş dili asılına rücu ettirerek düzeltmek mümkündür.
- Platon'un iddiasına göre asıl adlandırma ve asıl doğa var, bu doğa sayesinde iletişimimizi daha iyi hale getirebiliriz.
- Semantik etimolojilerde karşımıza çıkan "biz buna böyle diyoruz ama eskiler böyle dememiştir" ifadesi, ilk adlandırıcının koyduğu adları vurgular.
- 1:19:10Altın Çağ ve Mükemmel Dil
- Hesiodos'un çağlar mitosuna benzer şekilde Platon'a göre altın çağa mükemmel bir dil vardı.
- Bu mükemmel dilde ağzımdan çıkan kelime kafamdaki düşüncenin aynıyla karşı tarafın kafasına giriyordu, yani telepatiye benzer bir iletişim vardı.
- Bu mükemmel dilde anlaşmazlık olmazdı çünkü hukuksal ve ictihad problemleri yorum farklılıkları nedeniyle ortaya çıkardı.
- 1:20:14Bilgi ve Dil İlişkisi
- Sokrates'in iddiasına göre bilen kişi yanlış yapmaz, yanlış yapan kişi bilmediği için yanlış yapar.
- Mükemmel bir dil yapısına sahip olan kişi yanlış anlaşılma dinamiğine sahip değildir, bu nedenle öğrettiği her şeyi olduğu gibi öğrenir ve yaşar.
- Platon'a göre füsisle doğru dürüst bağlantımız yok çünkü füssin dinamisini bilmiyoruz, unutmuşuz ve anamnesis (hatırlama) sayesinde tamamlayabiliriz.
- 1:22:02Taklit Kuramı
- Platon'un Devlet diyaloğunda tartıştığı taklit kuramına göre şairler ve ressamlar sadece fenomenal özleri taklit ederler.
- Gerçek özleri göremedikleri için taklitin taklidi olan ürünler verebiliyorlar.
- Platon'un taklitle işleyen sistemde, öz görülebilseydi teknelerin hiçbirine gerek kalmazdı ve filozof sadece oturup düşünür, hiçbir faaliyete gerek duymazdı.
- 1:24:19Dil, Ahlak ve Siyaset İlişkisi
- Platon'un dil kurgusu sadece bir dil hevesi değil, felsefesini, devletini ve ahlakını kurması için bir ihtiyaçtır.
- Tahkim edilmiş bir dil olmadan tahkim edilmiş bir ahlak kurulamaz, gelişmiş bir dil olmadan belirli bir ahlak ve siyaset oturtulamaz.
- Doğru dürüst siyaset doğru dürüst dilden çıkar çünkü siyaset dille yapılır, ahlak dilden çıkar.